28 Kasım 2009 Cumartesi

Fener Can Sıkıyor

Sevgili Daum,

Her hafta aynı şeyi söylüyorum sana ama, Abdulkadir neden tribünde? Bu adamın bir zeka geriliği falan mı var? Dediklerini anlayamıyor mu? Nedir sebep?

4 3 1 2 oynamana çok şaşırdım. Biraz da sevindim. Kadıköy'de böyle bir diziliş ile sahaya çıkmanı isteyenlerden biriydim ben de. Ama 4 3 1 2'deki 3'lüde Selçuk arkadaşımızı görmek beni çok yıprattı. Ne diyordum daha önce? Alex Semih ve Guiza'yı aynı anda kullanacaksan gerideki 3'lünün çok mücadeleci adamlar olması lazım. Mehmet Topuz öyleydi bugün. (Bu konuya sonra geleceğim) Cristian ve Selçuk ise aynı anda sahada olursa bu ortasahanın mücadele gücünü çok düşürür. Mesela Emre olsaydı bugün değişik olabilirdi işler. Ama o yokken yerine Özer'i oynatmamak çok enteresan.

Haydi ikinci yarıda oyuna soktun. E peki neden sahanın tek şut çekmeyi akıl edebilen futbolcusunu oyundan aldın? Doğru söyle, iddaa mı oynadın?

Neyse Daum, senin de bilebileceğin üzere 3'lü ortasaha mücadele etmeli. Sadece Selçuk bile etmese, bu durum, 3 hücumcunun olduğu takımı hemen etkiler. Etkiledi de. Cristian da ağır aksak olunca arkada pozisyon üstüne pozisyon verdik.

Haydi ben geçtim dizilişi filan. Oyuncular Galatasaray maçından beri uyuyorlar. Aragones dönemine geri döndük. Bir de bugün Selçuk'u görünce çok andım ihtiyar delikanlıyı.

Daha sonra Deivid ve Vederson ile baklavaya yakın bir diziliş oldu. Ama baklavayı yiyen Yılmaz Hoca oldu.

Bu takım sanki hiç antreman yapmamış gibi geliyor bana. Bir mücadele vardı elde, o da gitmiş. Geleceğimiz ne olacak bilmiyorum. Antremanlarda ne dönüyor bilmiyorum. Bu gece bir sihirli değnek Zico'yu geri getirse keşke.

Bu akşamlık bu kadar. Fener de bu kadarlık oynadı zaten. Yılmaz Hoca'yı, takımını ve mücadelelerini kutluyorum. Daum'un kanatsız planı işlerini bir hayli kolaylaştırdı. Ortasahayı o kadar rahat geçtiler ki hücumcuları her pozisyonda defans ile karşı karşıya kaldı. Yani az adamla yakaladılar Fener'i sürekli. O kadar çok gol kaçırdılar ki bu gece Daum'u gönderecek de bir skor gelebilirdi. Yine de 3 puanı hakederek aldılar ve Kasımpaşa'ya mutlu dönecekler.

Saygılar

Marquinhos

Bursasporlu Gözünden Bursa - Galatasaray maçının hikayesi

http://emosimoghislain.blogspot.com/


Dün akşam Galatasaray müthiş bir presle başladı maça.Hem top yaptılar, hem de bize yaptırmadılar.Galatasaray'ın baskısı sonucunda da biz özellkle ilk 10 dakika devamlı uzun toplarla çıkmak zorunda kaldık savunmadan.
Dakikalar 13'ü gösterirken İvan'ın müthiş şutu ve sonrasındaki üst direk hem bizim üzerimizdeki ölü toprağını attı hem de rakibin bizden ürkmesini sağladı...
Bu dakikadan sonra oyunu biz yönlendirmeye başladık, önce dakika 26'da Ozan'ın soldan getirdiği topa Volkan bir ıska geçti, hemen 1 dakika sonrasında da bu sefer Volkan sağdan getirdi,vurur gibi yaptı , Gökhan Zan'ı çarşıya, topu da yan ağlara yolladı...
Dönen topta ise Keita 3-4 kişiyi aynı anda geçti, eyvah dediğimiz anda Ömer'in kademeye girmesi sonucuderin bir oh çektik tüm stad. 37.dakikada ise Keita sağ ayağıyla ters taraftan müthiş falsolu bir şut gönderdi kalemize. Ama İvankov müthiş çıkardı, yanılabilirim ama
Galatasaray'ın ilk şutu bu olması gerekiyor.Buradan dönen topta ise Ozan'ın getirdiği top bu kez üst değil sağ direkten dışarı çıktı.

44.dakikada ise Sabri unutturdu kendini, sağ çarprazdan ceza sahasına girmeden vurdu ama top dışarı çıktı.Galatasaray 40.dakikadan sonra tam baskı kurmaya başlamıştı ki hekem yetişti imdadımıza ve bitirdi ilk yarıyı.

İkinci yarı yine Galatasaray'ın baskısı ile başladı, bu aslında bizim için büyük bir avantaj teşkil ediyordu.Çünkü zaten rakibin en büyük handikapı savunma arkasına atılan toplar, yüklendikçe arkada büyük boşluklar bırakabiiliyorlardı.

Ki nitekim golümüz de böyle geldi. 57.dakikada İvan Ergiç Volkan Şen'i kaçırdı,sağ çarprazdan ceza sahasına giren Volkan, önce pas vermeyi denedi ama rakip araya girdi, dönen topu ise sol ayağıyla tamamladı ve bizi 1-0 önce geçiren golü attı.

67.dakikada golün aynısı gelişti, yine İvan verdi pası, Volkan sağ çarprazdan girdi, ama bu sefer bencillik yapıp kendi vurdu kaleye,Leo Franco'dan dönen topu İvan tamamlamaya çalıştı penaltı üzerinden, ama rakibe çarpan top kornere çıktı.

77.dakikada İse Franco'yu önde gören İvan topu aşırtmayı denedi ama vuruşu düşüncesiyle paralel doğrultuda olmadığından top kalecide kaldı.

Dakikalar 80'i göstermeye başladığında Galatasaray futbolcusuyla taraftarı aynı anda yenilgiyi hazmedemeye başladılar, koltuklar kırıldı yine rakip tribünde, saha içinde ise Büyük Kaptan (!) hakemle dalaşmaya başladı. O dakikaya kadar mükemmel bir yönetim gösteren Halis Özkahya nedendir bilinmez, ardı ardına saçma düdükler çaldı Galatasaray lehine...

87'de Ozan İpek atıldı, aslından yapıtığı faulun karşılığı bana göre sarı kart olmasına rağmen, çıkan arbedenin faturası da Ozan'a kesilince kartın rengi kırmızıya dönüverdi bi anda.
Futbolcunun üzerine yürüyen Neeskens'i atma cesaretini gösterseydi keşke Sayın Özkahya.

88.dakikada Batalla'nın yine Franco'nun öne çıktığını görüp aşırttığı topu dışında herhangi bir pozisyon yaşanmadı (Galatasaray'ın doldur boşaltlarını saymazsak) ve 90 dakika sonunda gülen taraf biz olduk...


Hasan

27 Kasım 2009 Cuma

Bursaspor 1 Galatasaray 0

Maça geçmeden önce Bursaspor'u ve bizim blogumuzu da ara ara renklendiren Hasan kardeşimi tebrik ediyorum. Maçı kazanmayı sonuna kadar hakettiler. Hasan'ın yazısını yazınca biz de buraya koyacağız yine. Ben bu yüzden biraz daha Galatasaray merkezli yazmak istiyorum yazımı.

Önce bu kadrodan bahsedelim biraz. Perşembe akşam üzeri Lig Radyo'da Gökmen Özdemir (kendisinden insan olarak gerçekten nefret ediyorum ama haberciliğine laf söylemek yanlış olur) bu takımın çıkacağını, hafta içi bunun ısrarla denendiğini söylemişti Florya'da. Ben de o günden beri maçı düşünüyorum, açıkçası bu kadar basiretsiz ve kişiliksiz bir oyun oynayacağımızı hayal etmemiştim. Bu iş artık 4 3 3 , 4 2 3 1 gibi sistemsel tartışmaları geçti. Takım, futbolun en basit doğrularını yapamaz hale geldi. Futbolcuların bireysel performansları yerlerde sürünüyor. Hakan Balta mesela, kendisi bu maçta o kadar çok pas hatası yaptı ki , ben onun yerine utandım. Göhkan Zan değil milli stoper uzay milli takımının oyunucusu olsa , ligin en kötü 3 stoperinden birisi bence . Servet ise , sanki hayatında çalım atmış ya da attığı çalımdan hayır gelmiş gibi inatla üzerine vazife olmayan işleri yapıyor. Kendisine sorulunca kendisini Rio Ferdinand, Terry gibi isimlerle karşılaştırıyor, ama sanırım aynaya bakmıyor. Servetcim sen bir odunsun, biz seni odun olduğun için sevdik.

Gelelim takımın ortasahasına. İlk defa bu üç kazmayı Sivasspor maçında denedi Frank Rijkaard. O maçtan sonra skor yazarları bu 3 kazmalı sistemi yerlere göklere sığdıramazken, ben sezonun en sıkıcı Galatasaray'ını yazamadım bile. Yahu bir takıma iyi ya da kötü demek için, karşısında bir rakip olması lazım. Galatasaray'ın Sivas maçında karşısında rakip yoktu. Zaten karşısında rakip olan maçlarda ne kadar zorlandığı ortada. Sezon başında demiştim, bu takımın bu sisteme uyması için yarım sezon geçmeli, üzerine iyi futbol beklenmeli diye.

Kolay rakipler, sezon başı kondisyonu ve futbolcuların bozulmamış oyun kimlikleri birleşince ortaya bir yalancı bahar çıktı. Şimdi ise işler git gide zorlaşıyor. Tabii bu beklenen bir şeydi, en azından Frank Rijkaard'ın Barcelona geçmişini bilenler için, skora değil geleceğe bakanlar için bunlar hep beklenen ve sabır ile izlenen şeyler.

Takımın kötü oyunundan çok, yapılan sorumsuzluklar , çok basit pas hataları ve saha içindeki isteksizlik beni çıldırtıyor. Sezon başından beri değerlendirirsek takımı, Sabri tartışmasız bir başkalaşım geçirdi ve geçen sezon 10 üzerinden 4 olan Sabri bu sezon çok temiz 6 bucuk 7. Arda 6 iken 8 olmuştu şimdi gene düşüşlerde . Keita çok iyi başladığı sezonda Fenerbahçe maçından beri kayıp. Kewell ise geçen senekinden bir kademe daha yukarıda ama her maç büyücülük yapmasını beklemek insafsızlık olur.Bir de tabi Nonda ile Baros var iyiler içinde. Bunlar dışındaki bütün isimler ise düşüşte. Ayhan, Balta, Servet, Topal ve diğerleri. Burada bir şey ortaya çıkıyor ki bu oyuncular hocalarını dinlemiyorlar.Ayaklarına ne kadar büyük bir fısrat geldiğinin farkında değiller.

Frank Rijkaard aktif hocalar içinde ilk 15'te ve bu futbolcular bir daha bu ilk 15 içindeki hiç bir hocayla çalışamazlar. Bunun bir an önce farkına varıp, sahada sadece hocanın dediklerini yapmaya başlasınlar artık.

Bu sistem, daha doğrusu Frank Rijkaard'ın oturtmaya çalıştığı sistemin daha çok başındayız. Oyuncu kadromuz kendisini geliştirmeli. Hepsinin bu sistemin oyuncusu olması için yapması gereken çok şey var.

Frank Rijkaard'ın C planı

A planı 2 kazmalı sistemdi, B planı 3 kazma oldu. C planı ise forvetsiz bir düzen. Aslında orta saha işlerse ve elde Baros yoksa C planı en güzeli. Çünkü Total Futbol'da , önemli olan forvet değil, önemli olan pas pas pas ve boş kaleye atılan goller. O yüzden çıkıp takım niye forvetsiz oynadı gibi kısır döngülere ben girmeyeceğim.

Hem sezonu erken açmanın verdiği yorgunluk feci halde hissedilmeye başlandı, hem de işler kötüye gitmeye başladı. Bu sezon 2. lik ve Şampiyonlar Ligi vizesi beni tatmin eder. Çünkü biz Frank Rijkaard ve bu ekibi 3 sene üst üste şampiyon olmak için getirmedik. Bir sistem oluştursunlar bir ekol yaratsınlar diye getirdik. Devrim yapmaları için değil, futbolumuzu evrimleştirmeleri için getirdik.

Gözümü kulağımı kısır tartışmalardan sakınıp, kendimi Total Futbolu anlamaya adıyorum ben. Bir şeyler okuyorum, bir şeyler düşünüyorum, olması gerekenle mevcut arasındaki farkı daha iyi anlayabilmek için.

Son cümlelerim ise sevgili Halis Özkahya'ya. Çok az hakemin vücut diline gıcık oluyorum, Halis Bey de onlardan birisi. Maç boyu bazı ikili mücadelelerde Galatasaray'ın adından korktuğu için doğru kararlar veremedi. Eyyam kere eyyam yaptı. Bursalıların haklı tepkisini aldı.

Sevgiler Saygılar ve İyi Bayramlar

Maradona

26 Kasım 2009 Perşembe

Garp vs Şark

Manchester United'in dün Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'a karşı 11'i şöyleydi:

Manchester United
12 Ben Foster
2 Gary Neville
6 Wes Brown
8 Anderson
13 Ji-Sung Park
15 Nemanja Vidić
19 Daniel Welbeck
21 Rafael
26 Gabriel Obertan
27 Federico Macheda
28 Darron Gibson

Bu kadroda Park ve Anderson dışında kimse ilk 11'in yüzünü kolay kolay göremiyor bu takımda. Ama Ferguson bazı maçlarda takımın tamamını değiştirebilip gençlere ve yenilere forma şansını verebiliyor. Bu maç Şampiyonlar Ligi maçı da olsa bunu yapıyor.

Ülkemizde bunu Rijkaard zaman zaman yapıyor ve Galatasaraylı arkadaşlarımız zaman zaman takımda kim var kim yok görebiliyor. Ama bu sene özellikle Daum ile gençleri neredeyse göremez olduk Fener'de. Abdulkadir, Furkan gibi gençler daha bir maçta bile forma şansı bulamadılar. Daum Özer'e ancak 20 dakika dayanabiliyor. Bir maçta da ilk 11 çıkardı çok şükür. Geçen sezona baktım. Geçen sezon da böyleydi. İlhan Parlak 11'de 1 maça çıktı mı bilmiyorum. Onunla ilgili bir yazı yazmıştım. Blogda bulabilirsiniz.

Şimdi size Fener'in Tokatspor deplasmanındaki maçının kadrosunu vereceğim. Türkiye Kupası'nda oynandı bu maç. İlhan tabii ki yok. Gençlerden eser yok hatta kadroda.

Volkan Babacan
Gökhan
Lugano
Edu
Vederson
Josico
Emre
Kazım
Deivid
Uğur
Guiza

Yedeklerde de genç sayılabilecek sadece Mert Günok, Ali Bilgin ve Burak Yılmaz var. Burak'a ne kadar şans verildiğini zaten biliyoruz. Ali Bilgin geçen senenin şanslısıydı yine. Bir kaç önemli maçta oynayabildi. Mert Günok zaten hiç yok. Kadroda İlhan Parlak da yok. Zaten Fener'de sanırım ilk 11'i tamamen değiştirebilecek kadar da topçu yok. Geçen sene de yoktu. Tokat maçında da yoktu.

İşte Manchester ile aramızdaki büyük fark dostlar. Şampiyonlar Ligi'nde tamamı değişik bir 11 ve Türkiye Kupası'nda Carlos ve Alex'siz Fener...

13 14 kişi ile lig götürmeye çalışıyoruz. Galatasaray da bu sayı 15 16'larda. Her takımın en az bu kadar olmalı. Kazanan kim oluyor görüyoruz. Şimdi diyeceksiniz ki tek eksiğimiz bu mu? Buna mı kaldık? Kaldık bence. Bir şeyi doğru yapalım en azından.

Marquinhos

Niye Seviyoruz Bu Oyunu?

Malum bayram.Evde oturan ve hayatını o blog bu blog geçiren birisi için en önemli iş markete alışverişe gönderilmektir.Bayram olunca market arasında gidiş geliş sayısı da artıyor haliyle.Neyse evden çıktım markete doğru ilerlerken iki çocuk aralarında konuşuyorlar.


-Millet bu futbolu niye sevmiş biliyor musun?
-Yok nereden bileyim.
-Ben biliyorum.İlk önce birisi sevmiş.Sonra arkadaşı seviyor diye o da sevmiş futbolu.Olmuş iki.Sonra başka iki kişi de onlar seviyor diye sevmiş futbolu.Sonra herkes sevmiş.


Sonra ben de düşündüm. Nereden sevdim o zalim kadını? Biraz hafızamı zorladım. Tanju'yu hatırlar gibi oldum. Tanju'dan olamazdı bu sevgi.Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye geçmiş.Herkes bir şeyler söylüyordu.Sonra biraz daha düşündüm. Bir kaç sene eskiye daha döndüm. 5 yaşımda başıma gelen bir olaydı.Beni bu işe alıştıran bu sevdaya düşüren.Prekazi'nin Monaco'ya attığı goldü.Şimdi yazarken de aklımdaydı bu gol.


Şimdi düşünüyorum ki bu işi, mucizeler olduğu için sevdik galiba.Prekazi, Hagi, Hakan Şükür, Arif, Boliç ve dün akşam için Tello için sevdik.Kimse normal hayatta mucize yaratamazdı ama futbol sahası mucizeleri görebileceğimiz yegane yerdi.Sevgimiz futbola mı mucizeleri mi onu sorarsanız verecek cevabım şu olur."Mucizeyi yaratan futbolu sevdik".


Prekazi'nin kendi ağzından Monaco golü http://www.youtube.com/watch?v=DgCT1GFfI_4


Saygılar.İyi Bayramlar. Trakedi

Platini Başkan Göztepe Şampiyon



Vizeler sonrası 5 günlük tatilimi Fm 2010 başında tüketmeyi düşünüyorum. Yeni oyun açtım Adana Demirspor'a uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. Eylül başında geldim daha ve ilk dumurumu yaşadım oyundaki. Platini Göztepe'ye başkan oldu. Göztepe artık Süper Lig'e çok yakın.

Maradona

25 Kasım 2009 Çarşamba

Dünya Tersine Döndü




Liverpool Şampiyonlar Ligi'ne ilk turdan veda etti. Demek bloga bunu da yazmak varmış kaderde. Bu da yetmezmiş gibi UEFA'ya geldiler. Türk takımlarımıza şimdiden hayırlı kurralar.

Diğer sonuçlar ise şöyle:

Arsenal 2-0 Sandart L.
Barca 2-0 Inter
Fiorentina 1-0 Lyon
Debreceni 0-1 Liverpool
Unirea 1-0 Sevilla
Rubin Kazan 0-0 Dynamo Kiev
Rangers 0-0 Stutgart
Alkmaar 0-0 Olympiakos

Alt gecesi yaşanmış iddaa gecesinde. Bakalım bu akşam ne gecesi olacak?

22 Kasım 2009 Pazar

Hugo Broos Da Gitti

Trabzon'da beklenen istifa gerçekleşmiş durumda. Ayrıca 5 oyuncu da kadro dışı kalmış. Bu oyuncular Gökhan Ünal, Tony Sylva, Rigobert Song, Egemen Korkmaz ve Engin Baytar. Ntvspor'dan olayın ayrıntılarına bakabilirsiniz ama bence önemli olan bu değil. Önemli olan şey Trabzon'daki değişmezler. İstikrarsızlık en büyük değişmezi Trabzon'un. Ersun Yanal bile fazlaydı bu takıma bence. Hugo Broos'un gideceği daha ilk günden belli değil miydi?
Yerine kim gelirse gelsin şampiyon yapamayacak bu takımı. Seneye de yapamayacak ve o da gidecek. Ben Türk teknik direktörlerinin Trabzon'u boykot etmesinden yanayım açıkçası ama bu krizde kim bunu yapar bilemem. Ama böyle bir yönetime ve bu sabırsızlığa teknik adam dayanmıyor ve dayanmayacak da.

Bahis skandalında adresler belli oluyor.

Alman gazetelerinde Türk takımlarının da adlarının karıştığı söylendiği bir bahsi skandalından bahsediliyordu.Fakat takımlar veya maçlar belli değildi.Alman gazatelerinden Süddeutschen zeitung bu maçlardan 6 tanesini açıklamış.Ne yazık ki skandalı bitmeyen futbol dünyamıza bir tanesini daha eklendi.Hangi maçlar olduğunu vereyim.


Not:Halen kesin şike yapıldı diye bir durum yok kimse zan altında kalmasın bunlar şüphelenilen maçlar.Maçlar 2009 yılında olan maçlar.


Ankaraspor - Bursapor, 4. Nisan (Kazanılan paranın miktarından dolayı şüphelenilen bir maç. Şike yapıldı demek hemen doğru değildir.)


NK Zadar - Hajduk Split, 26.Nisan (Futbolculara 30 000 avro verilmiş bahisten 70 000 avro kazanılmış)


Namur - Leuven, 21. Mart (Belçika 2.ligi)(100 000 avro kazanıldığından bahsediliyor)


Charleroi - UR Namur, 14.Mart(Belçika 2. ligi)(50 000 avro da bu maç için konuşuluyor)


Gossau - Locarno, 24. Mayıs (İsviçre 2. ligi)(149 000 avro da bu maç için konuşulan rakam)


Yverdon - Thun, 26. Nisan (İsviçre 2.ligi)(60 000 avroda bu maç hakkında konuşulan para)


Not:Haber linki bild gazetesinden fakat olayı ilk ortaya çıkaran süddeutsch zetinug olduğu için onun haberi olarak verdim ilk saferde. Linkte çok daha ayrıntılı bilgilere yer verilmiş.Çeviri hataları için şimdiden özür dilerim.


Orjinal link http://foxyurl.com/LVN


Saygılar. Trakedi

Gaziantepspor - Bursaspor

Çok stresli bir maçtı bizim için...
Antep iyi başladı maça, ilk yarıda golü bulsalar maçı çevirebilir miydik diye soruyorum kendime de , çok zor olurdu herhalde...

Maçtan önce yazmıştım Ertuğrul Hoca " 1 Puan Bizi Kesmez" diyerek ayak yapıyor diye...beni de yanıltmadı hoca ve takım, Antep'e önce yenilmemek için gittiğimiz daha ilk dakikadan belli oldu zaten...Ki bence de hoca sonuna kadar haklıydı, sonuçta Antep yabana atılacak bir takım değil, olası bir mağlubiyette şehirden yükselecek çatlak sesleri de tahmin edebiliyorum az çok...

65.dakikada Olcan'ın atılması o dakikaya kadar uyku modunda olan takımımızda İvan Ergiç ve Batalla'nın da daha fazla boş alan bulup, etkili olamalarıyla beraber bir galibiyet isteyen takım havası oluştu...

Nitekim 70. dakikaya kadar o 7-8 dakikalık bir zaman aralığında ikisi Batalla biri Ergiç olmak üzere 3 pozisyon bulduk...
80. dakikada Kirita girdi oyuna ve Mahmut' un da ikramıyla golü buldu kendisi ilk topla buluştuğu anda...

Golden sonra yine galibiyeti koruma psikolojisi ile geriye çekilme oldu takımımızda, Antep de biraz şuursuzca da olsa üzerimize geldi, Batalla-Veli değişikliği de skoru koruma adına yapılan bir hamleydi zaten...

Ben Sercan'la kontra bulup ikiyi bulacağımızı düşünüyordum ama hazır değildi o da...Bidiğimiz Sercan değildi o da...

Neyse Galatasaray maçına kadar toparlanacağını ümit ediyorum...

Hasan


http://emosimoghislain.blogspot.com/2009/11/gaziantepspor0-bursasporumuz1.html

Gazi Daum

Dün geceki derbiyi bileğinin hakkıyla kazanan Beşiktaş'ı kutlarım. Özellikle Denizli hocayı maç sonrası mutlu görünce ben de mutlu oluyorum. Seviyoruz blog olarak kendisini. Umarım sezon sonuna kadar 3 takım çekişir şampiyonluk için.

Gelelim maça. İlk yarı bence sıkıcı bir oyun vardı. Daum'lu Fener zaten bir puana gelmiş. Hatta 1-0 yenilseler sevineceklerdi belki de. Denizli ise 3 puan peşindeydi. Saldıran ve gol arayan takım genel olarak Beşiktaş'tı. Şimdi Zico'lu dönemdeki oyunlarımızı hatırlıyorum da Dolmabahçe'de bile topu kazandık mı vermemek için her şeyi yapardı takım. Ama bu maç ilk yarım saat ileride ya bir kişi ya da iki kişi ile hücum yaptı takım.

30uncu dakikadan sonra kendine geldi biraz Fener. Oyunu yıkmaya başladı karşı tarafa. Ama takım bu maç forvetsizdi maalesef. Kazım geçen maçlarda bence çok iyi bir tek forvet olabileceğini gösterdi. Ama bu maç kendisinden eser yoktu. Bu maçta oynaması gereken Semih'ti sanırım. Ama hocaya da kızmamak lazım. Kazım iyi gidiyorsa Kazım oynamalı. Fakat yapamadı Kazım bu maç istenileni. İleride top tutması gereken biri oynamalıydı bu maçta. Semih'in Zico dönemi bu maçta olmalıydı.

Emre ve Alex'i iyi tuttu Beşiktaş tamam da bu Daum bunu bilmiyor muydu maç öncesi? Bu adamları iyi tutarlar ben başka bir şey düşüneyim diyemedi mi? Ne bileyim Alex'siz çık. 4 4 2 çık. Şaşırt karşı takımı. Baktın olmuyor yine dönersin. Ama dün Daum çok komik işler yaptı.

Fener genel olarak hala kanatsız diyebiliriz. Santos ortada yok. Carlos olmasa o kanat çalışmayacak. Carlos bu arada dün çok iyi oynadı bence. Oyunun sonlarında o da sapıttı ama olsun her şeyini verdi sahaya. Sağ kanada bakıyorum. Topuz ben ortada oynarım ortadan yaldır yaldır gelebilirim diye bas bas bağırdı dün. Ama Daum onu inatla sağda oynatıyor ve o da inatla kanada inmiyor.

Dün yapılacak şey belliydi. Emre oyuna devam etmeyecekti yatacaktı evet. Daum hemen Topuz'u Emre'nin yerine çekecekti. Semih oyuna girecekti. Kazım da kanada geçecekti. Bence ez azından beraberlik gelirdi.

Daum'un Santos'u Cristian'ın yanında oynatmasını bana kim nasıl açıklayabilir? Ben Dunga olsam şu an Fifa'ya şikayet dilekçesi yazıyordum. Oyuncum hunharca harcanıyor diye kapılarında yatıyordum. Nasıl bir mantıktır bu? Anlayamadık.

Başka bir konu Santos ve Kazım. Hadi kanada almadın Kazım'ı, nasıl oyunda tutabildin? Maç boyu ne yaptı? Hiçbir şey. Sol kanat hiç çalışmadı. Santos'u nasıl oyunda tutabildin? Vederson'u direk onun yerine neden almadın da gittin Santos'u ortaya aldın?

Bu hamleyi futbolu azcık bilen herkes yapardı bence dün. Daum ama herkesten çok biliyorum edasyıla bu maçı katletti. Takımı oynatmamak için her şeyi yaptı.

Semih devre arasında gitse şaşırmam, sevinirim. Futbol hayatının devamı için Semih'in forma giymesi lazım.

Maçın daha ilk dakikalarıydı ve Alex Cristian'ın yanına top almaya gelmişti. Heh dedim; işimiz zor bu maç. Zor da oldu. Çünkü karşınızdaki takım Beşiktaş. Yakaladı mı affetmez. Affetmedi de. Tekrar tebrik ederim kendilerini.

Daum'un taktiksel hataları çoğalmaya başladı. Bakalım bu hatalara daha ne kadar devam edecek? Semih'in ya da Guiza'nın forvete çekileceğini düşünüyorum ileriki maçlarda. Kazım yeniden kanat oynar sanırım. Topuz da Emre'nin yerini doldurur bir kaç maç diyeceğim ama Kazım cezalı. 2 maç oynamaz en az. Böylece sağ kanat yine Topuz'a emanet olacaktır bir iki maç daha. Ortaya ise Selçuk ya da Deniz ikilisinden biri geçecek. Umarım Özer alternatifini iyi düşünür Daum. Özer Cristian ikilisi ortada oynayabilir. Ya da Özer'i kanatta düşünüp Topuz'u ortaya koyabilirse belki daha verimli olunabilir.

Ha bir de Alex konusu var. Alex'e kötü oynadı demek bence hata. Ona yardım gelmeyince o ne yapsın ki? Emre gelemiyor. Kazım onunla anlaşamıyor. Bir topu tutup da Alex'e verebildi mi dün? Topuz sadece ona yardıma gelmeye çalıştı ve bu sefer de kanadımız kalmadı.

İşte dostlar, Turkcell Super Lig'in liderinin ne yazık ki kanatları yok. Forvet hattı da yok denecek kadar az. Durum bundan ibaret.

Marquinhos