18 Nisan 2009 Cumartesi

Bu Şehir Futbol Kokuyor



quen park rangers'ın bir maçından.Kendileri İngiltere Şampiyonluk liginde. Yani Premier Lig'in bir alt klasmanı.






Siena tribunlerinden bir görüntü. Şu anda 20 takimli İtalya liginde 14. sıradalar.



Marquinhos'un daha önce söylediği gibi birlikte bir Eskişehir gezisine gittik ve bu geziyi futbolla birleştirdik. Şehrin kendi güzelliğinin ötesinde maç günü havası futbol kokuyordu.
Ligimizde mücadele eden takımların kaç tanesi büyük taraftar desteğine sahip? Gönül ister ki cevap hepsi olsun,ama maalesef gerçeğimiz bu değil. Avrupa'da maçları izlerken , büyük ligleri geçtim, Hollanda ,Belçika ve İskoçya gibi küçük liglerde bile her takımın maçlarını neredeyse dolu stadtlarda oynadıklarını görüyoruz. Bir gün benim de en büyük hayalim, 4 büyüklerin bir şehre gittiği zaman dışında da o takımın maçlarının oynandığı stadtlar dolsun. Tabiki benim bu büyük hayalimi gerçekleştirmiş takımlar var ülkemizde. Eskişehirspor,Bursaspor,Kocaelispor,özellikle iki senedir gösterdikleri üstün performans ile Sivasspor'un sıklıkla , Ankaragücü ,Gençlerbirliği ve Kayserispor'un da zaman zaman stadtlarını doldurduklarını görüyoruz. En azından bu yazdığım bütün takımların çok kuvettli taraftar grupları var. Ankaragücü ve Gençlerbirliği'nin kendi aralarındaki rekabette ve en azından belli bir kitleyi sabitlemiş olduklarından bunu anliyoruz Ama özellikle 1.ligde Bursa,Eskişehir ve Sivas,takımlarına en çok sahip çıkan şehirler. Özellikle Bursa ve Eskişehir gibi takımlara sahip çıkmak zordur bence. Çünkü şampiyonluğa giden takımları herkes sever. Ama Bursa ve Eskişehir kendi gerçekleri içinde iyi performans gösteriyorlar ama bunun ötesinde onların taraftarları bize bu takımlar ligi nerede bitirirse bitirsin aynı sevgiyi vereceklerini ,o şehirlerin takımları olabilceklerini gösteriyorlar. Biz bugün her nekadar ligimizde yıllardır oynasalarda Ankaragücü ve Gençlerbirliği için bunu bukadar da rahat söyleyemiyoruz. Onların da taraftarları var ama bir türlü şehirle bütünleşeme gerçekleşemedi. Sanırım orada biraz şehrin genel olarak sosyolojik yapısının da önemi var. Birinci lig takımları dışında hepimizin bildiği gibi İzmir,Samsun,Rize ,Adana ve Sakarya da aklımıza ilk gelen futbol şehirleridir. Bir şehrin o takıma sahip çıkmasi için başarının gerek olmadığının gerçek ispatlarıdır bu takımlar Türkiye için. Tabi bütün dünyaya bakarsak sanırım bizim ligimiz genel sahip çıkmada biraz gerilerde olabilir. Ben isterim ki bir anadolu şehri ,hele ki birinci ligde takımı varsa o şehirde insanların yüzde 60'ı Ya da 70'i çıkıp da ben bu şehrin takımının taraftarıyım desin. Bir büyük takım taraftarı olarak eğer takımımızı destekleyen seyirci sayısında bir azalma olursa ve bu azalma eğer ki bu şekilde gerçekleşirse çok güzel olur. Bütün bu yazının asıl çıkış fikri ise ,dünkü açıklamada Eskişehirspor başkanının şehirde Fenerium mağzasının kapanmasıyla ilgili söyledikleridir.(bkz günün sözü 17 nisan 2009).




Terk Edilmiş Futbol

İstanbul Büyükşehir Belediye Fenerbahçe maçı. Rakip büyük takımlarımızdan biri olmasa bukadar insan bile göremiyecez.


Ankaraspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi takımların taraftar fukarası olması, ve özellikle Büyükşehir Belediye'nin maçlarını Olimpiyat Stadı'nda oynaması, hem o takımlara hem de futbola büyük zararlar veriyor. Büyükşehir Belediyeli oyuncular bomboş tribünleri gördüklerinde acaba kendilerini nasıl motive ediyorlar. Gerçi pek motive olamadıkları ortada. Belki de aynı takımın adı ....spor olsa ve o şehir bu takımı bağrına bassa,bir Bursa kadar iyi performans gösterebilcekler. Zaten yıllardır bir şekilde siyaset futbolla iç içe geçmiş durumda,bari belediyeler kendi şahsi çıkarları uğruna bu işlere bulaşmasalar. Özellikle futbol şehri olmayı başarmış ya da yeteri kadar takıma sahip illerde bunu yapmasalar. Belki birincli ligde takımı olmayan illerde (İzmir,Adana,Samsun ve Rize dışında) bunu yapmalarının futbolu sevdirme ve futbola bir katkısı olur ama şu mevcut uygulamalar ve görüntüler beni üzüyor. Şimdi bir hayal kurun ve düşünün bir mucize oldu ve Ankaraspor Beşiktaş'ı kupada eledi ve finale kaldı. Bunun sonucunda başarıyı bir adım ileri götürüp kupayı da aldılar. Sizce böyle bir başarı o saydığım futbol şehirlerinde mi çok büyük ve güzelce kutlanır ve yaşanır, yoksa Ankaraspor camiasında mı? Tabiki öle bir durumda bu söylediklerim Ankaraspor'un başarısını küçültmez ancak futbolda herşey başarı değildir. Tıpkı Aşık Veysel'in dediği gibi “Güzelliğin on par etmez bu bendeki aşk olmasa”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder