19. yüzyıl ile birlikte, yaşadığımız dünya daha küçük bir yer olmaya başladı. Sanayi devrimi ile yapılan buluşlar, hızlı bir biçimde günlük hayatı etkiledi. Buharlı motor ve çeliğin işlenmesiyle devrimin günlük hayatı etkileyişi hızlanmaya başladı. Eskiden bir haberin, bir insanın ülkeler hatta şehirler arası dolaşımı bile çok uzun zaman alan işlerdi. Sanayi devriminin başkenti olan Büyük Britanya bu etkileri en yakından yaşayan ülke oldu. Aynı Britanya’ nın, futbolun da beşiği olduğu düşünüldüğünde, bu buluşlardan demir yollarının futbolu etkilemediğini söylemek imkânsız.
Futbol, işçi sınıfının oyunuydu. Zamanının çoğunu çalışarak ve üreterek geçiren bu topluluğun en büyük eğlencesi olan futbol, günümüzde büyük kitleleri peşinden sürükleyen bir spor haline geldi. Fakat 19. yüzyılın son yıllarında, İngiltere’de takımlar arasında oynanan maçlarda en büyük problem ulaşımdı. Hem takımların farklı bölgeler arasında dolaşması, hem de oyunun en önemli unsurlarından birisi olan seyircinin maçlara gelmesinde ulaşım problemi çok büyük bir engeldi. Çünkü o zamanlarda işçiler cumartesi günleri bile çalışıyordu. Hem zaman hem de maddi açıdan ulaşım, bu güzel oyunun kitlelere ulaşmasında en büyük engeldi. Fakat Britanya’da demir yolu ağının gelişmesi ile birlikte bu durum hızla tersine dönmeye başladı. 1901 senesinde 114000 kişi, Tottenham Hotspur ve Sheffield United arasında oynanan FA Cup finalini izleyebildi. Demir yolu ağlarının gelişmesi ile ülkenin her bir yerindeki takımlar seyahat özgürlüğüne kavuştu. Hatta bu durum aynı şehrin içinde farklı takımların kurulmasını da tetikledi. Bugün imrenerek izlediğimiz İngiltere derbilerinin tarihinde demir yollarının etkisi yadsınamaz.
Demir yolları, futbolun Britanya dışına da çıkmasında ve dünyaya yayılmasında önemli bir yere sahip. 1. Dünya Savaşı öncesi dönemde Britanya dünyanın en büyük gücüydü. Hal böyle olunca çeşitli sebeplerle Ada dışına çıkan askerler, tüccarlar ve işçiler bu oyunun yayılmasında önemli rol oynadılar. Bugün hepimizin izlemekten büyük keyif aldığı Brezilyalılar’a futbolu öğreten adam Charles William Miller da Kraliyet Demiryolları' nda çalışan bir memurdu. Zamanında İngiltere’nin dolaylı yahut direkt olarak sömürgesi olan çoğu ülkede böyle takımlara rastlamak mümkündür. Hindistan’ ın BNR (Bengal Nagpur Railway) FC ve Avustralya’nın The Railways Football Club Kalgoorlie-Boulder takımları bunlara sadece iki örnek.
Günümüzde endüstriyel futbolun doruk noktası olarak gösterilen Premier Lig’de bile birçok takımın kuruluşunda ya da gelişmesinde işçi sınıfının önemli etkisi vardır. Manchester United gibi kuruluşunda demir yolu işçilerinin önemi rol oynadığı takımlar dışında, ülkenin çoğu bölgesinde demir yolu işçilerinin kurduğu, alt ve amatör liglerde mücadele eden takımlar var.
Dünya artık hepimiz için eskisinden daha küçük. Özellikle 1990 ile birlikte bu küçülme can sıkıcı boyutlara ulaştı. Nitekim bu günlerin ilk adımı olan 19. yüzyılın başında başlayan “Futbol ve Demir Yolu” kardeşliği, dünyanın her tarafında 100 yılı aşkın süredir şekil değiştirerek devam ediyor. İçinden demir yolu geçen takımları her andığımızda, suratımızda ufak bir tebessüm oluşmasının sebebi bu olsa gerek.
Maradona
halen var mı bilmiyorum ama tcdd sportif faaliyette bulunanlara grup indirimin yanında ekstra bir indirim yapıyordu. tabi artık her amatör takımın bile otobüsü var tcdd'ye ne hacet.
YanıtlaSilBu arada bizim blogunun tarzının dışında bir yazı olmuş tebrikler. çok fazla yerel gelişmelere takılıyorduk bu yazı kısır döngüden kurtulmamız için bir çıkış noktası olabilir.
Saygılar.