Final telaşının ortasında ,küçük bir kaçamak ilaç gibi geldi bünyeye açıkçası. Sabah saat 10 da, antreman başlayacaktı, ben ise 9 bucuk gibi oradaydım. Hava çok sıcak, antreman sahasının oradaki çardak ise çok küçüktü, sonuç olarak bir buçuk saat kadar güneşin anlında oturup izledim antremanı, 2 şişe su tükettim. Ama takımın durumu benden zordu. Geçen sene Skibbe zamanında da fırsat buldukça antremanları takip eden birisi olarak söyleyebilir ki, Frank Rijkaard ve ekibi ilaç olacak gibi duruyor. Bunu şöyle basit bir örnekle açıklayabilirim sanırım. Geçen sene antremanlardaki su molaları bitmek bilmezdi. Bu sene ise su molasının amacı sadece su içmek. Ayrıca Skibbe ve Ümit Davala , kendi aralarında geyik yapmaktan, takımı yan gözle izlemeye ancak fırsat bulabiliyorlardı. Bu sene ise Rijkaard ve Neeskens oyuncuları daha şimdiden yakın markaja almışlar. Antremana Arda Baros ve Topal ile birlikte sayabildiğim kadarıyla 8 oyuncu katılmadı. Onlar gelip teknik ekibin elini sıkıp içeriye gittiler. Sanırım diğer oyunculara yapılan ölçümler onlara da bugün yapıldı. Genel olarak kondisyon ağırlık çalışması oldu. Bir ara 9 kişilik 3 gruba ayrıldılar ve mahelle tabiriyle "ortada sıçan" oynadılar. Frank Rijkaard'ın bu çalışmada genç oyuncuların bulunduğu ekipte olması bence farkını ortaya koyuyor. Bir de yeni bir kişi daha takılmış teknik ekibe. Carlos Cuadrat, ufak tefek bi adam. Neyse 1 bucuk saat baya yordular takımı. Ben ise sabah erken uyanmanın verdiği saflıkla fotoğraf makinamı evde unuttum, telefonun dandik VGA'sıyla bir şeyler çektim, ama en koyulacaklar yukarıdaki fotolar. Bir kaç ufak not daha aktarmak istiyorum size. Geçen günki yazımda Özgürcan ve attığı 17 golden bahsetmiştim. Bugünkü antrenmanda en çabuk yorulan kendisiydi. Bu genç yaşta daha diri bir Özgürcan bekliyordum açıkcası, ama belki bilmediğim bir sorun vardır. Genç oyunculardan Semih, Emrah ve Erhan baya bir istekliydi. Gerçi genel olarak bütün takım istekliydi ama gençlerin böyle olması umutlandırdı beni. Mustafa Sarp ise, biraz çekingendi ama o da elinden geleni yaptı. Servet ve Emre Aşık'a değinmek istiyorum. Servet biliyorsunuz adı Marsilya ile geçiyor ve transferin bir kaç gün içinde bitmesi bekleniyor. Ama Servet sanki haftasonu formayı kapmak için çalışıyor. Emre Aşık'ı görenler ise A takıma yeni çıkmış sanırlar. Bu arada Servet her ne kadar azimli olsa da , minyatür kalelere çektiği şutlar hepimizi neşelendirdi, bir ara kaleleri kıracak diye korktum açıkçası. Bir de Emre Güngör'ün sırtına atladığı ve Güngör'ün onu 50 metre kadar taşığı bir an var ki, Emre Güngör olmadığıma dua ettim. Son olarak Neeskens ve Rijkaard'ın uzun paslarından bahsetmek istiyorum :) Neeskens'in uzun pasları İniesta'nın ani kanat değiştiren toplarıyla yarışır. Rijkaard ise antrenmanın son dakikalarında miniyatür kalelere o kadar isabetli şutlar attı ki, hepimizi çoşturdu. Sonuç olarak, futbolu özlemişim, takımımı özlemişim. Herkes Florya'daki değişim rüzgarlarından bahsediyor, ben de bir iki örnek verdim. Tabi şimdi bir anda her şey süper , her şey güzel dememek lazım, ama bugünkü ciddi tablo umut verdi bana. Ciddi derken sakın yanlış anlamayın, asarım keserim değil, ama Rijkaard ve Neeskens isimlerine saygıdan sanırım, bir şeyler inceden yoluna girmeye başlamış.
Not: İlk kez bir antrenman anlatmaya çalıştım, bir yanlışım varsa kusuruma bakmayım. Bundan sonra da elimden geldiğince takip edeceğim antremanları ve size aktaracağım.
Maradona
Antrenman izlenimlerinizi çok güzel aktarmışsınız, izlemiş kadar oldum:) Teşekkürler.
YanıtlaSilo sizin anlayışınızın güzelliği :) biz teşekkür ederiz
YanıtlaSiltebrıkler buyuk ozverı...daha cok fotograf beklıyoruz...
YanıtlaSil