25 Ocak 2010 Pazartesi

Galatasaray Beni Üzüyor !

Dünkü maç hakkında yazmadım, yazmayacağım da. Kötü hava koşullarında alınan 3 puan güzel, sakatlık olmaması güzel, Caner güzel, Neill güzel ve bunlar zaten çok kişi tarafından dile getirildi. Ben başka bir konuda , bir şekilde bu takıma emek vermiş futbolculara ayrılış tarzımız ile ilgili bir şeyler dile getirmek istiyorum.


Ne kulübe yakın biriyim, ne de şundan bundan bir şeyler duyacak bir çevrem var. Safiane bir Galatasaray taraftarıyım. Ama her zaman belirttiğim gibi futbolu çok seviyorum. Galatasaray bu sevgiyi açığa vurmamdaki bir araç sadece. Tıpkı Atletico Madrid gibi, 10 küsür senedir oynadığım CM ya da FM gibi, rakı masalarında bitmek bilmeyen sohbetler gibi, bu gayet amatör ve küçük blog gibi, babamın anlattığı eski maçlar gibi, 5 gündür hastanede olan Sacit Amca'mın anlattığı Metin Oktay hikayeleri gibi..



Gelin görün ki , çok sevgili kulubüm Galatasaray'a olan bu sevgimin önüne geçmeye başlayan garip şeyler oluyor. Bir takım hem bu kadar doğru hamleleri, hem de gözü sadece kazanma hırsıyla kör olmamış beni üzen şeyleri yapmayı başarıyor. Tabii ki bu kadar büyük ve çok sayıda taraftara sahip bir camia için tek bir kişinin üzüntüsü sanırım hiç bir şey ifade etmez, ama gene de söyleyeceğim.

Hep övünüyoruz 2000 senesindeki takımla, alınan Uefa ve Süper Kupa ile. Hatta biz ne zaman alkolü fazla kaçırsak, ben konuyu bir şekilde Uefa kupasına getirip, ortamı sulandırırım. O takımdaki oyuncuların hiç biri ile güzel ayrılamadık. Kiminde oyuncuların suçu vardı, kiminde yönetimin, kiminde ise toplum olarak ayrılma özürlü olamamızın verdiği etkenler ile , yollarımız Galatasaray'a yakışmayacak şekilde ayrıldı. Ben burada ne yöneticilerin sonuna kadar haksız olduğunu ne de futbolcuların haksız olduğunu düşünüyorum. Söylemek istediğim, olan biten şeylerin gayet çirkin olduğu.

Şimdi buna benzer bir çirkinlik yaşanmak üzere sanırım. Sürekli olarak bir yabancı futbolcunun gönderilip, yerine bir futbolcu alınacağı söyleniyor. Gelecek ekstra bir yabancı da gönderilebilecek tek yabancı oyuncumuz Linderoth'tu çünkü takıma geldiği günden beri hiç bir şey vermedi ya da veremedi. Bu tercihimizi Jo'dan yana kullandık. Şimdi gelecek kişi sonunda gidebilecek olan isimleri sayayım. Franco, Kewell ve Nonda, hatta bazı uçuk kişiler Baros diyor.

Hadi en uçuk isimden başlayalım. Baros. Niçin Baros , sakatlandığı için, kendi kafasına göre operasyon geçirdiği için (!). Baros , bu forma için bu güne kadar kafasını tekmeden çekmeden oynadı. Hadi onu geçtim, bu adam Fenerbahçe derbisinde sakatlandı. Atıp tutuyoruz, bizim için bu rekabetin önemi şöyle büyük böyle büyük. Eğer bu maçta sakatlanan bir oyuncumuzu böyle yüz üstü bırakırsak, bir daha o maçta kafasını tekmeye sokacak yabancı oyuncu mümkün değil bulamayız. Bu ihtimal en zayıf ihtimal olarak görüldüğü için daha fazla uzatmayacağım.

Gelelim Nonda'ya. 2 sene önceki şampiyonlukta oynadığı pay tartışılmaz. Geçen sezon ise herkes birbirinden kötü iken, ona sen kötüsün demek manasız. Sezon başı gene gönderilecekti, sonra kurtarıcı oldu. Ama eğer kadronda 2 santrafor varsa, Nonda'nın da formsuz olmaya gününde olmamaya hakkı vardır. Bir de sürekli gidecek, gönderilecek sesleri arasında bir insan ne kadar huzurlu olur. Sezon sonundan önce onunla da yolları ayırmak belki profesyonelce olabilir, ama insancıl değil.

Gelelim Leo'ya. Valla ben Galatasaray'a gelmeden önce yıllarca Fm'de Atletico Madrid'de Leo ile oynadığım için kendisine ayrı bir sevgim var. Daha yarım sezon oynadı ve takıma çok büyük bir katkısı yok. Ama bence Leo futbolu para için oynamıyor, sevdiği için oynuyor. Ve böyle bir oyuncunun 3-4 ay futbol oynama hakkını elinden almak, ne kadar insancıl olur bilmiyorum.

Ve olabilecek en kötü şey, Kewell'ın gönderilmesi. Geldiği günden beri o kadar mükemmel ve profesyonelce hizmet ediyor ki formasına, kaç kere onu anlamakta zorluk çeken basınımızı ters köşeye gönderdi. Sezon başını hatırlayın, Elano'nun gelişi ile Kewell yedekti. Ama o bu sezon sakatlanana kadar büyülerin en güzellerini yaptı. Sonra bizim baytar heyeti sakatlığını uzattı. Şimdi bir de söyledikleri mantıksızlıkları meşrulaştırmak için, Kewell'ın kronik sağlık problemlerini gösteriyorlar. Bu sezon sağlamım diyen kaç kişiden daha fazla oynamış bir baksınlar bakalım. Saha içinin yanı sıra, böyle özel bir insanın takıma saha dışında neler kattığını şimdi belki göremiyor birileri. Ama genç futbolcular sizde Kewell'dan mı daha çok şey öğrenir , yoksa gelecek yeni topçudan mı ?

Çok açık söylüyorum, eğer Dos Santos için bu yukarıdaki isimlerden birisi feda edilirse, olayın vefa kısmını geçtim, bildiğiniz salaklık olur. Caner, Arda, Elano, Emre Çolak, Aydın , Keita ve Berkin'in olduğu bir takımda Dos Santos ilk 11'in değişmezi olamaz bence. Hele ki Caner bu kadar iyi oynamaya başlamışken hiç olmaz. Yok eğer orta sahanın ortasına gerçekten süper bir "box to box" oyuncusu gelecekse, o zaman Leo Franco'nun gönderilmesini anlayabilirim. Ama gidip Messi'yi getirseler, Kewell'ın gönderilmesini anlayamam.

Çok üzülüyorum. Biliyorum kimse umursamaz benim ne kadar üzüldüğümü ama ne beni üzün ne takımın havasını bozun. Çok istiyorsanız Sercan'ı alın bastırıp parayı. Sevgiler Saygılar.



Maradona

2 yorum:

  1. Kewell'i kimse göndermeye kalkmasın adamın asabını bozmasınlar o kadar dediğin gibi gidecekse leo gitsin.

    YanıtlaSil
  2. bencede eger gıdecekse leo gıtmelı artık gs yerlı kalecıye dönmelı .ayrıca arkadaslar jo ve santos acaba baros ve kewell yerıne doldura bılırmı kalıtelere tartısılmaz ama dısıplın olarak bence tartısılır.ama genede boyle isimler ulkemızde gormek çok ıyı en azından daha kalıtelı yabancılar .alı lkunku petre chırstıan knup neydı onar ya...

    YanıtlaSil