30 Mayıs 2009 Cumartesi

34. ve Son Hafta



Turkcell Süper Lig'in son haftası geldi çattı ve hala hiç bir şey belli değil. Bazı takımlar daha yakın ama bu sezonki dengesizliklerden sonra net şeyler söylemek çok zor. Hatta Fenerbahçe'nin Denizli'de şampiyonluğu kaybetmesinden dolayı da net bir şeyler söylemek çok zor. Dün iki amaçsız maç oynandı , Antep ile Eskişehir 1 1 berabere kaldı, Kocaelispor ise gider ayak Hacettepe'ye deplasmanda gol yağdırdı 4 0 ile kapattı sezonu. Kocaelispor ve Hacettepe'ye Bank Asya'da başarılar diliyorum. Yanlız bir şeye değinmeden geçemeyeceğim. Kocaeli gibi bir sanayi kentinin takıma sahip çıkmaması çok üzücü, öte yandan sezon başı takımı lejyoner birliğine çevirmeleri de çok düşündürücü. Gene de özellikle büyük takımlara karşı aldıkları ilginç skorlarla lige fazlasıyla renk kattılar. Gelelim son hafta da bizi bekleyenlere.


Denizlispor Beşiktaş

Şampiyonluk için ipleri elinde tutan tek takım Beşiktaş. Çıkıp kazanması halinde diğer maçlarla ilgilenmeden kutlamalara başlayacaklar. Beşiktaş'ta tek sorun Yusuf ve Tello'nun sakat olması. Gerçi Delgado'nun yavaş yavaş iyileştiği ve gerekirse bu maçta forma giyebileceği söyleniyor ama haftalardır görüyoruz Delgado'suz Beşiktaş'ın aldığı sonuçları. Mustafa Denizli gibi bir teknik adam böyle tarihi bir başarıya bu derece yaklaşmışken bırakmaz gibi geliyor bana. Konuşulacak taktiğin hiç bir önemi olmayan, bütün sezonun kaderini belirleyecek bir maç. Şampiyon olursa Beşiktaş herkesin kendine ait güzel bir kahramanlık hikayesi olacak ve kahramanları herkes sever, aksi halde ise neler olcağını düşünmek bile istemiyorum.
Galatasaray Sivasspor

Galatasaray için bu sezonun kırılma maçlarıydı Sivas ile oynadığı 3 maç. Çok kötü olmayan ilk yarının ardından Sivas ile başlayan periodda gelen sonuçlar , gösterilen kartlar ve takımın gerginliği ile , bu süreci idare edebilecek bir teknik adamın ya da yöneticinin olmayışı sezonu bu günlere getiren unsurlardan biri bence Galatasaray için. İki takımın da hedefleri var. Sivasspor'un kulağı Denizli'de olacak. Galatasaray ise son hafta tatsız bir süpriz yaşamadan Uefa Avrupa Ligi'ne kalmak istiyor. Fenerbahçe, Bursaspor ve Galatasaray arasında oluşacak bir 3'lü averaj durumunda Galatasaray sonuncu olduğu için hala bir risk var. Bu maçtan en azından 1 puan alması lazım. Öte yandan Sivasspor gerek o 3 maçlık seride gerekse daha sonradan yaptıkları açıklamalar ile antipatik olmayı ısrarla devam ettirdi. Her ne kadar bir futbol rüyası yaşatıyorlarsa da hepimize bu maçta Galatasaray'ın galibiyetini canı gönülden istiyorum.

Trabzonspor Fenerbahçe

Ersun Yanal'ın gidişiyle birlikte 4 maçlık bir seri yakalayan Trabzonspor, son haftada taraftarının önünde Fenerbahçe'yi mağlup edip sezonu olabilcek en iyi şekilde kapatmanın planlarını yapıyor. Beşiktaş ve Sivasspor'un maçlarının sonuçlarına göre çok az bir şampiyonluk ve bence kuvvetli bir Şampiyonlar Ligi şansları var. Fenerbahçe ise bu sezon hangi maçta ne yapacağı belli olmayan bir halde. Bakarsınız Guiza gene aşırtır ve sezon biterken herkesin ağzına bir parça bal çalar.


İstanbul BŞB Bursaspor

Öncelikle İBB'yi kutlamak lazım son haftalardaki yüksek performansıyla ligde kalmayı garantiledikleri için. Her ne kadar belediye takımlarından hiç hoşlanmasam da Abdullah Avcı ve ekibi lige asıldılar. Bu maç onlar için hiç bir anlam taşımıyor. Bursaspor ise son hafta hala Avrupa Ligi için sahaya çıkacak. Hem kendi maçlarını oynayacaklar hem de Galatasaray ile Fenerbahçe'nin kaybetmesini bekleyecekler. Ertuğrul Sağlam böyle bir başarıyı fazlasıyla hak ediyor bence. Ama bunun gerçekleşirse sevdalısı olduğum Galatasaray seneye Avrupa'da olamayacak. Gene de bizim yerimize Bursa giderse en azından hakettikleri için az üzüleceğim.

Gençlerbirliği Kayserispor

Gençlerbirliği iki averajla Konya'nın gerisinde olduğu için bir düşme ihtimali var hala kağıt üzerinde. Ama rakipleri Kayserispor o kadar umursamaz top oynuyor ki bu sezon, o yüzden en azından bir puan alıp ligde kalırlar gibi geliyor bana. Ama kardeş takımları Hacettepe ile birlikte düşerlerse hiç itirazım olmaz. İlhan Cavcav da paralarıyla Bank Asya'da mutlu olur.

Antalyaspor Ankaragücü

Antalyaspor iki sene önce olduğu gibi, iddiasız bir rakiple son maç oynuyor. Kazanmaları halinde ligde kalacaklar. Bu sene iki sene önceye göre çok daha iyi bir ekip. Özellikle ellerinde Ali Bilgin gibi takımını son haftada yarı yolda bırakacak bir futbolcu olmaması bu sene en büyük avantajları. Şifo Mehmet ile iyi bir performans gösterdiler. Umarım ligde kalırlar.

Konyaspor Ankaraspor

Şu an 16. sırada bulunan Konyaspor düşmeye en yakın takım. Kendi maçlarını kazansalar bile rakiplerini beklemek zorundalar. Allah yardımcıları olsun ama bence seneye Bank Aysa'da mücadele ederler.
Maradona

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Barcelona 2 Manchester United 0




Yukarıdaki dizilişle çıktı Barcelona sahaya. Sistem hep oynadıkları 4 3 3 , ama bu sistemin kilit adamlarından birisi olan Yaya Toure defansın göbeğinde, onun yerinde ise orta sahada genç Busquets oynadı. Maça aslında hızlı başlayan Manchester oldu. İlk 6 7 dakika içinde Ronaldo uzaktan şutlarıyla etkili olmaya çalıştı. İlk derli toplu ileri çıkışta ceza sahası içinde topla buluşan Eto'o önce Vidic'e çalımı bastı sonra da golünü attı. Golden sonra ise Barcelona çok sistemli bir şekilde alan daralttı. Alıştığımız oyun sisteminde klasik bekleri Alves ve Abidal sıklıkla bindirme yaparken ilk yarıda özellikle Silvinho atağa hiç çıkmadı. Hatta oyunun ilk 15 20 dakikası en basit pasları bile doğru veremedi ama daha sonra toparladı. Zaten Manchester taktiğini uzun toplarla çıkışa göre ayarlamıştı. Durum böyle olunca ilk yarıyı 1 0 önde geçirdi Barcelona. İkinci yarıda ise Barcelona gene ayağa top yapmayı tercih etti. Buna Ferguson'un saçma değişiklikleri de eklenince ,ikinci yarı neredeyse kalesinde pozisyon vermedi Barcelona. Barcelona o kadar güzel top çevirdi ki , Manchester United aciz kaldı resmen. Daha sonra sahneye Xavi çıktı, o kadar güzel bir orta yaptı ve Messi insan üstü bir çaba ile kafaya çıkıp golü attı ki ,gerçekten inanılmazdı. Bu arada hep kendi takımlarımıza kızıyoruz ama Ferdinand ve O'Shea o kadar hatalı yerlerde duruyorlardı ki gol pozisyonunda inanılır gibi değildi. Xavi %93 , İniesta%86, Toure%83 ve Messi %84 pas yüzdesi ile oynadı bugün. Özellikle orta sahadaki Xavi İniesta A.Ş. farkı maçın özeti olacak nitelikte. Guardiola ise ilk sezonunda 3. kupasına kavuştu. Nereden bakarsanız bakın, inanılmaz bir başarı bu. Laporta ona güvendi ve o bu güveni boşa çıkarmadı. Son olarak bana ilginç gelen bir şeyi söylemek istiyorum. Bundan 2 sene önceki finalde Xavi maç boyu yedek kulübesindeydi ve İniesta oyuna ikinci yarıda dahil olmuştu. Bugün ise bu iki oyuncu hem İspanyol milli takımının hem de Barcelona'nın vazgeçilmez oyuncuları. Ayrıca bir sezonda hem Deco'yu hem de Ronaldinho'yu sattı bu takım ve üzerine 3 kupa kazandı. Söylencek fazla bir şey yok, Messi ve arkadaşları futbola inanılmaz lezzet katıyorlar.





Manchester United ise sahaya bu dizilişle çıktı. Aslında kağıt üzerinde pek de sorun varmış gibi durmuyor. Zaten Rooney'i bu sezon genelde kanatlarda gördük, Park geçen seneye göre forvet hattına daha yakın oynuyor, Anderson daha fazla zaman alıyor. Ama işler planlandığı gibi gitmedi. Ronaldo bir takım oyuncusundan çok, bir sokak futbolcusu gibi oynadı. Hele ilk yarıda bir pozisyon var ki , sol tarafta bomboş Rooney'e topu atmaktansa inatla şut çekti. O dakika Manchester maçı kaybedeceğinin ilk sinyalini de verdi. Şımarık bir çocuğun üzerine kurulan bir taktik ,sonu hazırladı. Maçtan önce de yazmıştım yazımda Manchester'ı destekliyorum diye. Bu gece Rooney'nin yerinde olsam hiç de hoş şeyler söylemem Ronalda'ya. Sir Alex Ferguson'u eleştirmek belki haddim değil ama , bir iki şey söylemeden geçemeyeceğim. İlk yarıdaki olumsuzlukların üzerine Anderson'u çıkardıp Tevez'i oyuna alınca içimde bir ümit oldu klasik 4 4 2, kanatlarda Gigs ve Ronaldo , göbekte Park ve Carrik gibi bir düzene geçecek diye ama inat etti kurt hoca. Hatta ikinci değişiklik olarak da oyuna Berbatov'u alarak, bir anda Sivasspor'un geriye düştüğü maçlardaki taktiği ile dizildi sahaya. Bir türlü ortasaha üstünlüğünü eline geçirip olgun ataklar gerçekleştiremedi Manchester. Sonuç olarak ilk kez de bir finali kaybetti Şampiyonlar Ligi'nde. Onlarda da fazla pas yapan oyuncular vardı. Takımın en iyi iki pas yüzdesine sahip oyuncular Rio Ferdinand %89, Gigs % 82ve O'Shea % 82. Bu istatislikler bile durumun vahametin ortaya koymaya yetiyor da artıyor bile. Ayrıca bu takımın saha içindeki gerçek yıldızı bence Rooney olmalı. Ronaldo tamam yetenekli ama takım oyuncusu değil. Ferguson'a akıl vermek haddime değil ama , satsın Ronaldo'yu alsın Ribery'i. Rooney'i koysun ileri, rahat rahat seyretsin maçları.

Messi-Ronaldo

Bu maç biraz da ikisinin maçı olarak lanse ediliyordu. Herkes hangisinin daha büyük olduğu, daha yetenekli olduğu hakkında tartışıyordu. Sanırım bu maç bu tartışmaya noktayı koydu. Messi hem daha yetenekli hem de tam bir takım oyuncusu. Ronaldo ise bugün adeta şımarık bir çoçuk gibiydi.

Maradona

Barcelona-Manchester United Kadrolar

Uefa ilk 11leri sitesine koydu, biz de size iletiyoruz.

Barcelona: Valdes,Pique,Puyol,Xavi,İniesta,Eto,Messi,Herny,Silvinho,Toure,Busquet

Yedekler: Pinto(kaleci), Caceres,Bojan,Gudjohnsen,Keita, Marc Muniesa,Pedro Rodrigez

Mancester United: Van der Sar, Evra,Ferdinand,Ronaldo,Gigs,Rooney,Anderson,Park,Vidic, Carrick, O'Shea

Yedekler: Berbatov, Tevez,Nani, Evans, Rafael,Scholes, Kuszczak(kaleci)

Barcelona-Manchester United



Yılın maçı geldi çattı. Yılın en iyi futbol oynayan iki takımı karşılaşacak ve bakalım neler olacak? Güzel futbol bu gecenin bize vaadlerinin başında geliyor. Manchester United'da cezalı olan Flechter yokken işler Barcelona için o kadar da iyi değil. Özellikle defans bloğunda sıkıntı var. Abidal ve Alves cezalı, Marquez ise sakat ve bu eksikler Guardiola'nın başını ağırtacağa benziyor. Ayrıca İniesta ve Henry'nin de durumu tam net değil, ama Guardiola basın toplantısında hazır olmaları halinde bu iki isme de formayı vereceğini söyledi. Bu arada Rio Ferdinand'ın iyileşmesi Manchester için iyi haber. Maça biraz daha geçmişi karıştırıp bakınca göze çarpan bence en ilginç durum Manchester United'ın Şampiyonlar Ligi'nde hiç final kaybetmemiş olması. Barcelona ise daha önce oynadığı 5 finalin sadece 2 tanesini kazanabilmiş. Manchester United 2007 sezonundan beri Şampiyonlar Ligi'nde maç kaybetmiyor. Ayrıca diğer ilginç olan bir nokta da Sir Alex Ferguson Aberdeen F.C. ile ilk avrupa kupası maçına çıktığında Guardiola 7 yaşındaydı. Bu da iki teknik adam arasındaki farkı en net şekilde gösteriyor. Barcelona'nın Chelsea maçları hatırlandığında Hiddink'in taktiğine karşı Guardiola'nın bir çözüm geliştirememiş olması düşündürücü. Alex Ferguson ise elindeki kadroyu çok iyi kullanıyor, ve takıma hem defans hem de atak futbolunu en iyi oynayan isim. Öte yandan bu senenin final klişesi Messi-Ronaldo ikilisidir. Bense bu maçın tam olarak takımların maçı olacağını düşünüyorum. Tamam iki oyuncu da takımları için çok şey demek ama özellikle Barcelona'nın eksiklerine baktığımızda onların takımca çok iyi müdafa yapması gerekiyor. Ayrıca Şampiyon Kulüpler Kupası , Şampiyonlar Ligi'ne değiştiğinden beri bu kupayı iki kez üst üste kazanan takım olmadı. Manchester ve Alex Ferguson böyle bir ilke de imza atabilirler. Çevremdeki herkes neden ise Barcelona'nın kazanmasını istiyor. Marquinhos bile Barcelona diyor ama ben Avrupa maçı olmasının da verdiği rahatlıkla tarafımı seçiyor ve Kırmızı Şeytanları gönülden destekliyorum.




Maradona

Ege'de Neler Oluyor (3)

Ege'den son kez bildirmenin verdiği üzüntü ile öğrenebildiğim son haberleri sizlere aktaracağım.

Geçtiğimiz günlerde buradan Aydın'ın amatör kümeye düştüğünü yazmıştım ve hemen ardından bugün bu maç ile ilgili bir şike iddiası patladı. 50.000 liraya şike yapıldı diye yazmış Yeni Asır. Buna hemen bir cevap vermiş Aydınlı futbolculara para teklif ettiği söylenen Oktay Çabuk: "Ben kimseyle böyle bir teklifte bulunmadım.Herhalde bu maçların değeri de 50 bin değil daha fazla olur.Bu işleri menajerimiz Ufuk Gezeroğlu ,çok daha iyi bilir.

Peki bu haber nasıl patlamış? Aydınspor'un takım kaptanı maç öncesinde Menemenspor'un yardımcı antrenörünün gelip Aydınlılara şike teklif ettiğini söylemiş. Bu iddiayı doğrulayan birkaç yöneticinin de isimleri verilmiş.Aydın'ın kalecisinin maçı sattığını savunanlar da var. Öyle bir golün yenmemesi gerektiğini söylüyor Osman Kodalak(Aydın'da ikinci kaptan) Kaleci ise eğer maçı satsaydım hala bu takımda olmazdım demiş.

En komik haberse bu konuyla ilgili şu bence: Teknik direktör Çabuk :" Gerekli mercilere başvurduk ve bu konuyla ilgili dava açtık. 50 000 liralık tazminat istedik ve davayı kazanırsam o parayı gidip Menemenspor'a bağışlayacağım." demiş.

Aydınspor'un amatör kümeye düşmesi hem sportif açıdan hem diğer açılardan daha çok kafa yoracak gibi Ege'de. Menemenli yöneticiler de tabii ki bir özür bekliyor bu konu ile ilgili.

Ege'de de bazı komik tranfer haberleri yok değil. E olacak o kadar deyip Ege'deki son saatlerime giriyorum. Sevgiler.

Marquinhos

Transferler "Öğrenildi"

İki gündür çeşitli gazetelerden çeşitli transfer haberleri okuyorum. Haber Türk gazetesi bu sene bomba haberler verme peşinde. Bu haberler pek de savundukları kalite düzeyinde haberler değil bence. Bugün bir Fotomaç'ın ,Fanatik'in verebileceği haberleri okuyabilirsiniz bu gazetede. Sırf bu gazete değil tabi bunu yapan. Yaz döneminin klasikleşen sütun doldurma çabası neredeyse her gazetede yer alıyor.

Bu haberlerin en komiği Tuncay'dan geliyor.Tuncay dün Fenerbahçe ile anlaşmıştı bir gazetede. Daha sonra başka bir gazetede Galatasaray'ın da Tuncay için devrede olduğunu okudum. Bugün de Beşiktaş'ın Tuncay'ı almak istediğini okudum. Tuncay'ın işi çok zor vallahi.

Tabii yine en uçuk kadroyu Fener kuruyor bu sene de. Bugüne kadar okuduğum transferlere göre bir kadro kurarsam bu kadro şöyle olacak: Kalede Volkan(iyi ihtimalle), geride Bilica Lugano(Edu) Carlos Gökhan Gönül , Orta sahada Appiah ,Aurellio, Tuncay Ronaldinho ve ileride Eto'o ve Guiza. Yedeklerde ise Mehmet Topuz , Emre, Selçuk , Deniz vs... Şu kurdukları kadro ile Fener 10 seneye damga vurur herhalde. Bu nasıl bir uçmaktır anlayamıyorum. Masal anlatır gibi transfer haberi yapıyorlar. Bir de haberler şu şekilde oluyor: "Fener'in Tuncay'la her konuda anlaştığı öğrenildi", "Ronaldinho'nun Carlos'la konuştuğu ve tesisler hakkında bilgi aldığı öğrenildi". Kimden öğrenildi, nasıl öğrenildi, nerede öğrenildi yahu? Biri de çıkıp acar muhabirimiz Bilmemne Bilmemne , Bilmemne ile yaptığı röportajda bunu öğrendi demiyor. Gazetecilik buysa biz de Korner Olması Lazım ekibi olarak bir spor eki çıkartmaya talibiz. Hele bir de bundan para kazanacaksak hemen işe başlayabiliriz.

Marquinhos

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Wolfsburg - Bursaspor

Hafta sonu Bundes Liga'nın şampiyonu malumunuz Wolfsburg oldu. Peki diyeceksiniz ne alakası var bizim Bursaspor ile .Eh hafta sonları sinir stres içinde geçiyor. Maçları izliyoruz ,geriliyoruz yoruluyoruz, biraz da bu işin keyfini çıkarmak lazım bence. O yüzden biraz fantazi yapıp, iki takım arasındaki benzerlikleri ortaya koymak istiyorum işin içine biraz da mizah katarak. İlk göze batan benzerlik, yeşil beyaz. Renktaş takımlar bunlar. Diğer bir benzerlik , ikisi de şehir takımı, hem de sanayi şehirlerinin takımı. Wolfsburg'un büyük sponsoru Volkswagen. Bursaspor bu kadar büyük bir sanayi kentinde henüz istediği kadar büyük bir destek bulamıyor sanırım malesef. Çünkü Bursa şöyle bir silkinse , 3 büyükler kadar olmasa da iyi bir bütçeye sahip olabilir. Wolfsburg'un Wölfe'leri (kurtları var) ,Bursapor'un ise timsahları. Hatta buradan Bursapor'a bir öneride bulunmak istiyorum, forma sponsoru olarak Lacoste ie anlaşırlarsa çok ilginç olur bence. Neyse efendim şaka bir yana , Bursaspor bu sene ligde güzel işler yaptı. Bu hafta kazanabilselerdi çok daha iyi olurdu bence. Ama zor da olsa bir şansları daha var. Eğer bu hafta hem Fenerbahçe, hem de Galatasaray kaybeder ve Bursaspor ise kazanırsa 3 lü averajdan dolayı Uefa Avrupa Ligi'ne kalabilecekler. Yani bu işler Türkiye'de malesef çok planlı, programlı yapılmıyor sanırım, ama bir heyet kursa Bursaspor, 3 4 kişi ,gitseler buradan Almanya'ya Wolfsburglularla tanışsalar, onların hem mali, hemde idari yönetim şeklini inceleyip geri gelseler... Tamam gene çok hayal kurdum, ama Anadolu takımlarının bir şeyler yapmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Neyse efendim görüşürüz.

Maradona

Ege'de Neler Oluyor (2)


Ege'den bildirmeye devam ediyorum bugün de. Dünkü haberlerin devamını yine buradan aktarıyorum sizlere.


Göztepe dün şampiyon oldu. 3. lig yükselme grubunda şampiyon olan Göztepe kupayı kaldırdı. Artık ikinci ligdeler ve umarım hemen de Bank Asya'ya çıkarlar. Kendilerini tebrik ediyorum. İzmir'in sokakları dün sarı kırmızıya boyanmıştı. "Herken marşlar söyleyerek maça girdi ve öyle çıktı. Takımları Amatör lige düştüğünde bile ant olsun döneceğiz diyen taraftar dün de isyan marşları söylerek yürüdü İzmir'de" diyor Sinan Genç Yeni Asır'da ve fotoğraflar da bunu gösteriyor bizlere. Bu şehir çok büyük başarıları hak ediyor. Umarım Süper Lig'e bir an önce çıkarlar.


Dünkü haberimizde Menemen ve Aydın'ın amatör kümeye düşmeme mücadelesi verdiğini söylemiştim. Bugün Aydın'ın Amatör kümeye düştüğünü üzülerek söylüyorum.Maç sonunda Menemenlilerin Aydınlıları teselli etmesi hoş bir görüntü olsa da Amatör kümeye düşmek hiç hoş olmasa gerek.Erzincanspor da Amatör Küme'ye düşenlerden bu ligde. İki şehir takımı daha bu lige girdiler.


Denizli'den ise güzel bir haber geldi ve onlar ligde kalmayı garantilediler. Fener Konya'yı yenince Konya ateşe düştü ve Denizli de lige tutundu. Ankaragücü rakibini 3 0 yendi ama yine de ligde kalan Denizli oldu. Ankara da Denizli de ligde kalarak rahatladılar. Bakalım bu maçın sonucu önümüzdeki haftaya nasıl etki edecek?


Marquinhos

Çeşme'den Lig Raporu

İlk olarak söze Maradona'nın da bahsettiği ,iki haberimizin ertesi gün usta kalemler tarafından da yazılmasından başlayacağım. Bize futbola doğru yerden baktığımızı gösterdi gerçekten bu yazılar. Buradan bu haberleri ve yazıları yazmamı sağlayan Maradona'ya da sevgiler.Kendisine Çeşme kumsallarından su fırlatıyorum. Hatta kumsala Korner Olması Lazım yazıp üstüne kolonya döküp yakacağım. Uzaydan da görülelim!!

Dün gece derbi maçını da Beşiktaşlılarla izledim. Maç izlediğim yer 4'e bölünmüştü. Her maç için ayrı 4 büyük ekran. Bira da 4 lira olunca keyifli bir gece geçirdim. Beşiktaşlılarla sevindim ve kendi şampiyonluk sevinçlerimi hatırladım. Maç gerçekten çok heyecanlı geçti. İlk yarı hiç bir Beşiktaşlı oyundan memnun değildi.Beşiktaş tedirgin oynuyor ve Galatasaray inanılmaz rahat paslarla ve Arda'nın Messileşen ve belki de Barça'ya ışık yakan oyunu ile göz dolduruyordu. Kendisini izlemek gerçekten çok farklı bir duygu. Arda Türkiye için ,3-4 uluslararası kupada daha çok güzel işler yapacak gibi duruyor.

Ama tabi bir tarafta güzel oyun bir tarafta da akılda şampiyonluk var. O akıldaki şampiyonluk ve inanılmaz taraftar belki de zorla gol attırdı Beşiktaş'a. Şampiyonluk yolunda böyle şansa gollere ihtiyaç vardır arada. Onlarla perdeyi açarsınız ve gerisi gelir.

İlk yarı bittiğinde Bobo ve akkafalı(Ernst) eleştiriliyordu. Denizli de böyle düşünmüş olacak ki Yusuf'u soktu oyuna. Evet Çeşme halkı Ernst'e "akkafalı" diyor. Galatasaray sabırlı ve iyi oyununu sürdürdü ama şampiyonluk daha ağır bastı yine ve Yusuf sahneye çıktı. Yusuf bu senenin bence en iyi transferi. Blog olarak yaptığımız en büyük hata belki de onu en iyi transferler anketine koymamamız. Böyle hatalar yapmamaya gayret göstereceğiz bundan sonra.

Oyunda bir de gereksiz gerginlikler oldu ve Sabri bu gerginlikleri yaratanların başında. Gerçekten Sabri'ye bir alternatif üretmeli bu takım. Ayrıca en önemli serbest vuruşu neden gitti o kullandı? Bu takımda Kewell ve Arda varken o neden freekick atıyor anlamıyorum.

Bir söz de Bülent Hoca'ya demek istiyorum. Hocam eğer bir yedek kulübesi hazırlıyorsan o yedek kulübesini kullanmalısın. Herhalde Bülent Hoca son 20 dakikayı locada maç izleyerek geçirdi. En azından yorulan oyuncuları değiştirip gençleri sahaya sürmelisin. Orada oturan gençlere yazık. Demek ki derbide oyuna giremeyecek kadar kötüymüşüz diye düşünmüşlerdir. Ama eminim Hasan ve Ümit olsa oyuna girerlerdi. Ne düşündü çok merak ediyorum Bülent Hoca. Ayrıca Kewell'ın 70'e kadar kullanılması gerektiğini ve fazla yorulmaması gerektiğini bilmiyor mu hala Bülent Hoca bütün Türkiye bunu bilirken?

Artık Beşiktaş bu işin ucuna kadar geldi. Şmapiyonluk bir maç ötede. Ama işin komik yanı rakip Denizli. Fener'i son haftada şampiyonluktan eden ve 2. Galatasaray'ı şampiyon yapan Denizli acaba Beşiktaş'a da bir sürpriz planlıyor mu? Yine 15 dakikada bir konfeti atılacak mı? Maç 15 dakika uzayacak ve ne kadar uzadığını sadece ekrandakiler mi bilecek acaba yine? Yine Ümit Özat gibi hakeme "Hocam kaç dakika kaldı?" sorusunu soracak mağdurlar olacak mı? Evet şampiyonluğu konfetilere bağlamak ne kadar ayıpsa o maçın ardından bu olayları normalmiş gibi karşılamak da çok ayıp. Umarım Denizli halkı böyle bir şeyi yeniden yapmaz. Beşiktaş bu maçtan dersleri alması gerekiyor ve soğuk kanlı olması gerekiyor.Ama bir de Sivas var ki o da arkadan geliyor hala. Kendilerini tebrik ediyorum. O kadar laf yediler çalkantılı dönemlerden geçtiler ve son haftaya da şampiyonluk ümidiyle girdiler. Bir Anadolu takımı en azından bunu başarıyorsa onları tebrik etmek lazım. Bu sene olmasa da seneye ya da bir sonraki seneye şampiyon olmalarını çok istiyorum. Aynı şekilde Trabzon Ersun Hoca'dan sonra hiç yenilmedi ve git gide daha iyi oynuyor ve son haftaya kadar kovaladı şampiyonluğu. Umarım Uefa'da çok iyi işler yaparlar bu sene.

İşte futbol dolu bir gece böyle bitti Çeşme'de. Aziz Yıldırım'ın yeniden başkan seçildiği akşamda ilk 3 değişmedi ama Fenerbahçe 4üncülüğe yükseldi.Guiza gol sayısını 10'a yükseltti! Carlos uzun bir aradan sonra serbest vuruştan bir gol buldu ve ligde bu sene 4 gol atarak forvet oyuncularına bence bir ders veriyor o yaşına rağmen.

Marquinhos

24 Mayıs 2009 Pazar

Derbi Gibi Derbi



Maça başlamadan önce , hoşgörünüze sığınıp , kendimizle ilgili bir şey söylemek istiyorum. "Matematik ve Futbol" başlıklı yazımızı pazar sabahı yazdık, akşam aynı konuya Rıdvan Hoca, 100 de 100 futbolda söyledi. Dün yazdığımız "İhtimaller Denizi" yazımızın bir benzerini de Uğur Meleke yazdı bugün. Bu da bizi sevindirdi açıkçası, futbola ve bu bloga doğru yerlerden baktığımızı gösterdi bize. Neyse bu kadar kendimizden bir şeyler söylemek yeter gelelim maça.

Bir Galatasaraylı olarak değişik duygularla izledim maçı. İyi mücadele ettiğimize sevindim, Nonda'nın 90 dakika sahada kalmasına sinirlendim, Bülent Hoca'nın maç boyu maçı izlemesine anlam veremedim, Sabri'nin pisleşmesine isyan ettim, Kewell'ın bu oyunu Bülent Korkmaz'a neler düşündürdü çok merak ettim. Beşiktaş ise sahaya ligdeki Fenerbahçe maçının verdiği gerginlik ile çıktığı belli. Yusuf haftaiçi iyi idman yapamamış ,o yüzden yedekti. Beşiktaş oyunun ilk yarısını genellikle kendi sahasında kabullendi. Ernst ve Cisse defansın önünde ve özellike Ernst diğer maçlara nispeten ileriye daha az çıkıyordu. İlk yarıda maçın golden bile net pozisyonu bence Baros'un pozisyonu idi. Pas atmaya çalışacağına her zamanki gibi topun dibine girse (Guiza'yı izle Baros deyip şaka yapmak istiyorum) golü bulan Galatasaray olacaktı. İlk yarı 0-0 bitecek derken kısmetsiz bir şekilde Mehmet Topal golü kendi kalesine attı. İkinci yarıya Beşiktaş zorunlu olarak Tello-Yusuf değişikliği yaptı. Maça gene hızlı başlayan Galatasaray oldu ve Kewell güzel bir vuruşla hoş bir gol attı. Maç 1-1 olduktan sonra bir 15 dakika kadar gol yemeseydi Galatasaray belki de puan alabilirdi maçtan, ama sahneye kahraman çıktı. Yusuf hızlı gelişen atakta, biraz da şansla (ama gerçekten çok çok az bir şans faktörü vardı pozisyonda) 2. golü attı. Ondan sonra Beşiktaş galibiyeti ve şampiyonluğu koruma içgüdüsü ile geriye doğru yaslandı. Galatasaray zorladı, Beşiktaş hızlı hücumlarla ileri çıktı , tehlikeli oldu ama golü bulamadı iki takım da ve maç 2 1 bitti. Maçın özellikle son yarım saatinde Kamil Abitoğlu , maç yönetmedi, kendini kurtardı. İnsan nezaketen de olsa kritik pozisyonlardan birinde doğru bir karar verir. Maç genel olarak sakin geçti. Saha içinde Sabri dışında bir gerginlik yoktu. Gerçi Ernst ile Barış arasında da bir şeyler oldu ama bunlar futbolun içinde olan şeyler. Şimdi efendim iki takıma da biraz daha yakından bakalım.

Beşiktaş
Adım adım şampiyonluğa yaklaşan Beşiktaş, bugün çok iyi oynamadı belki, ama akıllı ve mücadeleci oyunla 3 puanı aldı. Ayrıca özellikle ilk gol şampiyonluk balı biraz. Sakın yanlış anlaşılmasın Beşiktaş'ın bugüne kadar yaptıklarını küçümsemek falan değil niyetim. Mustafa Denizli bence klasını konuşturdu gene. Yusuf'u ikinci yarıda oyuna alarak, ki bence Tello sakatlanmasa bile Mustafa Denizli bir yolunu bulup alırdı Yusuf'u oyuna. Özellike 2 1 den sonra takım geriye yaslandı. Nobre Bobo ve Ernst-Ugur değişiklikleri ile hem takımı diri tuttu Mustafa Denizli , hem de sarı kartı olan Ernst'i oyundan alarak, Beşiktaş'ın maçı 11 kişi bitirmesini sağladı.Ayrıca Yusuf golü attıktan sonra geriye gelerek elinden geldiğince mücadeleye ortak oldu.

Galatasaray
Beşiktaşlı takipçilerimiz kusura bakmasın lütfen, çünkü yazının Galatasaray kısmı daha uzun olacak, bunun sebebi bir Galatasaray taraftarı olarak, takımın durumuna üzülmemden başka bir şey değildir. Tamam bugün iyi oynadık, ama bu maçtaki yanlışları söylemeden olmaz. İlk olarak, bunu gene tekrarlıyorum, Sabri'ye bu takımın forması hiç yakışmıyor. İsterse Sabri'ye Matrix filmindeki gibi bir kablo takılsın ve Daniel Alves gibi oynamaya başlasın, Sabri bu takımın oyuncusu olacak kişilikte değil. İkinci olarak ise yedek kulübesi pek ışık vermiyor gibi duruyor, ama orada Aydın ve Volkan Yaman olduğu sürece, (hatta Yaser ve Murat ) Bülent Korkmaz'ın hamle yapma mecburiyeti var. Aslında maça çıkardığı ilk 11 bence mantık olarak yanlış. Bugün Manchester United, Ferdinand sakatken Evans'a forma veriyorsa, geldiğinden beri genç bir stoper hazırlayamayan Bülent Korkmaz suçludur. Bülent Korkmaz'a olan sevgim çok ağır konuşmamı engelliyor, ama artık anlayamıyorum. Nonda gol pozisyonunda biraz kıpırdadı, bir iki şut çekti, ama 10 üzerinden not ver deseler 5 veririm en fazla. Durum böyle iken ilk 11de yaptığı hatayı düzelt be hocam ne olur. Murat'ı alamadın , bari en azından ya Nonda'yı çıkar Aydın'ı dene, ya da sahte stoperleri seviyorsun, Volkan'ı al oyuna , Balta'yı göbeğe çek, Mehmet Topal'ı ileri çıkar. Hocam ben bukadar düşünüyorsam maçı izlerken, doğal olarak senin hamle yapmanı beklerim. Ayrıca gollerde Mehmet Topal'ın kısmetsizliği ve ikinci golde az da olsa hatası var, ama mevkisinde oynamıyor ki. Bütün takımı gene de saha içindeki mücadeleleri için tebrik ediyorum ve canı yürekten alkışlıyorum ama iki adama ayrı değinmek istiyorum.
Kewell ve Arda
Kewell tam bir beyfendi, örnek oyuncu , profesyonel ( ne isterseniz onu söyleyin). Son haftalarda yedek bırakılan Kewell, klişe tabirle en güzel cevabı sahada verdi kendisini tercih etmeyen Bülent Korkmaz'a. Sadece Bülent Korkmaz'a değil Linlocn'e de ince bir mesaj verdi bence ama Lincoln bunu anlayacak kadar akıllı değil maleseef. Arda ise derbi faciasından sonra geçen hafta sahalara dönmüştü. Bu hafta ise futbola resmen döndü. Nasıl bir arzu , nasıl bir hırsla ve sevimlilik ile oynadı maçta. Maçın son anlarında Rüştü'ye sarılması, tartışmalı pozisyonların dışında kalması çok olması gerekendi. Ara sıra şahsileşti, ama bu takımda zaten şahsi oynayabilcek teknik kapasitede 2 adamdan birisi Arda. Asıl bir de kornerden atsaydı golü Rüştü'ye, abisine ayıp etmiş ama bize de güzel bir anı hediye etmiş olcaktın neyse önümüzdeki maçlara bakacağız.

Maradona






Ege'de Neler Oluyor?


Maradona'nın da dediği gibi birkaç günlüğüne bir Ege sahilleri kaçamağındayım ama buradan da yerel gazeteler aracılığıyla birkaç konuya değinmek istedim.

Önce Milliyet'in Ege ekini okudum sonra da gittim bir Yeni Asır aldım ve Ege'de futbol adına çok fazla gündem olduğunu gördüm.

Göz Göz İçin Stada

Göztepe 2.lige çıkmayı garantilemişti bildiğimiz üzere ve fakat bu hafta da galip gelirlerse sezonu şampiyon tamamlayacaklar. 8 yıl aradan sonra bir üst lige çıkma şansını yakalayan Göztepe bir de şampiyon olmak istiyor üstüne.Alsancak Stadı'nda 20 00'da oynanacak maçta Göztepe Tepecik Belediyespor'u ağırlayacak.Tepecik 38 puanda ve Göztepe de 37 puanda. Göztepe bu maçla şampiyon olamasa da yönetim stadı süslemiş ve kutlamalar hazırlamış ikinci lige çıkış için. Yani bugün İzmir'de bir karnaval havası esecek.

Menemen'in Kader Maçı

Ege'nin bir diğer temsilcisi Menemen ise düşme tehlikesi ile karşı karşıya.Menemen bugün Aydınspor'la oynayacak ve Aydın da düşmemek için 3 puan almak zorunda.Menemen'e ise 1 puan yetiyor. Aydınspor da Menemen de amatör kümeye düşmemek için uğraşacaklar.

Manisa ve Kaf Kaf

Süper Lig'e çıkan Manisa elindeki 10 oyuncu ile sözleşme imzalamaya çok yakın. Bunların içinde Muhammet Hanifi ve Borbiconi de var. Ama bir diğer sürpriz haber Sinan Engin'in bu takımda menajerliğe getirileceği. Yönetimin bu konu hakkında bugün bir açıklama yapması bekleniyormuş.

Kaf Kaf ise Süper Lig'e çıkamayan bir ekibimiz. Play offlarda kaybettiler ve Kasımpaşa çıktı lige. Orada da başkanlık seçimi var ve onursal başkanlarıyla Karşıyaka Belediye Başkanı yeni oluşacak yönetime tam destek vermeyi karalaştırmışlar. Ama asıl önemli haber Karşıyaka'nın Süper Lig'e hala çıkabilme ihtimali olması. Evet yanlış okumadınız. Eğer ki Ankaraspor ve Ankaragücü birleşirse Kaf Kaf Süper Lig'e çıkabilir. Ama bu konu ile ilgili nasıl bir yol izleneceğini ve bizim bu konuyla ilgili fikirlerimizi daha sonra sizlere aktaracağız.

Marquinhos

33. Haftaya Bakış


Haftanın en manasız maçı dün oynandı ve Kayserispor Hacettepe'yi 1 0 ile geçip 3 puan aldı. Bugün ise 1 tanesi derbi olmak üzere 8 maç bizi bekliyor. Neredeyse bütün maçlar birbiriyle ilgili ve her takımın kulağı başka bir statta olacak. Küme düşen son takım da, şampiyon da bu hafta belli olabilir. Bakalım hafta bittiğinde neler görmüş olacağız.


Bursaspor Gaziantepspor

Geçen hafta son dakika golü ile yenilen Bursaspor, son iki haftada 6 puan alıp ,beklemek istiyor. Galatasaray'ın maçlarının zorluğu ve Galatasaray'ın bu seneki performansı düşünüldüğünde bence hala UEFA Avrupa Ligi şansları çok kuvvetli. Kendi seyircileri önünde mutlak 3 puan için sahaya çıkacaklar. Antep, her ne kadar amaçsız bir takım da olsa, ilginç sonuçlara imza atıyorlar. Bursaspor galibiyet için işi ciddi tutmalı, yoksa Allah korusun Sivasspor gibi sürpriz bir mağlubiyet alabilirler.


Eskişehirspor Trabzonspor

Haftaiçi Eksişehir'de işler biraz karışmış ve futbolcular alacaklarını alamıyor diye bazı antremanları protesto etmişler. Geçen hafta bir gol bir asist ile oynayan Engin Baytar bu hafta kart cezalısı. Böyle bakıldığında işler pek iyi gözükmüyor gibi Eskişehir için. Ama onlar ligde kalmak istiyorlar. Öte yandan Trabzonspor süpriz bir aradan sıyrılış peşinde olduğu için onlar da maça çok asılacaktır. Ersun Yanal gittiğinden beri Song takıma giremiyor, takım da kazandığı için kimse buna itiraz etmiyor. Ama bu hafta Batuhan ve Youla ikilisine karşı , Egemen ve Tayfun çok zorlanacak bence. Fazla iddialı olmamak lazım bu işlerde, ama bence bu maç Song'u fazlasıyla arayabilirler.


Ankaraspor Antalyaspor

Ankaraspor o kadar kolay puanlar kaybetti ki, çok zor bir ihtimal de olsa son iki haftada düşme ihtimalleri belirdi. Ama Antalyaspor'un onlardan daha fazla puana ihtiyacı var. Geçen hafta Fenerbahçe'yi elinden kaçıran Antalyaspor bence bu hafta galibiyete biraz daha yakın.


Kocaelispor İstanbul BŞB

Okuyanlarımız sıkıldı heralde benim Belediye takımı düşmanlığımdan. Son 3 haftada 9 puan alarak biraz rahatladı İBB. Kocaelispor ise geçen hafta matematiksel olarak da düştü ligden. İBB bu hafta da 3 puan alarak ,bir sene daha ligde kalmayı ve benim canımı sıkmayı sürdürmek istiyor. Abdullah Avcı'yı buradan tebrik etmek istiyorum.


Fenerbahçe Konyaspor

Geçen haftakine benzer bir maça çıkıyor Fenerbahçe. Konya ise düşme korkusunu en yakından hisseden takım şu anda. Geçen haftadan sonra hoca değiştirip, takımın başına Ünal Karaman'ı getirdiler. Genelde, hoca değişiklikerinden sonraki ilk 2 hafta takımlar maçlarını kazanır. Bu fazlasıyla bilimsel(!) bilginin ışığında maçı Konya'nın kazanması lazım.


Ankaragücü Denizlispor

Bu hafta derbi olmasa tartışmasız haftanın maçı. Geçen hafta Beşiktaş'a yenilen Ankaragücü, ve kendi evinde Ankaraspor'u yenen Denizli karşı karşıya geliyor. İki takım da gerçekten iyi futbol oynuyor. Geçen hafta izleyenler görmüştür Ankaragücü'nün kaybederken bile nasıl maça asıldığını. Denizlispor ise çok az bir farkla da olsa bu maçta bir adım önde gözüküyor. Çünkü haftaya Beşitaş ile oynayacaklar ve bu maç kağıt üzerinde o maça göre daha kolay. Daha doğrusu bu maçtan puan alma olasılıkları daha yüksek.


Sivasspor Gençlerbirliği

Sivasspor'un kulağı İstanbul'da aklı sahada olacak. Gençlerbirliği ise kaybetmemek ve son haftaya rahat girmek istiyor. Sivas eğer ki İBB maçındaki gibi forvet ağırlıklı bir düzende çıkarlarsa maçı kaybederler. Ama sabırla uğraşırlarsa ,maçı kazanmamaları için bir sebep yok ortada. Kötü oynuyorlar, heyecanlılar gibi şeyleri ben de biliyorum, ama sonuçta şampiyonluğa çok yakınlar ve en azından bu şansı son haftaya taşımak isteyecekler.


Beşiktaş Galatasaray

Yüzdüler yüzdüler , son iki haftaya geldiler. Hep takip ediyorlardı, şimdi takip edilen konumundalar. Ama öte yandan çok ilginç bir istatislikleri var. Ligde ilk 6'daki hiç bir takımı yenemediler. Ligin ilk yarısındaki maçı Galatasaray kazanmıştı ve sahada etkili oynayan taraf da Galatasaray'dı. O haftadan bu haftaya Beşiktaş üzerine koyarak gelişti, Galatasaray ise her hafta daha kötü sonuçlar aldı. Form durumları göz önüne alınınca, Beşiktaş Mustafa Denizli'nin deyimi ile yüzde 51 önde. Ama maç sahada kazanılıyor. Haftaiçi olası kadro haberlerini takip ettik. "4 3 3 ile sahaya çıkacak ve kalede Rüştü'ye görev verecek olan Denizli'nin defans dörtlüsünde ise İbrahim Toraman, Gökhan Zan, Sivok ve İbrahim Üzülmez'e forma vereceği belirtildi. Orta alanda Ekrem Dağ, Cisse ve Fabian Ernst'i oynatmayı planlayan tecrübeli teknik adamın, bu üçlünün önünde ise Holosko, Bobo ve tello'ya şans tanıyacağı iddia edildi '' diyor Lig Tv'nin internet sitesi. Galatasaray'da ise malum bir stoper sorunu var ve sanırım sorunu gene yamalarla kapatcak Bülent Hoca. Hatta onun için çift forvet oynatcak gibi söylentiler de vardı, ama takımda Baros'tan başka ikinci bir forvet var mı bilmiyorum. Ümit Karan forvetlikten istifa edeli, Nonda futbolculuğunu unutalı çok oldu bu sezonda. Derbilerin klasik klişesi, önceden tahmin edilemez olduklarıdır. Beşiktaş'ın önenli artıları bence Mustafa Denizli ve Delgado'nun sakatlığı. Galatasaray'ın artısı ise Arda'nın varlığı ve futbola olan ayrı bir motivasyonu. Öte yandan şunu da belirtmek lazım, Beşiktaş Galatasaray karışısında galip gelip, şampiyonluk kutlamayı çok sever. O yüzden diğer maçlardan gelecek sonuçlara göre bu akşam şampiyonumuz belli olabilir.


Maradona

Barcelona Şampiyonluk Kutlaması











Onlar bunu fazlasıyla hakettiler. Büyük final öncesi , doyasıya eğlendiler Camp Nou'da taraftarlarının önünde. Ntv Spor hem maçı yayınladı, daha sonra da kutlamaları verdi Ntv üzerinden. Bütün futbolcular ve Guardiola eline mikrofon alıp bir şeyler söylediler. Özellikle Alves ve Pique şımardıkça şımardılar. Önlerinde iki hedef var,birisi çarşamba gecesi kupayı alıp gelmek, diğeri bu kadar büyük olmasa da bence ligdeki gol rekorunu kırmak. 1989-1990 sezonunda ezeli rakipleri Real Madrid 107 gol atmış. Onlar şimdi 104 goldeler. Bakalım son maçta işi ciddiye alıp bu rekoru da zorlayacaklar mı ?
Maradona