31 Ekim 2009 Cumartesi

Hürriyet Okumaylım, Okutmayalım!!

http://www.facebook.com/video/video.php?v=167615531249&ref=nf

Bu linki sabah bizim blogun 3. yazarı Trakedi yolladı. Bir haftadır inanın size, ne spor sayfası okuyorum, ne bir şey izliyorum. Bir 29 ekim günü Ntvspor'da sabah güzel bir sohbet vardı onu izledim. Onun dışında elimden geldiğince kendimi uzak tuttum futboldan, zaten siz de anlamışsınızdır, blog çok az güncellendi. Neyse efendim şimdi baktım bizim yan tarafta duran bloglara, bir iki tanesi daha değinmiş aynı konuya. Madem bir sosyal bir medyayız, birbirimizi takip ediyoruz, bazı insanlar vakit ayırıp bizi okuyorlar, gelin birlik olalım. Ercan Saatçi ve bu durumu protesto edelim. Mailler , şarkılar türküler, bir şeyler yapalım. Burada mesele Ercan Saatçi'nin Fenerbahçeli olması değil, mesele Ercan Saatçi'nin gazeteci olması. Onu da geçtim, öyle bir koltukta oturacak insanın sahip olması gereken tarafsızlığa sahip olmaması kabul edilecek bir şey değil. Mesela , Şansal Büyükağa, için mantıklı bir insan taraflı bir yayın poltikası izliyor diyor mudur? Ya da hiç birimiz Uğur Meleke'nin yazıları okurken tuttuğu takımı merak eder miyiz ? Aslında böyle insanlar çok az malesef ülkemizde. Çünkü söyleyecek akıllı cümlesi olmayacak yazarlar, üzerlerine bir forma geçirip, o formanın üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar yıllardır. Evet sevgili blog dostlarım, bu adamı o mevkide görmek benim midemi bulandırıyor. Gelin buyrun bir şeyler yapalım hep birlikte, tepkimizi gösterilim, sesimizi yükseltelim.


Not: Bugün Ercan Saatçi Fenerbahçeli'dir ve ettiği küfürü tebessümle izleyen belki Fenerbahçeliler vardır, yarın da çıkar başka bir takımdan söyle şerefsiz bir adam gider onlara söver. Yani beni ısırmayan yılan bin yaşasın demeyelim.

ayrıca: http://www.youtube.com/watch?v=ppFeqXKppnU

Maradona

Yapmayın Artık!!


Marquinhos gerçi güzel bir şeyler yazmış, ama ben de bir şeyler söylemek istiyorum. Fenerbahçe - Galatasaray maçı oynandı kıyametler kopmaya başladı gene. Maçtan sonra msnde konuşurken, Marquinhos " Ne güzel Polat ile Aziz gülüştüler ettiler dedi" ben de ona " Merak etme yarış kızışınca görürüz onları "dedim. Bunlar yarışın kızışmasınıda beklemediler. Türk futbolu çok önemli 2 şansı kaçırdı. Daha doğrusu federasyonlar cesur olup gerekeni yapamadılar. Ben Galatasaraylıyım , o yüzden rahat rahat konuşabilirim sanırım. Bu bizim meşhur sulu derbi vardı. İlk şansı orada kaçırdı federasyon. O maçı bitirtmeyecekti. Galatasaray'a 5 maçtan daha fazla bir ceza verecekti. Hatta ilk kez Lig Tv'den bütün görüntüleri alacak, ve tespit edebileceği herkese ceza verecekti. İkinci tarihi şans geçen sene kaçtı. İki takım da lige havlu atmıştı, tutup kavgaya karışan herkese ceza verceklerine , 3 4 isme ceza verip geçiştirdiler. Ve son olarak bu sene , maçı başlatmayacaklardı. Hepimiz çok affedersiniz göt gibi kalacaktık ekran başında. Futbolu bu kadar seven bir insanım, bu derbinin olduğu gün yaşadığım mutluluğu, heycanı anlatamam. Arkadaşlarımızla birbirimizi kızdırmamız, derbiden 1 hafta önce başlayıp, bir hafta sonrasına kadar sürüyor. Ben başka hiç bir maç bilmiyorum, havası bu denli değişik olan. Dünya derbisi mi bilmem, ama benim gönlümün derbisi olduğu kesin. Ama bu derbi sürekli olarak kirleniyor, kirletiliyor. Bu durumun son halkası ise Haldun Üstünel. Hangi Haldun, yaptığı süper transferler ile aklımızı başımızdan alan Haldun. Çıkıp sözde hakkımızı savunmak için ortamı bulandırıyor. Tabi öte yandan bütün bu genel yönetici konuşmalarının altında bir de sosyolojik neden var sanırım. Toplumca kendimizi komplo teorilerine kaptırmaya çok müsaitiz, bir de adalete güvenimiz yok. Eh haksızda değiliz, ben 20 senedir şahitlik ediyorum, bu ülkedeki adaletsizliğe.
Artık ne olur birileri bu işin oyun olduğunu hatırlasın. Her sene şampiyon olmak zorunda değiliz, hele bu kadar pisleşerek şampiyon olacaksak hiç olmayalım. Alın Liverpool, kaç yıldır olmuyorlar şampiyon, büyüklüklerinden bir şey kaybetmiyorlar. Newcastle, küme düştü bir şey kaybettiler mi, taraftarın sevgisi azaldı mı? Bu örnekleri rahatlıkla arttırabiliriz. Eh bu rezillik bu kadar devam ederse, olcağını söylüyorum ben kendi adıma. Hiç bir takımı tutmadan, sevdiğim oyunu izleyeceğim. Çünkü ben Galatasaray'ı futbol takımı olduğu için seviyorum, futbolu Galatasaray olduğu için değil. Galatasaray olmasaydı da sevecek bir başka takım bulurdum kendime. Artık çok sıkıldım, her maçtan sonra ve önce böyle rezil olaylar görmekten, duymaktan.
Maradona

30 Ekim 2009 Cuma

Hesap Lütfen

Derbi bitti. Şimdi hesap ödeme zamanı. Haldun Üstünel cezalar renklere göre veriliyor demiş. Sulu derbide ya da daha öncekinde ya da daha öncekinde(Kadıköyler dahil) statlardan herhangi biri bütün sezon kapatılamadığı için şimdi her derbide renge göre ceza veriliyor maalesef evet.

Koltuk atılır, bıçak atılır, sahaya votka şişesi atılır ama 5 maç, 2 maç...

Neyse ceza aldığımıza dua edelim. 2 maç Fener'e saha kapama verildi. Galatasaray'da Keita 3 maç Bilica da 3 maç. Futbolcu bazında fena cezalar değil. Ama Kadıköy ya da Samiyen en az 10 maç kapanmadıkça ya da federasyon kapamaya korkmayınca bir şeyler düzelecek anca. Hakemin kafasının yarıldığı maçı ya da atılan sulardan İstiklal Marşı'nın okunamadığı bir maçı oynatabilen bir federasyonla bu derbiler kanlı olmaya devam edecek. Biz de futbol yerine bunları tartışacağız.

Fakat Maradona'ya da anlattığım bir şey var. Sizinle de paylaşmak isterim. Maç önceleri, inanılmaz bir nefret aşılanıyor hem Kadıköy'de hem de Samiyen'de. 2 saat Kızıltoprak'ta vakit geçirdim ve o iki saat boyunca karşı takımın ne anası kalıyor ne babası. Dışarıdan dinleyen de "demek ki biz bunların analarına laf edecek kadar nefret ediyoruz bunlardan" diyor. Benim gibi akıllı insanlar bu nefreti içlerinde tutup sahaya bir şey atmayabiliyorlar. Fakat elin 15 yaşında ya da 30 yaşında işsiz güçsüz eğitimsizi, madem bu kadar nefret ediyoruz bunlardan ben de kafalarına bir şeyler atıp nefretimi gösterebilirim diyebiliyor. Nitekim gösteriyor da bunu.

Benim eğlendiğim maç önceleri bazıları için hiç eğlendirici olmuyor. Eğitici oluyor bir anlamda!!

Ayrıca başka bir konu da azınlık psikolojisi. Maçlar yarı yarıya oynansa belki bu kadar olay çıkmayacak. Mesela Olimpiyat Stadı'ndaki maçta sanırım bir şey olmamıştı. Ama 5bin kişi kafese konulursa o kafestekine saldıran çok olur. Oluyor da.

Derbi ile ilgili diyeceklerim burada biter. Birdahaki olaylı derbide görüşürüz. SUYUN NEDEN ATILDIĞINI DEĞİL DE HANGİ TRİBÜNDEN ATILDIĞINI TARTIŞTINIZ YA, BEN ONA YANIYORUM!

Marquinhos

27 Ekim 2009 Salı

Pes 2010 mu Fifa 2010 mu ?

Yılların Pes tutkunu bir insanım. İlk oynadığımda sene 2002 idi. O zamanlar çalıştığım bilgisayar dergisinde sabahları bulan turnuvalar yapardık. Sonra üniversitedeki ikinci hazırlık senemdeki arkadaşlarım ile oynamaya başladım. Fifa ise bir çoğumuzun olduğu gibi benim de ilk göz ağrılarımdan. Fakat açık konuşuyorum kendisini Fifa 98'de terk ettim. Daha doğrusu 99 bence kötü bir oyundu, 2000 ise rezildi. Daha sonra kendisine uzun seneler şans vermedim. Zaten 2002'den beri Pes oynuyordum. Fakat geçen sene Marquinhos, abi Fifa 2009 güzel oyun gel kapışalım diyince, onun sözüne güvenerek başladım Fifa'ya. İki oyun arasında şöyle bir fark vardı bence oynanabilirlik açısından. Fifa 2009, daha pasa dayalı, adam kaçırmalı etmeli. Fakat adamı yönlendirmek özellikle Playstation'da tam bir işkence. Pes'i ise tarif etmeme gerek yok. Oynanabilirlik olarak zevkli. Ama açık konuşmam gerekirse, al hızlı adamı koş koş ve koş. Bu iki oyunun da yeni versiyonları çıktı biliyorsunuz. Pes'i biraz daha insana benzetmişler. Artık en azından adamın içinden geçilmiyor, çalımları biraz zorlaştırmışlar falan. Ara yüzü değiştirmişlerler. Peki Fifa 2010 ne yapmış derseniz. Adamlar bu sefer döktürmüşler. Bunu playstion için söylüyorum. Çünkü görsel olarak o kadar güzel ki oyun, bilgisayara kurup üzülmenin alemi yok. Playstation cafeler zaten bu yüzden varlar.

Oyuncunuzun attığı çalımlardan, gollerden sonra tuşlara basarak gol sevinçine kadar siz karar veriyorsunuz. Bu Pes'deki Became A Lagend'ın bir benzeri var. Became a Pro. Allahım o nasil bir zevktir. Rakip ile ikili mücadele sırasında kamera yakınlaşıyor, omuz omuza mücadele ediyorsun, analoglar ile adamı ittiriyorsun. Kaleci ile karşı karşıya kalıyorsun, analoglar ile ayak değiştiriyorsun, ya da iç mi dış mı vurcağını ayarlıyorsun. L2 tuşuna basıp rakiplerine atcağın çalımları yapıyorsun. İnanılmaz oluyor. 7 senelik bir Pesci olarak bu sene ölümüne Fifa 2010 diyorum. İçinizden belki hadi lan oradan, Fifa ne diyenler oluyordur. Geçen sene Marquinhos anlatırken ben de öyle diyordum. Sonra oynayınca zevk aldım. Ama bu sene Fifa 2010 oynamadan karar vermeyin.

Maradona

26 Ekim 2009 Pazartesi

Mhk ne iş yapar?

d) FIFA, UEFA veya TFF tarafından organize edilen ve/veya onaylanan her türlü futbol müsabakasına, hakem, yardımcı hakemler ve gerektiğinde yedek yardımcı hakem dördüncü hakem atamalarını HAAK, gözlemci atamasını GAAK ve mentör atamasını MYHAK aracılığı ile yapmak ve gerekli gördüğü durumlarda müsabaka hakemlerini ve gözlemcilerini MHK üyelerine ayrıca izletmek,


Yazıyı Federasyonun resmi sitesinden bir alıntıyla ve başlıktaki sorunun cevabı ile açmak istedim.Biçok görevi var Mhk'nın ben sorumun cevabını verdim fazla uzatmadım.Hakem , maç , kararlar hakkında konuşmak çok önemli değil bu saatten sonra olan oldu kazanan sevindi , kaybeden üzüldü.Benim dikkati çekmek istediği şey "Fifa kokartlı olmayan orta hakem" .Bu ligin en önemli maçında neden Fifa kokartlı bir hakem olmaz?Fifa gelecek vaadeden hakemleri ya da liginde iyi işler çıkaran hakemleri Fifa kokartı ile ödüllendirir biz biliriz ki bu hakemler bu ülkenin en önemli hakemleri arasındadır çünkü dünya futbolunu yöneten Fifa bu hakemlere kokart takmıştır uluslararası maçlarda görev şansı tanımıştır.Derbimiz hakemi niye Fifa kokartlı hakemlerimizden biri değildi? Garip değil mi biz en iyi hakemimizi(!) neden Fifa kokartlandıramadık, ilgi çekici bir durum.En önemli maça verildiğine göre en iyi hakem diye nitelendirmek pek yanlış olmaz herhalde.

Bizimle beraber İngilizlerin ve Arjantinlilerin büyük maçları vardı.Peki bu ülkerlerde durum ne diye baktım onlar koymuş Fifa kokartlı hakemlerini maçlara onlar yönetmiş maçları.Alex Ferguson Andre Marriner'in tecrübesizliğinden dem vurmuş biraz eleştirmiş .Boca River maçında da hakem yine Fifa kokartlı Saúl Laverni imiş.Onun için yorumları bulamadım.Bulduklarım ispanyolcaydı onları da çeviremedim.

Hakem bu maçta(Fb-Gs) birçok eleştiri aldı iki taraf da memnun değildi bu anlaşılabilecek bir şey.Fakat neden Bünyamin Gezer ,neden Fifa kokartlı , iyi hakem oldukları uluslararası kurumlar tarafından da tescillenmiş hakemlerden biri değil.


Saygılar Trakedi

Arap İsmail (Türkiye'de Teknik Direktör Olmak)

1983 93 yılları arasında Fenerbahçe'de 2 numaralı formayı giymişti Arap İsmail lakaplı İsmail Kartal. Fener'de toplam 236 maç yapmış. 15 golü var. Penaltıcısıymış takımın ozamanlar. Benim de eski ranzamda o dönemin kadrolarının çıkartmaları vardı. Rıdvanlı Toni Scmuacherli kadroda İsmail de vardı. O kadroyu küçükken ezbere sayardım. Çubuklu formayı o etiketlerle tanıdım.

Yıllar sonra bir arkadaşımdan beni şok eden bilgiler öğrendim. İsmail Kartal Konyaşekerspor'u çalıştırıyormuş. Daha önce Sivasspor'u birinci lige taşıyan adam olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Bülent Uygun o sıralar yine takım içindeydi ve İsmail Kartal'dan sonra görevi o devralmıştı. Fakat İsmail Kartal'ın Konya yönetimi ile arasında bir problem varmış. Problem takımın forvet hattı ile ilgili.

Bir röportajda forvet eksikliği ile ilgili bir soru üzerine haklı olarak "yönetime sorun " demiş.Sounçta forvet isteyen teknik adam ama alamayan ya da almayan yönetim. Daha sonra yönetim çok rasyonel(!!) bir tepki vermiş. Mali işlerden sorumlu kişilerin konusmak(!) üzere İsmail Kartal ile görüşmesi, hiç de doğru olmayan olaylarla sonlanmıs. Evet kaba kuvvet kullanılmış efsane futbolcuya. Bunun üzerine hukuğa başvurmuş Arap İsmail. Ardından da istifasını vermiş.

Anadolu'da neler oluyor görüyoruz. Geçen de yazmıştım Denizlispor'da neler olduğunu. Başkan soyunma odasına inmişti hatırlarsak ve Nurullah Sağlam istifa etmek zorunda kalmıştı. İstanbul kulüplerinde işin daha da ileriye gidebileceğini düşünüyorum. Çoğu başkan soyunma odasına sürekli iniyor ve bu başkanlar bir hayli tehlikeli ve karanlık adamlar. Özetle Türkiye'de teknik adam olmak bir hayli zor.Diken üstündesiniz. Rıdvan'ın bir daha tenik adamlık yapmamasına şaşmamalı. İki kuruşa Anadolu'da ikinci ligde çalış çabala ama sonun bu olsun. Yazık.

İsmail Kartal'a buradan geçmiş olsun diyorum ve kendisine bundan sonraki iş yaşamında Allah'tan kolaylıklar diliyorum.


Marquinhos

Total Futbol Mu??


Dün çok sinirliydim maçtan sonra. Sıcağı sıcağına yazacağım bir maç yazısı dağınık olacaktı. Yazıya gene şöyle başlamak lazım. Biz o kadar kötü oynadık ki, maçı kazanmayı hak etmedik. Fenerbahçe ise aklındaki oyununu maç 2 1 olana kadar çok güzel yansıttı sahaya. 2 1 den sonra bu sefer biraz ortadan oynamaya çalıştık. Bunu başarır gibi olduk, derken kırmızı kart geldi. Fenerbahçe istediği oyunu gene sahaya yansıtıyordu, sezon başından beri öne geçtiklerinde topun arkasında oynamayı çok güzel beceriyorlar. Bunu gene çok iyi yaptılar. Aydın maçın kaderini değiştirebilirdi, ama yapmadı. Bizim oyuncularımız, acaba neden sürekli olarak geri gidiyor? Aydın gelişimi durmuş bir oyuncu. Önüne gelen kısmetinde farkında değil, Frank Rijkaard ile ya bu takımın değişmez rotasyon oyuncusu olur , ya da soluğu Anadolu'da alır Aydın. Ve son dakikada oyundan düşen takım bir gol daha yedi. Hakem konusuna ise dünden daha sakin bir yaklaşımım var. Evet hakem skora etki eden hatalar yaptı, fakat sonuca etki etmedi bence. Biz o kadar kötü oynadık ki, maç sabaha kadar dünyanın en iyi hakemi ile oynansa gene de 3 puanı alamazdık. Peki biz niçin bu kadar kötü oynuyoruz? Elimden geldiğince bunu anlatmaya çalışacağım. Total futbol oynayamıyoruz, bunun iki sebebi var bence. 1 Bazı hayati mevkilerde bu sisteme uygun olmayan oyuncularımız var. 2 Sistemi hala öğrenme aşamasındayız.


Sistemden başlayalım.


1Takımın en ilerisi ile, en gerisi arasında inanılmaz bir uzaklık var. Bu iyi pres yapan takımlara karşı çok belli oluyor. Samiyen'de iken, defansı bir şekilde öne atabiliyoruz ama deplasmanda ve iyi mücadele eden takımlara karşı yapamıyoruz.


2 Takımın sağı ile solu birbirinden çok kopuk. Bunda dün Fenerbahçe'nin akıl dolu taktiğinin de faydası çoktu. Carlos maç boyu 3 kere yarı sahayı geçti, aynı şekilde Gökhan da. Durum böyle iken, kanatlar etkisizken, Ayhan, Sarp ve Elano'nun oyuna ofansif olarak ağırlıklarını koymaları lazımdı. Elano işte bu sistemin işlemesini engelleyen oyunculardan birisi. Bunun sebebini yazının ikinci yarısında söyleyeceğim. Ayhan ise ilk yarıları nispeten iyi oynuyor. Ama ikinci yarılara yorulmuş çıkıyor. Sarp ise dün sahanın en iyisiydi. Ama onun bile daha çok eksikleri var. Galatasaray oyunu iki yönlü oynayan ideal 3lüsünü bulamadı. Van Bommel'imiz yok maalesef. Ama Frank Rijkaard gitmeden önce ne Xavi ne İniesta bu kadar büyük oyunculardı. Tek umudum bizim takımda da iki oyuncuyu olumlu yönde dönüştürmesi.


3 Kanatlar çalışırken Nonda çok iyi bir tercih, fakat dünkü gibi kanatlar bozukken, Nonda etkisiz. Alıp verecek kimse kalmıyor yanında, kötü oynamaya başlıyor.


4 Top rakibe geçtiği zaman topun gerisinde 11 kişi olmamız lazım. Keita bu işi yapıyor, Arda'da zaman zaman yapıyor ama sürekli değil. Elona ise adam eşlik ediyor, zaman zaman topu almak için hamle yapsada maç boyu süren etkin bir mücadele olmuyor bu.


5 Sahaya iyi yayılamıyoruz. Özellikle defans yaparken bloglar halinde ne orta alanamız, ne defansımız hareket edebiliyor. Ayrıca kanat değiştirme süremiz hala çok yavaş. Bir tek Elano bu işi yapabiliyor tek pasla. Onun dışında topun sağdan sola gitmesi, 4 pas sürüyor.


6 Top Keita ya da Arda gibi bir oyuncunun ayağına geldiyse, takım genelde izliyor. Ama sürekli hareket halinde olmaları , boşa çıkmaları lazım. Sabri bunu yapıyor mesela. Top Keita'da iken, hemen uygun yere hareketleniyor. Ama öte yanda mesela top Arda'da iken, Ayhan ya da Sarp ceza alanına girip, Arda'ya yeni bir pas alternatifi yaratmıyor. Ayhan özellikle çok yavaş oyun kuruyor. Bir de eğer ben yanlış bilmiyorsam (ki öğrendiğim yer 4 4 2 dergisinin temmuz ağustos sayısı) topların koşu yoluna atılması lazım. Takımın hareketlenmesi lazım.


7 Geriden oyun kuramıyoruz, Dinamo maçında, Pana maçının ikinci yarısında, ya da Ankaragücü maçında iyice gözümüze bakan şey bu oldu. Dün de öyleydik. Pres görünce böyle oluyor. Leo Franco'nun topları yakına atmasını anlıyorum, fakat Gökhan'a atmasını anlamıyorum. Sabri ya da Hakan Balta ile başlasak oyuna belki daha iyi olur.


8 Defans bloğunda ciddi sıkıntımız var. Özellikle Servet ve Gökhan ikilisinde. İşte burada yazının ikinci kısmına geçmek gerekiyor.


Hangi Oyuncular Bu Sisteme Uymuyor, ya da Sistemi Olumsuz Etkiliyor ?


Gökhan Zan: Göhkan Zan değil bu sisteme, bence futbola uygun bir insan değil. Ama yaptık bir transfer cezasını çekeceğiz. İlk günden beri eleştirdiğim için çok rahat gönlüm. Rahat rahat konuşuyorum. Pas tercihinden, pozisyon alışına kadar hepsi mi yanlış olur bir insanın.


Servet: Aslında Servet her sistemin defans oyuncusu olur. Ama hangi Servet, egosunu öldürmüş Servet. Hatırlarsınız sanırım, sezon başı Lig TV'de 2'ye 1 adlı programda Servet kendisinin Terry, Ferdinand gibi üst düzey oyunculardan bir eksiği olmadığını söylemişti. Sadece sorumluluk aldığı için hata yapar gözüktüğü ama sorumluluk almaktan vazgeçmeyeceğini belirtip, bugünkü felaketi müjdelemişti bize. Servet eğer, çalım atmaya çalışmaz, tehlikeli anlarda cesurca topu taça atabilir, ve basit oynarsa bu sistemin en önemli oyuncusu olur.


Orta 3'lü problemi: Orta saha bir türlü 3lü olamıyor. Aslında sezon başı Ardalı orta alan daha iyiydi sanki. Ama Arda da geri gelmeyince olmuyor. Elano, fizk yükleme zamanı takımda değildi, sonra da sürekli Brezilya'ya gitmesi onu olumsuz etkiledi. Devre arasında belki bizim mucizevi kondisyonerler bir şeyler yapabilir, ama ben ancak seneye diyorum. Ayhan ise zaman zaman yavaşlatıyor takımı.


Sonuçta iyi bir stoper ve iyi 2 tane ortasaha lazım bence bu takıma. Hadi ortasaha 1 olsun. Ama daha bu takım bu işi öğrenme evresinde, ve herkesin bildiği gibi Barcelona bu işi öğrenirken bundan daha kötü sonuçlar aldı. Bizde bence işler hala güzel gidiyor. Total futbolu öğrenmeye çalışıyoruz. Elimizdeki oyuncu kadrosu ile şu anda bu kadar oluyor. Ben Frank Rijkaard ve Neeskens ne yaparlarsa yapsınlar sonuna kadar inanıyorum.


Yazının sonunda bir kez daha Fenerbahçeli arkadaşları aldıkları 3 paun için tebrik ediyorum, ama Bünyamin Gezer'e selam söylemeden yapamıyorum. Sevgiler Saygılar.
Maradona

Derbi'de Galatasaray


Marquinhos'u zaten tebrik ettim, bir de buradan edeyim. Maçı kazandılar, iyi mücadele ettiler. Dediği gibi fazla atak yapmadılar. Fakat ben hakeme bir şeyler söyleyip, yazıyı burada bitireceğim. Sabah yazarım çünkü asabiyim. İlk gol ofsayt, maçın ikinci yarısında bir pozisyon var, Nonda'ya aldatmadan sarı veriyor. Tamam ver kardeşim bir şey demiyorum, fakat topu bir oynat pozisyon bitsin sonra ver. Ama senin beyninin içinde o kadar zeka yok Bünyamin. İkincisini de Ayhan'ın pozisyonunda yaptı. Ayrıca maç boyu bu kadar faul yapan bir takımda sadece 1 sarı vardı. Şimdi bütün bunlar gerçek. Ama şöyle bir gerçek var, hakem skora ve oyunun gidişine etki eden net hatalar yaptı. Fakat bu hatalar dışında biz hiç iyi oynamadık, ve maçı kazanmayı hak etmedik. Yani yanlış anlaşılmasın Fener'in galibiyetine lafım yok, çünkü ortasahayı ellerine geçirmek için bizden çok çalıştılar. Ama hakem cidden rezelatti. Penaltı bile tartışılır ki bence değil. Ayrıca şunu anlamıyorum, Marquinhos değinmiş ama ben de gene söyleyeceğim. Keita'ya atılıyor bir şeyler , gözüne geliyor ve hadi atan ruh hastası birisi, bütün tribünler "oh oh" diye tempo tutuyor. Yerde canı yanan bir insan. Bunu nasıl unutuyoruz anlamıyorum. Şimdi kulağımda mp3 playerım yatıyorum. Sinirim bozuk, ruhum bozuk. Tebrikler Fenerbahçe, Allah belanı versin Bünyamin Gezer. Ama bizim önce kendimizi eleştirmemiz lazım, takımın eksiklerini söylememiz lazım.
Maradona

25 Ekim 2009 Pazar

Fenerbahçe3 Galatasaray1

Söze hekemle başlamak isterim. Bu maçın sonunda bir Galatsaraylı çıksa "hakem bizim aleyhimize çok düdük çaldı" dese haklıdır. Bir Fenerli çıksa "hakem kötü maç yönetti" dese yine haklıdır. O kadar komik kararlar vardı ki maçta. Fener'e verilmeyen sarılar, Galatasaray'a verilmeyenler, Galatasaray'a verilen ama aynısı ceza sahasına yakın diye Fener'e verilmeyenler... Daha çok sayarım. Daha ilk dakika Emre arkadan müdahale yapıyor sarı yok. Gerçekten kötü yönetti maçı.

Geçelim futbola. Maç Galatasaray'ın oyun kurma çabasına Fener'in pres yapma isteği ile geçti. Her dakika böyle geçti neredeyse. İkinci yarı ise bazı bölümlerde Galatasaray bu atakları daha yakın yapmaya başladı ve gol de geldi zaten.

Fener klasik az adamla hücum oyununu oynadı. Az adamla hücum yaparken o az adamlardan biri Alex ise hanenize puan yazdırmak daha kolay. Nitekim yazdırdı yine. Maç öncesi Alex tam bir soru işaretiydi bende. Formsuzken ne yapabilir diyordum ama ekliyordum. Durur durur bir gol atar diyordum. Attı da.

Fener'de bu maç presin dışında öne çıkan başka bir şey yoktu bence. Mücadele mücadele mücadele. Kart görmemeyi de öğrenmişler. Bunu da başardılar. Kazanılan topla hemen ileriye çıkılmaya çalışılıyor ve iş ileridekinin becerisine kalıyor. Bu kimi zaman mesela Antep'te işe yaramıyor ama çoğu zaman da işe yaradı.

Emre ofansif anlamda daha kötüydü. Cristian ise daha iyiydi Emre'ye nazaran. Topuz kötüydü diyeceğim ama defansta o kadar etkiliydi ki Arda'nın bir kaç önemli topunda araya girmeyi başardı. Sol kanat daha etkili idi.

Daum'u kutlamak lazım Carlos Vederson ikilisini oynattığı için. İkisi ve hatta bir de Bilica Keita'yı durdurdu. Çok korkuyordum Keita'dan çok şükür iyi durdurdular. Daum'un Santos ve Guiza hamleleri de tam kontra için hamlelerdi. Biraz daha erken yapsa daha güzel olacak ama olsun. O hamleler de işe yaradı. Santos yine iyi top tuttu. Guiza da golünü attı.

Kazım'ı forvet istiyordum. Oynadı ama son vuruşlar çok kötüydü. Azıcık ayağına hakim olabilse daha farklı olabilirdi durum. Ama hala topu ilk alışı ve kontrolü çok iyi.

Gelelim rezaletlere. Cristian sen kimsin arkadaşım? Nasıl Arda'yı itersin ve maç öncesi yersiz bir kavga çıkarırsın? O tribünleri neden gaza getirirsin? Kadıköy'ün yarısı sarhoş zaten o saatte. Sen o hareketle tribünleri nasıl harekete geçirdin farkında mısın? Bir de maç içinde sahaya atılanlar. Sonra diyorlar ki Samiyen'de atılıyor burada atılmıyor. Ne kadar atıldığı görülmüştür umarım. Keita abartı da olsa o hareketi iyi ki yaptı. Her atan böyle rezil olsa ya da attığı şişe ünlü olsa , sahaya bir şey atmayı bırakır diye düşünüyorum.

İki takımın da ortasahaları çarpışınca bence vasat bir oyun çıktı ortaya. Mücadele çok yüksekti ama oyun neredeyse çok azdı. Ortasahalar çarpıştı diyorum ama bir ara iki takımda da orta saha yoktu. Ortası bomboş , alan gidiyordu topu.

Fener özetle önemli bir galibiyet aldı ama devamı gelmesi lazım. Galatasaray bir şey kaybetmedi Fener de çok şey kazanmadı. Bakarsınız haftaya Fener kaybeder Galatasaray kazanır ve işler değişir. Galatasaray cephesinin özetini Maradona yapacaktır.

Susuz bir derbi izleyebilmek üzere...Herkese iyi akşamlar.

Marquinhos

Liverpool 2 ManU 0




Önce defansın boşluğunu gördü, sonra doğru yere koşmaya başladı. Koşarken 2 kere ofsaytı kontrol etti. Rio Ferdinand'ı yanına yaklaştırmadı. Topu tavana astı.





Geçen hafta golü atan balona nazire gönderdi maç boyunca ManU taraftarları.



Ferguson'un bebekleri 2 golden sonra karalar bağlarken.

Çok Büyütmüyoruz!!

Bazen düşünürüm Galatasaray -Fenerbahçe derbisini hep çok mu büyütüyoruz diye.Bügun olan derbi aslında şu an kim ne derse desin Türkiye içinde bugün için en önemli olaya ne açılım ne ergenekon ne de küresel kriz.Muhtemelen eline mikrofon alan muhabirler sokaklara çıkıp sormuşlardır "Bu maç kaç kaç biter" .Zaten kamerayla yaklaşan birini görsem bugün için kesinlikle derbi maçını soracağını düşünürüm.

Türkiye'nin elinde gerçekten büyütülüp üstünden iyi gelir sağalanabilecek bir şey var işte bu derbi.Türk futbolunu dışarı satmak için en iyi başlangıç noktası bu derbi.Sanırım İtalya ,İspanya ,Romanya ,Almanya ve Fransa'da yayınlanacak Brezilya ve Arjantin'de de yayınlanabilir tam bir bilgim yok.Lakin bugün Arjantin 'in de derbisi var. Bizi önemseyip en önemli derbiler klasmanına sokan bir çok site var bunları derlemek istetim fakat girizgahı biraz uzun tuttum sanırım.Beşiktaşlılar kızmasın bu şehrin en büyük derbisinde onlar yok.
Çok önemli siteler var vereceğim linklerde.Skysport cnn gibi.


Top Ten: World derbies
http://www.skysports.com/story/0,19528,11801_4561403,00.html


Football First 11: Do or die derbies

http://edition.cnn.com/2008/SPORT/football/10/22/first11.derbies/index.html



Top 10 Football Derbies

http://sport.iafrica.com/features/1940511.htm



City Derbies

http://www.footballderbies.com/


Top 10 Football Derbies in Europe

http://www.thebigfootball.com/2008/12/top-10-football-derbies-in-europe.html



Top Ten: Football Derbies

http://bleacherreport.com/articles/88490-top-ten-football-derbies/page/2



Saygılar. Trakedi

Geleneksel Derbi Sohbeti

marquinhos:
kardeşim maradona , bir derbi günü daha beraberiz heyecan dorukta değil mi?

Maradona:
heyecan bir haftadır dorukta, biliyorsun sen de her konuşmada konu dönüp dolaşıp derbiye geliyor

marquinhos:
evet bu hafta ülkedeki en heyecanlı hafta sanırım. kalplerin en çok zorlandığı haftalardan biri

Maradona:
aynen, zaten aksi mümkün değil
beni bu kadar heyecanlandıran başka maç yok, şampiyonluk maçları bile daha sakin oluyorum

marquinhos:
aynen ben de. beni zaten biliyorsun milli takım final oynasa belki bu kadar heyecanlanamıyorum ee ne dersin galatasaray bu sene şeytanın bacağını kıracak mı?

Maradona:
yani bu sorunun cevabını ancak maç bitiminde görebileceğiz, çünkü biliyorsun bu maçın taktik ve teknik boyutu dışında bir de psikolojik kısmı var
tek umudum frank rijkaard ve neeskens'in çok üst düzey çalıştırıcılar olması,
bir de bizim takımda bu derbiyi oynayacak yeni oyuncuların sayısı 4 5 tane
belki onlar daha az etkilenip çıkarlar sahaya
sen ne diyorsun derbi ustası daum, gene bir derbiyi alır mı??

marquinhos:
bu derbiyi fener alırsa, kadıkoy atmosferinden alır. yoksa galatasaray kağıt ustunde oynansa su mac , macı 4 3 falan alır deriz. sakatlıklar ve eksikler takımı etkilemiştir çünkü. haftaiçinden de yorgunluk var. ayrıca artık 10 senenin verdiği bir gerilim de vardır bence takımda.

Maradona:
yani, evet böyle uzun yıllar süren seriler zaman zaman geri tepebilir
yavaş yavaş saha içine yönelsek, biraz taktikleri ve olası kadroları konuşsak
mesela sen nasıl bir 11 bekliyorsun?

marquinhos:
ben istediğim kadroyu söyleyeyim. volkan bilica lugano gokhan vederson, ortada kazım emre cristian santos ileride de alex guiza
ama sakatlıklar var takımda.
guıza oynamayabilir. kazım da oynamayabilir.
bu durumda forvet hattı ne olur bilemiyorum. çünkü semih de sakat

Maradona:
dün maratonda izlerken iki kadro verdiler fenerbahçe için ve tunç elibol çıkması daha kuvettli kadro olarak senin istediğini verdi
bense bir galatasaraylı olarak guiza'yı istemiyorum

marquinhos:
ben guiza'yı sırf carlos oynamasın diye istiyorum :)

Maradona:
çünkü bizim gökhan'ı biliyorsun, beşiktaş maçlarında guiza'yı tutma konusunda çok acizdi.
zaten sanırm gökhan beni bile tutamaz

marquinhos:
evet bu bir handikap galatasaray için

Maradona:
ben de içimden gelen kadroyu söyleyeyim sana
leo franco, sabri gökhan(içimden geçmiyor ama emre aşık sakat) servet balta, orta üçlü ayhan , sarp, topal, solda arda, sağda ketia ve ilerde baros

marquinhos:
bu ,galatasaray'ın neredeyse hiç eksiği olmadığını gösteriyor.bu da bir avantaj.
ben daum'un carlos konusuna değinmek istiyorum biraz.
eğer daum bu gece carlos'u oynatırsa keita ve sabri'den çekeceğimiz var. ama carlos gider iki freekick atar dönen topu birileri tamamlar falan diye düşünüyorsa daum ona da azıcık hak veriririm ama mantıklı her teknik adam bu gece vederson'la başlamalı sence de öyle değil mi

Maradona:
valla, bence sol bek mesele değil aslında
cünkü kim oynarsa oynasın rakip yarı sahaya geçmeyecek
mesele sol açık
oradaki adamın çok yardım etmesi lazım
keita garip bir oyuncu, marke edilmesi bence imkansız ancak ve sadece tekme ile yıldırılabilecek bir adam
ama ben de daum olsam, vedersonla başlardım maça

marquinhos:
o kanatta kart da olacak ozaman bu gece.

Maradona:
bence olacak
hem vederson görebilir, hem de sinirlenirse keita görebilir

marquinhos:
ben bır de emrenın pozisyonunda mutlaka kart olacak diyorum. emre enteresan dönüşlerle yıldırabiliyor rakibini. emre de zaten bir kart potansiyeli kendi başına

Maradona:
valla fenerbahçe'nin göbeği bugüne kadar izlediğimiz maçlara bakarsak
galatasaray'dan çok daha iyi
ama eğer galatasaray benim dediğim gibi 3lü ile çıkarsa sahaya
hem emre'yi, hem alex'i biraz zorlar
ama cristian çok önemli oluyor burada
son haftalarda formda
ama biraz daha ileride oynaması gerekebilir

marquinhos:
geçen sene de benim en çok çekindiğim nokta ortadaki ikili ya da üçlünün maç boyu presiydi. fener'de de bu sene pres var. bakalım nasıl olacak oradaki mücadele.
başka artıları ya da eksileri neler sence galatasaray'ın bu maçta?

Maradona:
bence galatasaray'ın daha doğrusu rijkaard'ın en büyük artısı, fenerbahçe stabil bir takım
yani daum'un hamleleri daha önceden tahmin edilebiliyor.
yani maç kasetlerine baktığında , fenrebahçe iyi gününde de olsa, kötü gününde de , aynı sistem ile aynı oyunu oynuyor
frank rijkaard'a çok güveniyorum
maçı kağıt üzerinde çok iyi analiz eder
ama bizim takım oynatmak istediğini taktiği ne kadar uygular onu bilmiyorum

marquinhos:
real'i deplasmanda yenmişliği de var tabi rijkaard'ın
evet taktiklerin ,kağıtların çöpe gidebileceği bir maç bu maalesef.

Maradona:
aslında bu şöyle bir maç
bugün herkes 19 55'e kadar konuşacak
hatta bazıları işi abartıp, hocalara akıl vermeye başlayacak ki maç sonunda ben demiştim diyebilsin
sonra derbi başlayacak ve maç kendi hikayesini yazacak

marquinhos:
evet. hep de öyle olmuştur.

Maradona:
gene böyle olcak
ben bir de müsadenle derbinin sonuçlarının lige etkisini konuşmak istiyorum
daha doğrusu şöyle bir şey söyleyeyim
eğer maç berabere biterse lig çok şenlenecek

marquinhos:
evet alttan bursa öyle bir geliyor ki...

Maradona:
bursa geliyor, iyi oynamasa da beşiktaş geliyor

marquinhos:
evet iyi bir seri yakaladılar

Maradona:
mustafa denizli'nin şansı geri döndü
senin son olarak söylemek istediklerin, var mı?

marquinhos:
biraz fener'de ne artı ve eksi var onları söyleyeyim
fener'in defansı iyi diyoruz ama lugano da bilica da kart görmeye ve eksik bırakmaya adaylar.
carlos oynarsa ileride kuvvetli ama geride çok zayıf. vederson olursa dediğim gibi defansa daha yardımcı.
ortada emre ve cristian iyiler ama emre bir kart canavarı. onun dışında 3lü ortasaha çıkarsa galatasaray bizim 2li zorlanacak mı? bu da bir soru işareti. kanatlarda santos pek yeterli değil. bakalım bu maçın havası onu nasıl etkileyecek? sağ kanatta topuz mu kazım mı dersen kazım derim. en azından orta yapan bir adamımız olur.
alex uzun süre oynamadan takıma girince genelde iyi bir oyun çıkaramıyor.
ama alex bu, 80 dakika durur bir ara pas ile bitirir işi.
guiza desen aşırtma dışında bu akşam ne yapabilir soru işareti yine.
kazım forvette oynasa ve de topuz kanada geçse bence daha iyi olacak fener'de.

Maradona:
ewet bu söylediğin ilginç olur
kazım garip bir oyuncu biliyorsun ben kendisini çok beğeniyorum
bu arada bence son bir artı olarak , açıkcası galatasaray'ın kulübesinden bahsetmek istiyorum
frank rijkaard genelde taktiği hiç değiştirmiyor
ama oyuncuları ve yerlerini değiştiriyor
o zaman devreye kewell ve nonda girebilir diyorum
ama 9 yıllık hüsranlar sonucunda ben gene umutlanmamayı tercih ediyorum
futbol maçları yüzünden oturup karalar bağladığım tek gece var o da bu gece
umarım gece maç bitince telefonumu kapatmak zorunda kalmam :)

marquinhos:
kazım da topuz da her yerden deneyen oyuncular. ben de bu tip topcuları çok severim. bu tip beklenmedik vuruslar lazım bu gece. evet yedek kulübesi olarak galatasaray kesinlikle avantajlı. semih yok bu gece büyük ihtimalle. topuz ve özer'den bekleyeceğiz artık yardımı.
bakalım, bu gece galatasaray başta da dediğim gibi kırabilir şeytanın bacağını. ama gel gör ki ben geçen sene de bekliyordum bunu.
aragonesli fener'in bile yenilmedğini düşünürsek bu maç her şeye gebe diyebiliriz.

Maradona:
:)valla beni mağlubiyet ligin geneli anlamında üzmez,cünkü 10. hafta henüz
fakat benim sonuçla alakalı bir çekincem var
o da bizim bazı gerizekalı spor yazarlarımız
frank rijkaard'a sallamak iin 4 gözle bekliyorlar
bu durum beni çok geriyor

marquinhos:
beni de üzmez ama takım kendine gelebilir mi hemen onu bilemem. evet rijkaard'ın b c ve d planları üzerine kafa yorarlar hemen.

Maradona:
kendileri gidip nou camp'ta maç izlememiş adamların gelip bu kadar pervasızlaşması düşündürücü
neyse umarım güzel bir maç izleriz

marquinhos:
ben bundan eminim.
Maradona:
100 senedir yeniyoruz, ya da yeniliyoruz

marquinhos:
inanılmaz heyecanlı bir akşam bizi bekliyor.

Maradona:
geçen seneki gibi rezilliklerin olmadığı, futbol olarak ruhumuzu doyurcak bir maç izlemek istiyorum
maçtan sonra görüşmek üzere diyorum

marquinhos:
evet ne tribünden para yağsın ne de saha içinde kavga olsun. bir de yenilen yeneni alkışlasa ya da ne bileyim maç bitince gülüşmeler görsek forma değiştiren futbolcular görsek en azından çok hoş olacak
maçtan sonra görüşürüz başarılar.

Maradona:
saol size de başarılar