27 Aralık 2009 Pazar

Sportif Açılım

Düşünüyorum neler yazsam diye, farklı bir şeyler arıyorum. Bu kadar çok insanın düşündüğü konular hakkında farklı noktalar yakalamak zor. Takım değerlendirmeleri, ilk yarı performas analizleri, son 10 yılın takımları, sezonun faydalı transferleri, öne çıkan oyuncular hepsi yazılıp çiziliyor. Zevkle okuyorum bazılarında durup düşünüyorum. Şimdi önümüzde kocaman bir ikinci yarı , ardından dünya kupası var. Bir de basketbolda dünya kupası göreceğiz kısmetse. Kupayı izlerken elemelerdeki yanlışlar, kaçan goller, çağırılmayan oyuncular hep aklımızda olacak. Ah bu takımın yerinde biz olacaktık gibi hayıflanmalar içinde olacağız belki. Aslında sanırım bu Basketbol Dünya Kupası ve Euro 2016 için adaylık projemiz ile ilgili bir şeyler söylemek lazım.


Hangi Türkiye ?

Malum Temmuz ayından beri hepimiz neremizi , nasıl açacağımız konusunda karışık kafalarla yaşıyoruz. Zaman zaman blogda ben siyasetin içinede girdim, çünkü siyaset sağolsun sporun içinden çıkmıyor ülkemizde. Basketbol Dünya Şampiyonası'nın yapılacağı 4 ilimiz Ankara , İzmir , İstanbul ve Kayseri. Burada öncelikli sorunun Kaysersi olduğunu, daha önce gündeme getirmiştik blogumuzda. Siyasi çıkarlar yüzünden Antalya yerine Kayseri tercihi yapıldı. Euro 2016 adaylık projemizde ise 8 şehirimiz İstanbul, Kayseri, Bursa, Eskişehir, Ankara, İzmir, Konya ve Antalya. Yedek şehirler ise Trabzon ve Urfa. Bir şehrin aday olması için, hem stat hem de altyapı olarak yeterli olması lazım. Alt yapıdan kastımız ise, konaklama ,ulaşım, tesis gibi. Okuyanlar az çok hayalperest olduğumu bilirler. Bu şehirler içinde yani 8 ana şehir içinde keşke Türkiye'nin doğuşundan bir kent olsaydı. Biliyorum ve farkındayım bu şehirler ne stat ne altyapı olarak hazır değiller şu anda. Belki içlerinde en hazırı yedek şehir Urfa. Ama 6 sene var önümüzde, mesela Diyarbakır olsa bir aday şehir yahut Mardin. Bu ülke zamanında Güneydoğu ve Doğuanadolu'ya yatırım yapacağım deyip, devleti dolandıranları zengin etmedi mi? Bu ülkede hala birileri devlet eli ile ucuz krediler ile zengin ediliyorsa, bence bu ülke 6 sene içinde böyle bir şehri turnuva şehri haline getircek güce sahiptir. Yeter ki niyet olsun. Yıllardır devletin kötü çocuklarının üzerinden silindir gibi geçtiği bu topraklara en azından böyle bir değişiklik yaşatırız, belki onlara olan insanlık borcumuzun yüzde 1'ini böyle ödeyebiliriz.

İki turnuvanın da şehirlerine bakınca Türkiye Kayseri ve Konya'da bitiyor gibi geliyor insana. Her ülkenin kuzeyi ile güneyi, doğusu ile batısı arasında bazı nedenlerden dolayı sosyal ve ekomonik farklar vardır. Ama bizim ülkemizdeki fark git gide uçuruma dönüşüyor. Bu yüzden boş işler ile vakit harcıyacağımıza, belki spor ile oraya bir güzellik götürsek çok iyi bir ilk adım olur.

Hem bu tesisleşme ve stat yapımları süresince bölgede iş imkanı sağlanır. Yani biliyorum bölgenin ihtiyacı olan daha kalıcı adımlar atılması, daha uzun vadeli planlar yapılması ama sporun ve futbolun birleştiriciliği belki oradaki insanlar için yeni umut olur. Düşünsenize Messi Diyarbakır veya Mardin'in sokaklarında yürüyor. Oradaki "taş atan" çocuklar için dağdaki PKK'lılardan daha umut verici bir kahraman olmaz mı bu görüntüler ?

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder