16 Temmuz 2009 Perşembe

Tobol Galatasaray



Yaz tatilinin verdiği boşlukla çoğu boş vaktimi medyayı takip ederek geçiriyorum. Maçtan önce garip söylemler hakimdi. Kimi "Tromso" faciasını hatırlatıyordu, kimi 4 3 3 fetişliği yapıyordu. Bu yazıyı yazarken bu ikisindende uzak durmaya gayret edeceğim. Lig bittiğinden beri oturup bir maç yazısı yazmadım.(konfederasyon kupası yazacak kadar delirmedik daha) Açıkçası çok özlemiştim maç izlemeyi de , keşke bir de maç olsaydı ortada.(devre arasında başladım yazmaya ilk yarı için bu görüşüm) Eve dışardan yemek söyledim, sipariş beklediğimden biraz geç gelince Sabri saçmalığın dik alasını yaparken ben kapıda para ödemekle meşguldum. Frank Rijkaard sahaya şöyle bir 11 sunmuştu: Orkun, Sabri, Gökhan, Servet, Alparslan, Mustafa, Barış, Ayhan, Aydın, Yaser, Erhan . Aslında bakınca bu kadro çok şey anlattı bana. Demek ki artık anteramanda çalışan adına bakılmadan alacak formayı. Sadece beni Sabri'nin varlığı mutsuz etti. Ayrıca belki bir de Aydın yerine Serdar olabilirdi. Çünkü Aydın geniş oyun oyuncusu. Golden sonra Tobol kendi alanına kapanınca ne Aydın ne de Yaser ihtiyacı oldukları geniş alanları bulamadılar. Tabi keşke sezonu 1 hafta önce açsaydık belki o zaman Kewell, Arda ve Baros da ilk 11de sahada olabilirdi. Ama asıl dert burada bu değil sanırım. Neyse işte golü yedik sonra kalemize bir şut geldi. Biz cılız ataklar yapmaya çalıştık. Oyun anlayışımız bol paslı olmalı. İlk yarıda pasları sıklıkla yanlamasına yaptık. Ayhan ve Barış hızlı oynamaya henüz alışamamış. 3 4 pozisyonda daha hızlı pas yapsalar belki bizim de bir iki atağımız olurdu. Eminim ki ikinci yarıya Rijkaard değişiklikle başlayacaktır. Ha bir de hakemin yaptığı su molası şovu alkışı hak ediyordu gerçekten. Sıcaktan çok etkilenmiş herhalde. Neyse efendim 2. yarı başladı. Arda ve Baros oyuna girip, Barış ve Erhan çıktı. Arda bu sefer alışılmış yerinde değil de daha ortada oynadı. Çok fazla taktiksel rakamlara girmek istemiyorum ama sanki Arda oyuna girince takım inceden bir 4 2 3 1 e döndü gibi oldu. Neyse biz de kornerden golü bulduk. Bir de Alparslan bence biraz gereksiz şekilde oyundan atılınca ister istemez geriye çekildik biraz.Uğur sol bek olarak da olsa oynadı en azından. Ayrıca bir pozisyonda sanırım 60. dakika suları , Aydın tam topu atıp adamı geçecekken indirdiler pat diye. Zaten Aydın istediği boş alanı küçük takımlara karşı zor bulan bir oyuncu. Valla üzüldüm de pası kesilince. Maç 1 1 bitti. Korkulan daha doğrusu yaratılmaya çalışılan Tromso senaryosu olmadı en azından.

Biraz daha yakından bakalım maça

Kaleci ve Defans

Rakip takım güldür güldür saldıran bir ekip olmadığı için çok zorlanmadılar. Bir pozisyon oldu, onda da biresyel hatadan golü yedik. Servet zamam zaman ileri çıktı. Gökhan uzun paslar yaptı. Alparslan ise oyundan atılana kadar bence iyi oynadı. Maç tecrübesi eksiği var biraz Alparslan'ın. O da olur okadar. Hakan Balta varken ilk 11de ender görürüz kendisini ama sanırım Volkan'dan çok daha iyi bir yedek olacağını düşünüyorum. Sabri ise bildiğimiz Sabri. Canı gönülden Uğur'un bir an önce 11'in değişmez ismi olacağı günleri bekliyorum. Ayrıca çok merak ediyorum 40 metreden isabetsiz ortaları ısrarla yapmak nasıl bir duygu? Liverpool ve geçen seneki Almanya maçı dışında can alıcı ortanı hatırlamıyorum Sabri. Tabi efendim Servet ve Gökhan da bu maç için fazla bir sıkıntı varmış gibi gözükmedi, ama bu bizi yanıltmasın. Mehmet Demirkol ısrarla Galatasaray'ın bir Portekizli alacağını söyledi. Acaba diyorum Carvalho falan mı? Ama sanırım bu fazla kaçar şu maddi durumda. Ama Popescu tarzı bir oyuncu şart. Hiç olmadı Emre Güngör Servet ikilisi şart.

Orta Alan

3lü olarak maça Mustafa Barış ve Ayhan başladı. 1 2 şeklinde dizildiler. Yani Mustafa daha gerideydi hep. Ama yerini hiç yadırgamadı. Ortasahada çok alternatif var gibi duruyor aslında. Barış Ayhan Mustafa Mehmet Topal ve Emre Çolak hep bu göbeğin adamları. Ama hala çok net bir şekilde gözüküyor ki pas trafiği hızlanmamış. Tabi ki çok başı bu işlerin. 1 transfer şart sanki. O adamın da öyle dünya yıldızı olmasına gerek yok. İsabetli ve hızlı pas atabilen bir oyuncu lazım. Orta alanda benim asıl dikkatimi çeken Arda oyuna girdikten sonra, alışılmış ve bence de en verimli olduğu bölge olan sol açık değil de, daha ortaya yakın oynaması oldu. Bu tabi ki 1 sezon boyunca böyle sürcek diye bir veri değil. Belli ki Rijkaard görmek istedi Arda'yı orda. Yani bir iki güzel pas attı ama taş yerinde ağırdır , Arda da kanatta güzel. Bu arada Mustafa Sarp uyum zamanını çabuk atlatmış hayırlısı olsun. İlk 18in değişmezlerinden olacağı kesin.

İleri 3lü

Bu maça bakıp değerlendirmemek lazım aslında ileri 3lüyü. Hele ki ilk yarıdaki Erhan Yaser ve Aydın 3lüsünden hangisi 11'in değişmez ismi olur derseniz, cevabım hiçbiri olur. Aydın'ı ben çok seviyorum ve yetenekli buluyorum. Ama bence tek dezavantajı Galatasaray'ın büyük takım olması ve bu yüzden kontraatak futbolu fazla tercih etmemesi. Büyük üstad Rıdvan Dilmen çok güzel söyledi. "Aydın kısa alanda değil geniş alanda çalım atan bir oyuncu" diye. Hal böyle olunca aradığı boş olanları bulmakta zorlanıyor. Keşke bir sezon gidip İBB'de oynasa. Abdullah Avcı onu işlese biraz da öyle geri gelse. Erhan ise eğer ileri tarafa transfer yapmayacaksak güzel yedek olur. Klişe tabirle kumaşı güzel topcu. Yaşı daha çok genç. Yaser ise bende hala biraz soru işareti ama o da hem alışık olmadığı bir mevkide oynuyor, hem de geniş alan sorunu onda da var. Fazla acımasız olmamak lazım. Baros ise bahsetmeye gerek yok. Bitiriciliği çok yüksek bir forvet bu gün istediği topları hiç alamadı. Alınca o güzel topları attığı golleri gördük geçen sene.

Sonuç
Galatasaray'ın muhtemel 11'inden 4 5 farklı isim vardı sahada bugün. Kewell, Balta, Keita ve Topal eklenince sahadaki görüntü illa ki değişecek. Bu takımı eleştirmemek lazım ilk günden. Defansa ve orta alana 1'er takviye şart. Ama yapılmazsa da çok ölümcül sonuçlar doğurmaz. En azından Lig'i ilk 2 içinde bitirebilir gene. Ama tabi bu transferlerden en azından 1 tanesi yapılırsa o zaman hem taktiğin işlerliği hızlanır hem de kısa sürede daha uzun yol almış olur Galatasaray. Ayrıca sezon başlamadan bir Türk yardımcı gelse o da işleri baya bir kolaylaştırır ama tabi Rijkaard buna ne kadar sıcak bakar tartışılır. Beklemek , sabırla izlemek lazım. Eleştirmek için çok çok fazla erken.


Not: Sanırım maçı Kazak Televizyonu çekti. Allahım bir tane tekrar pozisyonda daha iyi açıyı sunup daha iyi gösteremediler pozisyonları. Yazık orada maçlar düzenli olarak veriliyorsa sıkıntı büyük onlar adına.




Maradona

1 yorum:

  1. sanırım su molası değil de stadın ısıkları söndü ve o yuzden ara verdiler

    YanıtlaSil