19 Aralık 2009 Cumartesi

Kasımpaşa - Manisaspor

Soğuk bir İstanbul gününde, Yılmaz Vural ve takımını izlemek için yola düştüm. Tabi bu takımın karşısında son haftaların formda ekibi, en azından iki büyük takımdan 2 puan almayı başaran ve yaptığı tam saha baskı ve sahayı kaplamaları ile rakiplerine kök söktüren bir Manisa var. Üst üste Trabzon ve Fenerbahçe'yi yenen üzerine enteresan hakem kararları ile önce Sivas ile 2-2 , sonra da Diyarbakır ile 2-2 berabere kalan Kasımpaşa'nın ligin ilk yarısını nasıl bitireceğini merak ediyordum. Geçen hafta Cenk İşler'in niçin oyundan atıldığını anlayan varsa , rica ediyorum bizi de aydınlatsın.

A blok sıra 14 koltuk no 51'den izlenimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Hava buz gibi, tribünlere güneş gelmiyor, ellerim ve ayaklarım üşüdükçe çay içiyorum. Artık akıllandım, deplasman takımının tribünü daha çok güneş alıyor, eğer rakip takımın taraftarı az olursa, ben de o tribüne gideceğim. İlk takıldığım konu şudur. Kasımpaşa maçlarında stad anonslarını yapan beyfendi niçin Türkçe okuma özürlüdür ? Takım kadroları, gol anonsları, değişiklikler hepsinde bir panik ve titreyen ses.

Neyse efendim, Paşa maça hızlı başlıyor, 19'da Moritz 24'te Gökhan attı golleri. Moritz'in golü beleşti, ama Gökhan ceza sahası dışından güzel vurdu. Bu yokluklar içinde Bursaspor niçin Gökhan'ın gitmesine izin verdi? Her sezon bence 10 golü garanti Gökhan'ın. Maç 2 olduktan sonra, Yılmaz Hoca Murat ve Yekta'nın yerini değiştirdi. Orta alanda Emre Toraman, zaman zaman kötü pas dağıttı. İlk yarıda özellikle 30 ila 40 arasında ise Murat Erdoğan rezil ötesi bencillikler yaptı. Manisa için işler hiç iyi gitmezken, Mesut Bakkal önce Kemal'in yerine Ergin'i oyuna aldı. 42. dakikada ise Kasımpaşalı Ergün kendi kalesine gol attı. Sivas maçında da kaleci Tolga 2. golü kendi kalesine atmıştı.

İkinci yarı ise açıkçası Kasımpaşa 60-65'e kadar kaybetmek için elinden geleni yaptı. Allahtan Isaac , Mehmet Güven ve Yiğit o kadar kötü pas ve dribbling tercihleri yapıyorlardı ki, adam gibi atak olgunlaştıramadılar. 57. dakikada Mehmet Güven yerini geçen haftanın beğenilen oyuncularından Yiğit Gökoğlan'a bıraktı. Ben artık Yılmaz Vural ne zaman Murat'ı oyundan alaçak diye beklerken, 73'de çift değişiklik ile hem Yekta hem de Murat'ı çıkardı oyundan Yılmaz Vural. Bence Yekta en azından 80'e kadar kalmalıydı. Bu değişiklik sonrası takıma bir hareket geldi. 3 gol ile maçı bitirdiler. Hatta son dakikalarda biraz dikkatli olsalar 4 ve 5'i bulurlardı o ayrı. Son olarak bir Galatasaraylı olarak Yaser ve Mehmet Güven için üzüldüm. Bu kadar kötü futbol oynanmaz.

Mesut Bakkal'ın talebeleri orta alanda çok mücadele ettiler, ama Yetka , Murat Erdoğan ve Emre Toraman değişik bir 3lü. Sol bek Ergün ile sağ bek Keller normal bek değil de sanki Fm'deki "wing back" gibi oynuyor. Böylece ortasaha zaman zaman 6 kişiden oluşuyor. Moritz gol dışında hiç yoktu, golde de zaten top önünde kaldı. Gökhan ve Şahin ileride iyi çalıştı.

Kasımpaşa 4 4 2 gibi diziliyor sahaya, ama bu dizilişten ziyade ayağa oynamaları, genelde top şişirmemeleri izlenir bir takım yapıyor Paşa'yı. Fakat bir eksiklikleri oyunun yönünü değiştirmede. Eğer bu konuda biraz daha hızlanırlarsa seyrine doyum olmaz bir takım olurlar.

Sevgiler Saygılar.

Maradona

18 Aralık 2009 Cuma

Rakipler Belli Oldu !!

Atletico Madrid-Galatasaray / Everton-S.Lisbon
Lille-Fenerbahçe / Liverpool-Unirea Urziceni
Hamburg-PSV / Athletic Bilbao-Anderlecht
Rubin Kazan-Hapoel Tel Aviv / Villarreal-Wolsburg
Hertha Berlin-Benfica / Kopenhag-Marsilya
Panathinaikos-Roma / Standard Liege-Salzburg
Brugge-Valencia / Twente-Werder Bremen
Ajax-Juventus / Fulham-Shakhtar Donetsk

18 ve 25 şubatta ilk tur maçları oynancak. İki temsilcimiz de ilk maçlarını deplasmanda oynayacak ve bence bu rakiplerle ilk maçların dışarıda olması iyi. Atletico Madrid malumunuz bu sezon çok formsuz, Şampiyonlar Ligi'nden 3 puan ile geldiler. Lille ise son haftaların Avrup'daki en formda takımlarından. İşimiz zor, ama büyük takım olmak istiyorsak, elememiz lazım. Ben kendi adıma çok mutluyum, 5 senedir Fm'de sürekli Atletico Madrid ile oynayan bir insan evladı olarak sevdiğim bütün oyuncuları göreceğim. Daha ayrıntılı yazıları maçlardan önce bulursunuz zaten blogumuzda.

Maradona

Cimbom'a Madrid, Fener'e Lille




O kadar enteresan bir kurra ki bu, bir takımın adı büyük, performansı düşük; diğer takımın ise adı küçük, performansı büyük. Atletico Madrid şu anda lig 14üncüsü. Lille ise ligde bu sene fırtına gibi desek yeridir. Lille şu anda lig 5incisi ama son haftalardaki performansları korkutucu Fener adına. Tabii bu iki takım bizimle oynayacağı maçlara kadar nasıl bir form grafiği izler ve bize ne durumda gelirler göreceğiz. İki takımımıza da başarılar. Maradona'nın da dediği gibi ayrıntılı incelemelerlerle beraber olacağız.

ŞAMPİYONLAR LİGİ 2. TUR EŞLEŞMELERİ DE ŞÖYLE:
Stuttgart - Barcelona
Olympiakos - Bordeaux
Inter - Chelsea
Bayern Münih - Fiorentina
CSKA Moskova - Sevilla
Lyon - Real Madrid
Porto - Arsenal
Milan - Manchester United


Marquinhos

15 Aralık 2009 Salı

Dünya Kupası Grupları D grubu

Bugün D grubunu yazıyorum. Bu grubun önemli takımı her turnuvada beğenilmeyen futbol oynayıp her zaman iyi yerlere gelen takım olan Almanya. Diğer takımlar Avustralya , Sırbistan ve Gana.

Almanya : Her zamanki gibi yine favori. Bana göre önceki senelere göre daha da favori. Ballack'ın milli takımı bırakma sinyalleri verdiğini unutmayalım. Almanya ona bir güzellik yapıp turnuvayı sonladırmak isteyecektir.
Fifa Sıralaması : 6 Puanı : 1170
Yıldız Oyuncuları : Michael Ballack , Miroslav Klose
Dikkat Çekebilecek Oyuncu : Mesut Özil
Bizimle Alakası : Joachim Löw'ün Fb macerası ve kupa sonrası bizim milli takımın başına geçmesi ile ilgili dedikodular.

Avustralya : Bu sefer kupaya okynusya elemeleriyle değil de Asya elemeleriyle gelen takım yine kupanın en güzel renklerinden biri olacak. Bu gruptan çıkma şansları yüksek.
Fifa Sıralaması : 21 Puanı : 863
Yıldız Oyuncuları : Harry Kewell , Tim Cahill
Dikkat Çekebilecek Oyuncu : Spesifik bir isim vermek doğru olamz fakat Premier lig takımlarının genç oyuncuları burada yer alacak. Dikkat etmek lazım.
Bizimle Alakası : Dünya Kupası'nda yer alan ülkelerden , ülkemizden en çok futbolcunun yer aldığı milli takımlardan biri , diğeri Gine.

Sırbistan : Belki de kupanın yaş ortalamsı en düşük olacak takımı. Genç futbolcularla, Stankoviç gibi tecrübeli yıldızları kaynaştırmış bir takım olarak bir şeyler yapabilir ve büyük sürprizlere yol açabilirler.
Fifa Sıralaması : 20 Puan : 900
Yıldız Oyuncular : Dejan Stanković , Nemanja Vidić
Dikkat Çekebilecek Oyuncu : Zoran Tošić
Bizimle Alakası : Teknik Direktör Radomir Antić'in eskilerden Fb'de oynamış olması. Sık sık teknik direktör arayışlarında Fb ile adı anılır.

Gana: Katıldıkları 2. Dünya Kupası'nda şans arayacaklar. Essien üstüne kurulu bir futbolları var. Bu onları bir yere kadar taşıyabilir. Biraz çabalarlarsa grup 2.liği hayal değil.
Fifa Sıralaması :37 Puan : 739
Yıldız Oyuncular : Michael Essien , Sulley Muntari
Dikkat Çekebilecek Oyuncular : Dominic Adiyiah
Bizimle Alakası : Appiah ve Kingson'un ligimize konuk olması. Kingston olarak biliyordum fakat Kingson'muş.

Saygılar. Trakedi


14 Aralık 2009 Pazartesi

Mustafa Denizli ve Nihat


Maç yazısını yazana kadar duygularımı bu çalışma ile dile getirme arzusundayım....

13 Aralık 2009 Pazar

Fenerbahçe (Son Durum)

Ankaragücü maçını yarım yamalak izledim. Caddede bir mekanda, gözlüklerim olmadan maç izlemek ilginç bir deneyimdi. Fener maçı aldı. Bu sadece moral verecek takıma. Hiç bir ayıbını kapayamayacak.

Ayıplar geçen hafta başladı. Doğrulanmayan veya yalanlanmayan bir sex skandalı var. Bence futbolcu grup sex de yapabilir ya da gece sabaha kadar içki de içebilir. Burada bir sorun yok. Ama eğer bu yüzden antrenmana geç gelir ya da bu yüzden kendine zarar verirse buarda bir sorun var. Önder ve Kazım da kendilerine zarar verdiler. Bu çalıştıkları şirkete de bir zarardır. Bu zarar para cezası ile karşılanabilir. Fakat bu adam bu işi bir daha yaparsa, ki burada grup sexten değil kendine zarar vermesinden bahsediyorum, takımdan kovulmalıdır. İlk hatada da kovan olabilir onu da haklı bulurum. Fakat dediğim gibi eğer adam gece sexini yapıp içkisini içip ertesi gün aslan gibi topunu oynuyorsa diyecek bir şeyimiz olamaz.

Kazım bu sene Daum'la kendini bulmuştu. En azından basın böyle diyordu. Ben hala bir ortasını göremedim isabetli ama neyse. Gol atıyordu ya onlara kafi. Hal öyleyken de bu adam gecelere akıp sex partisi veriyordu. Erkek sonuçta. Yapacaktır. Ne zaman Bjk derbisinde bir şey yapamadı o zaman eleştiriler geldi ve en sonunda skandallara kadar açıklandı. İyi de oldu. Kazım'ın kanat oynayabildiğini savunanlardan biraz olsun uzaklaştık.

Kazım gitti düzeldi mi sağ kanat? Hayır tabii ki. Mehmet Topuz çok olumlu bir şekilde ileri oynuyor, şut çekiyor ama kanadı çalıştırmayı bilemiyor. Gökhan da orada yalnız kalıyor ve bir kanat düşüyor. E sola bakalım. Santos gol atıyor iyi hoş ama ortası yok denecek kadar az. Son maçta Özer vardı. En azından mücadele gücü daha yüksekti. Hep ileriye oynama hevesinde ve de bu takıma çok olumlu yansıdı.

Takımda Özer, Alex, Guiza, Topuz ve Cristian da ileriye oynamayı düşününce pozisyonlar geldi tabii ki. Fakat Selçuk arkadaşımız...

Daha sonra Daum Selçuk'u aldı ve iki forvete döndü. Baklavaya döndü yani. Bu sefer baklavada ileriye oynayan adamların çokluğu takıma golü de getirdi. Ben bir gol daha atarız şimdi derken korkak teknik adamımız Daum hemen Deniz'i aldı.

Defans yine çok pozisyon veriyor. Özellikle Carlos iki senedir çok kötü. Arada bir ya da iki maç iyi oynamıştır belki. Gitmesi, defansın toparlanmasında büyük rol oynayacak. Oraya gelecek Santos orayı toparlar sanırım. Orada oynaması onun da milli takıma dönmesini sağlar. Öne de bence bir adam alınmalı. Daum, Özer'i yedek tutmaya devam edecek çünkü eminim.

Sağ kanadın da revizyona ihtiyacı var. Gökhan'la oynayabilecek onunla anlaşabilecek biri lazım. Topuz anlaşmıyor. Kanadın sahaya ait olduğundan bile habersiz. Eski Deivid'i arıyoruz orada. Özer o kanada da yardım edebilir. Ama biraz daha Topuz izleyeceğimiz garanti o kanatta.

Forvet hattında ise umarım bu transfer döneminde mantıklı bir takviye yapılır ve umarım Guiza gider. Semih direk ve uzun dönem oynamalı ki eski formuna dönsün. Yok Daum onu oynatmayacasa yabancı hakkı bir forvetle dolsun.

Bu maçın artılarından biri Fener'in mücadelesi. Bırakmadılar mücadeleyi. Puanı da hak ettiler. Uefa'nın extra iki hakemi sanırım işe yarayacak. Bu sistem, liglerimize hemen gelmeli.

not: Ntvspor'daki Van Der Vaart Fener ile anlaştı haberinin üzerine bir açıklama gelmedi sanırım. İlerleyen günlerde bu da açığa çıkar.

Marquinhos

Fenerbahçe 3 Ankaragücü 2

Uzun süredir aslında bir Fenerbahçe maçı hakkında bir şeyler yazmak istiyordum. Ama Marquinhos yazdığı için iki aynı konulu yazı olmasın diye yazmıyordum. Marquinhos'un işi olunca meydan bana kaldı. Bakalım bir Galatasaraylı olarak dünkü maç için neler söyleyeceğim, ve Marqi ne diyecek bakalım ?

Herr Daum maça sakat ve cezalı oyuncularından geriye kalan takımı gene yine yeniden tek forvet çıkardı maça. Aslında forvet sayısı mesele değil burada, bir de takımı sahaya sürerken, "Aman çocuklar, yarı sahayı çok geçmeyin, bir tane atın üzerine yatın" demeyi ihmal etmemiş. Bir Galatasaraylı olarak ben Fenerbahçe'nin başında olsam, bu takım ile ofans futbolu resitali izlettiririm. Zaten sırf ben değil, dünya üzerinde Zico gibi basit bir stajyer adamın neler yapabileceğini gördük. Her Fenerbahçe maçında önce Fenerbahçe Zico'yu gönderdi diye dua ediyorum, sonra da Gürçan Bilgiç başta olmak üzere , hayatlarında "Çeyrek Final" görmemiş ve görmeyi hedeflemeyen zihniyetsizlerin maçları izlerken neler düşündüğünü merak ediyorum.

Maça Daum'un direktiflerinin aksine baskın başladı Fenerbahçe, bunda orta sahası dirençsiz Ankaragücü'nün de yardımı oldu. İlk yarı Özer yerini yadırgadı, fakat bu yerini yadırgayışta Carlos'un payı da büyüktü. Bir kere ikili oynamadı Özer'le. Asıl komedi haftaya ligimizde olmayak Carlos niçin bu takımın formasını giyer hala? Daum kısa vadeli düşüncenin kitabını yazıyor. Fenerbahçe'nin geleceği için değil bir adım, aklından 1 dakika düşünce geçirmediğine eminim. Aynı şeyi Lugano imza atar atmaz, maça çıkınca da hissetmiştim. İlk yarının ise en çalışkan ismi Gökhan'dı Fenerbahçe adına. İlk golde katkısı çok büyük. Tabii ilk golde Alex'i izleyen Metin'in de katkısı büyük.

Ben eğer Fenerbahçe'ye karşı sahaya çıkartacak olsam bir takımı, iki adama önlem alırım. 1 tab ki Alex, iki orta sahadan Alex'e top atması en muhtemel adama. Bu ikinci adam sağlıklı iken Emre oluyor misal. Ankaragücü Hocası ise, Alex'e değil önlem almak, Fenerbahçe'de Alex diye bir adamın varlığını unutmuş. Fenerbahçe 1-0 öne geçti ve hemen geri çekildi.

Daha sonra Ankaragücü adım adım ileri çıkmaya başladı. Aydın Karabulut, maç boyu çok iyiydi. Tabii ikinci yarıda bir iki bencilliğini saymazsak. Ankaragücü'nün 10 numarası, sanırım da yeni Ceyhun'u Metin ilk yarı boyunca attığı isabetsiz paslardan sonra Vassel'e çok şık bir pas attı ve ligimizin ofsayt bozma uzmanı Roberto Carlos golü hediye etti. Maçın ilk yarısı 1-1 bitti. Twitter'a "Özer'e ilk kim sallayacak acaba " kıvamında bir şeyler yazdım ve bunun 2 dakika sonrasında Semih Yuvakuran, "Özer çıkmalı yerine Uğur Boral girmeli dedi". Futbolumuzun geleceği olması muhtemel bir ismine sabrımız uzatmalarla beraber 48 dakika. Aynı Semih çıkıp sonra "Acaba biz niye gençlerimizi oynatamıyoruz" diyor. Acaba sizin gibi sabırsız futbol ulemaları yüzünden olabilir mi?

Maç 1-1 ve ikinci yarı başladı. Sahada eğer oynarsa Fenerbahçe'yi zorlayabilceğine inanmış bir Ankaragücü var. Ve 2. golü buluyor. Son haftaların kötü gidişine 2-1'lik skor eklenince , "gene mi acaba" diyor insan. Fakat sahneye bu işlerin kralı , şu an ligimizde oynayan en istatistikli futbolcusu Alex çıkıyor. Alex'e bir de Özer ekleniyor ve süper bir pas ve koşu ile 2. gol geliyor. Acaba Özer o pası atarken, sevgili Semih Yuvakuran ne düşündü? Bakın yanlış anlaşılmasın, ben Özer ilk yarıda süper işler yaptı demiyorum, sadece sabırlı olmamız lazım diyorum. 2-2'den sonra açıkçası Ankaragücü daha net pozisyonlar yakaladı. Bazen zamanlaması kötü paslar, bazen direkler izin vermedi. Sonra bir kornerden geçenin kahramanı Guiza oldu. İşte bende film burada koptu. Çünkü Daum kendi evinde son 5 dakikayı bile çift forvet oynatacak yürekte değil. Hemen Guiza Deniz değişikliği ile kendi sahasına çekti takımı.

Sonra ise malum verilmeyen gol. Şimdi ben burada geçen haftaki Aziz Yıldırım'ın söylemleriyle bu kararı birleştirmiyorum, çünkü bizim yardımcı hakemlerimiz sezon başından beri o kadar çok hatalı karara imza attılar ki. Dün Galatasaray yazımda belirttiğim gibi , bizim hakemlere acil şifalar diliyorum.

Daum devre arasında federasyona oyun kurallarında bir değişiklik için başvuracak gibi geliyor bana bazen. Son 10 dakikayı çift kaleci ile tamamlamak için izin isteyecek. Ama 3 senelik şampiyonluk sözü ve günlük kaygılar birleşince takımı ancak Daum gibi bir vizyonsuza emanet edebilir insan, biz ise ancak ve ancak Zico gibi iş bilmezlerin ligimize renk katacağı umudu ile hayeller kurarız.

Maradona