14 Mart 2009 Cumartesi

mustafa denizli şampiyon yap bizi


26. haftaya 2 lig maçi kaldiği bu gece,Beşiktaş, Gençlerbirliği'ni 3 sifirla geçerek zirvenin 1 puan gerisinde ikinci durumda.
Bu durumu daha ilginc yapan ise ,haftaya siyahbeyazli takimin Sivas deplasmanında liderle oynayacak olmasi.Kazanmasi durumunda büyük kahin(!) Mustafa Denizli'nin takimi lider olucak ve tahminlerden de erken lider olucak. Babasinin parasiyla Football Manager oynayan Yildirim Demirören ,belkide yönetimi boyunca ilk kez doğru bir hamle yaparak,Beşiktaş'i yillar sonra şampiyonluk yarişinin en güçlü adayi yapti.Gerçi Ertuğrul Sağlam'a yapilan büyük ayibi unutmamakla birlikte,Mustafa Denizli Turkcell süper ligde en başarili hoca görüntüsünde. 3lü defans bloğundan (son mohikan) dünya sistemi 4 lü defansa dönmesiyle takim cok büyük bir ivme kazandi.Ayrica şampiyonluk yolundaki takimlarin güzel futbol kadar ihtiyaci bulunan şampiyonluk bali da Beşiktaş'in yanında. Futbol dışı maceralari bir kenara birakirsak,Beşiktaş şampiyonluk yarişindaki tüm takimlar içinde,en cesur ve şampiyon bir takima yarişir şekilde top oynuyor.Hucum hatti zenginliğini sahaya en verimli yansitan takim da Beşiktaş. Futbolculari biresyel olaraklar değerlendirdiğimizde bence Fenerbahçe ve Galatasaray daha iyi futbolculara sahip. (Alex-Semih-Uğur Boral-Deivid _nerde o eski Deivid- Baros-Lincoln-Arda- Kewell) Belki hocalara ya da taraftarlara sorsak Galatasaray ve Fenerbahçeliler Beşiktaş'in mevcut kadrosundan bir yada iki futbolcuyu kendi kadrolarinda görmek ister yada istemez,ama elindeki takimi sahaya en cesur ve en yürekli çikartan hoca Mustafa Denizli.(Bu kısaylamaya Bülent Korkmaz'i dahil etmenin erken olduğunu düşünüyorum.)Fenerbahçe dün kendi evinde ligin alt siralardaki ekibi Kocaelispor karşisinda ilk golü bulduktan sonra, 1sıfırı korumaya oynadi. Ama eğer sen Fenerbahçeysen bunu düşünme hakkin bile olmamali. En çok formayi alan ,stadi dolduran bu taraftara saygisizliktan ve tonton dedenin nasil büyük bir camianin başinda olduğunu anlayamamasindan kaynaklaniyor.
Beşiktaşa dönmek gerekirse ,Fabian Ernst'in takima gelmesi ve defans bloğunun ilk yariya göre daha az hatali ve daha güven veren bir futbol oynamasiyla takimin ileri uc oyunculari daha rahat hucumu düşünüyorlar. Heleki bu geceki Genclerbirliği gibi,futbolu çirkinleştirmeyen bir takimda varsa karşilarinda oyunu hazirlik paslariyla öldürmeden bir an önce rakip kaleye ulaşabiliyor Beşiktaş. Mustafa Denizli'nin diğer önemli bir artisi da bence aklinda ve cebinde sürekli planlarin olmasi. Bazi hocalar gibi sağ acik çikartip sağ açik almiyor oyuna ve oyunun gidişatinada elinden geldiği ve takimin kadrosu müsade ettiği sürece
müdahalede bulunuyor. Tello ise gördüğümüz üzere bu takimin saha içindeki gerçek beyni. Gerek Yusuf gerekse Delgado oyuna Tello'nun yaptiği katkinin yarisini yapamiyorlar.Özellikle 3. goldeki Holosko'ya attiği pas ,futbolun en basit doğrusunun uygulanmasi oldu. şimdi futbolu takim tutmanin ötesinde güzel bir oyun olduğundan seven ben,haftaya izleyeceğim Sivas deplasmanını sabirsizlikla bekliyorum. Geçmiş yillarda yüzde ellibir ve içimizdeki İrlandalilar söylemlerini basin dünyamiza hediye eden Mustafa Denizli "Nostradamus" olup,Türkiye'de üç takimi şampiyon yapan bir futbol yildizi olabilcek mi?


Not: Yillardir futbol izleyen ve gerek görsel medyayi gerekse yazili basini yakindan takip eden birisi olarak,futbolu yorumlayan kişilerin maçlari ve takimlari sonuca göre yorumlayan ve eleştiren insanlara "kıl" oluyorum. Bu yüzden elimden geldiğince beklenilen 11 leri ve skor tahminlerini buradan yapmaya calışacağım.Yarin bence Bülent Korkmaz için çok önemli bir sınav. Sonuç ne olursa olsun benim için en önemli işaret Galatasaray'in sahaya çikicak defans 4lüsü ile ilgili. Eğer yarin ilk 11 de bu maçi kazanmak adina Emre Aşik olacaksa,Bülent Korkmaz bence ilk eksiyi alacak. Ama yok eğer Hamburg maçini düşünerek takimin defans 4lüsünü o maçin 4lüsü olarak sahaya sürerse ilk ciddi sınavından başariyla cikmiş olacak. Maçin neticesi futbolun doğrulari düşünüldüğünde ibre Trabzon'dan yana. Ama hiç kimse derbi maçlarinin sonucunu önceden kestiremez.
İnşallah güzel bir futbol izleriz. Nacizana fikirlerimi okuduğunuz için teşekkürler.

Maradona

13 Mart 2009 Cuma

2009 MODEL FENER

Fenerbahçe futbol takımının başında 2008 yazından beri Aragones bulunmakta.Aragones, ya yaşının verdiği emeklilik duygusuyla ya da yılların verdiği yorgunluk dolayısıyla takımını kendisi gibi oynatmak istiyor yaklaşık bir senedir.

Bu akşam Fenerbahçe'nin rakibi ligin 17incisi Kocaelispordu ve ister inanın ister inanmayın Fenerbahçe bu takımın karşısına sadece 2 hücumcu ile çıktı.Bunlardan biri Semih Şentürk ve diğeri de hücuma yönelik orta saha Alex.Ligin başlarında yapılmış bir Arsenal maçını hatırlarsak , sayın hocamız o maça iki forvet ve bir de arkalarında Alex ile sahaya çıkmıştı.Şimdi ise lig sonuncusuna defansif futbol ziyafeti sunmak istedi sanırım hocamız.

4 sene öncesine kadar Fenerbahçe Kadıköy'de oynadığı lig maçlarına iki forvet çıkardı ve karşı takımı çözemezse bir tane daha hücuma yönelik oyuncu ile devam ederdi oyuna.Bu bahsettiğim takımın bir diğer gol silahı da zaten sol kanatta banko oynayan Tuncay Şanlı'ydı. Stadı dolduran 50 000 kişi de takımından memnun evlerine dönerlerdi.

Bugün ise Aragones 2 hücumcunun yanına daha 20li yaşlarının başında futboldan emekliliğini isteyen ve 3 haftadır kadro dışı kalmış bir oyuncu ile başladı maça.Üstelik takıma yeni transfer olmuş ve git gide formu artan ve daha da önemlisi takımın en aç oyuncusu Gökhan'ı yine yedekte bıraktı bu oyuncu için.

Tüm bunların üstüne bir de Aragones'ten sonra takımdaki en yaşlı eleman da oyuna girince tam bir eziyet oldu sahadaki emekliler lokali şenliği.

Özetle ben Daum'u özledim.Şampiyonluk ümidini özledim.Hücum futbolunu özledim.

Bugün maç sonunda Deniz Barış'ı alkışlamak istemiyorum mücadelesinden dolayı.Mücadele etmeyen bir futbolcu düşünmemeliyim ben zaten.Ben artık maç boyunca şut çeken ve başaramasa da beni tatmin edecek oyuncular görmek istiyorum.Deneyen ve taktik değiştirebilen bir hoca istiyorum.Ligin en son gol kralını yedeklikten sezon ortasında kurtaran ve takımın tek yedek forvetini yedek kulübesinde soğuktan donduran bir anlayış 2009'da yaşamamalıdır.Düz mantık düşünmek isteyen bir futbolsever olarak futbolun gol atmaya dayalı bir oyun olarak kalmasını(en azından lokal maçlarda) ve gol atmayı öğrenip takıma öyle gelen oyuncuları Kadıköy'de görmek istiyorum.


Yani kısaca diyeceğim şudur ki Fenerbahçe'de bazı şeylerin artık korner olması lazım!

Marquinhos

12 Mart 2009 Perşembe

Korner Olması Lazım

Başlıktan da anlaşıldığı üzere ,blogumuz ünlü futbol adamı ve spiker İlker Yasin'in internet ortamında çok ünlü olmuş gafı ışığında açıldı.Vatana millete hayırlı olsun.

Zaten bizce de, artık bu dünyada ve Türkiye'de futbol adına bazı şeylerin ,korner olması lazım!!