26 Ekim 2009 Pazartesi

Total Futbol Mu??


Dün çok sinirliydim maçtan sonra. Sıcağı sıcağına yazacağım bir maç yazısı dağınık olacaktı. Yazıya gene şöyle başlamak lazım. Biz o kadar kötü oynadık ki, maçı kazanmayı hak etmedik. Fenerbahçe ise aklındaki oyununu maç 2 1 olana kadar çok güzel yansıttı sahaya. 2 1 den sonra bu sefer biraz ortadan oynamaya çalıştık. Bunu başarır gibi olduk, derken kırmızı kart geldi. Fenerbahçe istediği oyunu gene sahaya yansıtıyordu, sezon başından beri öne geçtiklerinde topun arkasında oynamayı çok güzel beceriyorlar. Bunu gene çok iyi yaptılar. Aydın maçın kaderini değiştirebilirdi, ama yapmadı. Bizim oyuncularımız, acaba neden sürekli olarak geri gidiyor? Aydın gelişimi durmuş bir oyuncu. Önüne gelen kısmetinde farkında değil, Frank Rijkaard ile ya bu takımın değişmez rotasyon oyuncusu olur , ya da soluğu Anadolu'da alır Aydın. Ve son dakikada oyundan düşen takım bir gol daha yedi. Hakem konusuna ise dünden daha sakin bir yaklaşımım var. Evet hakem skora etki eden hatalar yaptı, fakat sonuca etki etmedi bence. Biz o kadar kötü oynadık ki, maç sabaha kadar dünyanın en iyi hakemi ile oynansa gene de 3 puanı alamazdık. Peki biz niçin bu kadar kötü oynuyoruz? Elimden geldiğince bunu anlatmaya çalışacağım. Total futbol oynayamıyoruz, bunun iki sebebi var bence. 1 Bazı hayati mevkilerde bu sisteme uygun olmayan oyuncularımız var. 2 Sistemi hala öğrenme aşamasındayız.


Sistemden başlayalım.


1Takımın en ilerisi ile, en gerisi arasında inanılmaz bir uzaklık var. Bu iyi pres yapan takımlara karşı çok belli oluyor. Samiyen'de iken, defansı bir şekilde öne atabiliyoruz ama deplasmanda ve iyi mücadele eden takımlara karşı yapamıyoruz.


2 Takımın sağı ile solu birbirinden çok kopuk. Bunda dün Fenerbahçe'nin akıl dolu taktiğinin de faydası çoktu. Carlos maç boyu 3 kere yarı sahayı geçti, aynı şekilde Gökhan da. Durum böyle iken, kanatlar etkisizken, Ayhan, Sarp ve Elano'nun oyuna ofansif olarak ağırlıklarını koymaları lazımdı. Elano işte bu sistemin işlemesini engelleyen oyunculardan birisi. Bunun sebebini yazının ikinci yarısında söyleyeceğim. Ayhan ise ilk yarıları nispeten iyi oynuyor. Ama ikinci yarılara yorulmuş çıkıyor. Sarp ise dün sahanın en iyisiydi. Ama onun bile daha çok eksikleri var. Galatasaray oyunu iki yönlü oynayan ideal 3lüsünü bulamadı. Van Bommel'imiz yok maalesef. Ama Frank Rijkaard gitmeden önce ne Xavi ne İniesta bu kadar büyük oyunculardı. Tek umudum bizim takımda da iki oyuncuyu olumlu yönde dönüştürmesi.


3 Kanatlar çalışırken Nonda çok iyi bir tercih, fakat dünkü gibi kanatlar bozukken, Nonda etkisiz. Alıp verecek kimse kalmıyor yanında, kötü oynamaya başlıyor.


4 Top rakibe geçtiği zaman topun gerisinde 11 kişi olmamız lazım. Keita bu işi yapıyor, Arda'da zaman zaman yapıyor ama sürekli değil. Elona ise adam eşlik ediyor, zaman zaman topu almak için hamle yapsada maç boyu süren etkin bir mücadele olmuyor bu.


5 Sahaya iyi yayılamıyoruz. Özellikle defans yaparken bloglar halinde ne orta alanamız, ne defansımız hareket edebiliyor. Ayrıca kanat değiştirme süremiz hala çok yavaş. Bir tek Elano bu işi yapabiliyor tek pasla. Onun dışında topun sağdan sola gitmesi, 4 pas sürüyor.


6 Top Keita ya da Arda gibi bir oyuncunun ayağına geldiyse, takım genelde izliyor. Ama sürekli hareket halinde olmaları , boşa çıkmaları lazım. Sabri bunu yapıyor mesela. Top Keita'da iken, hemen uygun yere hareketleniyor. Ama öte yanda mesela top Arda'da iken, Ayhan ya da Sarp ceza alanına girip, Arda'ya yeni bir pas alternatifi yaratmıyor. Ayhan özellikle çok yavaş oyun kuruyor. Bir de eğer ben yanlış bilmiyorsam (ki öğrendiğim yer 4 4 2 dergisinin temmuz ağustos sayısı) topların koşu yoluna atılması lazım. Takımın hareketlenmesi lazım.


7 Geriden oyun kuramıyoruz, Dinamo maçında, Pana maçının ikinci yarısında, ya da Ankaragücü maçında iyice gözümüze bakan şey bu oldu. Dün de öyleydik. Pres görünce böyle oluyor. Leo Franco'nun topları yakına atmasını anlıyorum, fakat Gökhan'a atmasını anlamıyorum. Sabri ya da Hakan Balta ile başlasak oyuna belki daha iyi olur.


8 Defans bloğunda ciddi sıkıntımız var. Özellikle Servet ve Gökhan ikilisinde. İşte burada yazının ikinci kısmına geçmek gerekiyor.


Hangi Oyuncular Bu Sisteme Uymuyor, ya da Sistemi Olumsuz Etkiliyor ?


Gökhan Zan: Göhkan Zan değil bu sisteme, bence futbola uygun bir insan değil. Ama yaptık bir transfer cezasını çekeceğiz. İlk günden beri eleştirdiğim için çok rahat gönlüm. Rahat rahat konuşuyorum. Pas tercihinden, pozisyon alışına kadar hepsi mi yanlış olur bir insanın.


Servet: Aslında Servet her sistemin defans oyuncusu olur. Ama hangi Servet, egosunu öldürmüş Servet. Hatırlarsınız sanırım, sezon başı Lig TV'de 2'ye 1 adlı programda Servet kendisinin Terry, Ferdinand gibi üst düzey oyunculardan bir eksiği olmadığını söylemişti. Sadece sorumluluk aldığı için hata yapar gözüktüğü ama sorumluluk almaktan vazgeçmeyeceğini belirtip, bugünkü felaketi müjdelemişti bize. Servet eğer, çalım atmaya çalışmaz, tehlikeli anlarda cesurca topu taça atabilir, ve basit oynarsa bu sistemin en önemli oyuncusu olur.


Orta 3'lü problemi: Orta saha bir türlü 3lü olamıyor. Aslında sezon başı Ardalı orta alan daha iyiydi sanki. Ama Arda da geri gelmeyince olmuyor. Elano, fizk yükleme zamanı takımda değildi, sonra da sürekli Brezilya'ya gitmesi onu olumsuz etkiledi. Devre arasında belki bizim mucizevi kondisyonerler bir şeyler yapabilir, ama ben ancak seneye diyorum. Ayhan ise zaman zaman yavaşlatıyor takımı.


Sonuçta iyi bir stoper ve iyi 2 tane ortasaha lazım bence bu takıma. Hadi ortasaha 1 olsun. Ama daha bu takım bu işi öğrenme evresinde, ve herkesin bildiği gibi Barcelona bu işi öğrenirken bundan daha kötü sonuçlar aldı. Bizde bence işler hala güzel gidiyor. Total futbolu öğrenmeye çalışıyoruz. Elimizdeki oyuncu kadrosu ile şu anda bu kadar oluyor. Ben Frank Rijkaard ve Neeskens ne yaparlarsa yapsınlar sonuna kadar inanıyorum.


Yazının sonunda bir kez daha Fenerbahçeli arkadaşları aldıkları 3 paun için tebrik ediyorum, ama Bünyamin Gezer'e selam söylemeden yapamıyorum. Sevgiler Saygılar.
Maradona

9 yorum:

  1. Effe merhaba,

    Öncelikle detaylı analizin için tebrikler.

    Dikkat edersen bizim oyun kurucumuz topu orta saha çizgisinin gerisinde alıyor (Arda ya da Elano); yanında oynayanlar hareketlenmeyip (Ayhan, Sarp ya da her kimse) açıklarımız da ileri deplase olunca kanatlara oynamak için 30-40mt mesafe kalıyor. Oysa FB'de mesela Alex topu rakip ceza alanı çizgisi gerisinde alıyor, dolayısı ile rakibini ekarte ettiğinde ya da tek pasla pozisyona sokuyor forvetleri. Burada sorun orta sahadaki ikilimizin top teknikleri olmadığından dolayı hareketlenmeyip geride baskısız alanda beklemeleri topu. Oysa FB'de Emre & Baroni topu isteyip ileri oynayabilecek tekniğe sahipler. Fark burada çıkıyor ortaya. Bence devre arası Linderoth'un gönderilip (2 senedir ayağına top değmedi, benim umudum yok açıkçası) Mehmet Aurelio, Appiah vs. tarzı birini almamız şart. Artık nerede, kaça buluruz o yönetimin görevi.

    Stoperden önce de sol açıkta sorunumuz var bence. Kewell aslında açık gibi değil 2. forvet gibi oynuyor; zaten ters taraftan gelen ortalarda yaptığı tek vuruşlar en büyük özelliği. Defansa yardımı yok, adam eksiltmesi yok, ver-kaç'ı yok. Arda ise tüm bunları yapabilir ama O da gönül koydu sol açık oynamamak için. Arda'yı atamayacağımıza göre adam gibi sol açık lazım bize; bu da 2. transfer olur devre arası. Böylece Kewell'ı hem sol açık hem de forvet yedeği olarak kullanabiliriz.

    Bu durumda Elano boşa çıkıyor. Seneye Arda'ya iyi bir talip çıkar da giderse Elano oynar orta sahanın ortasında yok kalırsa elimizde 2. Lincoln vakası patlamış demektir!!

    YanıtlaSil
  2. hocam öncelikle söylediklerinin çoğuna bende katılıyorum.özellikle arda ve keita topla daha ilerde buluşmalılar. hatta hatırlarsan ilk milli maç arasına kadar bu konuda daha başarılıydık, çünkü rakipler daha kolay olduğu için ileri çıkabiliyorduk takım olarak. ama sonra blok halinde hareket etme yeteneğimizi tamamen kaybettik. sol açık sorunu dediğin gibi aslında, belki daha çok adam eksilten bir oyuncu etkili olabilir ama kewell şu an için bence çok önemli. ayrıca taktiği tekniği çektim, saha içinde o asil duruşu beni benden alıyor. elona ise sanmam lincoln olsun. en azından düzgün yaşantısı olan bir insana benziyor. burdanda tatsız giderse memleketine döner ya da bu parayı rüyasında göreceği bir takıma gider anca. bence elonada ki sorun sadece sezon başı kamp yememiş olması. bakınız nihat ve bakınız geçen seneki emre belezoğlu. hocam birde adsız yorum yapmışsın, kimsin acep :)

    YanıtlaSil
  3. Effe, kusura bakma ilk yorumu yaparken bir türlü açamadım google hesabımı o yüzden adsız geldi; yoksa bloglara anonim yorum bırakmaktan nefret ederim.

    Saygılar, sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. hocam senin var mı blog falan :) profil gözükmüyor da

    YanıtlaSil
  5. Profilde sadece şunlar yazar:

    Hasta ama objektif bir GS taraftarı olan aktif lisanslı bir FB sporcusuyum. Gece hayatından arta kalan yaşamım ilk cümlede bahsettiğim kadar zıtlıklar üzerine kurulu olmadığı gibi durağan bile sayılır. Kitap okumayı, sinemaya gitmeyi, müzik dinlemeyi hobiden saymam (hayatın gerekleridir); sayandan da hoşlanmam. En büyük zevkim ayrı yazılması gereken de, da eklerini bitişik yazanları uyarmaktır...

    Henüz yeterli cesareti gösteremediğim (yalan elbette; kıçımı kaldıramadığım için) blogum yok...şimdilik takip ettiklerime yorum bırakmakla yetiniyorum :)

    YanıtlaSil
  6. eyvallah hocam, memnun oldum :)

    YanıtlaSil
  7. çok içinden gelirse bişiler yazmak, buyur bizim bloga yaz :)

    YanıtlaSil
  8. Bilmukabele; ben de çok memnun oldum...Teşekkür ederim nazik teklifin için; şimdilik sadece okumak beni kesiyor ama kafa yorduğum konular olduğunda yorum almak amacı ile yazı talep edebilirim senden :)

    YanıtlaSil
  9. ne güzel olur valla hocam :) bizi sağolsun okuyan eden var biraz, ama yorum bildiren, hatta konu önerisinde bulunan hiç yok. çok memnun oluruz. sevgiler saygılar

    YanıtlaSil