11 Kasım 2009 Çarşamba

Armut Piş Ağzıma Düş(me)

Ben Rıdvan Dilmen özelinde , ülke olarak transfere nasıl yaklaştığımızı incelemek ve mevcut düzene bazı eleştirilerde bulunmak istiyorum. Kimse lütfen sanmasın ki bu hataları bir tek Rıdvan Dilmen yapıyor, yahut bu yazı ona yüklenmek için yazılan bir yazı. Sonuçta günde 120 ila 200 kişinin tıkladığı bir blog yüklense ne olacak zaten. Amacım kimseye çamur atmak değil, sadece daha önce de dile getirdiğim bazı şeyleri derli toplu anlatmaya çalışmak.

Rıdvan Dilmen, tabiki izlediği maçı özellikle tarafsız olmayı başardığı dakikalarda iyi yorumlayan güzel bir futbol insanı. Evet zaman zaman tarafsızlığını koruyamıyor ve sinir bozucu oluyor ama bu yazımızın dışında kalan bir özelliği. Kendisi bir zamanlar teknik adamlık falan da yaptı, ülke futbolunu biliyor , fakat şöyle kötü bir özelliği var. Ben inanıyorum ki Messi Barcelona'da oynamayan , onun yerine, örneğin Sporting Gijon'da oynayan genç bir yetenek olsa, kendisi Messi'yi yatımazdı, hatta bir takım gidip alsa getirse Türkiye'ye bu adama bu kadar para verilir mi derdi. Ya da şimdi Arda Turan Aston Villa'ya gitse, "Arda Galatasaray'dan küçük bir takıma gitmiştir, ben haftasonu oturup Aston Villa maçı izlemem" der. Bunun bir değişik ve transferle ilgili türünü dün Milliyet gazetesindeki yazısunda yaptı. Anladığım kadarı ile lige verilen arayı değerlendirerek, takımların en azından 4 büyüklerin durumunu değerlendirecek, ve kendince tavsiyeler yapacak.

Değerlendirmelerine ve fikirlerine saygım var. Fakat dün Fenerbahçe'ye Wolfsburglu sol bek Schafer'i önerdi. Şimdi tamam Fenerbahçe'nin bir sol bek sorunu vardır ve Carlos'un şımarık tavırları sebebiyle gönderilip, yerine birisi alınmalıdır. Şimdi bu tavsiyeyi bazı açılardan ele almak istiyorum.

İlk olarak Wolfsburg yüzde 70 Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura çıkacak. Eh böyle bir durumda ne onlar kadrolarını bozmak ister, ne de Schafer bizim annemizin ligini şenlendirmek için böyle bir arenadan çıkıp ülkemize teşrif eder. He ama zaten Wolfsburg takım mı, sadece bir şampiyonluğu var Almanya'da !!!

2. olarak Schafer iyi oyuncudur güzel futbolcudur , sol kanatı çalıştırır gider gelir gider gelir. Fakat bunu yıllardır yapar kendisi. 1860 München' da 2002 senesinden beri oynuyor. Hadi ilk 3 senesi takım alt liglerdeyken görmesini beklemek haksızlık olur. 2004 2007 arası sezonda yaklaşık 28 29 maç oynamıştır kendisi Almanya İkinci Ligi'nde, bunu da görmesini beklemek haksızlık olsun. Ama bu Schafer 2007 2008 ve 2008 2009 sezonlarında sanırım toplamda 60'tan fazla maça çıktı Wolfsburg forması ile. Aaa ama nasıl unuturum ki, Wolfsburg oturup haftasonu izlenmeye değer bir takım değil.

Bu sebeplerden ötürü biz hep gözümüze sokulan oyuncuları alıyoruz, ya da manejerlerin gözümüze soktuklarını. Şimdi 2 transfer örneği vermek istiyorum. Bir tanesi Galatasaray'dan bir tanesi de Fenerbahçe tarafından çok büyük maliyetlere yapılmış ve kocaman balon olan 2 transfer hikayesi.

Galatasaray Lincoln'e dünya para verdi 2007 2008 sezonunun başında. Şimdilerde hepimizin hayran kaldığı bir oyuncu olan Misimovic ise 2007 2008 sezonunun başında Bochum'dan Nünberg'e sıfır bonservis ile geçiyor. Onun bir sene sonrasına takımına yaklaşık 5 milyon dolar kazandırıp Wolfsburg'a gidiyor. Şimdi 32 33 yaşından önce Süperlig'e getiremeyiz kendisini. O sene eğer Galatasaray takımının Alman Ligi'ni takip eden bir "scout" u olsa böyle bir futbolcu gözden kaçmaz ve futbol sahtekarı Lincoln'e paraları kaptırmazdık. He ayrıca ben şuna bile razıyım Misimovic'i o Bochum'dayken görelim transfer teklif edelim gelmesin bize. En azından böyle güzel girişimleri yaşayalım.

Bir tane de Fenerbahçe'den bir örnek. Kezman Fenerbahçe'ye bir dünya para (sanırım 9 milyon dolar civarı) gelip süper transfer olarak lanse edildi. Dzeko ise Teplice'den Wolfsburg'a 3.6 milyon dolara geldi. Ama bizim ülkemizde Çek Ligi'ni takip eden hiç kimse yok ki.

Bu sorun işte bizim transferlerimizdeki zihniyet sorunu. Şimdi mesela Luis Fabiano adı durup durup asparagas haber olarak geçiyor. Tamam Fabiano iyi topçudur hoş topçudur. Ama göz önünde olan topçudur. Bizim acaba hiç bir takımımız günün birinde hiç kimsenin adını bilmediği bir futbolcuyu alıp, ondan bir yıldız yaratabilecek mi ? Yaratamayacak. Çünkü başta medyamız diyecek ki, bu futbolcu da kim? Sonra medyanın gazına gelen taraftar yönetimi eleştircek belki de. (gerçi ben bu tip transferleri eleştirmeye ve sabırla takıma destek verecek taraftarların küçümsenmeyecek kadar çok olduklarını düşünüyorum)

Ben bir Türk takımı ne zaman Arsenal ile oynasa , "of adamların bir scout sistemi var, gencecik futbolcuları bulup, yıldız yapıyorlar" geyiklerinin bu ülkede sona ermesini istiyorum. Tamam bu kadar saçma harcama yapılmasına rağmen, hala parasızlıktan ve böyle bir yatırımın maliyetini bahane olarak sunanlara bir şey söyleyeceğim. Gidin kendinize 10 15 tane Fotball Manager oynamayı bilen çocuk bulun. Bunların her birisine farklı bir ligde 5'er sezon oynatın. Sonra bu çocuklara beğendikleri futbolcuları sorun. Ve gidin bari onları izleyin. Belki o zaman biz de bu zihniyetten kurtulur, ülkemizi futbolcu çöplüğüne dönüştürmekten vazgeçebiliriz.

Sevgiler Saygılar

Maradona

1 yorum:

  1. wolfsburg beşiktaşla oynamamış olsa o futbolcuyuda görmezdi zaten Rıdvan Dilmen.
    Birde altyapıda yabancı oynatma sınırı var mı bilmiyorum.Belki yabancı gençleri o yüzden de alamıyoruz gibi iyi niyetli bir yorum yapmak istiyorum.

    YanıtlaSil