25 Nisan 2009 Cumartesi

Yazımsı

Aragones lütfen 34 yaşındaki arkadaşını , şut çekmeyi ,kafa topuna çıkmayı öğrenememiş tek forvetini(ismi lazım değil) ve oyun şablonunu al da git.

Maldonado , lütfen ülkene dön belki orada sana yan pas yapman için para verirler.

Selçuk ve Deniz siz maalesef Fenerbahce'de sadece yedek oyuncu olabilirsiniz.Zaten öyleydiniz.

Sevgili yönetim, lütfen takıma yeni,heyecanlı ve futbolu seven ve bilen ve mümkünse Türk bir hoca getir. Edu sakat, Lugano zaten gidiyor. Lütfen iki sağlam defans oyuncusu alın.Ama bunu yeni hocayla anlaşıp onun isteği doğrultusunda alın.

Uğur Boral ,Vederson,Gökhan Emreciksin,Kazım,Önder,Yasin,Ali Bilgin,Burak Yılmaz siz de maalsef bu takımda ancak ve en fazla yedek oyuncu olmalısınız.

Bu takıma Rıdvan Dilmen'in dediği gibi büyük bir revizyon şart.Ama dediğim gibi yeni bir hocayla anlaşıp onun görüşü ışığında şart. Tamam ben de biliyorum ki yukarıda saydığım bazı oyuncuların ilk 11de oynaması gerektiğini zaman zaman savundum.Ama inanın sadece amacım hocanın yeni bir şey denemesiydi.Deneyince de olmadığını gördüm.

Bu seferki yazımsı için kusurama bakmayın.Futbol adına daha güzel yazılarda buluşmak üzere...

NOT:Ankaragücü'nün insan üstü performansını tebrik ediyorum.Düşmek onlara yakışmaz.En azından büyük taraftarı bunu haketmiyor.

Marquinhos

SİVAS vs TRABZONSPOR



Maça Genel Bakış


Sivasspor: Petkovic, Abdurrahman, Diallo, Bilica, Hayrettin, Musa(Dk. (84 Faruk), İbrahim, Sezer(Dk.79 Kamanan), Murat Erdoğan(66Dk. Muhammed), Tum, Mehmet Yıldız


Trabzonspor: Sylva, Serkan(Dk.50 Tayfun Cora), Song, Egemen, Cale, Hüseyin, Selçuk, Colman, Alanzinho (Dk. 27 Umut Bulut), Yattara, Gökhan



İki takımda sahaya alışılmış onbirlerine yakın kadrolarla çıktı. Belki Sivas'ta Diallo bu sezon daha az şans buldu ama yaşanan sakatlıklar ve cezalardan sonra bu hafta forma şansını o buldu. İki takım da maça çok hızlı başladı. 6. dakikada gelen gole kadar iki takım da birbirini tartmayı düşünmeden ileri futbol oynadılar. Sivas 6. dakikada hızla gelişen atakta Hayrettin'in ortasında topa dokunan Musa ile golü buldu. İlk golden sonra Sivas biraz daha uzun top ile çıkmaya çalışıyordu ki zaten genel olarak maçlarına baktığımızda kısa pasları en az kullanan takım. Trabzonspor serbest vuruş kullanmak için ileri çıkmıştı. Gelen kötü orta sonucu top ileri doğru Mehmet Yıldız'a doğru gönderildi. Mehmet topu rakipten geçiremeyince top Sivas adına taça çıktı. Mehmet Yıldız hızlı ve akıllı bir taç attı ve Murat Erdoğan ile Sezer topu o kadar akıllı kullandılar ki Abdurrahman topu ağlarla ikinci kez buluşturdu. İlk 20 dakika içinde 2 0 geriye düşen Trabzonspor'un hocası Ersun Yanal, 27. dakikada oyundan Alanzinho'yu çıkartıp, Umut'u aldı. Bu değişiklikle Colman hiç beceremediği sol açık görevine atandı. Colman kanat oynadığı zaman takımına çok az katkı sağlayabiliyor. Ersun Yanal bunu bir sezon boyunca görememişcesine inatla onu sol kanatta deniyor. İlk yarının son 15 dakkasında karşılıklı cılız atak denemeleriyle geçti. İlk yarıda Sivas hızlı ve akıllı ataklarla gol buldu, ama özellikle defansta sol bek Hayrettin ve stoper Bilica çok etkili oldu. Gökhan ve Yattara'ya adım attırmadılar. İlk yarı bittip de takımlar soyunma odasına giderken Serkan Balcı sarı kart gördü. Maçın ilk yarı istatisliklerine bakalım biraz da. Sivasspor top ile %38 Trabzonspor ise %62 oranında oynamış. Ama açıkca görülüyor ki Trabzonspor ilk yarıda topa sahip olmasına rağmen Hiçbir şekilde etkili olamadı. Sivas ise az ama öz oynayarak skoru elde etti. Ayrıca Trabzonspor'un ilk yarı bittiğinde kaleyi bulan şutu yoktu. Sivasspor Antalyaspor maçından sonraki yazımda Sivas'ın bu şampiyonluk stresi içerisinde golu erken bulduğu maçlarda daha az sorun yaşayacağını söylemiştim (çok süper bir cümle gibi durmuyor ama bu maçı izleyenler aradaki farkı anlamıştır)
İki takım da maça oyuncu değişikliği yapmadan başladılar. İkinci yarının hemen başında Mehmet Yıldız'ın ustaca asistiyle Hayrettin topu ağlara yolladı. Mehmet Yıldız'ın asisti ve Hayrettin'in şutu çok güzel ama öte yanda Hayrettin'i karşılaması gereken sağ bek Serkan Balcı yerinde olmadığından Hayrettin bomboş kaldı. Aynı şekilde Mehmet Yıldız'ın 50. dakikada kaçırdığı pozisyonun öncesinde de Herve Tum'u karşılaması gereken Serkan gene kayıplardaydı. Bunları gören Ersun Yanal bir oyuncu değişikliği yapıp oyuna Tayfun Cora'yı aldı. 50 ile 65. dakikalar arasında Sivasspor oyunu biraz daha kendi yarı alanında kabullenip gene ve gene uzun topla çıkmaya çalıştı. Buna karşılık ise Trabzonspor zaman zaman Colman ve Yattara ile etkili atak geliştirmeye çalıştılar. Özellikle müdafayı bireysel becerileri ile göbekten delmeye çalıştılar ama günümüz futbolunda o kadar olmaz işler deniyorlar ki bu teşebbüsleri maalesef sonuçsuz kaldı. Yalnız maçın 65. dakikasında etkisizde olsa Yattara bir isabetli şut çekti ve istatisliklerde bu Trabzonspor'un kaleyi bulan ilk şutu olarak yerini aldı.Maçın 66. dakikasında ise Murat Erdoğan yerini Muhammed'e bıraktı. Dakikalar ilerledikçe Sivasspor daha da rahatlıyor ve Trabzonspor'un etkisiz oyunu ekmeklerine yağ sürüyordu. Bülent Uygun 72. dakikada oyuna Kamanan'ı aldı. Maçın bundan sonrası ise Sivas'ın rolanti futbolu devam etti. 85. dakikada Gökhan'ın bu sezonki sayılı çapraz koşularından birini yapması sonuçu Umut pozisyona girer gibi oldu ama çok etkisiz bir vuruş yaptı. Bu dakikadan sonra maçın sonuna kadar çok da yorumlamaya değen bir pozisyon olmadı. Kamanan'ın bir iki pozisyonu ve Abdurrahman'ın direkten dönen şutu dışında bir şey olmadı.


Ersun Yanal
Elinde dar (ilk 11 de oynama ihtimali olan toplam futbolcu sayısı pozitif bakarsak 14) ve yeni birleşmiş bir takım olduğunu ve bu yeni takımdan şampiyonluk beklenmemesi gerektiğini savunuyorum hep. Ama bütün bunlar Ersun Yanal'ın teknik adam olarak bu kadar çok hata yapmasının mazareti olmamalı bence. Sezonun neredeyse 24,25 maçını tek kanat Yattara ile oynadın. Onların da bir çoğunda Yattara türlü sebeplerle sahada gezinmeyi tercih edince takım bu hale geldi. Ligin başından beri bütün maçları kaçırmadan izledim neredeyse. Zamanın da Isaac yerine Barış Memiş'te ısrar etseydi belki şimdi fazladan bir seçeneği olcaktı takımda oynatacağı. Ayrıca bugünkü maçtaki Alanzinho Umut değişikliği işin kolayına kaçmaktı. 3 göbek oyuncusu Selcuk Colman ve Hüseyin'den birisini çıkarmaya cesaret edemediği için takımı gene tek kanada mahkum etti. Gerçekten bu üç oyuncu da takım için farklı farklı faydalı olsalar da ,zaman zaman cesur olmak gerekiyor futbolda. Ayrıca Gökhan ve Umut arasındaki uyumsuzlu ise Ersun Yanal'ın bir diğer hatası bütün sezondur süre gelen. 29 lig maçı yapan iki futbolcunun birbirini tanımaması ya da alışamaması o futbolcuların kadar hocanın da suçudur. Bu anlattıklarım sezon genelinde yapılan yanlışların bu maça en bariz yansıdığı dakikalardı. Trabzonspor buradan büyük bir düşüş de yaşayabilir ,ve uefa şansını bile yitirebilir. Tabi Bursa'nın da çok ciddi bir seri yapması lazım.



Bülent Uygun ve Sivaspor


İki takım arasındaki en büyük fark maçtan önce Trabzonspor kendi sahasında maç önü son takım konuşmasını yaparken sadece ilk 11 vardı,ama Sivas takımı o anda hem ilk 11 hemde yedek oyuncular vardı. Sanırım takım olanla takım olamayanın farkı burada ortaya çıktı.
Onlar için söylencek çok şey var. Şampiyon olmasını beklemeden ilk söylenecek şey ,onları tebrik etmek ve bu heyecan için teşekkür etmek. Maça gelirsek ise ,Sivas'ın ilk göze batan özelliği fizik gücü. Defansıntan forvetine kadar herkes çok kuvetli. Ayrıca bütün sezon boyunca en önemli şey bence az sakatlık yaşaması ve ilk 11'in neredeyse her maç aynı olması. Bu maçta ayrıca Mehmet Yıldız'a iki cümle kurmak lazım. Haftalardır onu eleştirenlere en güzel cevabı sahada verdi. Rakip takımı öyle bir parçaladı ki hayran kalmamak elde değil. Takım'ın bütün oyuncuları bu maçta çok iyiydi. Bülent hoca da maç 3 0 olmasına rağmen, 3 oyuncu değişikliği yaparak yedek oyuncuları da sürekli hazır tutuyor. 2 senedir gayet istikrarlı gidiyor bu takım. Ama şunu da söylemek lazım. Sivas'a karşı genelde diğer anadolu takımları kapalı futbol oynuyor. Bugün Trabzonspor açık bir futbol oynamaya çalıştı ama bunu başaramadı ve geniş alanlar bıraktı Sivas'a. Yolları açık olsun, kazansınlar kaybetsinler ,şampiyon olsunlar olmasınlar onlar son 2 senenin her alanda en çok doğruyu yapan takımı.


Maradona

Makina vs Hurda

Sivasspor Trabzonspor maçı özellikle Sivasspor açısından beklentimin çok üstünde bir karşılaşma oldu.Kağıt üstünde baktığımda belki Trabzon'un bireysel yetenekleri yüksek olan daha çok adamı var ama Sivas'ta da artık oturmuş bir sistem var ve bu maçta da gördük ki bu sistem makine gibi işliyor.


Trabzon'dan behsetmek istiyorum biraz.Alanzinho'dan sonra yani ligdeki devre arasından sonra sistemi bir hayli bozuldu Bordo Mavililerin.Bugünkü maça ileride sadece Gökhan ve arkalarında Yattara Colman ve Alanzinho ile çıktılar.Fakat bu 3'ü de Ersun Yanal'ın maç öncesi onlara tahtada gösterdiği yerde bir türlü oynayamadılar.Ya da ortada tahta falan yok. O kadar kötü bir organizasyon çizdiler ki Yattara sağda mı ortada mı belli değil; Colman sol kanat mı yoksa ortada mı belli değil ve zaten Alanzinho neredeyse top alamadan oyundan çıktı.


İkinci forveti alınca Trabzon belki bu sistem düzelir ve kanatlar kendi yerlerinde dururlar zannettim ama yine öyle olmadı.Bu sefer Selçuk İnan kimi zaman sola indi kimi zaman Colman.Selçuk kanada gelince ortası boş kalıyor, Yattara ortaya kaçınca sağ boş kalıyor.Bu sefer arkadan bindirmesi gereken Serkan Balcı ve Cale(Atağa çıkmayı sevmeyen adam) ileriye çıkıp kiminle pas yapacağını bilemediler.Zaten Cale çıkmıyordu.Serkan da o çıkışlarında orta sahadan orta yapmakla yetindi.


Sivas ise daha önce de dediğim gibi kendi sistemini çok iyi çalıştırdı.Bugün bunu yaparken extra hızlılardı.Özellikle ikinci golde öyle kurnaz davrandılar ki 3 4 kişiyle 3 4 pasta golü buldular.Zaten yaptıkları bu.Sivas sanki 10 1 düzeninde oynuyor.Mehmet'e top atılıyor.O, defansı yıpratıp o topu bir şekilde kapıp (ki bunu çok iyi yapıyor) arkadaşlarına koridor açıyor ve koşu yollarına pas atıyor.Bu sırada da 10 kişiden 3ü veya 4ü hızlıca Mehmet'in yanına gidiyor ve hızlı bir pas trafiği ile direk pozisyon buluyorlar.Özellikle 3üncü gol tam da bunun örneğiydi.Trabzon da 3üncü golü yiyince, iyice rahatladı Sivas ve kendini de kalan haftalar için çok yormak istemedi sanırım.


Artık puan farkı 7'ye çıktı ve Trabzon şampiyonluktan bir hayli uzaklaştı.Tek ihtimal Uefa ve belki şampiyonlar ligi.Tabi ters takla sonuçlar da olabilir ama Trabzon'u özellikle ligin ikinci yarısındaki performansı ile şampiyonluğa uzak buluyorum.Beşiktaş da rakibini yenip puan farkını koruyabilecek mi yarın göreceğiz.Galatasaray'ın da şimdilik Ankara takımlarından alması gereken bir 12 puan var.Eğer bunu başarabilirlerse son haftalarda 3 kişilik müthiş bir mücadele ve süper derbiler ve maçlar izleyeceğiz.(Sivas'ı da derbilere kattım)


Son olarak bu iki Anadolu takımına da teşekkürler.Lige bu kadar az kalmışken aralarındaki maç hayatımda ilk kez şampiyonluğa götüren bir maç oldu.Biz de gayet zevk alarak bu maçı izledik.Bir de Sivas şampiyonlar ligine gidince orada yapacağı maçlar gerçekten çok ilgi çekici ve enteresan olacak.İlk kez büyük Avrupa takımları ülkemizin bu kadar doğusuna gelmiş olacaklar.


NOT: 2 0 olduktan sonra bizim de bir 4-4 ümüz olacak mı diye merak etmedim değil ama buna da şükür.


Marquinhos


Haftasonu Zirvede Futbol Keyfi

Bu hafta sonu bizi gene birbirinden güzel maçlar bekliyor. En azından insan fikstürlere bakınca böyle bir beklentiye kapılıyor,umarım bu beklentilerimiz boşa çıkmaz da futbola doyarız.

Tukcell Süper Lig

Sonuçu belki de en merakla beklenen maç Sivasspor-Trabzonspor maçı. Bu gün saat 16:15 Lig Tv

Günün bir diğer canlı yanınlanacak maçı ise Fenerbahçe-Ankaragücü. Saat 20:00 de Lig Tv


Yarın zirve takipcisi Beşiktaş, anadolunun köklü ekibi Eskişehirsporla karşılaşıyor. 16:15 Lig Tv


Haftanın son maçı ise Galatasaray-Ankaraspor. 20:00 Lig Tv


Haftanın diğer güzel futbol vaad eden iki güzel maçı ise Pazar 14:00 te oynancak Bursa-Denizli ve Kocaeli-Antalya maçları.



Fransa Ligi
Dün oynanan maçta Lyon ve Psg 0-0 ile berabera kaldı. Bu sonuçtan sonra Marsilya Lille ile deplasmanda oynayacağı maçı kazanırsa puan farkını açacak. Maç saat 22:00 da Kanal A dan canlı yayınlancak.
Bordeaux ise cumartesi saat 21:50 de Vannes ile Lig Kupası finaline çıkıyor.



Almanya Ligi
Lig 4. sü Herta Berlin deplasmanda Hoffenheim'ı 24 nisan cuma günü 1:0 ile geçerek diğer maçları beklemeye başladı.


Zirve takipcisi Bayern Munih'in maçı Schalke ile. Maç saat 16:30 da Kanal 24'ten canli izlenebilcek.
Lig 3. sü Hamburg deplasmanda Dortmund ile bugün 16:30 da karşılaşıyor.
Lider Wolfsburg ise deplasmanda E.Cottbus ile 26 nisan pazar günü karşılaşıyor. Kanal 24 18:00



İtalya Ligi
Şampiyonlar Ligi'ne katılmak için 4.lüğü kovalayan Fiorentina ile Roma bugün 21:30 da buluşuyor. Maç Ntv Spor'dan canlı yayınlanacak.
26 nisan Pazar günü 16:00 da 3 maç daha var şampiyonlar ligi vizesini yakından ilgilendiren.
Bologna-Genoa, Milan-Palermo(Ntv Spor) ve Reggina-Juventus
Lider İnter ise 21:30 da Napoli deplasmanda olcak. (Ntv Spor)



İspanya Ligi
Şampiyonlar Ligine gitmek isteyen Valencia bugün saat 23:00 da lider Barcelona ile oynayacak. Ntv



Barcelona'yı takip eden Real Madrid pazar günü saat 20:00 da lig 3.sü Sevilla'ya konuk olacak. Ntv



İngiltere Ligi
Düşme korkusunu dahada yakından yaşamak istemeyen Hull City bugün saat 17:00 da Liverpool'u konuk ediyor. SporMax
Lig 3.sü Chelsea 17:00 da West Ham'a konuk oluyor.
Lider Man Utd ise saat 19:30 da Tottenham'ı konuk ediyor. SporMax
Yarın ise Tuncaylı Boro Arsenal'e konuk oluyor. 15:30 SporMax

Maradona

24 Nisan 2009 Cuma

90lardan Kim Kaldı?

İtalya'nın dünyaca en ünlü ve zengin kulüplerinden A.C. Milan şu sıralar kadrosunda tuttuğu oyuncularla adeta bir 90lar karması.Şöyle bir yaşlara bakayım dedim ve bu işin sadece Maldini ve İnzaghi ile bitmediğini de gördüm.Dünyanın futbol anlayışına ve kendi bütçesine rağmen Milan belki de en son Fifa 99'da gönüllerimizi feth etmiş bir sürü futbolcu barındırmakta.
Şimdi yazacağım futbolcular Milan'ın 2008 2009 kadrosunun önemli parçaları ve bence Türk transfer piyasasının en önemli aktörleri olabilecek potansiyelde.Yaşı kemale ermiş yıldızları almadaki büyük ustalığımızı Milan'ın bu kadrosu üstünde de gösterebiliriz.

İlk örnek daha karşılıklı yeni fesh edilmiş bir kontrat.Karşınızda 1976 doğumlu Emerson Ferreira da Rosa.Bu sene pek şans bulamayan hatta Real Madrid'den sonra pek futbolda şans bulamayan Emerson Milan'daki işini bitirdi ve bence Fener'e gelmeye hazır!!Unutmadan , kendisi 33 yaşında.

Milan'ın 2008 2009 kadrosunda 1968'li bir adam var kı o adam bu sene defansın neredeyse vazgeçilmezi oldu.Bu adam bir istikrar abidesisi.Paolo Maldini... Milan onu bırakırsa kemik hayran kitlesini kaybedeceğini zannediyor olabilir.Ayrıca transfere de en uzak adam bence o.O bir efsane ve Milan'da efsanelere saygı sonsuz.

Gianluca Zambrotta daha yeni bir transfer gibi görülse de onun da işinin yavaş yavaş bittiğini belirtmek lazım.32 yaşındaki kanat oyuncusu Milan'a daha ne kadar yararlı olur belirsiz.

Şimdi sayacağım 3 defans oyuncusu da Milan'ın neredeyse değişmezlerindendi bu sene:

Alessandro Nesta (yaş:33),Marek Jankulovski (yaş:32),Giuseppe Favalli (ysş:37).Bu oyuncular daha ne kadar Milan'da kalacak ve savunmada duracak gerçekten çok merak ediyorum.Tamam bu sene idare ettiler belki ama seneye ve ondan sonraki seneye neler yapacaklar belirsiz.Milan şampiyonlar ligine bu yaş ortalamasıyla katılıp yeniden tarih yazmayı mı deneyecek?Çok merak ediyorum doğrusu.


David Beckham 1975li yani 34 yaşında bir futbolcu. Tam futbol hayatını bitirdi Los Angeles'a gitti derken Milan kadrodaki veteranları yetersiz buldu ki Beckham'ı da kattı aralarına.Bu transferin altında sanırım Ronaldinho'dan yeterli performans alınamaması yatıyor.Daha nasıl bir performans beklerler onu da anlamam.İzlediğim maçlarda Ronaldinho'nun kötü ya da vasat oynadığını görmedim.Ama bir başka şekilde bakarsak alınan Beckham oynadığı dönemde kendinden beklenmeyen üst düzey bir performans sergiledi ve yeniden milli takıma yükseldi.Sanırım yakışlıklı Beckham'dan gelen üst düzey performans moda şehri Milan'a daha çok uydu. Yeniden söylüyorum ama ,eğer bir Türk takımı 34 yaşında bir oyuncu alsa alacağı eleştiri hangi boyutlara giderdi siz tahmin edin.Beckham'ı acaba daha ne kadar takımda düşünüyor yönetim ve teknik kadro bilinmez.

Clarence Seedorf deyince aklıma 96'da Fransa'ya karşı kaçırdığı penaltı geliyor.Zaten aklımda Hollanda hep penaltı özürlü bir takım olarak kalmıştır.Ama her zaman turnuvaların en iyi oyununu oynayan ekiplerden biridir.Bu da iki yönlü orta saha oyuncularının varlığı sayesindedir biraz da.Seedorf da bunun en iyi örneklerinden biri.Bugün de Milan'ın neredeyse değişmezlerinden ama yaş geldi kemale onun da.Şu aralar yaşı 33'ü gösteriyor.

Filippo Inzaghi 1973 yılında doğmuş efsane bir futbolcudur.90larda bütün oynadığım futbol oyunlarında ve menejerlik oyunlarında ilk 11'imin değişmezi olmuştur.Şimdi bu adama yaşlı diyeceğim ama gelin görün ki bu sene bu adam 20 maçta 11 gol atmış.36 yaşına rağmen böyle bir performans gerçekten profesyonelliğin göstergesi.

Andriy Shevchenko bir diğer 76lısı Milan'ın.Bu sene Chelsea'den geri getirilen golcü pek verimli bir sezon geçirmedi ama Milan'a daha önce verdikleri aşikar.

Yani Milan'ı da anlamak lazım. Şu saydığım oyuncular belki yaşlı ,belki çoğu ,büyük takımların planlarında bulunmayan oyuncular. Artık herkes 4 -5 25 yaş üzeri oyuncuyu alt yapıdan gelen oyuncularla birleştirip dinamik bir ekip yaratma derdinde.30 üzeri belki 2 3 oyuncuya izin veriyorlar.Arsenal bunun en büyük örneği ve asla taviz vermiyorlar.Gencecik yıldızları parlatıyorlar.Ama gelin görün ki liglerde alınan performanslar neredeyse eşit.Milan ile Arsenal'i karşılaştırdığımızda ikisi de bu sene şampiyonlar ligine gidecek.Fakat ikisinin karşılaşması nasıl olur bilemem.Tabi Milan bu kadroyu korur mu ya da korursa bu kadroyla Şampiyonlar Ligi'nde var olabilir mi bilemiyorum.Ama şöyle de bir gerçek var ki bir Maldini hala savunmanın ortasında hem de İtalya Ligi'nde tutunabiliyor.Bugün Beckham ,Ronaldinho'yu kesebiliyor.İnzaghi daha yeni hat trick yaptı ve bu sene bir kaç maçta daha takımını kurtarmasını bildi. Seedorf bir iki sene daha sırıtmaz.Hal böyle olunca onlar da bu jenerasyonu korumaya bakıyorlar.Belki günümüz futbol anlayışı ile hiç uyuşmuyorlar ama şimdilik işler fena gitmiyor.Ama bir başka gerçek de bu saydığım oyuncuların ,yükselen ve gelişmekte olan ülke kulüplerinin transfer hedefi olacağıdır. Özellikle yurdumun transfer gazeteleri Emerson-Fenerbahçe örnekleri gibi bir çok örnek çıkartabilirler Milan'dan.



Ha bir de şu var ki , bu efsaneleri hala gol atarken görebilmek ve onları ekran başında alkışlamak büyük bir zevk.






Marquinhos

22 Nisan 2009 Çarşamba

Liverpool 4 Arsenal 4



Evde lig tv üyeliğim var ama kullandığım paket spormax 'i kapsamıyor. (gerçi öğrenci hayatında lig tvyi bulunca spormax lükse kaçıyor) Bu yüzden İngiltere ligi maçlarını izleyemiyorum canlı olarak. Bu sene beni pişman edercesine bir sezon oluyor İngilterede. Neyse asıl amacım bu ekran görüntüsünden bahsetmek. Yıllardır ülkemizde bir alt yapı sorunu olduğundan ya da Avrupa kluplerinin alt yapılarından daha fazla faydalandıkları söylenir. Bu akşam (21 nisan 2009) Liverpool'un resmi internet sitesine girdiğinizde sizi bu sayfa karşılıyor. Bundan esinlenerek bizim kluplerimizin sitelerine tekrar bir baktım. Alt yapıya verilen önemi buradan bile anlamak mümkün. Gerçi bir Galatasaray taraftarı olarak biz biraz daha şanslıyız son yıllara bakınca ama bizim de bir sürü kaybettiğimiz genç yetenek var. Acaba bizim futbol düzenimiz altyapıya ve profesyonel scout sistemine ne zaman geçecek? Ya da bir Fenerbahçe elinde Semih gibi bir adam varkan gidip Guiza'yı getirmeyecek. Ya da vakti zamanında Galatasaray'ın Heinz,Inamato yada Carusca transferleri yerine ,alt yapıdan gençlere şans verilecek? Tabi burada sadece kulüpler de hatalı değil. Genel olarak taraftarların sabırsızlığı,medyanın olaylara bakışı ile birleşince bu da klüplerin işine gelen bir baskı yaratıyor sanki. "http://www.guardian.co.uk/sport/blog/2009/apr/21/liverpool-steve-claridge-scouting-report" İngiltere'nin önemli gazetelerinden biri olan The Guardian 'ın internet sayfasından bir haber bu ve böyle örnekleri arttırmak mümkün. Bizim ülkemizde bir şekilde alt yapılardan yeteri kadar verim alamıyoruz. Bence artık özellikle bazı gazeteler bıkmadan usanmadan boş transfer haberleri yerine bizim gençlerimize sahip çıkması lazım. Futbolla yakın ilgilenenlerin(mesleki anlamda) bu konulara daha fazla eğilmesi lazım. Ben bir taraftar bir seyirci olarak bütün alt yapıyı takip etmek zorunda değilim,ama benim medyam da sanırım artık biraz kendini geliştirmeli ve dönüştürmeli. Her sene transfer haberleri yerine, böyle potansiyal isimler üzerinden kulüpler üzerinde bir baskı kurmalı. Gidip de bir takım işe yaramayacağı gün gibi belli transferler yapınca, spor yazarlarının artık "bu transfer yerine alt yapındaki şu oyuncu oynatmayı deneseydin" demesi lazım. Kewell'ın stoperliği konuşulcağına bence Semih'in niye oynamadığı tartışılmalı. (teşekkürler Uğur Meleke) Ayrıca "4 4 2" dergisi her sayısında bir kaç genç futbolcuyu tanıtıyor,onlara da teşekkürler ama genel olarak medyamız çok duyarsız. Biz eğer bir La Liga 'ya bir Premier League'e sahip olmak istiyorsak,uluslar arası turnuvalara daha düzenli katılmak istiyorsak, milli takım kurulurken sakat oyunculardan hayıflanmak istemiyorsak sanırım birşeylerin hep birlikte olması lazım. Taraftarı ,futbolcusu,takımı,yöneticisi medyası ve federasyonu hep birlik olup bir yerlere gelebiliriz. Artık ülkemizdeki bu futbol düzeninde bazı şeylerin korner olması lazım. Unutmayın ki iyi orta gol getirir. Sevgiler
Maradona

21 Nisan 2009 Salı

Matematik Hocası Aranıyor


Ligin bitimine 6 hafta kalan şu günlerde ,televizyonda ,gazetede ve radyolarda bir çok yorumcu kalan maçlara göre senaryolar çiziyor. Konuşmanın bir noktasindan sonra anlaşılıyor ki,kimin şampiyon olacağını bilmek ,ya da şampiyon olurken hangi maçlarda ne sonuçlar alacağını kestirmek
hele ki bu sezon gerçekten çok zor. Biz de bu konuda kahinlik yapmak istemiyoruz. Bu puan cetvelinde en net gözüken nokta ise Kayserispor,Ankaraspor ve Gaziantepspor'un ligde hedefsiz kalmış olmaları. Belki matematiksel şansı olsa da işi mucizelere bağlamış ve artık düştü diyebilceğimiz Hacettepe de bu takımlar gibi hedefsiz. Belki futbolcular bireysel olarak 1. ligde kalabilmek adına son haftalarda bir şeyler yapacaktir ama nafile. Ayrıca her ne kadar Gaziantepspor
da puan durumunda bir hedefe yönelmekten uzak gözükse de, yeni hocalari Jose Coucerio'nun sezon sonu beklenmeden takımın başına getirilmesi ,bize bu seneden bir sonraki sezonun hazırlıkarının başladığının işaretini veriyor.Böyle bir ihtimal dahilinde Antep'li futbolcuların takımda kalabilmesi adına kendilerini göstermeye çalışacağını tahmin ediyorum. Bütün bunların ışığında değil sezon sonunu bu hafta sonu oynanacak maçları bile kestiremiyoruz. Ama bu puan durumunun tek değişmez gerçeği bir tek Sivas'ın bütün maçlarını kazanırsa şampiyon olabilceği. Şampiyonluk yarışındaki diğer bütün takımlar Bütün maçlarını kazansalar bile şampiyon olamama ihtimalleri var. Ligde kalma mücadelesinde ise Kocaelispor ve Hacettepe çok gerilerde. Çıkmadık candan umut kesilmez derler, ama Kocaelispor da yavaş yavaş umutlarını yitiriyor. Ligin kalan 6 haftasında,her hafta değişkenlik meydana getirecek maçlar var. En yakın örnek ise Sivasspor-Trabzonspor maçı. O maçın berabere bitmesi ya da Trabzonspor'un alacağı bir galibiyet yarışı tekrar kızıştırır. Öte yandan Sivas'ın alacağı bir galibiyet ise Trabzonspor'u tamamen yarış dışı bırakır. Bir maçın sonucunun bile bir çok değişkeni etkilediği bir ortamda tahmin yürütmek (bu tahminler tutsa bile) kahinlikten öteye geçmez. Şampiyonluk yarışı ve ligde kalma mücadelesi için tek dileğim herşeyin şaibesiz ve genel olarak futbol camiasının sakin olması. İlla ki bazı hakem hataları olacak,olmasa bile illaki verilen kararlardan memnun olmayan takımlar olcak. Uzun zamandan beri ligin bu haftasında bunca takımın adı şampiyonluk için geçmiyordu ve belki haftaya sadece zirvede iki takım kalcak. O yüzden biz bu heyecanın kıymetini bilelim. Düşme hattında ise 16. İstanbul BŞB'nin 30 10. sıradaki Antalyaspor'un 35 puanı var. Bu oyunu,oyun olduğu için seven bizleri üzmeden tamamlanır inşallah bu lig.

Şimdi işin bu kahinlik kısmına girmeden tarafsız bir şekilde şampiyonluk şansı olan takımların son 6 haftada genel olarak neler yaşayabilceklerini düşünmek istiyorum.

Sivasspor'un kalan maçları:

Trabzonspor (içerde),Gaziantepspor(dışarda), İstanbul BŞB(içerde), Hacettepe(dışarda), Gençlerbirliği(içerde) ve Galatasaray(dışarda)

Sivasspor'un en büyük avantajı 2 senedir herkesin ilk 11'ini sayabilceği ve bu iki seneki 11 arasında en az fark olan takım olmasi. Bu yarış içindeki takımlardan sadece Sivasspor'un hocası 2 tam sezondur takımın başinda. Bu istikrar Sivasspor'un en büyük gücü. Ayrıca büyük takımlara karşı da gecen seneye göre daha fazla puan topladılar ama bu sefer de anadolu klüplerine daha fazla puan verdiler. Son haftalarda oynadıkları maçlarda biraz zorlanıyorlar bu da şampiyonluk baskısı sanırım. Eğer bu baskıyı iyi idare edebilirse bu yarıştaki avantajlarını kullanabilirler.

Beşiktaş'ın kalan maçları:
Eskişehirspor(dışarda),Fenerbahçe(içerde),Ankaraspor(dışarda),Ankaragücü(dışarda) Galatasaray(içerde) ve Denizlispor(dışarda)

Beşiktaş'ın bu yarıştaki en büyük avantajı Mustafa Denizli. Mevcut hocalar içindeki en fazla klüp takımı şampiyonluğu yaşayan hoca.(Aragones'in 1977 de Atletico Madrid ile yaşadığı bir şampiyonluk var ama sanırım bunu veri kabul edebilmemiz mümkün değil) Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla takım şampiyonluk havasına girmiş durumda. Oynadıkları oyun ise göze en güzel gelen futbol. Tek dezavantajları oynayacakları bütün Ankaraspor dışındaki rakiplerinin iyi kötü bir amacı olması.

Trabzonspor'un kalan maçları:

Sivasspor(dışarda),Kayserispor(içerde),Kocaelispor(dışarda),Bursaspor(içerde),Eskişehirspor(dışarda) ve Fenerbahçe(içerde)

Trabzonspor'un bu yarıştaki en önemli maçı Sivasspor ile. Eğer galip gelirlerse bu yarışta olurlar. Ozaman da en büyük avantajları kenetlenmiş bir camia olmaları olur. Ülkemizin en büyük futbol şehirlerinden olan Trabzon gelecek Sivasspor galibiyeti ile bütün sesleri sezon sonuna kadar kısabilir. Takım içindeki oyunculardan sadece Song ile Serkan Balcı'nın şampiyonluk yaşamış ve Ersun Yanal'ın da ilk kez şampiyonluk yarışı içinde olması en büyük dezavantajları. Kayserispor maçı dışında Beşiktaş'ın sahip olduğu fisktur dezavantajına onlar da sahip.

Galatasaray'ın kalan maçları:

Ankaraspor(içerde),Hacettepe(dışarda),Ankaragücü(içerde),Gençlerbirliği(içerde),Beşiktaş(dışarda) ve Sivasspor(içerde)

Galatasaray'ın şampiyonluk yarışı içinde olabilmesi için öncelikle 4 Ankara takımından 12 puan alması şart. Bu 4 maçtan herhangi birinde yaşanacak puan kaybı veya kayıpları Galatasaray'daki en hedefi Şampiyonlar ligi yapar ki o bile imkansızlaşır. Galatasaray'ın bütün eksiklerine rağmen iyi diyebilceğimiz bir kadrosu var. 4 maçlık performansları 12 puan olursa son iki maça takım son derece başka bir ruh halinde girer.Şu anki görüntü Galatasaray'a umuttan fazlasını vaat etmiyor. Gerçekçi olmak gerekirse şampiyonluk şu anda tatlı bir rüya,ama 4 hafta sonra iki maç kadar da yakın olabilir.

Fenerbahçe: Marquinhos'un 19 nisan pazar günü yazdığı “Son 6 haftada 3.5 şampiyonluk adayı” başlıklı yazıyı kaynak göstererek Fenerbahçe'nin bu sene şampiyonluk şansının bittiğini düşüyorum. Yok eğer bu ligde bugüne kadar yaşanan ilginç sonuclar zincirleme bir şekilde gerçekleşirse ozaman özür dileriz . Durum böyleyken her haftayı heycanla beklemekten fazlası elimizden gelemeyecek. Herkese güzel futbol diliyorum.

Maradona

20 Nisan 2009 Pazartesi

Orada neler oluyor Reha Abi ?

Bloğumuzu sezonun ikinci yarısının ortasında açınca,doğal olarak önce söyleyeceklerimizi söyleme telaşı sardı bizi. Genel olarak Süperlig ile ilgili yazılarımızı yazdık. Yavaş yavaş Avrupa'dan bildirmeye başlayacağız elimizden geldikçe.Hatta sırf bu konuyla alakalı Reha Erusla görüşüyoruz. Anlaşırsak bizde "şu anda Reha Erus sizin için Roma'da, evet Reha" diye yazabileceğiz. Yavaş yavaş ligler biterken, başında biz buralarda yoktuk bari sonlarda birşeyler söyleyelim istiyoruz. İlk şampiyon Az Alkmar oldu Avrupa'da. İtalya'da İnter bitime 6 hafta kala 10 puanla önde. Bir başka rahat takım ise Barcelona. Gerçi onların bu seneki topladıkları puanı söylemek ve buna göre ileride demek oynadıkları oyuna haksızlık. Premier ligin lideri Manchester, takipçileri Liverpool ve Chelsea.Ama Manchester bir adım önde. Hazır söz Premier ligden açılmışken, iki önemli nokta var dikkatimi çeken. Birisi Chelsea'nin hafta içi Liverpool'u ,haftasonu da Arsenal'i elemesi. Diğer bir çekici konu ise bence Everton. Tamam Manchester çok genç bir takımla sahaya çıkmış olabilir. Ama Everton bu finale en son 1995'te çıktı. Resmi sitelerinde bu finali o kadar çoşku ve sevinçle anlatıyorlar ki,insan kıskanmadan edemiyor. Keşke bizim kupamızı da bu kadar prestijli görsek. Eh bu da gerçekleşmesi beklenen hayaller bölümünde yerini alacak sanırım.




Avrupa'da diğer iki değişikliğin görüldüğü lig bence Almanya ve Fransa. Almanya'da lider Wolfsburg bu hafta Leverkusen engelini 2-1 le aştı. Gerçi Bayern Munchen ile aralarında 1 puan var,ama Alman liginde bu sene şampiyonluk yarışı çekişmeli. Buradan size daha ayrıntılı yazmaya söz vererek kısaca Fransa ligine değinmek istiyorum. Son 7 senedir hepimizin bildiği gibi Lyon şampiyon ama bu sene ilk kez şampiyonluğu kaptıracak gibi gözüküyorlar. Bir yandan Marsilya ve Bordo arasında ,öte yandan bu 3lü arasında bir yarış var. En çok içimi açıtan ise Eric Gerets. Bu seneki Galatasaray kadrosu acaba ona verilseydi ne olurdu? Son olarak Rusya liginde Zenit yeşil sahalarda özlediğimiz bir hareket yaptı. Benim en son şahit olduğum Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'sinde 2000 yılında Beşiktaş maçında olmuştu. Genel olarak futbol severler olarak bizi tatmin eden bir hafta yaşadık. Ligler yavaş yavaş biterken yarışlar kızışıyor. Özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray (bu hafta yenince bir garip oldu) taraftarlarına nacizane tavsiyem başka ligleri de takip etmeleri. Bu sene kendi takımlarımızda bulamadığımız mutluluğu belki uzaklarda buluruz. Kısaca bakınca Reha Erus bize bunları bildirdi bu hafta. Sevgiler
Maradona

Transfer Anketi Hakkında

Bu sezon ligimizde yine bir çok oyuncu takımından gönderildi ve bir çoğu da başka takımlar tarafından transfer edildiler.Bunlardan bazıları gerçekten başarılı oldular ve takımlarına büyük katkılar sağladılar.Emre Belözoğlu , Fabian Ernst ve Milan Baros 3 büyüklerin bu sene en çok faydasını gördükleri oyunculardan.Anadolu'dan ise Batuhan Karadeniz , Maxim Romaschenko ve Bursa'da kendini yeniden kanıtlayıp Beşiktaş'a gitmeyi başarabilen Yusuf Şimşek'i sayabiliriz.

Tabi bunların yanında takımlarına büyük hayal kırıklıkları yaratanlar da oldu.Bunlardan ilk etapta aklımıza gelenleri ankete koyalım dedik.Eğer sizin de aklınızda bu seneye ait verimsiz transferler varsa ya da bu listeden çıkarılması gerektiğini düşündüğünüz bir oyuncu varsa yorumlara yazabilirsiniz.

Bu listedeki oyunculara şöyle bir baktığımızda ilk olarak Tuna Üzümcü'yü görüyoruz.Tuna Üzümcü Beşiktaş'a Gençlerbirliği'nden transfer olmuştur ve stoper mevkinde görev almaktadır.Beşiktaş'ın neredeyse ilk yapılan transferi olmasına rağmen ilk olarak gönderilenlerden biri olmuştur.Oyuncu daha önce Altay formasını da giymiştir.

Julius Agahowa Football Manager tutkunlarının çok sevdiği ve başarılı bulduğu ,gerçek hayatta da öyle görmek istediği futbolculardan biriydi.Sezon başı Kayserispor'a geleceğini duyduğumda ben de şaşırmıştım.Fakat taklacı golcü kendinden isteneni bir türlü takımına veremedi ve sezonun bitimine 6 hafta kala sadece 5 gole ulaşabildi.

Bir diğer kötü transfer ise Seric.Aslında bir sezon önce gelmiş ve fakat yabancı sayısı yüzünden transferi bu sene olmuş ama ne Beşiktaşlılar ne de ben bu futbolcuyu saha içinde göremeden o Hajduk Split takımına transfer olmuştur.

Bir zamanların 3 bücüründen biriydi Okan Buruk.Suat ve Emre ile orta sahada yaptıkları pres ve ataklara katkıları belki de Hagi'nin yeniden yıldızını parlatmada çok önemli bir etkendi.O kadro daha sonra çok değişti.Okan da değişti.Inter'e gitti olmadı ;Beşiktaş'ta yapamadı.Tekrar Galatasaray'a döndüğünde iş işten bence geçmişti.Son olarak İBB Spor'a gitti ve orada da ne kadar verimli olduğu çok tartışılır.

Okçu lakaplı suskun golcü Daniel Guiza hem gol sayısındaki azlık hem de saha içinde oyuna etki açısından bu senenin açık ara sınıfta kalanlarındandır.Fenerbahçe'deki geleceği tam bir soru işaretidir.Kendisine verilen para ve alınan verim karşılaştırıldığında çıkan fark çok ilginçtir.

Burak Yılmaz da Fener'in bu seneki transferleri arasında yer alıyor.Sezon başında bir kaç maç ve dakika şansı bulan futbolcu takıma hiç katkı yapamadı ve neredeyse kış aylarının başlangıcından beri forma şansı göremedi.Daha önce Beşiktaş ,Antalya ,Sivas ve Vestel Manisa formaları da giymiştir.

Morgan De Sanctis de bu senenin kimilerine göre iyi fakat kimilerine göre çok tartışılan transferi.Kimi bu adamın kalitesi belli derken kimileri onun kaleci olarak nerede duracağını bile bilmediğini savunuyor.Sezon sonlarına doğru futbol yazarları eleştiri oklarını iyice arttırınca bu listeye girme hakkını da kazanmış oldu.Pescara ve Juventus'un formalarını giydikten sonra uzun süre Udinese'de kaleyi koruyan kaleci Galatasaray'a Sevilla formasını bırakıp geldi.İtalya milli takımında da forma giymiştir.

Fernando Meira belki de herkesin gözünde Galatasaray'ın en sağlam tranferiydi.Portekiz milli takımında da görev alan defans oyuncusu Almanya'dan geldiğinde büyük olay yaratmıştı.Fakat hem mali sebepler hem de bekleneni verememesi onu Zenit takımına gönderdi.Belki çoğu maçta oynadı fakat Cimbomlular ve spor kamuoyu onun potansiyelinin altında kaldığını düşündüler.Fakat herşeye rağmen Uefa Kupası'nda onu çok aradılar.

Fenerbahçe'de yaşanan Appiah ve Mehmet Aurellio depremleri hala artçı şoklarını gayet kuvvetli derecede hissettiriyor.Takım bu iki oyuncudan sonra toparlanamadı ve lige 7 hafta kala havlu attı.Yerlerine alınan oyuncular da bu depremde ve artçılarında büyük etken sahibi.Bunlardan biri de Josico.İspanyol orta saha Villareal takımından geldi ve zaten kendisinden(yaşı itibariyle) birşey beklemeyen taraftar şu sıralar gidişini dört gözle bekler oldu.

Son başarısız transfer Yaser Yıldız.Oyuna girdiği zamanlarda faydalı olmasına rağmen Trabzon maçında kırmızı kart görerek takımına ihanet etti ve ayrica Ümit'in ve Nonda'nın bu kadar formsuz olduğu bir dönemde daha fazla forma şansı bulamıyorsa Yaser transferinde bir sıkıntı olduğunu düşündük. Daha önce Denizlispor ve Kartalspor gibi takımlarda şans bulan oyuncu Galatasaray'a bedelsiz geldi.

Marquinhos

Fener'de Sıkıntı Var.

Fenerbahçe takımında belki de geçen seneki şampiyonlar ligi macerasından beri git gide kötüleşen ve dibe vuran Uğur Boral kadro dışı.Ama belli olmaz haftasonu oynayıverir Uğur.
Bu durumda yarın akşam Fener,Sivas karşısına bu seneki kader maçına çıkacak diyebiliriz.Hem de çok ilginç bir kadroyla çıkacak.İşte eksiklerin listesi:

Semih, Lugano, Volkan Demirel ,Alex, Emre, Abdülkadir ,Gökhan GÖnül ,Maldonado(eksik olmaması eksiklik)

Benim yarın için beklediğim kadro ise şöyle:

Kale:Volkan Babacan ,defansta: Carlos Yasin Önder Ali Bilgin ,ortada :Kazım Deivid Selçuk Deniz Vederson ve forvette de Guiza.

Gönül ister ki kadrosu da formasyonu ile geliyor:

Bu kadroda belki biraz olsun yeni transferler ve kendini gösteremeyenler kendilerini göstermiş olur.Bu kadar defansif eksikle bare hücum yapan bir takım ortaya çıkar ve bir gol bularak işi garantiye alır Fener.Ama eminim ki huysuz ihtiyar Aragones yine gamsız Kazım'la oyuna başlar.Deniz'in yanına Selçuk'u da alır ve pas trafiğimizi keser.Ve tabi ki tek forvet oynar olmadı 110uncu dakikada İlhan'a şans verir.

Sivas'ın ise herşeyi belli; ileride Mehmet Yıldız'ı ya da Kamanan ya da Tum'u topla buluşturmak ve az adamla gol aramak.Zaten az adamla gelen Sivas'a bare en azından skoru bulana kadar bu şablonla çıksa Dede bence karlı çıkar.Yoksa Sivas bana öyle geliyor ki yarın 2 0 lık net bir galibiyet alıp Fener'in bu son kader maçını da tarihe gömer.İki takıma da başarılar.Bence ligin kalitesinin biraz daha üzerinde bir maç olacak.

Marquinhos

19 Nisan 2009 Pazar

Son 6 Haftada 3.5 Şampiyonluk Adayı

Şu İnönü stadında öyle bir atmosfer var ki iki paf takımı maç yapsa en azından 20 dakika tv başındakini maça bağlar.Seyir zevkini çok büyük oranda arttırıyor bu stad.Kamera açısı da buna büyük bir katkı yapıyor.Tabi seyirci faktörü inanılmaz önemli futbolda.Maradona'nın daha önceki yazısında bahsettiği gibi destek yoksa bu oyun hiçbirşey.

Beşiktaş takımı da tabi bu oyunun zevkli olması için herşeyi yapıyor.Kaliteli oyuncular alıyorlar ve izlettiriyorlar.Bugün de Bursaspor karşısında bütün takım gol atmak için başladı maça.Hemen 3 4 pas yapıp kanatlara inip gol aradı Beşiktaş.Bunu yapmasını da kolaylaştıran oyuncu tipleri var.Mesela Ernst ve Sivok.Sivok neredeyse defanstan devşirme bir ortasaha ama gol pozisyonuna bile giriyor.Ernst'e bakıyorum adam her yerde.Arkadaşına pas veriyor hemen ceza sahasının çevresine doğru kaçıyor.Şimdi ilk yarının sonunda Ligtv yorumcusu kötü oynuyor diyor Beşiktaş.Yok arkadaş ben bunları görmeye bile hasret kalmışım.Ben alışmışım geri pası veren orta sahalara,korkak oyunculara ve bağıramayan taraftara.Kusura bakmayın bana bu oyun bile artık zevkli geliyor.

Bugün bir de Galatasaray maçı izledik ki sormayın.Ne seyirci var ne oynayan futbolcularda bir istek var.Ama gol atmayı çok seven bir Baros var ve zamanında ikinci forveti oyuna sokmayı bilen yani bu işin nasıl yapılması gerektiğini bazılarına gösteren bir Bülent Korkmaz var.Bu iki isim ve de oyuna giren Nonda zor da olsa o maçı Galatasaray'a kazandırdılar.Taraftarlarını az da olsa umutlandırdılar ve bana göre havluyu hala atmadılar.Fakat onlarda da Fenerbahçe ortasahasını aratmayan bir Ayhan Mehmet Topal ikilisi vardı bugün.Bu oyuncular normalde ileriye oynayan ve karakterli oyuncular ama sanırım derbi etkisi hala üzerlerinde.

Beşiktaş'a dönersek ilk yarıdaki 30 dakikalık müthiş baskıdan sonra yoruldular haliyle üzerine bir de Toraman'ın iki kere üst üste eliyle topa müdahalesi 10 kişi bıraktı takmı.Bu da Bursa'nın lehine oldu tabi.Hakem arkadaşımız da ,çok klasik atak yapana kolay faul defans yapana zor faul çalma işini ,hakkıyla yaptı.Ve maalesef ,ligimizde ceza sahası dışında faul çalınan pozisyonların ceza sahasına gelince penaltı olamama sorunu bu maçta da devam etti.

İkinci yarıya baktığımızda Cisse Tello'nun yerine oyundaydı.Bu da Beşiktaş'ın sol kanadını bitirdi.Oradan atağa kalkamadılar ve dönüşte de koridor açık aldı.Sivok geriye çekildi Toraman'ın yokluğunda ve ataklara da katılamadı.Cisse'nin de hücuma katkısı hiç yok.Bu sebepler durdurdu Beşiktaş'ı.Bursa ikinci yarı daha etkiliydi bence.Özellkile Beşiktaş çok adamla geldiğinde atakların dönüşü de karşı atak olunca seyir zevki yüksek oldu.Son bölümlerde ise çok adamla yüklenemedi Beşiktaş gücü kalmamıştı sanırım.Ama yine son saniyelerde golle burun buruna kaldılar ama bir türlü gol gelemedi.Hani futbol adına herşey vardı ama gol yoktu denir ya, öyle bir maçtı bu.

Ligimizde yine bu hafta 3.5 şampiyonluk adayı var.Yani iş hala karışık.Ama bu sene şampiyonluğu hak eden takımlar şu an ilk ikideki takımlar.

Bakalım önümüzdeki haftalar neler getirecek.Bu haftanın kazançlıları Trabzon ve Galatasaray oldu.Sivas ve Beşiktaş 3 puan alamadılar ama cepten yediler.Ama hala bu iş onların ellerinde.

Marquinhos

Futbola Doyuran Pazar



19 nisan pazar futbol severler için çok güzel bir gün. Geçen haftaki derbi faciasının üzerine haftaiçi şampiyonlar ligiyle biraz kendimize geldik. Yarın ise ikisi ligimizde 4 öne çıkan maç var. İBB- Galatasaray 16 :15 Lig TV,20:00 Beşiktaş-Bursa Lig TV,saat 18:00 Mancester Utd-Everton FA Cup maçı NTV Spor ve saat 21:00 de Boca-River maçlari var. Bunların içinde bir Galatasaraylı olmama rağmen en vasat futbolu beklediğim maalesef bizim maç,kazansak bile güzel bir futbol izleyemeyeceğiz gibi geliyor bana. Sakatlara bir de cezalılar eklenince ,acaba bu sefer defansın göbeğinde kim oynayacak merak ediyorum. Ayrıca bu sezon ,Adnan Polat'ı,giden hocamız Skibbe'yi ve gelen hocamız Bülent Korkmaz'ı türlü türlü nedenlerle farklı farklı kişiler haklı ya da haksız bir çok konuda eleştirdi. Ben de buradan bir kez daha sormak istiyorum, bizim takımın sağlık heyetinde mi bir sıkıntı var,yoksa denildiği gibi Skibbe takımı mı iyi çalıştırmadı,yoksa bazı oyuncular sezona çok yorgun başladığından mı bukadar çok sakat oyuncumuz var? Yoksa bunların hepsi mi birleşti. Özellikle kulüpten gelen resmi açıklamalarda sürekli bahaneler açıklaniyor. Çok fazla bir bilgim olmadığından kimseyi direkt suçlamak istemiyorum ama gelen açıklamalar kesmiyor beni.

FA Cup daki Mancester Utd- Everton maçı da bize güzel futbolu vaad ediyor. Özellike Everton'ın en son finali 1995 te oynamasi ,finalden önceki son engelde onların daha hırslı olmasına sebep olabilir. Günün en heycanlı maçı ise dünyanın bir numarası River-Boca maçı. Gerçi Beşiktaş maçıyla çok yakın saatlerde ama gene de ilgi çekiçi. Gelelim ligimizin özel maçına. Bu maç Beşiktaş-Bursa maçı olduğu için,bu iki kulübün taraftarları arasindaki problemlerden dolayı ve sonucunda oluşan rekabetten dolayı özel bir maç.Ayrıca ligimizde derbiler dışında özel bir rekabete sahip maçların varlığı ayrı bir renk. Bir futbol sever olarak umarım bir şekilde iki takım arasında sorunsuz bir maç oynanmasını sağlayacak iletişim sağlanır ve ne Bursaspor ne de Beşiktaş taraftarları takımlarını yalnız bırakmak zorunda kalmazlar.Bugün Sivasspor'un 2, Fenerbahçe'nin de 3 puanı bırakması iki takımı da hedeflerine yaklaşma açısından umutlandiriyor.

Sivasspor'a Uyarı

Geçen haftaki Antalya maçında belliydi bu puan kaybının geleceği. Geçen haftaki yazıya bakarsanız orada da Sivasspor'un iyi oynamadan kazandığını söylemiştim. Bugün gecen haftaya göre daha fazla gol pozisyonuna girdiler,ama Konyaspor da maçı kazanacak fırsatları vakaladı. Sivas maçın genelinde biraz daha üstün gözükse de bir türlü baskı kuramadı oyun içinde. Belki ilk yarıda yakaladığı pozisyonlarda golu bulabilse ozaman herşey daha kolay olcaktı. Sivassporda en dikkati çeken,orta sahayı geçiş şekilleri. Futbolu rakip alanda oynamak adına okadar hızlı ileri çıkıyorlar ki, bazen hucumda yeterli çoğunluğu sağlayamiyorlar. Ayrıca rakip ceza sahası etrafında bile paslaşırken,her isabetli pas bile ,kendi oyuncularına ulaşmayacakmış gibi gidiyor. Mutlak 4 5 pozisyon yakaladılar ,ama 2 3 tane de verdiler. Bülent Uygun elindeki kadroyu en iyi kullanan hoca tartışmasız. Bu sene Beşiktaş ile birlikte şampiyonluğun en büyük adayları. Oyuna müdahale ediyor ve maçı kazanmak için özellikle iki haftadır her riski alıyor. Tek korkum sezon sonu şampiyon olamazlarsa ya da 3. olup Uefa kupasına kalırlarsa bir yılgınlık hissi yaşarlar mı ? Gerçekten Sivasspor'a bu iki yıldır bize yaşattıkları heyecan için teşekkür ediyorum,tabi ki onların da zaman zaman hataları oldu. Onları da sezon sonu söylemek lazım. Ama özellikle Sivasspor bir şehrin daha bir futbol kentine dönüşmesine yardımcı oluyor. Sivas da mahalle maçı yapan çoçuklar artık kendilere Mehmet Yıldız,Musa, Balili Ya da başka birinin ismini seçip oynuyorlardır oyunlarını. Bu yıllardır üç büyüklerin hükümdarlığında olan ligimiz için çok güzel bir gelişme.

Beşiktaş- Bursa

Hani bazı maçlar vardır iki takım arasında diğer maçlardan farklıdır. Tabiki iki kale 22 futbolcu ve 3 puan için oynanır ama anlamı farklıdır. Beşiktaş-Bursa maçıda bu maçlar arasındadır artık. Sezon'un ilk yarsındaki maç aşırı stresten dolayi biraz futboldan yoksun geçmişti ama umarım yarın izleyenleri tatmin eden bir maç olur. Beşiktaş şampiyonluğa olan hasretini ,Bursaspor ise Uefa kupasına (seneye olacak adıyla Uefa Avrupa Ligine) katılma hesaplamaları yapıyor. Geçen hafta yaşanan saçmalıktan sonra gene stresli olma ihtimali olan bir maç bekliyor bizi. Umarım bu maçtan sonra futbol dışı bir kavga ya da başka bir şey maçın önüne geçmez. Umarım yarın hepiniz bu maçlardan büyük keyif alırsınız ,çünkü ben maalesef yarın sınavlarıma çalışacağım. Yarın buralar güzel insan Marquinhos'a emamet. Hepinize keyifli pazarlar.

Maradona

Middlesbrough-Fulham



Man of the Match




Middlesbrough'un resmi internet sitesi milli oyuncumuz Tuncay Şanlı'yı bugünkü maçın en iyi oyuncusu seçti. Boro'nun, ligde son 3 teki takımlarla ve de ard arda Arsenal Man. Utd ve Newcastle ile oynayacağı düşünülürse, işi hiç de kolay diil. Maçın ardından Boro'nun Hocası Gareth Southgate son maça kadar mücadele edeceklerini söyledi. Ayrıca bugünkü oyundan ,gol bulamamaları dışında memnun olduğunu ,ancak futbolcularını bütün herşeylerini sahaya koydukları için teşekkür etti. Middlesbrough'un resmi internet sitesinde uzun bir maç sonu açıklaması bulunan Southgate, rakip takım kalecisi Schwarzer'ında bugünkü sonuçta çok etkili olduğunu söyledi. Aslında konuşmanın tamamı tipik bir düşme potasındaki hoca tutumu içerisinde,son 5 haftaya takımını motive etmek ister şekilde.Southgate'in de söylediği gibi futbolda kimse ne olacağını önceden bilemez ama,gerçekçi olmak gerekirse işleri çok zor.
Ama bütün bunların ötesinde Tuncay'ın maçın adamı olması sanırım bizim için ayrı bir tat.