Zirveye Adım Adım
Ligin ,üç büyüklere kök söktürmesine rağmen, düşme korkusunu en yakindan hisseden takımı Kocaeli ,dün sahasindaBeşiktaş'ı ağırladı. Kocaeli maça gene golle başladı. (ilk yaridaki Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi)Maçın hemen başında ise Taner Güleri sakatlanıp yerini ligin gediklisi Serdar Topraktepe'ye bıraktı. Golden sonra Kocaeli Beşiktaş kalesine 1 defa ciddi bir girişimde bulundu o da gol olmayınca ilk yarıyı 1 0 önde kapattı. Beşiktaş ise maça sakat Nobre'den yoksun başladi. İlk 11 de forma giyen Erkan ise bence gecenin süpriziydi.Holosko klubede bekliyordu,ama hoca Mustafa Denizli olunca kararlara saygı duymak boynumuzun borcu. Beşiktaş ilk yarida golü çok istemesine rağmen bir türlü bulamadı. İkinci yarıya başlarken Mustafa Denizli farkını ortaya koydu ve oyundan Erkan ile Cisse'yi (bence Beşiktaş'ın Maldonado'su olmaya aday) oyundan alıp yerlerine Uğur İnceman ve Holosko'yu soktu. Özellikle Holosko takima çok büyük katkı yaptı. İkinci yarıda dakikalar ilerledikçe ,Kocaeli daha çok geriye yaslanmaya ve Beşiktaş daha baskılı olmaya başladı. Yusuf özellikle İbrahim Üzülmez'in koşuyoluna öyle paslar attı ki, takımın ortasahadaki beyni oldu. Ama İbrahim Üzülmez yıllardır olduğu gibi isabetli bir orta yapamadı. Ama futbolu güzel oyun yapan en önemli unsur bilinmezlik, gene İbrahim'in yapamadığı bir orta sonuç verilen penaltının Beşiktaş'ın aradığıgolü bulmasını sağladı. Golden 2 dakida sonra son haftaların etkili bu haftanın ise etkisiz elemanı Tello oyundan çıkarıldı ve yerine Delgado oyuna girdi.Delgado'nun da oyuna girmesiyle Beşiktaş'ın ara pası potansiyeli iyice artı. İkinci golun kahramanı ise Bobo oldu. Bu sene eski Bobo'dan biraz uzak da olsa özellikle son haftalarda elinden geleni yapıyor Bobo. Ama golde çok şanslıydı. Vermeye çalıştığı ara pası Kocaelili futbolcuya çarparak önünde kaldı ve kaleci Serdar'ı duraksatan pozisyonda Bobo takımının ikinci golünü attı. 2. golle oyundan tamamen düşen Kocaeli, 3 puan ve ligde kalma umutlarını başka haftalara bırakırken Beşiktaş yakaladığı bir kontra atakla 3. golü buldu. Delgado'nun akıl dolu pası ve Holosko'nun sürati ve aklı birleşince Yusuf Şimşek'e topu iğne deliğinden geçirmek kaldı. Tabi Bobo'nın defans oyuncularını arka direğe doğru çekerek Yusuf' koridor açtığını unutmamak gerek. Gerçekten de Beşiktaş'ın son golu hazırlanış olarak izleyenlere büyük keyif verdi.
Yusuf Şimşek ve Takım Ruhu
Özellikle maçın gidişatı dışında değinmek istediğim önemli iki nokta var. Hani çok klasik bir tabir vardır "Kolej Takımı" diye. Mustafa Denizli'nin gelişiyle Beşiktaş bu havayı yakalamiş. Saha içinde işler zorda olduğunda bile bir huzur bir dayanışma var. Klübede oturan futbolcular gollerde, oynayan arkadaşları kadar seviniyorlar. Maçtan sonra saha içinde futbolcuların birbirleriyle konuşmalari ve yüzlerindeki ifadeler yaptıkları işten ne kadar keyif aldıklarının göstergesi. Herkes Beşiktaş'ın fikstürünün Sivas'ınkine göre daha zor olduğunu söylese de bence Beşiktaş bu sene en azından Şampiyonlar Ligine giden takımlarımızdan birisi olacak.Yusuf ise yıllanmış şarap gibi her hafta daha lezzetli işler yapıyor sahanın içinde. Eminim kendisi de pişman oluyordur vaktinde yaptığı hatalara. Ve bence Yusuf'un bu oyununu gördükçe en çok Trabzonspor yönetimi pişman oluyordur. Tam da ihtiyaçları olan bir futbolcuyu almaktan vazgeçip,maceraya atılmalarının cezasını kaybedilen puanlarla çekiyorlar her hafta.Sahadaki bütün bu olumlu işlerin yanında özellikle dikkatimi çeken 2 noktayı söylemeden geçemeyeceğim. Bunlardan birinci İbrahim Üzülmez. Bu kadar koşmasa belki ben de bukadar üzülmeyeceğim onun yapamadığı ortalara. Ama o her pozisyonda enerjisini ve kapasitesini zorlayıp takımı için elinden geleni ardina koymuyor. Yani asıl burda düşünülmesi gereken İbrahim Üzülmez'in bu ortalari yıllardır yapamadığı ve neden yıllardır bireysel antremanlarla bu yönünü geliştirmediğidir. Bu bence İbrahim Üzülmez ekseninde Türk futbolunun bir sorunudur.En basitinden Sabri 7 senede 5 orta yapiyor ,uzaktan çektiği şutların yüzde 10u kaleyi anca buluyorsa,yada Fenerbahçe'de Selcuk ara paslarını hala yanlış adamlara atıyorsa bence birilerinin bu konuları düşünmesi gerek. Diğer dikkatimi çeken nokta ise Uğur İnceman. Dün öyle kritik yerlerde o kadar basit seçim hataları yaptı ki Uğur'u Manisa da izlememiş olsam nerden bulmuşlar futbolcuyu diyeceğim. Bence Uğur futbolumuz için önemli bir oyuncu. İnşallah en kısa zamanda Manisa'daki günlerine döner.
Bütün bu futbolun detayları dışında en önemli şey,Beşiktaş'ta bir şeyler var bu sene geçen yıllardan farklı. İşte bu fark bütün bu taktiği tekniği aşıp,benim gözümde Beşiktaş'ı zirveye en yakın yapan. Tabi daha 7 hafta ve 2 derbi var Beşiktaş'ın önünde. Elindeki en büyük koz Mustafa Denizli ve takım ruhu olan Beşiktaş'ın neler yapacağını keyifle takip edeceğim. Görüşmek üzere :)
Maradona
Özellikle maçın gidişatı dışında değinmek istediğim önemli iki nokta var. Hani çok klasik bir tabir vardır "Kolej Takımı" diye. Mustafa Denizli'nin gelişiyle Beşiktaş bu havayı yakalamiş. Saha içinde işler zorda olduğunda bile bir huzur bir dayanışma var. Klübede oturan futbolcular gollerde, oynayan arkadaşları kadar seviniyorlar. Maçtan sonra saha içinde futbolcuların birbirleriyle konuşmalari ve yüzlerindeki ifadeler yaptıkları işten ne kadar keyif aldıklarının göstergesi. Herkes Beşiktaş'ın fikstürünün Sivas'ınkine göre daha zor olduğunu söylese de bence Beşiktaş bu sene en azından Şampiyonlar Ligine giden takımlarımızdan birisi olacak.Yusuf ise yıllanmış şarap gibi her hafta daha lezzetli işler yapıyor sahanın içinde. Eminim kendisi de pişman oluyordur vaktinde yaptığı hatalara. Ve bence Yusuf'un bu oyununu gördükçe en çok Trabzonspor yönetimi pişman oluyordur. Tam da ihtiyaçları olan bir futbolcuyu almaktan vazgeçip,maceraya atılmalarının cezasını kaybedilen puanlarla çekiyorlar her hafta.Sahadaki bütün bu olumlu işlerin yanında özellikle dikkatimi çeken 2 noktayı söylemeden geçemeyeceğim. Bunlardan birinci İbrahim Üzülmez. Bu kadar koşmasa belki ben de bukadar üzülmeyeceğim onun yapamadığı ortalara. Ama o her pozisyonda enerjisini ve kapasitesini zorlayıp takımı için elinden geleni ardina koymuyor. Yani asıl burda düşünülmesi gereken İbrahim Üzülmez'in bu ortalari yıllardır yapamadığı ve neden yıllardır bireysel antremanlarla bu yönünü geliştirmediğidir. Bu bence İbrahim Üzülmez ekseninde Türk futbolunun bir sorunudur.En basitinden Sabri 7 senede 5 orta yapiyor ,uzaktan çektiği şutların yüzde 10u kaleyi anca buluyorsa,yada Fenerbahçe'de Selcuk ara paslarını hala yanlış adamlara atıyorsa bence birilerinin bu konuları düşünmesi gerek. Diğer dikkatimi çeken nokta ise Uğur İnceman. Dün öyle kritik yerlerde o kadar basit seçim hataları yaptı ki Uğur'u Manisa da izlememiş olsam nerden bulmuşlar futbolcuyu diyeceğim. Bence Uğur futbolumuz için önemli bir oyuncu. İnşallah en kısa zamanda Manisa'daki günlerine döner.
Bütün bu futbolun detayları dışında en önemli şey,Beşiktaş'ta bir şeyler var bu sene geçen yıllardan farklı. İşte bu fark bütün bu taktiği tekniği aşıp,benim gözümde Beşiktaş'ı zirveye en yakın yapan. Tabi daha 7 hafta ve 2 derbi var Beşiktaş'ın önünde. Elindeki en büyük koz Mustafa Denizli ve takım ruhu olan Beşiktaş'ın neler yapacağını keyifle takip edeceğim. Görüşmek üzere :)
Maradona
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder