31 Temmuz 2009 Cuma

Netanya-Galatasaray



3. resmi maçına çıktı dün Galatasaray. Herkeste tedirginlik devam ediyordu. Hava sıcak, takım da ilk iki maçta çok iyi görünmemişti. Mantıklı insanlar bu durağanlığın normal olduğunu söylerken, medya Galatasaray'ı ve Rijkaard'ın sistemini sorgulamaya başlamıştı erken erken. Unutulan şey şu ki, 55 60 maç yapacak bir takım ilk maçtan forma girerse, sezonu nasıl bitireceğini hiç hesaplamadılar. Tabi Galatasaray gibi medya da ilk kez sezonu bu kadar erken açıyordu ve forma girmekte zorlanıyorlardı belki de. Maça Netanya, bizim takımın özellikle göbeklerdeki sakarlıklarından dolayı biraz hızlı başladı. O dakkalarda Leo Franco, sezon boyu kalenin emin ellerde olacağının ilk sinyallerini verdi. 20. dakikada, Mustafa Sarp başta olmak üzere, adam paylaşımında yapılan bir hata sonucu golü yedik. Aklıma Sion, Benilzona, Tromso gibi maçlar gelirken, Hakan Balta , hayatının en rahat golünü attı desek abartmış olmayız heralde. İkinci yarıda Kewell, Sabri ve Baros ile sonuca gittik. Netanya'nın direnci zaten 2. golden sonra iyice azaldı ve biz de rahatladık. Tobol maçındaki kadar zorlanmadık, rakip takım Tobol kadar disiplinli olmayınca biz de daha çok boş alan bulduk ve daha rahat oynadık. Frank Rijkaard'ın oyun felsefesinin sahaya en net yansıdığı maç oldu bu. Belki böylece , ilk maçlarda 4 3 3'ün ne olduğunu anlamayan ve bu yüzden olmaz bu işler, Galatasaray Barcelona değil ki diyenler, bir şeyleri anlayabilmiştir. Ama tabi ki skor bizi yanıltmamalı. Özellikle defansın göbeğinde Zan Servet ikilisi ile bu sezon rahat bitmez. Biter de , maçlar bol gollü biter. Servet hem Göhkan Zan'ı hem de Sabri'yi tutmak zorunda kalır. Elano'dan sonra bir transfer daha gelir mi bilmiyorum ama defansın göbeğine birisini alırlarsa hiç bir sorun kalmaz kadroda.

Arda Turan



Daha sezon başlamadan Arda'yı yıpratma kampanyaları başlamıştı. Bir çok konu futbol dışıydı ama kaptanlık ve 10 numara ile ,eleştiriler futbol sahasınada gelmeye başlamıştı. Herkes öngürülerde bulunup Arda'nın orta 3lüde oynayamacağını dile getirir oldu. Arda ise dün 10,5 numaralık futbol oynadı sahada. Gerçi Elano transferi ile belki bir daha o mevkide devam etmeyecek ama gene de gerektiğinde neler yapabilceğini gösterdi Arda Turan herkese.

Leo Franco: İlk maçtan ahkam kesmek çok mantıklı değil, ama bu sene kalemiz geçen seneye göre daha emin ellere emanet, orası kesin.

Sabri: Sezon başı kampında da Frank Rijkaard'ın gözüne girmişti. Futbol oynadığı zamanlar daha verimli , en azından daha az sinir bozucu. Ama o kadar kötü hatıra var ki aklımda Sabri'yi sevemiyorum. Umarım Uğur formayı kapar bir an önce.

Gökhan Zan: Bonservis bedeli olmaması Gökhan'ın tek iyi özelliği bence. Çünkü böyle sakar bir adama bir de para vermiş olsak üzülürdüm cidden. Bakalım futbolun ustaları Rijkaard ve Neeskens , Gökhan'da bir şeyleri değiştirebilcekler mi?

Servet: Heralde yurt dışına gidemeyişini çabuk atlattı. Servet için fazla söze gerek yok, yanına topu oyuna sokabilen bir oyuncu alınırsa Servet'in değeri de daha iyi anlaşılar.

Hakan Balta: Attığı gol dışında, dün bir bek olarak da görevini yaptı. Ayrıca ileriye çıkışları ve pas trafiğine katkısı da güzeldi.

Mustafa Sarp: Yediğimiz golde adamı kaçırması dışında göze batan büyük hata yapmadı. Hızlı oynamaya alışabilecek sanırım. İlk 11'in olmasa da ilk 18'in değişmez ismi olacak.

Ayhan: Takımda iki yönlü oyunu oynamaya en müsait oyuncu bence. Yaşı gereği biraz geç form tutar sanırım ama takımın vazgeçilmezi.

Kewell: Onu izlemek aşırı zevk veriyor bana. Sahaya ve oyuna bu kadar yakışan oyuncu az bulunur. Attığı gol , düzgün vuruş , oyun içinde attığı isabetli paslar gerçekten güzeldi. Onu izlemeye doyamıyorum.

Aydın: Tobol maçına göre daha iyiydi. Ama bu takım içinde ilk 11'i yakalaması zor. Keşke kulübede oturcağına Abdullah Avcı'nın yanına gitse gene. 1 sene kiralık kalsa ve geri döndüğünde forma için daha ciddi bir savaşa girse.

Baros: Arkasında yetenekli ayaklar olunca daha fazla göze batıyor. Golculuğune laf söylemek haddimi aşar.

Nonda: Eski Nonda'yı arıyor gözlerimiz 1 senedir. Umarım Baros'a bir şey olmaz, çünkü Nonda'nın eski günlerini yakalaması zor gibi duruyor.

Keita: İlk maçıydı, ama rehavet içindeydi biraz. İstanbul'da ilk 11 oynarsa kendisini daha iyi görebiliriz. Dün de istekliydi ama daha fazlasını yapabilecek kapasitesi var.

Genel olarak dün takım iyi gözüktü ama pembe tablolar çizmek için henüz erken. Ekim ayının başı gibi bir şeyler rayına oturur. Kasım başı ise makine gibi oynar Galatasaray bence.


Not: Kardeşim Marquinhos'u maç yazısı ile ilgili tebrik ediyorum. Gözlerinden öpüyorum

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder