Üniversitelinin hazan mevsimi, final döneminin ortasından bildiriyorum. Evet bu aralar çok sevgili blogumuzu biraz ihmal ettim, affınıza sığınıyorum. Çok sevgili kardeşim güzel insan Marquinhos tek başına asil mücadelesine devam ediyor. Açıkçası sanırım benim korner olmam lazım :) Neyse lafı daha fazla uzatmadan bir şeyler söylemek istiyorum Galatasaray ile ilgili.
Dün ,yani 22 Haziran 2009 günü açtık sezonu. Frank Rijkaard'ın takımın başına geçmesi, taraftarı ateşlemiş belli. Florya dün ana baba günüydü. Bugün dünyanın en manasız sınavlarından birisine giriyor olmasam ben de gitmek isterdim açıkçası. Bir de dün Kazak takımı Tobol girdi hayatımıza. Tur ile alakalı fazla birşey söylemeye gerek yok sanırım. Gerçi bir ara İnter Toto kupasında başarı elde etmişler ama tur için açık konuşmak istiyorum. Futbol mucizeler oyunudur, ama bir mucize olur da elenirsek kapatalım takımı gidelim diyorum :) Sezon ile ilgili olasalık yazıları yazmak istiyorum, ama sadece 2, hadi Leo Franco'yu da sayalım 3 transfer yaptık. Frank Rijkaard kamp dönemine kadar transferin bitmesini istemiş, bakalım yetişecek mi? Zaten çok transfere ihtiyacı yok takımın. Ama Servet'in durumuna göre 2 stoper almalıyız hala. Bence bir sağ ve bir forvet yeterli olur. Çok iyi bir oyuncu bulunursa orta alana bir takviye neden olmasın. Ama umarım sırf transfer yapmış olmak için yapılmaz bu sene transferler , ki son 2 senedir fena transferler yapılmadığını düşünürsek umutluyum gene.
Gökhan Zan transferine gelirsek, açıkçası ne yüzüm güldü, ne de ne gereği vardı dedim. Servet giderse defansta büyük eksilme olacaktı. Gökhan Zan'dan Servet'in açığını kapatması zaten beklenmez ama en azından kadro genişliği açısından önemli bir isim Gökhan. Tek sorunu yaşadığı sakatlıklar. Bir de Galatasaray'ın sağlık ekibinin bu seneki performansı düşünülürse, ilginç bir tablo çıkıyor ortaya. Gökhan Zan 2003 2004 sezonunda Beşiktaş'a geliyor ve sadece 2 maç oynuyor. Ardından Gaziantep'e kiralık olarak gidiyor ve 28 maçta forma giyiyor. Daha sonra 2005-06 11 , 2006-07 24,2007-08 20 ve 2008-09 sezonunda da Beşiktaş'ın oynadığı 47 resmi maçın 19'unda forma giyebiliyor. Yani en basitinden bu rakamlara baktığımızda Gökhan'ın devamlılık sorunu olduğunu görüyoruz. Ama bunun yanında sağlam olduğu her zaman Milli Takım'ın değişmezlerinden kendisi. Ben çok olumsuz düşünmek istemiyorum ve umarım sağlık durumu el verir de , gerçekten Galatasaray'a faydası olur. Ayhan ve Servet örnekleri aklıma gelince, umutlarım yeşeriyor umarım Gökhan da bu diğer iki isim gibi Galatasaray'ın önemli oyuncularından olur.
Lincoln ise, plajda güneşlenirken şarjı bitmiş, arkadaşının da kontorü bittiği için arayıp haber verememiş gelemeyeceğini. İçimden geçenleri söyleyemiyorum , ama en azından umarım geldiğinde Frank Rijkaard'ın gazabına uğrar. İşte daha önce de demiştim, insan olmakla adam olmak arasındaki farkı idrak edememiş kendisi. Haydi her şeyi, profesyonelliği geçtim, biz taraftarın yüzüne nasıl bakacak anlamıyorum. Çıkıp gene 3 Ankara maçını alacaksa, hiç oynamasın daha iyi.
Maradona
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder