20 Şubat 2010 Cumartesi

Yavan Futbol


Asıl maç , 90 dakika bittikten sonra başlıyor Trabzonspor için. Bugüne kadar işler fena gitmiyordu. Medyamız sağolsun bol "Güneşli" başlıklar kullanıyordu. İlk kez 3 puan alması gereken bir maçta 1 puan ile yetindi. Bakalım Şenol Güneş'in ismi ulusal ve yerel medyanın saçmalamasının önüne ne kadar geçebilecek. Ben bir Trabzonspor taraftarı olsam, evimin her gün görebileceğim bir köşesine, üzerinde "Şenol Güneş bizim son şansımız" yazılı olan bir tabela asardım. Bir futbol sever olarak bu şansın iyi kullanılmasını bütün içtenliğim ile istiyorum.


Bu sezon 5. maçlarıydı iki takımın. Birbirlerini tanımaları biz futbol severler için adeta zulüm oldu. Teknik adamlar sahaya çıkardıkları kadrolar karşılıklı olarak birbirlerinin kozlarını kullandırmamaya çalıştılar. Maçın skorunun 0-0 olduğu düşünüldüğünde , başarılı oldular, ama oyunun kaderini değiştirecek hamleleri iki taraftan biri yapamadı. Maç boyu güzel futbol yerine, çetin bir orta saha mücadelesi izledik. Trabzonspor son dakikalara kadar golü aradı ama geçen sene Beşitaş'ta oynayan Yusuf tadında bir oyuncuları olmağı için maç golsüz bitti. Saha içinde anlatacak güzel bir maç olmadığından yan konulara geçelim biraz.

Hakemler

Hakemleri pozisyonlar üzerinden değerlendirip, şaklabanlık yapan bir blog değiliz. Ama artık hakemlerimiz işin tadını kaçırıyor. Avantaj oynatmayan orta hakemler ve ofsaytların yarısını yanlış kaldıran yan hakemlerden gına geldi. Tamam hiç biriniz kötü niyetli değilsiniz, kimsenin adamı değilsiniz, temiz namuslu insanlarsınız. Ama demek ki tembelsiniz ki sezon başından beri aynı isimler aynı hataları hala tekrarlıyor.

Gabriç ve Gutierrez

Ben bu iki oyuncunun niçin transfer edildiğini hala anlamış değilim. Gabriç Uefa Avrupa Ligi'nde forma giyemedi. Belki onun yerine o maçlarda takım için oynayabilcek birisi alınmış olsa bugün işler farklı olacaktı. Kendisi kaliteli yetenekli oyuncudur ona lafım yok, ama sezon başı böyle bir iş yapmak, Galatasaray'ın Jo'yu kiralamasından daha saçmadır.

Gutierrez için ise yorumum gene oyunculuğu ile ilgili değil, transfer anlayışı ile ilgili. Gökhan satıldıktan sonra Trabzonspor'da Umut Bulut tek forvet kaldı. Doğal olarak bir takviye şart. Ama gidip Türkiye'ye uyum sağlaması en zor diyarlardan futbolcu getirmek ve yarım sezon içinde futbolcunun katkı sağlamasını beklemek hayalciliktir. Adam ilk defa Türkiye'de kar yağdığına şahit oluyor. Varın gerisini siz düşünün. Böyle bize tamamen uzak kültürlerden oyuncuları sezon başlamadan transfer etmek hem oyuncu için hem de takımlarımız için daha faydalı olur kanımca.


Maradona

Merhaba

Herkese merhaba. Uzun zamandan beri bir yerlerde yazıp çizmeyi istiyordum. Efe 'Bizim forumda bir şeyler karalayabilirsin' deyince bunu seve seve kabul ettim. Umarım sizlere az da olsa bazı konularda yardımcı olabilirim. Size ters gelen fikirlerde veya yanlış bilgilendirilmelerde bana geri dönmenizi ve eleştimenizi istiyorum. Bu şekilde hem beraber bir sonuca ulaşabiliriz hem de konu hakkında eksik olan ya da eklenmesi gereken yerleri kolaylıkla bulabiliriz. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.

U.Ç.

19 Şubat 2010 Cuma

İşte Premier Lig Bu!!


İç gündemin yoğunluğundan mı bilmiyorum, bir haberi atladık sanki. Yayın ihalesinden beri en çok duyduğumuz kelime olan "Marka Değeri"nin ne olduğunu ya da ne olması gerektiğini bize anlatan bir haber. Wolverhampton hepimizin bildiği gibi, Premier Lig'de kümede kalınca başarılı sayılan takımlardan. Bu takım 15 Aralık 2009 tarihinde ManU ile deplasmanda yaptıkları maça tam kadro ile çıkmıyorlar. 12 Aralık'da Tottenham'ı yeniyorlar içerde, 20 Aralık günü ise rakipleri Burnley. Hal böyle onunca teknik direktör diyor ki " Zaten 1 hafta içinde 3 maç yapacağız, hafta başındaki maçtan 3 puan aldık, ManU bizim rakibimiz değil, bizim için önemli olan maç hafta sonunda ki Burnley maçı". Çıkıyor yedek takımla, maçı 3-0 kaybediyor, ama Burnley maçını da 2 - 0 kazanıyor. Aslında düşününce ne mantığa aykırı bir taraf var, ne ahlaka aykırı. Fakat İngiltere Futbol Federasyon'u kesiyor cezayı. Sebep ise, sahaya tam güçü ile çıkmamak. Ayrıca bunu yapan Federasyon Wolverhampton'ın açıklamasının makul olduğunu fakat kuralların bu cezanın kesilmesi gerektiğini belirtiyor.

Dillerine "Marka Değeri" pelesenk olmuş kişilerin bu terimin altını somut şeylerle doldurma zamanı geldi de geçiyor. Kendimizi yayın ihalesinin maddi değeri ile değil de, böyle konularda kıyaslasak Premier Lig ile aradaki farkı bence daha net görürüz. Sevgiler Saygılar.

Maradona

Takas Dönemi Bitti

New York: Tracy McGrady (HOU), Sergio Rodriguez (SAC)
Sacramento: Carl Landry, Joey Dorsey (HOU), Larry Hughes (NYK)
Houston: Kevin Martin, Hilton Armstrong (SAC), Jordan Hill, Jared Jeffries (NYK)

Bitti bitmesinede bir yıldız Rockets'dan göçtü.Tracy McGrady.Bana basketbolu sevdiren adam.Benim için şuan bile Kobe'den,Wade'den,James'ten daha iyi.Herkes az çok biliyordur.Houston o yokken çok iyi maçlar oynamış ve ona ihtiyacı olmadıklarını düşünmüştü.Sakatlıktan dönünce 10 dakika saha kalıyordu ve sonunda bir açıklama yapmıştı.Artık 30-35 dakika oynamak istiyorum diye.Houston'da zaten bahane ararken McGrady'e kapıyı göstermişti ve dün McGrady'de artık o kapıdan tamamen çıktı.Yukarda gösterdiğim gibi gerçekleşen takasla New York'un yolunu tuttu.New York sezon bitince başlayacak olan yıldızlar savaşına şimdiden bir adım önde girdi.New York belki doğuda play-off yapabilir McGrady takasıyla.Geçelim diğer takaslara.Sacramento Kevin Martin'i Houston'a göndererek Evans'ı lider konuma getirdi.Houston'dan ise Landry gibi çok iyi oyuncu aldı.Tabi Hughes'i da unutmamak gerek.Houston ise McGrady'i boşa göndermemiş oldu.Kevin Martin takımın skor yükünü taşıyacaktır.

Total Değil Topal Futbol !

Bu bir maç yazısı değil, Atletico maçında gördüklerim doğrultusunda bir genel değerlendirme yazısıdır.


Hollanda ve futbol kelimeri aynı cümlede geçince aklımıza gelen ilk şey "Total Futbol". Frank Rijkaard geldiğinden beri beklentimiz saha içinde "Total Futbol" oynayan bir Galatasaray izlemek. Sezon başı oynanan Avrupa maçları ve ilk 8 lig maçında bir parça izleyebilmiştik, ama artık çok uzağındayız o günlerin.

Günümüz de bu oyun anlayışını en güzel uygulayan takım Barcelona. Frank Rijkaard' da Galatasaray'a gelmeden önce Barcelona'yı çalıştırdığı için ,sürekli olarak bir kıyas yapılıyor. Bu kıyas yapanların ise gözden kaçırdığı nokta, Barcelona'nın 30 senedir bu sistemle oynadığı. Franco'nun Real Madrid'ini 1974 senesinde geçip şampiyon olurken de, Johan Cruyff ile 1991 -1994 arasında 4 kez üst üste şampiyon olurken de Total Futbol oynuyorlardı. Yani sanıldığı gibi, elinde Xavi ve İniesta olduğu için oynanmıyor bu sistem Barcelona'da. Bu sistem olduğu için, alt yapılarında Xavi ve İniesta gibi futbolcular yetişiyor Barcelona'nın.

Galatasaray ise 2000 – 2010 seneleri arasında geleneksiz bir futbol anlayışına sahip. Neredeyse her sene değişen hocalar, yapılan kabus tadında transferler ve sürdürülemeyen başarılar ile gelindi bu günlere. Şimdi 6 ay içinde , Barcelona'nın oynadığı oyunu beklemek, en kibar ifadeyle hayalcilik olur. Ama bu demek değil ki, takımın özellikle orta sahasının bu kadar kötü oynamaya hakkı var. Madem ki, bu takım 4 3 3 oynayacak ve 6 ayı geçti, en azından her maç oyunun geliştiğini görmek istiyorum.

Aksine oynadığımız futbolun kalitesi düşüyor. Ben gene genel inanışın tersine, sorunun forvetsizlikten kaynaklandığına inanmıyorum. Galatasaray kötü oyununun sebebi top yapma özürlü orta alanı. Sorunu daha da netleştirecek olursak, Mehmet Topal , Mustafa Sarp , Ayhan Akman ve Barış'dan oluşan seçenekler. Orta 3'lü de genel olarak bu saydığım 4 ismin 2 tanesi oynuyor ve onlara Elano eşlik ediyor. Mehmet Topal bir orta saha oyuncusundan çok, takıma 3. stoper oluyor. Mustafa Sarp ise bütün iyi niyetiyle elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ama elinden gelen günümüz futbolu için yetersiz kalıyor. Bu kötü orta saha ile, sağ (Keita) ve sol (Caner , Dos Santos)açıkları topla etkili alanda buluşturmak imkansızlaşıyor.

Allahtan Atletico Madrid karşısında müdafamız çok iyi oynadı ve Leo Franca kaleci olduğunu anımsadı, yoksa tura ilk yarıda veda ederdik. Keita , Neill , Uğur ve Arda'nın istekli oyunları ile avantajlı bir skor yakaladık. Ama bu oyun devam ederse, ikinci maçta avantajımız bir işe yaramaz.


Maradona

16 Şubat 2010 Salı

17 Şubat Programı

17 Şubat Charlotte Bobcats - New Jersey Nets 02:00
17 Şubat Philadelphia 76ers - Miami Heat 02:00
17... Şubat Detroit Pistons - Minnesota Timberwolves 02:30
17 Şubat Chicago Bulls - New York Knicks 03:00
17 Şubat Memphis Grizzlies - Phoenix Suns 03:00
17 Şubat Oklahoma City Thunder - Dallas Mavericks 03:00 (Nba Tv)
17 Şubat Houston Rockets - Utah Jazz 03:30
17 Şubat Portland Trail Blazers - L.A. Clippers 05:00
17 Şubat Sacramento Kings - Boston Celtics 05:00
17 Şubat L.A. Lakers - Golden State Warriors 05:30
(Nba Tv)

Trail Blazers Genel Menajeri Kevin Pritchard , Clippers'tan Marcus Camby ile resmen anlaştıklarını onayladı. Blazers Camby için Steve Blake , Travis Outlaw ve 1.5 $MD yollayacak ve şansa bakın bugün 2 takım arasında maç var.

ZorTurK

14 Şubat 2010 Pazar

Manisaspor 2-2 Fenerbahçe

Fener bugün Manisa karşısında 70-75 dakika futbol ne gerektirdiyse yaptı. Defanstan hızlı çıktı. Kanatlara topu çok iyi paslarla ve hızlı bir şekilde getirdi. Orta yaptı. Kanattan dışarıya çıkarttı topu ve gol de attı.

Golden sonra durmadı. Aynı oyuna devam etti. 75. dakikaya kadar pozisyon vermedi. Haydi Manisa'nın golünü pozisyondan sayalım. Bir pozisyon verdi. Belki gerçek bir stoper olsa o golü de yemeyecektik.

Ne diyordum? Her şeyi yaptı Fener. Fakat bir eksiklik var ki bugün galip gelemedik. Manisa inanılmaz kapandı. Zaten öyle yapması lazım ki Fener'den puan alsınlar. İleride de çok yetenekli bir Isaac'la gol aradılar ve iki golü de onun ayağından buldular.

Genelde bu maçlarda çok pasla açamıyorsan bir takımı duran toplarla açacaksın. Duran toplarla açamadık. Karambollerle açacaksın. Onu da yapamadık. Fener'deki eksik neydi dersek bence Semih'in ortasahaya çok gelmesi ve şut çekmesi gereken yerde yayın gerisinde kalmasıydı. Şutları Özer, Topuz ve Alex çekti. Golde de Cristian. Semih güzel top karşılıyor. Oyunu da güzel açıyor kanatlara fakat çok az şut çekiyor. Kaleyi karşısına alıp bir Drogba misali şut çektiğini göremedik ne zamandır.

Bir eksik de şu. Emre çok az ileriye çıkmaya başladı. Bu sezonda bizim en önemli özelliğimiz Emre'nin bolcana ileriye çıkmasıydı. Böylece Alex geri gelmiyordu ve ceza sahası önü kalabalık olabiliyordu. Fakat son maçlarda Emre ileri gitmemeye başladı. Cristian daha çok gider oldu hatta.

Dakika 70'den sonra Daum da değişikliklere çabuk gitmedi. Takım yorulmuştu ve Manisa da gelmeye başladı. 80'de geldi değişiklik ve Manisa da yorulan Fener'e bir gol daha attı. Burada da Deniz faktörü bence ön plandaydı. Lugano'lu bir kadroyla Fener galip de gelebilirdi.

Gökhan Ünal'ın son golü de "santrofor lazım bu takıma" dedirtti herkese.

Eğer Lugano Lille maçında oynarsa ve Fener de moral bozmaz ve bugünkü oyunu oynarsa ben en az bir beraberlikle dönebileceğimizi düşünüyorum Fransa'dan. Çünkü Lille Manisa gibi kapanmayacaktır. Fener daha az yorularak ve rakibi daha çok yorarak oynayacaktır. Emre'nin bu kadar ileriye çıkmaması da Lille'de işe yarayacaktır bu sefer. Fakat ligde yığılmalı Fener ceza sahasına. Son on dakikada kaç korner kullandıysak hepsinde 4 5 kişiyle geldik ceza sahasına. Zaten rakip 10 kişi kapanmış. Sen de gideceksin. Ama nedense gitmedik. Freekicklerde de böyle oldu. Güzel oyuna rağmen çok fazla yüklenmedik karşı tarafa.

Özetle takım iyi ama gol sorunu var. Buna rağmen iki gol var evet ama kanatların ve Emre'nin gol yükünü azaltması lazım. Appiah'ın sezonda kaç gol attığına bakın. Bir de Emre'ye bakın. Tamam mücadelesiyle takımın vazgeçilmezi ama ekstra işler yapması gerek. Ya da çift forvet denenecek ligde.

Neyse, tatsız bir akşamdı. Haftaiçi umarım daha tatlı şeyler yazabilirim. İyi haftalar.

Marquinhos

Nate Robinson

3.defa kazandı Robinson ve rekor kırdı. Diğer 2 şampiyonluğun yanı sıra bunu az çok haketti. DeRozan ilk turda 50 puan aldığı panyanın kenarından sektirilen topu alıp değirmenle bitirdiği smacını finale saklasaydı belki Nate'ye kaptırmıyacaktı. Diğer 2 yarışmacı Brown ve Wallace'di. Wallace hastaydı onun bahanesi vardı da Brown ne yaptı öyle yahu? Neyse bu smaç yarışmasında beni mutlu eden tek olay Nate'nin şampiyonluktan sonra verdiği röportajdı:"Çok mutluyum. Maçlarımın en güzel yanı Dallas kızlarıydı. All-Star'a gelmek ve burada yarışmak büyük bir mutluluk; fakat bu benim son yarışmamdı"dedi.

ZorTurK

Yetenek(sizlik) Yarışmaları

Sınavlar bitti , gelsin eğlence , gelsin spor dolu günler derken, gele gele soğuk algınlığı geldi. Bir de pazar sabahı erken uyanma meçburiyeti buna eklenince All-Star' daki yetenek yarışmalarını canlı izleyemedim. Bugün 14 30 gibi eve döndüğümde NTV'de 15:10 gibi tekrar yayınlanacağını gördüm. Biraz Denizli - Kayseri maçı ile vakit geçirip, NTV' ye döndüm. Öncelikli olarak NTV kanalına buradan selam söylemek istiyorum. Canım yarışmaları kırpa kırpa , tekrarı 30 dakikaya sığdırmışlar. Hiç bir yarışmanın ilk turunu izleyemedim doğal olarak. Eminim ki kendilerince makul bir açıklamaları vardır bu durum için ama sanırım tekrar yayınlar bir programı ilk kez yayınlanışında izleyemeyenler için ikinci bir şans olsun diye yapılıyor. En azından benim mantığım böyle söylüyor. Zaten geçmiş yıllara göre daha heyecansız ve daha yeteneksiz geçen yarışma bir de kırpılınca iyice gazı kaçmış kola tadı verdi bana.

İzlediklerimden edindiğim kadarı ile bir şeyler söylemek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama özellikle "smaç" yarışmasında yapılan smaçlar çok sıradandı. Sanki birileri NBA 2010'u Play Station' da ilk kez oynuyor ve hareket tuşlarını henüz bulamamışlar. Hele şu anda adını anımsayamadığım bir yetenek abidesi, sadece topu el değiştirerek bir smaç yaptı ki, seneye yarışmaya ben katılsam benzerini yaparım sanırım.

Diğer yarışmalar nispeten çekişmeli ve güzel, fakat bence onlarda da içeriği değiştirmek lazım inceden. Mesela Skill Challenge parkuru değişmeli, çünkü yakında Steve Nash gözleri bağlı şekilde 20 saniyede tamamlayacak parkuru.

30 dakikalık yayından anladığım budur. Bu gece maçı izleme niyetindeyim, umarım zevkli ve güzel bir maç olur.


Sevgiler Saygılar

Maradona

Semişşş Değil Semih!





Lig Tv'nin spiker sorunu neredeyse Ercan Taner gittiğinden beri ortada. Ama Lig Tv henüz kaliteli bir ismi transfer edebilmiş değil. Gönül ister ki bir Okay Karacan, bir Güntekin Onay Türk Ligi'nin maçlarını sunsalar. Bu akşam Lig Tv'nin muhteşem spikeri Melih Gümüşbıçak'la yeniden başbaşa olmak zorunda kalmayız umarım. Maçları Şansal Büyüka bile sunsa daha iyidir bence. En azından kendisi, Semih Şentürk'ün adının Semişşş şeklinde bir telaffuzu olmadığını bilecek kadar Türkçe biliyordur. Semişşş'siz maçlar efendim!


Marquinhos