24 Temmuz 2009 Cuma

Maradona'ya Açık Mektup



Sevgili Futbol Tanrısı Maradona,

Dünya üzerinde bu kadar yabancı futbolcu varken, ben bir tek seni başıma tac, gönlüme sultan yaptım. Attığın golleri, çalımları geçtim, kişiliğine hayran oldum. Kokocu olmana rağmen bu aşkımda en ufak bir azalma olmadı. Seni İngiltere'ye attığın gol için sevdim, Napoli'yi çoşturduğun için, İtalya 90'da İtalyanları Arjantinli yaptığın için. Fakir bir ülkede doğdun, gittin dünya yıldızı oldun. Hakkında yapılan filmleri izledim, kitapları okudum. Gollerini tekrar tekrar izledim. 94 dünya kupasında haksız bir yere ceza alınca 1 hafta kendime gelemedim. O günden beri Pele'den nefret ederim. Sen Castro'nun dostu, Chavez'in arkadaşı Maradona. Adına kiliseler, barlar açılan. Hepsini geçtim dünyada hangi stadda hangi oyuncu için şöyle bir cümle yazar : " Boca benim dinim,Maradona tanrım la Bombonera da mabedimdir". Şimdi hakkında haberler var gidip Portsmouth takımının başına geçeceksin diye. Güzel Portsmouth taraftarını tenzih ederim, ama gidip böyle bir hayatın üzerine arap şeyhlerinin elinde oyuncak olacaksan , bu sevgiye yazık olur. Bunu geçtim, gidip İngiltere'de çalışacaksan gene yazık olur. Yapma bak eğer yaparsan Pele'den farkın kalmaz, bu aşk burada biter, nickimi değiştiririm. Umarım çıkan haberler yalandır kalbim bu acıyı taşıyamaz.
Maradona

Galatasaray Tobol




Galatasaray Tobol'la oynadığı 2. gayet resmi hazırlık maçında seyircisine kavuştu. Sadece takım değil, yeni hocamız Frank Rijkaard da taraftarla buluştu. Taraftar sevgilisini çok özlemiş aşık gibiydi, çoşkulu, tutkulu; takım ise ilk yarıda kendini biraz naza çekti. Sanki annesi "göster ama elletme " demişti. Annesinin sözünü dinlemeyen Mustafa Sarp attı ilk golü, golden sonra takım biraz geriye yaslandı, bunda Tromso faciasının bilinçaltı vardı bence. Kazaklar zaman zaman zorladı bizi, ama bunda Kazakların inadına disiplinli oyununun etkisi kadar, bizim geri 4'lünün savruk halinin de bir etkisi vardı. Son dakikalarda Servet bir gol daha atarak maçı bitirdi. Genel olarak böyle özetlenebilir maç. Biraz yakından bakmak gerekirse durum şöyleydi.

1-) Defans hattı çok açık verdi, böyle bir takıma bu kadar pozisyon verilmemesi gerekirdi. Zan Servet ikilisi ile sezon bitmez gibi geliyor bana. Gökhan sakar bir oyuncu. Maçın 7. dakikasında mesela üzerinde baskı yokken ,kendisine gelen bir geri pası kaçırdı. Allahtan Servet var, hem Gökhan'ın hem de Sabri'nin açıklarını kapatıyor. Sabri geri gelmeyi sıklıkla ihmal etti gene. Bir de şöyle bir özelliği var ki, sağ açık oynayan oyuncu Sabri'nin çömezi ise, Sabri o çömeziyle paslaşma zahmetine girmiyor. Artık böyle haber değeri taşımayan klasik kötü oyunlarında Sabri'yi eleştirmeyeceğim. Sadece sağ bek sorunu deyip geçeceğim!

2-) Orta alanda pas trafiği hala mahalle arası hız limitini geçmeden devam ediyor. Eh yıllardır yavaş, sakin ve topu ezerek oynama alışkanlığı sadece Galatasaray'da değil, bütün takımlarda var. 4 senelik Fatih Terim zamanında ne güzel aşmıştık bunları. Ama sonra gerisin geri gittik. Arda bence yavaş yavaş yerine alışıyor. Ayrıca ilerleyen günlerde şunu da görebiliriz ki, zaman zaman Kewell ve Arda gene mevki değiştirebilirler. Kewell yorulduğu vakit göbeğe gelip dinlenebilir. Kewell demişken, oyuna girdikten sonra renk geldi resmen. İşte futbolcu olmak böyle bir şey. Arda ile birlikte izlemesi zevk veren futbolculardan birisi.

3-) İleri üçlü ilk yarı Serdar Yaser ve Baros'dan kuruluydu. Baros'un 4 5 haftaya ihtiyacı var. Serdar ise günün süpriziydi kimilerine göre. Yazılarımızı takip edenler Serdar için görüşlerimizi biliyor. Diğer bütün gençlerin gönderilip, Serdar'ın A takımda kalmasının en büyük sebebi, kendi kapasitesinin farkında olması. Fiziği yetersiz , ikili mücadeleden kaçınıyor, nerede çalım atacağını, nerede duracağını kestirebiliyor. Ortaları isabetli. Dün de 2 orta yaptı, bir tanesi gol olsa yerlere göklere sığdırılamayacaktı. Bence iyi oldu, medyamız zaten bayılıyor insanları star yapmaya. Serdar ilk maçtan star olmadı ,güzel oldu. Yaser ise ilk maça göre daha yapıcıydı. Bence Yaser'i çok insafsızca eleştirmemek lazım. Nasil ki Henry Barcelona'da açık oynuyorsa, Rijkaard burda Yaser'i öyle oynatmaya çalışıyor. İki isim arasında tek fark yetenek değil, bir de Herny Juventus yıllarında açık gibi oynuyordu. Yaser'in ise yerini yadırgaması çok normal.

4-) 2 maçta 3 tane duran toptan gol bulduk. Bence bu büyük bir atılım, çünkü yıllardır bu takımda duran top sorunu var. Ayrıca bir diğer hoşluk olarak Lindertoh oynadı ve sakatlanmadan maçı bitirdi. Sözleşmesinin son senesinde, bakalım futbola geri dönüp, hem kendine hem de Galatasaray'a faydası olacak mı?

5-)Zaman ve sabır lazım. Böyle ufak maçlarda sorun yaşamamanın tek güzel yanı bu. Şu anda Galatasaray'da bir "gökdelen inşa ediliyor". Dünyada önce 3 5 2 den 4 4 2 ye geçiş trendi oldu, şimdi 4 4 2 den 4 3 3'e bir geçiş trendi var. Geçmişten bakıp geleceği tahmin etmeye çalışmak gerekirse 4 3 3 en az bir 10 12 sene devam eder. 10 senelik bir sistemin oturmasını 5 6 haftada bekleyen insanın aklından şüphe ederim ben. Hele ki o sistem bizim futbol karakterimize tamamiyle tersse. İleri çıkan bekler, hızlı paslar, bir anda kanat değiştirmeler, sabırlı paslar vs. Ayrıca Frank Rijkaard paf takımını da 4 3 3 oynamasını istemiş ki, kendisini ayakta alkışlamak istiyorum.

Not: Defansın ortasına bir Popescu şart, ortasahaya ise pas trafiğini hızlandırıcı bir oyuncu gelirse, sistemin oturması biraz hızlanır. Gelmez ise ölümcül bir eksik olmaz. Bu sezon umarım Şampiyonlar Ligi'ne kalacak bir sonuç elde edebiliriz, şampiyonluk şart değil. Bir de dün etrafta dolanan bir Kalli vardı. Alt yapı falan diyorlar, korkuyorum dostlar. Nedir bu Adnan Polat'ın alman severliği, Enver Paşa'nın soyundan mı geliyor acaba kendisi ?

Maradona

23 Temmuz 2009 Perşembe

Newcastle



Premier Lig'den Campionshipe düşen Newcastle United 38000 kombine satmış. Futbolun beşiği olmak, futbol kültürüne sahip olmak böyle birşey olsa gerek. Bizde 4 büyük dediğimiz takımdan birisi 20000bin kombineyi aşınca haber oluyor. Geçen sene Fenerbahçe 30000 satıcan olay oluyor. Ligden düşen, iflasın eşiğindeki bir takım ise 38000 kombine satabiliyor. Gerçekten futbol kültürü olarak çok fark var aramızda, 3 senede 3, 5 senede 5 şampiyonluk hedefleyerek de bu fark kapancak gibi değil.
Maradona

Dedikodular

Deco haberleri git gide artıyor Galatasaray cephesinde. Bu transferi dış basın da iç basın da yazmış. Haberi yapan sadece Sabah gazetesi ama yine de Riijkard Deco'yu isterse sanki getirir gibi duruyor.Yaşı da 31 gayet Türkiyeli. Bu kadroya Deco fazla mı gelir yoksa gerçekten gerek var mı tartışılır ama bence asıl sorun hala defansta Galatasaray'da.

Shevchenko'nun adı the Guardian'da ,yine Chelsea'den ayrılacak veya Kiev'e ya da Fener'e gidecek şeklinde geçti. Artık bu gidiş Kiev'e gibi ,tabi başka takım çıkmazsa. Guiza artık gitmeyecek gibi duruyor Fener'de. Ama maalesef hala 2 forveti var Fener'in. Bir üçüncüsü lazım. Ya da Kazım Deivid gibi isimlerden birini forvet izleyeceğiz bu sene.Ya da bir genç isim yedekte forma bekleyecek. (Semih olmasın da o genç)

Daum'dan içlerimizi ferahlatan bir açıklama gelmiş. Avrupa asıl hedefim değil diyor. Ya da ikinci hedefim diyor. Bari de ki : "Lig zaten amacımız yanında Avrupa'da da ilerlemek istiyoruz. "Ne kaybedersin be hacı?

Bursa bu sene harika bir kadro kuruyor bence. Hüseyin cuk oturacak gibi ortaya. Şimdi de Zapo bitmek üzereymiş. Zapo Bursa'nın gücüne güç katar. Bize de blog olarak, Bursa'ya gidip kebap artı futbol zevkini yaşamak düşüyor bu sene. Sercan ve Volkan Şen de takımda kaldı. Çok can yakacaklar.

Vassel resmen imzayı attı. O yaşta İngiltere'den forvet getirmek zor hepimiz biliyoruz. Adam resmen Ankara'ya geldi. Nasıl oynayacak göreceğiz. Ankara seyircisi beni çok etkiledi demiş Vassel; transferde önemli rol oynadı diyor da ne ara gördün bu seyirciyi diye soruyorum kendisine.

Beşiktaş 'tan bir açıklama geldi. Cumaya kadar bir transfer daha yapılabilir diyor. Bu isim Quaresma olur mu? Deco ve Quaresma iki ezeli rakibe gelir mi ilerleyen günlerde göreceğiz. Bobo'ya ise en son hala talip vardı Yunanistan'dan. Ama ne gelen var ne giden.

Marquinhos

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Bjk FB 2009-2010 Formaları























İki takım süper kupada karşı karşıya gelecekler. O maçta umarım Fener sarı beyaz çubuklusunu ve de Beşiktaş baklavalı formalarını giyerler. Böyle organizasyonlarla daha da çok heyecanlanıyoruz yeni başlayacak lig öncesi. Başlasın artık Süper Lig!

Batuhan Karadeniz



İsmail Köybaşı'yı alan Beşiktaş, sözleme gereği bir oyuncusunu kiralık olarak Antep'e göndermek zorundaydı. Bu isim Batuhan Karadeniz oldu. Geçen sene Mustafa Denizli'nin arkasından sallayınca bu sene Mustafa Denizli tarafından takımda düşünülmedi. Gördüklerimden anlayabildiğim kadarı ile, Batuhan kiralık olayını sürgüne gönderilmek gibi algılamayan ve bu yüzden moralini bozmadan topunu oynayan bir futbolcu. Geçen sene Eskişehir'de attığı goller bunun en güzel ispatı bence. Antep'e faydalı olacağına da eminim. Beto gibi bir oyuncu ilk 11'de oynuyorsa Antep'te, Batuhan formayı 3 4 hafta içinde kapar gibi geliyor bana. Murat Ceylan ve Mehmet Yozgatlı'nın keseceği ortalara, atacağı kafalarla iş yapar gibi duruyor. Ama bence bu transferin en güzel tarafı Batuhan , Jose Couceiro ile çalışcak. Porto gibi bir takımda gençlerle çalışmaya alışık, hatta onları parlatıp yüksek paralara satmaya alışık bir sistemden gelmiş tenik adamla çalışcak. Bu, Batuhan için büyük bir fırsat, eğer bu fırsatı iyi değerlendirirse, Türk futbolu hasret kaldığı uzun forveti de kazanmış olacak. Tabi yazının sonunda gece hayatını bırakması klişesine girmeden olmaz. Yaramazlık yapmadan ,işine bakarsa Batuhan sezon sonu büyük gelişme kaydetmiş olacak. Sanırım Beşiktaş maçlarında sözleşme gereği forma giyemeyecek, valla çıkıp Beşiktaş'a gol atmasını isterdim, ama öyle gözüküyor ki diğer takımlara attığı golleri izlemekle yetineceğiz.
Maradona

Green Street Hooligans


Liverpool captain Steven Gerrard punched a man three times in a nightclub brawl with the "style and speed of a professional boxer", a court heard today. Cümleye de bakın. Gerard profesyonel bir boksör gibi art arda 3 yumruk çakmış bir vatandaşa. Bir barda gerçekleşen olay bana hemen o muhteşem filmi hatırlattı. Gerard ,West Hamlı gençlere özenmiş sanırım. O değil de Arda'nın böyle bir olay ile karşı karşıya kaldığını bir düşünsenize... Sonu ne olurdu çocukcağızın acaba? Kaptanlığı elinden alınır mıydı? Gerard'ın alınır mı? Zannetmiyorum.

Video için:
http://www.guardian.co.uk/football/2009/jul/21/steven-gerrard-court-case

Magazin haberleri yaptığımız için: Pardon!

21 Temmuz 2009 Salı

2009 2010 Fener

Yapılan son transferlerle böyle bir diziliş çıkıyor ortaya. Hazırlık maçlarında da bu dizlişi tercih etti Daum. 4 3 1 2 değil de 4 4 1 1 oynattı. Fakat tabi Semih'in yanına oynatacak bir Guiza yeni geldiği için de bu yapılmış olabilir. Yukarıdaki dizlişte ise tek handikap Bilica'nın yanı sanırım. Hatta Bilica'nın da kendisi belki. Çünkü daha ne yapıp ne yapamayacağını göremedik.

Teker teker bakarsak eğer Carlos'un yedeği Vederson. Dos Santos'u oraya koydum ama Uğur Boral hemen yedeğe çekilecek mi bilemiyorum. Ortasahanın ortası sakatlık ya da ceza olmazsa böyle olacak gibi. Deniz yine en iyi yedek. Sağ tarafta Topuz sanki direk formayı alacak gibi . Daum planlarını Topuz üzerine yapıyor diye söylentiler var. Yedeği tabi ki Deivid.Ayrıca iki açığın ve ayrıca ortasahanın ortasının bir alternatifi daha Özer Hurmacı.

4lü ortasahanın önünde Alex var.Yedeği yine Deivid. Burada Topuz ve Hurmacı da oynayabilir bir sakatlık durumunda. Forvet maalesef tek olacaksa yine Guiza olacak. Yedeği Semih ve hatta Kazım olabilir. Kazım tabii ki sağ kanadın da iyi bir oyuncusu ama çok gamsız. Yine öyle olacaksa yine yedekte oturur.

Durum bu ama Daum tutar da küçük takımlara 3 senedir yapılmayanı yapar ve 4 3 1 2 oynatırsa tablo şöyle olur:

Defans 4lüsü önünde Emre Cristian Deniz( Özer , Selçuk) önlerinde Alex ve önlerinde de Guiza Semih.

İlk kadroya göre yedekler: Deniz Dos Santos(Kazım) Bekir Deivid Uğur Semih Volkan
ikinciye göre yedekler: Özer Selçuk Topuz Deivid Uğur Kazım Volkan

Bir defans daha alınırsa Önder iyi bir defans yedeği olur. Alınırsa kadroyu ona göre revize ederim.

Marquinhos

Bülent Uygun



İki senedir futbolumuza değişiklik getiren bir takım Sivasspor. Bunun daha büyüğünü yıllar önce Trabzonspor yapmış. Ben o günleri yaş olarak yaşamadım, ama çok duydum, çok okudum. 2 senedir de Sivasspor başarılı sezonlar geçiriyor.Bence başarının göstergesi illa ki kupa değildir. O yüzden gerçekten canı gönülden destekledim kendileri hep. Yanlız özellikle geçen seneki Sivasspor Galatasaray maçı ile başlayan, ve ligin son haftalarında baskı arttıkça değişen bir Sivasspor ve Bülent Uygun vardı sahada. Stres dedik, baskı dedik ,mazur görmeye çalıştık. Hatta çağ dışı futbollarına bile fazla eleştiri getirmedim ben kendi adıma. Sene olmuş 2009 orta sahada pas yapmayan takım mı olur demedik. Sanırım yanlış yaptık. Bülent Uygun ve öğrencileri saha dışındaki açıklamaları ile sempatilerini hızla kaybetmeye başladılar geçen sezon, Bülent Hoca ise daha sezon başlamadan şov yapmaya başladı. Öncelikle bu son açıklamalara değinmeden başka bir şeyi gündeme getirmek istiyorum. Hocam, benim dünya görüşümde kişinin kendisini övmesi diye bir şey yoktur. Hatta kibirli ve kendi başarılarını anlatan insanları hiç sevmem. Sen bunu sıklıkla yapıyorsun. Transfer yeteneğine ve 2 senedir aldığın başarılı sonuçlara ne kadar saygı duysam da bu yüzden seni sevmiyorum sevemiyorum. Bir insan "Ne kadar çok Ben" diyorsa o kadar küçülüyor bence. Tamam belki hak ettiğin kadar takdir edilmiyorsun, belki medya inatla senin başarını sorguluyor. Sen kendini zaman zaman baskı altında hissediyorsun, ama bu kadar çok övme kendini. Turblans sistemini ben getirdim deme, onun yerine bekle birisi çıkıp helal Bülent Hoca'ya süper bir antreman sistemi getirmiş desin. Bak Mustafa Denizli gibi bir mütevazılık abidesi var önünde. Bir de Fatih Terim var. Fatih Terim de bir ara değişmiş, "Ben" demeye başlamıştı. Ne zaman ki "Ben" demeyi bıraktı, gene eski İmparator oldu. Umarım kendine bir bakarsın ve bu huyunu bırakırsın.


Kafası Karıştı Bence

Sivasspor'un çok keyifli bir kamp dönemi geçirdiği söylenemez bence. Bunu alınan sonuçlar açısından değil, Bülent Uygun açısından söylüyorum. Kolay değil 10 yeni transfer yaptılar, 5 6 futbolcuyla yollarını ayırdılar. Oynadıkları takımlar gerçekten ciddi takımlar ve yenilmeleri beni rahatsız etmiyor. Ama Bülent Uygun takımı üzerindeki baskıyı dağıtmak için "Şov" yapmaya başladı. Psv maçından sonra gitti hakeme embesil dedi. Tamam hepimiz zıvandan çıkıp zaman zaman küfür ediyoruz ya da böyle şeyler söylüyoruz da neden gidip bunu resmi televizyonda yaptın hocam. Senin kaderin hakemin yazacağı raporda. Trt ekranında kendisine "embesil" dediğini duysa sanırım o rapordan o kırmızı kartlara ceza çıkar. Yok hakem Hollandalıymış, ama bir yandan Anderlecht taraftarıymış. 1960 model paranoyalarla bir yere varılmaz hocam. Hadi bu açıklamanı geçtim, ardından çıkıp bu sene konuşmıayacağım artık, çünkü ne söylediysem olay oluyor dedin. Ah işte Bülent Hoca toparlayacak bir şeyleri derken, gittin Arda Turan bu sene nasıl oynayacak merak ediyorum dedin. Geçen sene Mehmet Yıldız'ın dengesini Adnan Polat bozdu tadında bir açıklama yaptın. Hocam bırak bu işleri , bir spor adamına yakışmıyor bu işler. Çatışma ve zıtlaşma ile beslenme bence. Tamam gerginsin, herkes merak ediyor yeni takımı. Belki bazıları senin başarısızlığını ve bundan nemalanmayı da bekliyor ama sen yapma böyle şeyler. Sivasspor'a romantik bir futbol sever olarak beslediğim bütün sempatiyi ,senin yüzünden kaybetmek istemiyorum. Bunu ne kendi takımına ne de bu güzel oyunu seven insanlar yap.
Maradona




Basın ve Emre Çolak



Buradaki yazıları takip eden sevgili okurlar benim Emre Çolak ile ilgili görüşümü bilirler. Mevcut kadro içinde ortasahanın ortasında oynayabilecek en ofansif oyuncu kendisi benim gözümde. Ama ideal yedek olur diye bekliyordum. Medya ise kamp döneminde hem onu şişirdi, hem de Frank Rijkaard'ı gençlik atılımı yapan büyük devrimci ilan etti. Tabi ilk Tobol maçından sonra devrimin başarısız olduğu yönünde yorumları yapmaktan geri durmadılar. Emre Çolak'la rötortajlar yapıldı, hayat hikayesi yazıldı. Hatta kalecinin hata sonucu yediği gol süper füze diye adlandırıldı. Peki ne oldu? O Emre Çolak paf takıma geri yollandı. Ya yazıktır ,günahtır. Gencecik bir adamı şişirdiniz şişirdiniz, şimdi o çocuk biraz da sizin bu gazlamanızla kendini A takımda garanti sanırken, pafta buldu. Moralini ,motivasyonunu yerle bir ettiniz elinize sağlık. Ben Emre'den umutluyum. Eğer bu geri dönüşü aşabilir ve moralini yükseltebilirse Galatasaray'a ya da futbola uzun yıllar hizmet edecektir. Sıkma canını Emre daha çok seneler var önünde.
Maradona

Pes Artık



Alp Yalman senin için "Onu bana sormayın, adam değil" demişti, az bile demiş be Lincoln. Hadi kulübe yaptıklarını geçtim, taraftardan ne istedin? Sen ne kadar şımarırsan şımar, ne kadar sorumsuzluk yaparsan yap, seni bağrına basmadı mı bu taraftar? Daha fazla küçülmeden bırak artık bu işleri. Beni kampa almadılar demişsin, almazlar çünkü kamp Dortmund'da diskoda değildi, ya da belki kampa damlı gelmişsindir disko sanıp ondan almamışlardır. Pes vallahi pes!
Maradona

Transfer Yapmak Bu Sene Zor İş

Aslında daha önce yazmak istiyordum bu yazıyı, ama kısmet bugüneymiş. Fenerbahçe haftalardır türlü dedikodulara sebep olan yabancı transferinde ilk hamlesini yaptı. Brezilya'dan iki futbolcuyu getirdi. Kardeşim Marquinhos öngörüsünü yapmış zaten bu transferlerle ilgili. Ben de kendisine büyük ölçüde katılıyorum. Dos Santos'tan ben de umutluyum. Dün gece geç saatte haberi duydum, üşenmedim kalktım baktım internetten, sonra üzerine Football Manager'da bir oyun açtım. Türkiye ligi için fazlasıyla yeteceğini düşünüyorum. Cristian Oliveira ise biraz muallak benim için. Ama en kötü senaryoyu düşünelim, kötü çıktı, bir Maldonado çıktı gene, mevcut takım kadrosu bu sene bu ligi götürebilceği için en fazla çöpe giden paraya yazık olur. Bir de Avrupa için sorun yaratır ama ben bu sene pragmatik Daum'un Avrupa'ya asılmayacağını düşünüyorum. Neyse efendim asıl ben genel olarak transferle ilgili nacizane görüşümü dile getirmek istiyorum. Bu yazı biraz Fenerbahçe özelinde de olsa aslında bütün ligimizdeki transferleri ve zorluklarını anlatmaya çalışacağım.




  1. Yabancı futbolcular, özelliklede belli bir seviyenin üzerinde olanlar Türkiye'yi hala küçük bir ülke ve Avrupa dışı olarak görüyorlar. Bu hem futbolumuzun, bundan da önemlisi ülkemizin başlıca sorunu. O yüzden dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'a bile gelirken bu kadar nazlanıp, kapris yapıyorlar. Bu sorunu sadece futbol ailesi olarak değil, ülke olarak çözmeye çalışmamız lazım. Geçen sene Trabzonspor'un ve bu sene de Sivasspor'un bir iki transferinde basına yansıyan bence çok önemli bir nokta da şuydu. Anadolu'nun bir çok kentinde maalesef futbolcuların çoçuklarının yabancı dilde eğitimlerini sürdürebilceği okul eksikliği. Sonuçta bu adamların da bir ailesi var ve çocuklarının eğitimlerini düşünmek zorundalar.

  2. Ülkemizin Fifa'da hem teknik adamlarla hem de oyuncularla ilgili geçmişte ve hali hazırda sicili pek sağlıklı değil. Bunun da hali hazırda büyük bir caydırıcı etken olduğunu düşünüyorum

  3. Benim asıl gelmek istediğim nokta ise Avrupa'da tanınırlık. Şimdi kimse kusura bakmasın ama ligimizde Avrupa'da en fazla tanınan takım Fenerbahçe ve Galatasaray. Futbolcuları 5 gruba ayıralım. Ülkemize zaten 1. sınıf futbolcu çok tercih etmiyor. 2 sınıf futbolcu, mesela Guiza,Lincoln gibi adamlar geliyor, ama onların çıkardığı sorunlar da ortada. Tabi bir de Brezilya'dan gelip, ülkemiz dahilinde Alex gibi 1.sınıf futbolcu olanlar var ama onlar istisna. Neyse efendim bence bu ilk 2 sınıftan düzgün oyuncu gelmemesinin en büyük sebebi takımlarımızın bireysel olarak Avrupa'daki konumu. Şöyle örnekleyince daha somut olacak sanırım. Fenerbahçe'nın adı bu sene yalan ya da doğru bir çok oyuncuyla anıldı, ama sonunda gidip Brezilya'dan oyuncu aldılar. Bunda bu sene Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi'nde oynayacak olmasının etkisi büyük. Eğer bu sene Fenerbahçe Avrupa Ligi'nde değil Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olsaydı , ben eminim ki görüşmelerde futbolcuları ikna etmek için ellerinde büyük bir koz olacaktı. Bu sene Galatasaray eğer Frank Rijkaard'la anlaşmamış olsaydı Keita'nın gelmesi bence pek mümkün olmazdı. Sivasspor ise tanınmamışlığa çok net bir örnek. Avrupa için tam bir kapalı kutu ve bu yüzden bir futbolcuyu oraya gelmeye ikna etmek, çok fazla zor. Bırakın yabancı oyuncuyu bence yerli bir futbolcu bile, Bursaspor ile Sivasspor arasında bir tercih yapacak olsa, ciddi manada düşünür.

Fenerbahçeli taraftarlar yada basın belki bu gelen isimlerden memnun değildir. Valla özellikle basının ne düşündüğü fazla umurumda değil, ama Anelka gibi büyük isimler bekleyen taraftara bir şey söylemek istiyorum. Bu isimler sizi bu sene tatmin etmemiş olabilir, ama üzmeyin kendinizi. Seneye Şampiyonlar Ligi vizesi alınca işler daha kolay ,isimler daha güzel olacak.

Maradona

Spor Dünyasından İki Kayıp

1 hafta içinde hem Vedat Okyar hem de Orhan Şengürbüz aramızdan ayrıldılar. Yakınlarına baş sağlığı ve sabır dileriz. Spor Kamuoyunun başı sağolsun.

Korner Olması Lazım

Teşrif Ettiler

Okçu sonunda teşrif etti ve kampa katıldı. Para cezasının ne kadar olacağını merak ediyoruz.

Fener'den Brezilya'ya Dönüş


Onlarca adam sayıldı yazıldı çizildi. Poulsen dendi ;karısı ikna edilemedi. En sonunda Fener en sevdiği Brezilya'dan iki futbolcu alıp getirdi. Ben bu hareketin mimarının Daum olduğunu düşünüyorum. Daum'un gelme sebebiyle aynı bu iki transferin sebebi bence. Dağılan bir takımı toplarlamak adına takımı tanıyan ve ligde şampiyonluk yaşamış birini takımın başına getirmekle eldeki Brezilyalıları memnun etmek için onların da tanıdığı iki adamı getirmek aynı mantığın eseri bence. Daum'dan da beklenen buydu. Alex'i de çok isteyip takıma kazandırmıştı ve şimdi de mayıstan beri izlediği iki adamı aldı getirdi.

Clarindo Dos Santos ve Cristian Oliveira Baroni artık Fener forması giyecekler. Dos Santos geçtiğimiz günlerde milli takımı ile bir şampiyonluk yaşadı. 5 maçta da forma giydi. Ben bu yüzden Dos Santos'u kötü beklemiyorum açıkçası. Fakat sol bek diyor internetteki kaynaklar ve gazeteler, acaba kendisi Uğur Boral yerine de oynayacak mı? Bunu ilerleyen maçlarda göreceğiz fakat en önemlisi kamp bitmeden geldiler ve de ligleri devam ederken geldiler. Yani fitler. Diğer adam ise defansif ortasaha olarak alındı. O da 26 yaşında. 30 yaşında Avrupa'dan teklif alamayıp gelecek birinden daha mantıklı geliyor ilk etapta bu transfer ama onun bir Maldonado mu yoksa bir Aurelio mu olacağını göreceğiz.

Kısacası bence Fener şu transferleri geçen sene yapsaydı , yani bitmiş bir Josico yerine ya da 29unda bir Maldonado yerine iki genç Brezilyalı alsaydı bu kadar kötü bir lig geçirmezdi bence.Şimdi önümüzdeki tek soru Edu ne olacak ve Lugano geri gelecek mi? Ya da defansa bir adam daha alınacak mı? Bir soru da şudur: Carlos kesilip yerine Dos Santos mu oynayacak ya da Carlos ve önünde Dos Santos mu oynayacak?
Not: Fenerbahçe'de şu an 7 tane Brezilyalı var: Edu, Bilica, Roberto Carlos, Deivid , Alex , Dos Santos ve Cristian Oliveira. Bir de Wederson'u koysak sayı 8 oluyor. Guiza sanki tek yabancı oyuncu takımda şu anda. Yani tam 8 oyuncu var şu an kadroda yabancı. 6 artı 2 tamam. Bu aralar Lugona'nun dönmesi konuşuluyor. Bu gerçekleşirse Edu'nun sözleşmesi bitirilebilir.

Marquinhos

19 Temmuz 2009 Pazar

Manchester City




Bir şehirde kırmızı takım varsa ben illa ki onu tutarım. O yüzden Manchester City bugüne kadar desteklediğim bir takım olmadı. Ta ki bu arap zenginleri gelip alana kadar bir antipatim de yoktu. Ama artık işin tadı kaçmaya başladı bence. Tevez'i anlarım, belki de Manchester'ın gerçek takımı United'a gol atıp intikam almak için gitti City'e, peki ya Abebayor niye gitti? Bir de utanmadan para için gelmedim demiş. Heralde Manchester City'nin şanlı tarihi için gitti. Tamam para için imza atmanı anlamaya çalışırım da , neden böyle saçma açıklamalar yaparsın onu pek anlamam. Bu biraz bizim ligimizde yapılan "ben küçükken aslında falan takımlıydım" açıklamalarına benziyor. Bu arada Manchester City'nin resmi internet sitesinde 9 forvet gözüküyor. Hadi diyelim onlar siteyi yenilemedi ben de takip etmedim transferlerini kim geldi kim gitti diye, ama aynı transfer sezonunda Tevez, Adebayor ve Santa Cruz'u transfer ediyorsa bir takım sıkıntı vardır bence o takımda. Gerçi orta sahaya güzel takviyeler de olmadı değil. Ama sanki araplar gerçek para ile Football Manager oynuyorlar. Bu kadar paralı askerden bir takım oluşturabilirler mi bilmiyorum. Oluştururlarsa Premier Lig'de ilk 4ü zorlayabilirler. Ama valla cihan şampiyonu olsalar oturup alkışlamam o ayrı. Asıl şimdi Arsenal ne yapacak? Arsen Wenger 12 yaşında geç bir yetenekle mi sahaya çıkacak yoksa takıma eli yüzü düzgün trasnfer yapacak mı merak ediyorum.
Maradona