3 Mart 2010 Çarşamba

Dengesizlik Üzerine


Sezonun ikinci yarısı başladı. Devre arası malumunuz Fenerbahçe sadece Gökhan'ı transfer ederken, Galatasaray Neill'in bonservisini ve Jo ile Dos Santos'un sezon sonuna kadar kullanım haklarını aldı. Hatta Nonda mı, Kewell mı başlıklı tartışmalar bizim blog dahil her yeri meşgul etti. İkinci yarı başladı, Fenerbahçe önce Denizli'yi yendi. Aynı hafta Galatasaray çok tat vermeyen oyunu ile Gaziantep'i geçti.


İkinci yarının ikinci haftasından sonra ise, Fenerbahçe takım olmuştu. Arkadaşlık mükemmel, en önemli trasfer de bu arkadaşlıktı. Takım azimliydi, zaten devre arası transfer yapmak gereksizdi. Galatasaray yaptığı transferler ile takımın dengesini bozmuştu. Haftalardır gol atmayan Nonda bir anda badem gözlü olmuştu. Fos Santos ve Jo zaten adam olsalar İngiltere'de oynarlardı. Halbuki hiçbirimizin bilmediği bir gerçek var, Cristian, Alex ve Santos, hatta Gökçek Vederson , Premier Lig' de 5 sene aralıksız forma giymişlerdi. Fenerbahçe Sivasspor'un üzerine Bursa'ya 3 attı, Galatasaray ise ligde Denizli'yi zor geçerken kupa maçında Antalya'ya yenildi. İşte sezona havlu atmıştı Galatasaray. Rijkaard hoca değil, Arda'dan forvet olmaz, Neill kim zaten? Bu periyotta kabul etmek lazım ki Fenerbahçe çok iyi oynuyordu, Galatasaray ise iyi oynamıyordu. Ama herkesin unuttuğu bir şey vardı, biz daha Şubat ayına yeni girmiştik ve ligin bitimine kaba bir hesapla 3 buçuk ay vardı.


Kocaman bir şubat ayını bitirdik. Fenerbahçe ve Galatasaray Avrupa'dan elendi. Galatasaray Ziraat Türkiye Kupa'sından elenirken, Fenerbahçe yoluna devam ediyor. Ama bir fark var arada, Galatasaray ligde Fenerbahçe'nin 5 puan önünde. Şimdi öyle bir rüzgar var ki, Fenerbahçe bölündü, takım içinde gruplaşma var, Emre'yi kimse sevmiyor, Alex ve diğer Brezilyalılar organize suç örgütü kurdular, davalarının Ergenekon ile birleştirilmesi düşünülüyor. Aziz Yıldırım transfer yapmayarak dünyanın en büyük yanlışını yaptı. Daum ise adi bir adam. O kadar ki "Milli Marş" ile bize sömürü yaptığı yetmemiş gibi bir de Abdullah Gül bıyığı bırakmış. Öte yandan ise Fos Santos büyük topçu, Jo zaten mükemmeldi biz demiştik. Frank Rijkaard ise öyle müdahaleler yapıyor ki oyuna akıl almaz. Türkiye böylesini görmedi.


Kısaca söylemek istediğim şu. Ne bundan 1 ay önce Galatasaray o kadar beter durumdaydı, ne şimdi Fenerbahçe öldü bitti. Ne 1 ay önce Santos kötü adamdı, ne şimdi Santos bir süper star. Bunlar doğal şeyler. 1 senedir düzenli forma giymeyen bir adamın performansının artabileceğini öngörmek için "kahin" olmaya gerek yok. Ama bir ay önceki kötü Dos Santos için "Fos" denemek için birazcık akıllı olmaya gerek var sanırım. Şimdi Fenerbahçe'yi 9 parçaya bölen zihniyet , Nisan başında Fenerbahçe ligde lider olursa, utanmadan ve sıkılmadan takım ruhundan bahsedecek. Ben aklı başında sayılabilcek bir futbol sever olarak ne günlük kahramanlar istiyorum, ne günlük felaketler. Bir insanın yaptığı yorumların ciddiye alınması için bir hafta güzel bir şey söylemesi değil, 34 hafta tutarlı şeyler söylemesi önemli benim için. Allah'tan bunu böyle yapan bazı spor düşünürleri var da, akıl sağlığımızı yitirmeden yaşamaya devam edebiliyoruz.

Maradona

1 yorum:

  1. Sonuna kadar katılıyorum. Bir anda şampiyon ilan edildik, Fb ise havlu attı. Olacak iş değil. Her hafta herkes birbirini yeniyor, her hafta puan durumları değişiyor, tabi yorumlar da öyle. Dediğiniz gibi önemli olan tutarlı yorumlar görmek, sonuca göre değil...

    YanıtlaSil