24 Ağustos 2009 Pazartesi

Diyarbakırspor 1 Fenerbahçe 3

Her şeyden önce bu akşama damga vuran Diyarbakır seyircisi ile ilgili konuşmak lazım. Bir takım taraftarı bir futbol maçına neden maçı izlemek için gitmez? Galatasaray Fener'e 2 1 yenildiği maçta takımı protesto için bu işi yaptı hakketen. İşe de yaradı. Belki bugünlere o bol sulu derbi ile gelindi. Şimdi bu maça bakıyorum. Fener şehrinize geliyor. Akşama bir futbol bayramı var ama insanlar maça gelirken yanlarına koca koca taşlar alabilmeyi akla getirebiliyor.

Sahaya kafa yaracak hatta allah korusun adam öldürecek bir taş atıldı. Sürekli su şişesi atıldı. İçi çiş dolu bir şişe atıldı. Bir de çakmak atıldı. Bunları hakeme gösteren Fenerliler ise hakemin "bana ne "tarzındaki tepkisi ile karşılaştı. Ben yanlış yorumlamıyorsam hakem gerçekten "bana gösterme "dedi sinirlene sinirlene. Bravo Diyarbakır seyircisi. Biz şehir takımı şehir takımı diye bir tarafımızı yırtarken siz de adam öldürmeye çalışın sosyal bir etkinlikte. Gerçekten aklım alamıyor. Almayacak da. Bir de Anadolu kulüplerinin artık çok sıkan ve gerçekten manasız bir Emre antipatisi var ki bunu anlamak mümkün değil. Artık komik olmaya başlıyorsunuz.Yine sahanın en çalışkanı olan Emre yine yuhalandı yok yere. Ha bir de patlayıcı madde atıldı sahaya. Ha bu arada bir bravo da hakeme!

Hakemi ve seyirciyi geçersek Diyarbakırspor futbolcuları çok iyi mücadele ettiler. Özellikle ilk yarıda presle Fener'i durdurdular ama ikinci yarı işler değişti. Bir ara onlar da taş yediler. Komik durumlar bunlar.Çok komik...

Maça Diyar iyi başladı yani. Presi önde yapıp kazanılan hızlı toplarla kontralardan pozisyona girdiler. Lugano ve Bilica daha henüz ikinci kez oynadılar ve pozisyonlar verdiler. Diyarbakır bu dezavantajı iyi kullandı. Gol biraz da zaten bu ikilinin yarattığı gereksiz karambolden oldu.

Fener o dakikaya kadar alışılmış pas trafiğini sahaya yansıtamadı. İlk yarının sonuna doğru buna başladı. İlk trafikte sanırım 4 tane verkaç yapıp golü buldular. Biri en sonunda şut çekmeyi unutacak ve de yine pas verecek derken sonunda Gökhan o topu kaleye göndermeyi başardı.

İkinci yarı Fener'in kontrolünde başladı. Tam yine seyirciler maça müdahale ederken Kazım harika bir gol attı. (Bu hafta harika kelimesi Elano'nundur sadece o da ayrı) Derken pas trafiği iyice hızlandı takımın. Pozisyonlar üst üste geldi. Semih kaleciyi çalımlayıp bir penaltı kazandı ve bunu kendisi gole çevirdi. Bu arada iki top direkten döndü ve bir de Semih bomboş pozisyonda kafayı auta attı. Bu arada Diyarbakır'ın da ilk yarıda üst üste yakaladığı iki pozisyon var ki o gole dönse belki işi daha zor olacaktı Fener'in.

Daum da akıllı işler yaptı. Wederson çok iyi bir zamanda girdi oyuna. Santos böylece ortaya geçti iyice. Girer girmez isabetli bir orta yapması da Wederson'un olmazsa olmazlığını gösterdi bence. Bir adam hiç mi hocaya kızmaz hiç mi kapris yapmaz dedirtti bana. Mis gibi futbolcu Vederson ve bence milli takımı da hak ediyor. Selçuk hamlesini manasız bulsam da Özer'i alması da iyi oldu.

Maç 3 1 bitti. Ama bu maç 5 3 de bitebilirdi . Diyarbakır'ı ilk yarıdaki oyunundan dolayı ve Fener'i de ikinci yarıdaki oyunundan dolayı tebrik ederim. 3 maçta tek gol yemek ve 8 gol atmak lige harika bir başlangıç demektir. Umarım devamı gelir.

Son bir not Mehmet Topuz'a. Bu senenin en pahalı transferi 3 eleme maçını ve 3 lig maçını es geçti. Paralara da oyucuya da yazık oluyor gibi. Bu arada dediğim gibi Özer ilk kez oyuna girdi. Çok istekli ve arzuluydu. Git gide daha iyi olacaktır. Kazım bu sene çok başka. Keita ve Kazım sağ kanadın yıldızları bu sene. Nazar değmesin. Lugano ve Bilica maçın en kötüleri sanırım. Guiza da kötüleşmeye başladı. İki Kadıköy maçında hayata dönmesi şart. Lugano'ya da sanırım bir gol lazım. Ne de olsa bir forvet oyuncusunun açılması için gol atması şart!

Marquinhos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder