13 Şubat 2010 Cumartesi

Oyum Kime Gitti?

Rookies ve Sophmores maçının devre arasında yapılan smaçlarla smaç yarışmasına 4. oyuncu seçildi. Bence hak eden Gordon'du ve oyumu Gordon'a verdim. Ama yukarıda gördüğünüz gibi site böyleydi. İsme göre verdim umarım doğru gitmiştir ama bir çok kişinin kafası karışmıştı. Neyse sonuca gelirsek Derozan %61 oyla seçildi. Daha şimdiden smaç yarışmasının kötü gideceği belli oldu. Umarım hakeden kazanır ama Kaan Kural'ın dediği gibi Nate haketse de kazanmasın. Maça gelirsek 7 yıl aradan sonra çaylaklar 140-128 maçı kazandı.

Çaylaklarda T. Evans 26 sayı 6 reb.,D. Blair 22 sayı 23 reb.,J. Harden 22 sayı 5 reb.,B. Jennings 22 sayı 6 reb. 8 assist ile oynadı. 2. yıl oyuncularında ise R. Westbrook 40 sayı 5 reb. ,M. Beasley 26 sayı 7 reb. ile maçı tamamladı.

ZorTurK

Biri Aklıma Geldi

Bu fotoğrafı görünce kesin koymak gerekir diye düşündüm. Maradona All-starla ilgili yazı yazdı. Bize de fotoğraflar koymak düşer diye düşündüm. Yarın onu ne yazık ki smaç yarışmasında tekrar göreceğiz. Geçen sene bırakacağını düşünmüştük Nate. Bu son olur inşallah.

12 Şubat 2010 Cuma

NBA ALL STAR WEEKEND 2010




Bu hafta sonu, hem sınavlar bitişi sebebiyle hem özgürlük demek, hem de bol bol spor demek. Tabii ki benim gibi tembel adamdan saatlerce spor yapması beklenemez, ama konu tv başından bir şeyler izlemek olunca üzerime tanımam. 3 4 haftadır, hafta sonu koltuğa yayılamamanın verdiği özlem ile acısını çıkarmayı düşünüyorum. Ama ne zaman böyle isteklerim artsa sürekli bir askilik çıkar, kısmet bakalım. Hafta sonu canlı yayınlanan maçlar dışında takip etmeye çalışacağım bir diğer olay ise NBA All – Star hafta sonu olacak.



Önce Yayın Akışı

NTVSpor

13 ŞUBAT CUMARTESİ

NBA All Star çaylaklar maçı 04.00 CANLI

14 ŞUBAT PAZAR

NBA All Star yetenek yarışmaları 03.30 CANLI

15 ŞUBAT PAZARTESİ SAAT YAYIN

NBA All Star maçı 03.30 CANLI

(Ben maçları NVTSpor'dan takip edeceğim için orada ki yayın akışını koyuyorum burayada)


ÇAYLAKLAR MAÇI

Bu gece arkadaşlarla takılcağımız için belki çaylaklar maçını kaçırabilirim, fakat hem yetenek yarışmasını hem de maçı izlemeyi düşünüyorum.

Çaylaklar maçının kadroları ise şöyle


Rookie Team (1 senelik oyuncuların takımı)

Omri Casspi (Kings)

DeJuan Blair (Spurs)

Stephen Curry (Warriors)

Tyreke Evans (Kings)

Jonny Flynn (Timberwolves)

Taj Gibson (Bulls)

James Harden (Thunder)

Jonas Jerebko (Pistons

Brandon Jennings (Bucks)

Sophomore Team (2 senelik oyuncuların takımı)

Michael Beasley (Heat)

Marc Gasol (Grizzlies)

Danilo Gallinari (Knicks)

Eric Gordon (Clippers)

Brook Lopez (Nets)

Kevin Love (Timberwolves)

O.J. Mayo (Grizzlies)

Anthony Morrow (Warriors)

Russell Westbrook (Thunder)

YETENEK YARIŞMALARI

Benim All Star maçından daha merakla beklediğim gün. Tamam maç çok eğlenceli, hatta son 3 4 yılda rekabet de güzel, ama bu adamların gerçek şovları bence bugün.

Gecio H.O.R.S.E

Bu yarışmada Kevin Durant, Rajon Rondo, Omri Casspi sahanın değişik yerlerinden atacakları şutlarla en iyinin kim olduğunu gösterecekler.

Haier Shooting Stars

Bu yarışmada 4 takım bulunuyor. Her takım bir NBA oyuncusundan, bir NBA efsanesinden ve bir WNBA oyuncusundan oluşuyor. 2 tur üzerinden yapılan yarışta, takımlar zorluk seviyesi artan mesefelerden şut atıyorlar. Bütün şutları en erken sokan takım yarışmayı kazanıyor.

3'lük Yarışması

5 noktadan 6'şar atış yapıyor yarışmacılar. Son top 2 puan sayılıyor.

Chauncey Billups, Denver

Daequan Cook, Miami

Stephen Curry, Golden State

Channing Frye, Phoenix

Danilo Gallinari, New York

Paul Pierce, Boston

Skills Challenge

Brandon Jennings, Milwaukee

Steve Nash, Phoenix

Derrick Rose, Chicago

Deron Williams, Utah

Smaç Yarışması

Bu sene yarışmada bir değişiklik var. Son karılacak isim , Cuma gecesi ilk kez yapılacak ön eleme ile belirlenecek. Bu ön eleme de Eric Gordon or DeMar DeRozan son bileti kapmak için yarışacak. Cumartesi gecesi ise buradan gelen yarışmacı ile birlikte Nate Robinson, Gerald Wallace ve Shannon Brown bütün hünerlerini gösterecek bizlere.

ALL STAR GAME

İki takımın da kadroları aşağıda. Zaten Vince Carter ve Shaq gibi isimler yok diye üzülüyordum, şimdi bir de Kobe sakatlandı, Iverson ise yan çizdi. Maçı gene izleyeceğim tabii ki , ama All Star'ın gerçek yıldızı Shaq ve onun şakaları olmadan bu organizasyonun sosu eksik kalır bence.

Doğu Konfersansının İlk Beşi

David Lee (New York Knicks)

Dwyane Wade (Miami Heat)

LeBron James (Cleveland Cavaliers)

Kevin Garnett (Boston Celtics)

Dwight Howard (Orlando Magic)

Doğunun Yedekleri

Chris Bosh (Toronto Raptors)

Al Harford ve Joe Johnson (Atlanta Hawks)

Paul Pierce ve Rajon Rondo (Boston Celtics)

Derrick Rose (Chicago Bulls)

Gerald Wallece (Charlotte Bobcats)

Batı Konferansının İlk Beşi

Jason Kidd (Dallas Mavericks)

Steve Nash (Phoenix)

Tim Duncan (San Antonio)

Carmelo Anthony (Denver)

Amare Stoudemire (Phoenix

Batının Yedekleri


Kevin Durant (Oklohama City Thunder)

Pau Gasol (Los Angeles Lakers)

Dirk Nowitzki (Dallas Mavericks)

Chris Paul New (Orleans Hornets)

Zach Randolph (Memphis Grizzlies)

Brandon Roy (Portland Trail Blazers)

Deron Williams (Utah Jazz)


Maradona

Bir yerden gözüm ısırdı bu gölü ama hadi hayırlısı



Link

Portekiz liginden talihsiz bir gol. Bu gol bir başka benzer golü hatırlattı ama çıkartamadım.

11 Şubat 2010 Perşembe

10 Şubat Programı

11 Şubat Perşembe 02:00 / Miami Heat - Atlanta Hawks
11 Şubat Perşembe 02:00 / Philadelphia 76'ers - Toronto Raptors
11 Şubat Perşembe 02:30 / Sacramento Kings - Detroit Pistons
11 Şubat Perşembe 02:30 / Milwaukee Bucks - New Jersey Nets
11 Şubat Perşembe 03:00 / Boston Celtics - New Orleans Hornets
11 Şubat Perşembe 03:00 / Charlotte Bobcats - Minnesota Timberwolves
11 Şubat Perşembe 03:00 / Orlando Magic - Chicago Bulls
11 Şubat Perşembe 04:00 (NBA TV) / Portland Trail Blazers - Phoenix Suns
11 Şubat Perşembe 04:00 / Los Angeles Lakers - Utah Jazz
11 Şubat Perşembe 05:30 / Los Angeles Clippers - Golden State Warriors

İlk önce koyduğum fotoğrafla ilgili açıklama yapayım. Kobe ve İverson'un All-Star'a katılmama ihtimali varmış.Kobe katılmazsa zaten zayıf olan batı iyice zayıflamış olscak. İverson'ın katılmasını isterim ama o katılmazsa Shaq'ı alsınlar.

Phi-Toronto:Maçı kesinlikle Toronto'nun kazanacağını düşünüyorum. Phi 5 maçtır kazanıyor. 4 maçta ise İverson yoktu.

Mil-Njn:Umarım Ersan bu maçta iyi oynar.Bucks kazanır.

Char-Min:Bucks'ın play-off yapması için Charlotte Bobcats'ın maçı kaybetmesi gerekir ama iddaa oynadım o yüzden umarım kazanır.

Lal-Utah:
Utah üst üste 9 maçtır kazanıyor.Lal'de Kobe de yok. O yüzden Utah maçı kazanır.

Bu maçlara iddaa oynadığımdan dolayı yazı böyle oldu. Beğenmeyen olursa eğer yorumlarda belirtirse bir daha böyle yazmam.

ZorTurk

10 Şubat 2010 Çarşamba

8 Şubat 2010 Pazartesi

Kaçımız Özledi?


ZorTurK

Futbolcuların takma adları #2




Neredeyse 2 ay önce bu yazının 1.sini yazmıştım epey aradan sonra ikincisinde sıra.
Bu sefer ise İtalya Seri A'da popüler olan takma adları yazacağım.

o'Banco e' Napule (the bank of Naples) Hans Jeppson : Yani Napoli Bankası. Nedeni 1952'de Napoli'ye transferinin biraz tuzluya mal olması.

Bello di Notte (Beauty of the Night) Zbigniew Boniek : Gece Güzeli ; Juventus başkanı Agnelli tarafından gece maçlarında daha iyi performans gösterdiği için takılmıştır.

el Burrito (the Little Donkey) Ariel Ortega : Küçük Eşek.

la Farfalla Granata (the Butterfly of Granata) Luigi Meroni : Granta Kelebeği ; futbol stilinden dolayı takılmış bir ad. Aynı zamanda ressam bir futbolcu kendisi.

Monumento (Monument) Dino Zoff : Abide ; uzun süren futbolculuk yaşamından dolayı kullanılan bir ad.

Penna Bianca (the White Feather) Fabrizio Ravanelli : Erken beyazlayan saçlarına ithaf etilen bir takma "beyaz tüy".

Spillo (Needle) Alessandro Altobelli : İğne ; İnce yapısına ithaf edilmiş bir takma ad.

San Marco (Saint Marco)Marco van Basten : Aziz Marco ; aziz olmak için mucizeler gerçekleştirmek gerekir bilindiği gibi Van Basten bu mucizelerden fazlasıyla gerçekleştirdi sanırım. Aman yanlış anlaşılmasın buradaki aziz kelimesi Vatikan'ın işi değil van Basten sevenlerinin verdiği bir isim.

Not: Yine çeviride kaybolup giden anlamlar olmuşsa belirtiniz .

Not 2: Takma adlar Midfield Dynamo sitesinden alındı. Diğerleri, yani nereden geliyor bu takma adlar kısmı, benim işimdir.

Saygılar.

Ben Sana, Onlara Rağmen Aşığım Futbol

Aslında bu yazıyı bir hafta sonra daha değişik bir açıdan yazmayı düşünüyordum. Malum sınav zamanı içindeyim hala ve kıçı kırık siyaset teorilerini okudukça, mevcut futbol düzeni ile, inşaa edilen ve dönüştürülen dünya düzenini feci halde birbirine benzetiyorum. Tamam farkındayım beyin biraz şartlı, gördüğü her şeye futbol gözü ile bakmaya. Ama yazınca siz de anlayacaksınız. Ben şimdi sadece bir taraftar olarak bu işten yorulmaya başladığım bu günlerde kendimi ifade etmeye çalışacağım.

Kendimi bildim bileli maç izliyorum. Otorite seven babamın katkısıyla ufakken maçları ses çıkarmadan izlermişim. Tabii ki o zamanlar anlamıyordum bu işlerden. Yavaş yavaş yaş kemale ermeye başladığı zamanlarda sahanın içinde olan biteni daha fazla anlamaya başladım. Saha içinde olan biteni anlarken, yönetimleri tanımaya başladım. Maçlardan sonra yapılan açıklamalara 10-11 yaşında başkanımız hakkımızı savunuyor gibi gayet aptalca bakarken, artık bu açıklamalar ile ne kadar basitleştiklerini anlıyorum.

Bu ülkenin takımları arasında hiç bir "dini yahut etnik " kökene dayalı bir rekabet yok. Bizimkisi sadece "sidik" yarışı. Yıllardır kim daha uzağa işeyecek diye birbirimizle yarışıyoruz. Eh tamam gayet insan doğasına uygun bir tavır bu. Bunu ben ve Marquinhos kendi aramızda yapınca çok güzel ve keyifli oluyor. Ama bu rekabetin arasına "Kodomanlar" girinçe işin tadı kaçıyor.

Bizim başkanımız Adnan Polat , Kayseri maçından önce çıkıp " Yıldızlar korunsun" dedi. Tamam haklısın yıldızlar korunsun da bu açıklamaların Baros ve Kewell sakatlanırken yapılıp işler nispeten iyi giderken yapılmaması gerçekten düşündürücü. Geçen seneki Sikibbe'li ve Korkmaz'lı rezalet sezonda da işler artık dibe vurunca hakemlere sarmıştı bizimkiler. Aynı şekilde Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin başkanları da işler kötü gidince hakemlere sarıyorlar.

Takımların yönetimleri beni bu işlerden soğutmaya başladı artık. Çok sayın Adnan Polat , hakemler bizim futbolcuları koruyacağına, siz kulübe 2 düzgün doktor alsanız da futbolcularımızı yanlış tedaviden korusanız daha iyi olmaz mı?

Sayın Demirören, Beşiktaşlıların yüzde kaçını yansıttığı belli olmayan sözde demoktarik bir seçim ile başkan seçilip, sonra da anti demoktartik açıklamalar yapıp, taraftarı temizleyeceğinizi söylemek yerine, elinize iki kitap alıp okusanız daha iyi olmaz mı ?

Sayın Aziz Yıldırım , işler ne zaman istediğiniz gibi olmasa , yıllardır gerçekleşmeyen istifa restini hortlatmak yerine, bir kere de geri vites yapmasanız daha iyi olmaz mı?

Federasyon başkanı çok sevgili Özgener, ligi çok güzel pazarladınız ama mili takıma hoca bulamadınız hala. Honduras maçına takımın başında beni isterseniz seve seve çıkarım. Ne de olsa 10 seneden fazladır FM oynuyorum.

Artık gerçekten bu ve  benzeri yönetim varoşluklarından bıktım. Tek bir günü bekliyorum. Galatasaray-Fenerbahçe derbisini. Eğer o gün Ali Samiyen'de gene olaylar olursa , güle güle Galatasaray.

Yıllardır bütün kirletmelerinize rağmen bu güzel oyunu, saf bir çocuk gibi sevmeyi bırakmadım. Futbolu gene sevmeyi bırakmayacağım, ama sanırım bunun şekli yahut araç olarak kullanacağım takım değişecek. Kusura bakmayın kendi derdim ile canınızı sıktım.

Sevgiler Saygılar.
Maradona

7 Şubat 2010 Pazar

Fener Fırsat Tepti

Ben de Maradona gibi her hafta aynı hataları yazmaktan çok da mutlu değilim. Her hafta kanatlarda oynayan oyuncularımız ben kanat değilim diye bağırıyorlar. Bu sezonun ilk maçından beri böyle. Fakat transfer döneminde maalesef bir kanat bile alınamadı.

Bu maçta da bundan kaybettik diyebiliriz. Kanatlar olmayınca organizasyon da olmuyor. Diyarbakır gibi iyi kapanan bir takıma ortadan dalmak sadece dalanı yorar. Ancak duran toplarla gol ararsınız. Bulamazsanız da puan kaybedersiniz.

Fener istekli ve arzuluydu bunu kabul ediyorum. Fakat ilk yarıda, kanatsız oyuna, Emre ve Cristian'ın da hücuma katılmayışı eklenince yine ceza sahası çevresinde ancak 2 3 kişiyle hücum yaptı takım. İkinci yarıda daha fazla ileri çıktı Emre de Cristian da ama sert savunmayı geçemediler.

Topuz ve Özer istekli ve sürekli ileriyi düşünüyorlar. Forvetlere topu kazandırıyorlar ama hemen içeriye giriyorlar. Halbuki sürekli kanatlara inmeyi denemeleri lazım. Sezon başından beri denemiyorlar.

Bu akşamki oyunda, oyuna tek girmesi gereken adam Wederson'du. Fakat giremedi oyuna bir türlü. Guiza girdi ve takım tam bir 4 3 1 2 takımı oldu. Ayrıca Alex'te bir şeyler var iki üç haftadır. Çok yorgun ve isteksiz gözüküyor. O da böyle olunca takım Alex'in ilk günleri gibi 10 kişiyle oynuyor.

Fener'de Wederson olmazsa olmaz şu kadro içinde. Sağ kanatta da bence Önder'i beke çekip Gökhan'ı da sağ açıkta oynatmayı denemeli Daum. Bu belki kanat sorunlarını çözebilir. Ya da daha önce de dediğim gibi 4 3 2 1 ya da 4 3 1 2 gibi şeyler denemeli ama elde Wederson varken kanatlı futbolda diretmeli Daum.

Fener büyük bir fırsatı kaçırdı bugün. Puan farkını Galatasaray'ın forvetsiz döneminde artırmak elindeydi ama klasiktir biri kaybedince diğeri de kaybeder. Ayrıca takımda Bursa maçının yorgunluğu da vardır bence. Bursa maçı 40 50 dakka yüksek tempo oynandı. Bugün de çok yıprandı takım. Özer sakatlandı mesela. Bursa maçında mutlaka yedek ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıkması lazım Fener'in. Gökhan Ünal, Önder, Wederson, Deniz Barış gibi oyuncular bu maçta oynamalılar. Yoksa önümüzdeki haftalar daha da zor geçer.

Bu arada kupadaki Bursa maçında da bu sezonun en iyi Fener'ini izledim. Umarım o günkü futbolu daha fazla izleyebilirim ileriki haftalarda.

Not: Daum neden bir oyuncu değiştirme hakkını daha kullanmadı anlayamadım. Belki de Denizli maçındaki gibi 3 4 3'e dönmek işe yarayabilirdi.


Marquinhos

Bu yazımız İlkay ardakaşımızın ilk yazısı. Kendisi bizden kaynaklanan aksaklıklardan dolayı henüz kendi hesabına sahip değil. Bu hafta içi o konuyu da halledeceğiz. Kendisi kendisini tanıtır zaten ilerleyen günlerde. Biz şimdilik ona hoş geldin İlkay diyor, sizleri yazısıyla başbaşa bırakıyoruz.

Bence güzel bir kura . Öncelikle üç futbol ülkesinin olması güzel, çünkü biz her zaman kolay maçlarda zorlanıyoruz. Geçmişe bakın göreceksiniz. Örneğin San Marino ilk ve tek puanını bizden aldı 1993'de. Bir avantajımız da deplesman dezavantjı yaşamayacağız. İki türk devleti ve Almanya Belçika Avusturya gibi gurbetçilerimizin yogunluğu bakımından iyi bir avantaj .Ama maalesef hocamız yok. Milli takım olarak bence süper kadromuz var, Sercan ve Özer de bu takıma yerleşince daha güzel olacak . Tek sıkıntımız stoperde. Yalnız gelen hocanın bizi mutlaka hücum ağırlıklı oynatması lazım çünkü biz Avrupa'nın en iyi hücum yapan takımlarındanız ama maalesef defans yapmayı sevmiyoruz. O yüzden yapamıyoruz, onun için gelen hocanın mutlaka hücumu sevmesi lazım yoksa olmaz, maya tutmaz. Dediğim gibi çok iyi, genç ve tecrübeli oyuncularımız var. Arda, Tuncay, Sercan, M.topal, G. Gönül, Sabri, Mevlüt gibi... Başta dediğim gibi konsantrasyonumuzun çok iyi olması lazım, yoksa sonucun 2004, 2006 ve 2010'daki gibi olması kaçınılmaz olur.

İlkay Kurum

Ankaragücü - Bursaspor Maçından Önce


Blogun yavaş yavaş ısınmaya başladığı şu günlerde, sevgili arkadaşımız Hasan'ın blogundan bu özel maça dair alıntılarla günü renklendirmek istedim biraz. Saygı duyulası bir dostluk hikayesi ve bu dostluğun ötesinde bir rekabet var saha içinde. En yakın örnek, geçen sene Bursaspor Avrupa bileti peşindeydi, Ankaragücü ise ligde kalma hesapları yapıyordu. Bursalı futbolcular çıkıp görevleri layığı ile yaptılar. Bunun ötesinde komplı teorileri üretmek, kimse kusura kalmasın kalın kafalılıktan öteye geçmez. lafı fazla uzatmadan sizi Hasan arkadaşımızın iki yazısı ile başbaşa bırakıyorum.

http://emosimoghislain.blogspot.com/


Çıkar Değil, Kan Kardeşliği

Bu kardesliğin çıkısını nasıl basladıgını bilmeyenler için kısa bilgi vermek gerekirse:
Tribün liderlerimizden Abdulkerim abimiz üniversite eğitimi için Ankara' ya gider...

Burda Ankaragüçlü taraftarlarla tanısır ve 4 yıl boyunca hiç bir Ankaragücü maçını kacırmaz...aynı zaman da tribünde güzel arkadaslıklar kurar..

Abdülkerim Bayraktar vatani görevini yerine getirmek üzere Mardin' e gider ve orada şehit düşer....

Abdülkerim abimiz için ilk maçta bir tören düzenlenir. Törenin tam ortasında herkesi şaşırtan bir jest yaşanır.Sarılacivert formalı bir grup taraftar “Abdül ölmedi kalbimizde yaşıyor” pankartı ile sahaya çıkarlar.Abdülkerim Bayraktar cenazesine Ankaradan yüzlerce Ankaragücü taraftarları gelir.

Ve o gün bugündür iki büyük camia arasında dostluk devam eder.
Maçtan Önce Bursaspor

Bugün bizim için çok önemli bir maça çıkacağız..
En azından Fenerbahçe maçında yaşadığımız özgüven kaybını geri kazanıp, rövanşa daha derli toplu çıkmak zorundayız..
Futbolcularımızın büyük çoğunluğu haftada iki maç oynama olayına alışkın isimler değiller..
O yüzden ben Ertuğrul Sağlam'ın bugün biraz rotasyon olayına girebileceğini düşünüyorum..
Ama çok fazla da oynamaz yine kadroyla..
İvankov değişmez, savunmanın sağı-solu yüksek ihtimal değişmez, çok küçük ihtimal Keçeli'nin yerine Yenal oynayabilir..
Savunmanın ortası da Fenerbahçe maçının ikinci yarısındaki Ömer-İbrahim ikilisinden oluşur..

Kirita'nın yerine Hüseyin girer, Bekir Ozan kızağa onun yerine de Ergiç çekilip,
Batalla da 10 numaraya monte edilir..
Sağda Volkan, solda Ozan ileride Turgay Allah ne verdiyse kardeşten 3 puan koparmaya çalışırız artık.
kadroları bireysel olarak baktığımızda bizden önde olmalarına karşın biz çok daha iyi takımız onlardan.

Öyle oynamalıyız böyle oynamalıyız demeye gerek yok zaten bugün..
Hem rakibin hem de kimlerle oynayacağı hakkında bilgimiz yok, hem de sonuçta rakip Anlaragücü.
İnsanın içinden öyle oynayalım böyle oynayalım 3 atalım 5 atalım demek gelmiyor ki..
Ama umarım kazanan taraf biz oluruz..
AnkaragücüM'ün puana falan ihtiyacı yok bana göre, bu kadroyla kümede zaten kalacaklardır..
Ee bu saatten sonra da yüksek hedef koyacak halleri yok..
Ama biz kardeş takımlar olarak birbirimize kazık atmayı severiz..

Örneğin küme düştüğümüz sene bizi yenmişlerdi Bursa'da..
Hatta yanlış hatırlamıyorsam 2-0 falan bitmişti maç..
Bizim Bursalı Yılmaz Özlem hayatının topunu oynamıştı her Bursaspor maçında olduğu gibi..
Geçen yılda kardeşlerin durumu kritik iken biz onları Bursa'da yendik onları..

Neyse sözün özü "Saha dışında dostluk kazansın ama sahada 3 puanı alan Bursaspor olsun, hedefleri doğrultusunda yürüyüşünü sürdürsün.."
Çoğu Ankaragüçlü kardeşimin de benimle aynı duyguları paylaştığını biliyorum..
Dostluğumuza herhangi bir kara leke sürülmemesi ve ebediyete kadar sürmesi dileğiyle..