21 Mayıs 2010 Cuma

Spor İletişim 2. Sayı

Write The Future

Nike Write The Future from Wieden + Kennedy London on Vimeo.


Malum Dünya kupası yaklaştığı zaman bir çok marka reklam çılgınlığı yaşıyor. Nike durur mu müthiş bir reklam filmi çekmişler. İzleyiniz, gaza gelmeyen bizden değildir :)

Reklamda görünen futbolcular şöyle; Cristiano Ronaldo, Didier Drogba, Wayne Rooney, Fabio Cannavaro, Franck Ribery, Andres Iniesta, Cesc Fabregas, Theo Walcott, Patrice Evra, Gerard Pique, Ronaldinho, Landon Donovan, Tim Howard and Thiago Silva bir kaç kişi daha var ama listede adı olmayınca sayamadım onları. Tabi Kobe ve Roger Federer'de Nike'ın anlaşmalı diğer sporcuları onlarında rolleri var reklamda.

Bu arada reklamın yönetmeni Alejandro G. Iñarritu (21 Grams, Babel, Paramparça Aşklar ve Köpekler) severiz sayarız.

Saygılar.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Medyanın 5.Büyük İle İmtihanı

Bursaspor'un şampiyon olması şu ülke futbolunun yıl boyunca iki haber değeri taşıyan olayından biriydi. Diğeri kupa finalinin Şanlıurfa GAP Arena'da oynanması idi.

Peki Tv kanalları bu güzel olayı haberleştirme konusunda ne yaptı? Ne yazık ki şampiyonluğun ilk gününden bugüne kadar halen Bursa'nın şampiyonluğuna inanamamışlar gibi görünüyor. Hatta arada büyükler yoktu ondan şampiyon olduğu geyiği bile dönüyor. Sanki ağız birliği etmişcesine bazı yazarlar şampiyonluğun değerini düşürmeye çalışıyorlar.

Şampiyonluk günü Bursaspor'un şampiyonluk görüntülerini yayınlayacağına bir çok kanal Kadıköy'de olan o saçma olayları önümüze sunup durdu. Türkiye futbol tarihinin en önemli olaylarından birisi olan bu olayı vereceğine her zaman olan hazımsız insancıkların sorunlarını izletmek zorunda bıraktı. Bu durumun Fenerbahçe'ye özgü olmadığını belirtmek lazım hazımsız insanlar her takımın bünyesinde yer alıyor ne yazık ki.

Bazı kanallar hele, internette seviyesizliğin dibine vurmuş esprileri ekranlara getirerek bu işin lüzumsuz magazinini yaptı ve yine büyük resmin önünü bu yaptıkları ile kapatmaya çalıştılar.

Bütün bu işler aklıma hep "İstanbul Medyası" kavramını getirdi. Başta Bursalıları eleştirmiştim bu işe çok takıldıkları için lakin takılmakta haklı olduklarını görmüş oldum. Ortada somut bir başarı var iken halen üstünün örtülmeye çalışılması ve şampiyonluğun birileri tarafından kaybedildiği gibi haber yapılması başlı başına İstanbul medyası kavramının içini doldurmaktan başka bir şey değildir.

Kaybedilen şampiyonluk yok, kazanılan 5. büyüklük var. Hoş geldin Bursaspor hazmaedemeyenlerin diyarına. Artık ağızlarının alışması lazım bu tamlamaya: Beşinci Büyük Bursaspor.

Saygılar.

18 Mayıs 2010 Salı

Özledik Seni Şampiyonlar Ligi


Evet sevgili arkadaşlar, güldük eğlendik. Şimdi yavaş yavaş zaman durumu anlamak zamanı bence. En son 2006 - 2007 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde grup maçı oynadık. Durum vahimin ötesine geçmiş durumda. Camia içinde bunu fark eden birisi var mı çok merak ediyorum? Var ise bunun için belirli bir proje var mı acaba ?

Sezon ortasında bunun farkında olmadıkları belliydi. Nonda'nın gönderilmesi benim gözümde hata değildi. Neill on üzerinden 11 alır gönlümde, Santos sınıfı geçer ve fakat böyle kritik bir ikinci yarıda Jo'yu niye aldılar ? Bana mantıklı tek bir sebep geliyor, o da seçimi kazanmak. Taraftarın ağzına bal çalmak.

Şimdi bakıyorum yazıyı yazarken bir yandan. Son 15 senede böyle bir 4 sene yok. Bu 4 senenin 3 senesinde başkan Adnan Polat'tı (önümüzdeki seneyide sayıyorum). Ama aynı Adnan Polat bizi, Cihan Haspolatlı, Orhan Ak ve Volkan Arslan gibi çakma futbolculardan kurtaran adamdı. Sanırım biz de onun gazına geldik taraftar olarak. Çünkü resmen psikolojimizle oynanmıştı. 100 seneye yayılsa belki etki etmeyecek, ama 3-4 seneye sıkışınca aklımızı çıkartan transferler gördük. Listeyi burada verip, Galatasaraylı arkadaşlarımın canını acıtmak istemem. Ama Ali Lukunku ve dudaklarını unutmak ne mümkün. Kendisi Bakırköy'deki bir hayranını Florya'dan öpecek dudaklara sahipti.

Bu takım daha nasıl dibe vurur bilmiyorum. Ama gene belki bazıları Rijkaard fetişliği yapıyorum diye kızar ama, bu tabloda en az pay Rijkaard'ın. Takımın bir şekilde, kimlik ve sistem kazanması şart. Senelik gelip geçer başarılar bizi kesmiyor artık.

Konunun derinine de inmek lazım. Adnan Polat'ın 3 senesine bir bakmak lazım. Çünkü son 15 senede böyle bir fiyasko yok.

Maradona

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Bursaspor Medya Devrimini Yapabilir Mi ?

11 Eylük 2009 tarihinde, bizim blogda kendi çapımızda Bursaspor açılımı yapmıştık. O zamandan beri hepinizin bildiği gibi Hasan kardeşimizin kendi blogunda yazdığı yazılara burada da yer veriyoruz. Kendisi şu sıralar hala bulutların üzerindedir herhalde. Hakkıdır bu mutluluğu yaşamak.

Bursaspor dün futbol tarihimizde hatırı sayılır bir yeri haketti. Neler mi yaptı Bursaspor?

1- 5. şampiyonumuz oldu.

2- Doğru transfeler ile aradaki bütçe farkının aşılıp devlerle mücadele edilebileceğini gösterdi bize.

3- Bağlanmış ligin ipini çözdü !!

Olayın hikayesini, bu başarının sebeplerini falan sanırım bir çok blogda okuruz. Ben de ilk fırsatta elimden geleni yapıp yazacağım bir şeyler. Ama bugün sıcağı sıcağına medya açısından olaya bakmak istiyorum.

Biliyorsunuz, ligimiz bağlanmış bir ligdi. Aziz Yıldırım rakip forveteleri, hakemleri ve kalecileri alıyordu. Hatta Trabzonspor'u bağlamışlar kupa ve ligi üçleşmişlerdi. Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu'nun başını çektiği grup, evirip çevirip bunları söylediler durdular. Bugün ise Daum istifa etsin diyen bunlar.

Ben ise kendi halinde bir blog yazarı olarak bu iki organizma başta olmak üzere bütün bu saçma sohbetler ile suyu bulandıran herkesi Daum'dan önce istifaya davet ediyorum. Bursaspor'un şampiyonluğu futbolumuz için bir devrim olur mu bilmiyorum ama en azından medyamız için devrim olmalı. Umarım bu safralardan ülke olarak kurtuluruz.


Maradona

İlahi Adalet

Bursaspor'u kutluyorum.

Sezon boyunca forvetsiz ve organizasyonsuz oynayan Fener, Beşiktaş maçında milyonların nefretini kazandı. O gün yazdım. "İlahi adalet varsa Bursa şampiyon olur" dedim. Sonunda oldu. Geçen hafta da yazdığım gibi önlerinde kötü bir Sivas örneği var. Umarım o yanlışları yapmazlar. Ama böyle bir şehir-takım bütünlüğü varken sırtları kolay kolay yere gelmez. Tebrikler Ertuğrul Sağlam.

Dün tek kale oynadık, tamam. Fakat forvetsizliğimiz bu sefer ortaya çıkan oldu. Bu da bize ikinciliği getirdi. Son maça kalması dramatik ama bence lig gayet normal bitti.

Gelelim maç sonu rezaletine. Anons saçmalığını yapan kimdir? Nedeni tribünlerin Trabzonlu sporcuları tartaklamamasını sağlamaktı. İki gündür bunu soruyorum kendime. Eğer Trabzon'u yenemezsek tribün nasıl tepki verecekti? Sahaya inip önlerine geleni dövmelerinden korkuyordum. Bunu da böyle engellediler akıllarınca. Fakat sonuçta Kadıköy'de bir iç savaş oldu.

Bu sene başarısız bir yönetim vardı. Daum'u getirip bir de 3 sene şampiyon olacağız gibi çocukça bir söz verdiler. Haliyle tutamadılar. Daum takımı iyi yönetti diyemem. Semih'i kenarda oturtmak bile tek başına sezonu kaybettirebilirdi ve kaybettirdi. Fakat hakkını da vermek lazım. Geçen sene boyunca uyuyan bir devi uyandırdı. Mücadeleci bir takım yarattı. Bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gidiyorsak bunun mimarı Daum. Ligi kaybettiysek de mimarı Daum.

Şimdi başkan bırakacak diyorlar. Yeni bir yönetim ve yeni bir teknik kadro gelecek büyük ihtimalle. Fakat umarım takımda sadece 3-4 kişinin yeri oynar. Çünkü bu sene kurulmuş olan ekip geçen seneden daha iyi ve bence iyi bir iskelet var.

Şimdi bize soru işaretleriyle dolu bir yaz kaldı. Eylül'e kadar her şeyin belirsiz kalacağı bir dönemde bütün Fenerlilere sabır diliyorum. Elimizdeki Şampiyonlar Ligi şansı çok iyi değerlendirilmeli. Soğuk kanlı olunmalı. İyi hamleler gelmeli. Bekleyip göreceğiz.

Marquinhos