Blogumuzun göreceği ilk 4 büyük takımdan birisinin başkanlık seçimi bu pazar günü olacak. Ağırlıklı olarak son bir haftadır başkan adayları Sayın Aziz Yıldırım ve Sayın Şadan Kalkavan çeşitli medya organlarında açıklamalarda bulunuyorlar. Özellikle Aziz Yıldırım'ı bu kadar sık ekranda görmek alışık olduğumuz bir şey değil. İki başkan adayı da herkesin bildiği yakından tanıdığı kişiler. Aziz Yıldırım 11 sene 3 aydır takımın başında ve bugün Fenerbahçe tribünlerindeki 10 yaşında çocuk bile onun hatalarını biliyor, en azından medyada söylenenleri biliyor. Genellikle medyamız hatta daha da ileri gidersek kamuoyumuz genelde olayları iyi kötü, güzel çirkin diye keskin çizgiler ile ayırmaya çok meraklıdır. Hatta bunu o kadar hızlı ve keskin yaparlar ki bir sezon içinde ilk haftalarda kahraman olan birisi son haftalarda şartalan olur çıkar. (İlk aklıma gelen örnek Lincoln) Bu bağlamda da medya Aziz Yıldırım için bir şeyler söylüyor. Aziz Yıldırım'ı eleştirenlerin bile kabul ettiği bazı gerçekler var. 1997 senesinde 21 milyon dolar olan bütce şimdi 200 milyon Euro'nun üzerinde. Eski stadtan yıllık 3 milyon dolar kazanan kulüp şimdi 54 milyon Euro'ya yakın bir gelir elde ediyormuş. Olaya bu açıdan baktığımız zaman bu gelişmeleri küçümsemek saçmalamaktan öte olamaz. Hatta futbol dışı başarılara gelirsek, Fenerbahçe'nin basketbol başta olmak üzere diğer branşlarda ne kadar başarılı olduğunu ve bu başarıların geçmiş durumlara göre ne kadar geliştiğini herkes görüyor. 10 senede 4 kere şampiyon oldu diye kızılıyor Fenerbahçe'ye. Futbol eğer bir bilim olsaydı ya da mutlak verilerle açıklanabilecek bir olay, bu 10 senedeki şampiyonluk sayısı en ez 6 olurdu Fenerbahçe'nin. Bunu bir Galatasaraylı olarak söylüyorum. Denizli'de ve geçen sene kazandığımız şampiyonlukların bize yarardan çok zararı oldu, sürekli olarak yapılması gereken değişiklikler yapılamadı Galatasaray'da ama bunlara sonra değineceğiz. Ayrıca 3 büyüklerden bahsettiğimiz , hatta Trabzon ile 4 büyük olan(25 yıldır şampiyon olamasa da) bir ligde 10 sene içinde Fenerbahçe'nin 10 kere şampiyon olması mümkün değil. Her ne kadar ligimizde kaliteden bahsetmekte zorlansak da burası İskoçya Ligi değil. Sakın yanlış anlaşılmasın Aziz Yıldırım'ın futbol konusunda başarılı olduğunu savunmuyorum. 3 noktaya dikkat çekmek istiyorum Aziz Yıldırım'ın yanlışları ile ilgili. 1.si o bu takımın ruhunu sattı iki sene içinde. Ümit Özat, Appiah, Tuncay ve Aurello ile bir şekilde yollar ayrıldı ve yerlerine Maldonada, Josico, Ali Bilgin, Burak Yılmaz ve Roberto Carlos gibi isimler alındı. Bu isimler içinde Carlos dışında Fenerbahçe formasını hak eden kimse yok bence. 2 yanlışı iki kere yaptı. Önce Daum ile sonra da Zico ile yolları ayırarak. Tamam bizim futbol kültürümüzde istikrardan fazla söz edilemez, sezon içinde 2 hoca Anadolu Kulüplerimiz için normal sayılırken, şampiyonluğa giden takımlarımızda 2 seneden fazla bir hocanın sezonu tamamladığı parmakla sayılcak kadar azdır. Ama gözden kaçırılan büyük takımlarımızdan birisi bir hoca ile 3 ve daha üzeri sezon geçirdiyse mutlaka o takım için tarihi başarılar yakalanmıştır. 3 yanlışı ise bu sene sezon ortasında Alex ve Devid ile sözleşme uzatarak ve bugüne kadar Alex'in ya da başka bir değişle Brezilyalılar çetesinin bu kadar ön plana çıkmasına izin vererek yaptı. Alex'in istatiklikleri ortada, bugüne kadar Fenerbahçe için yaptıkları da ortada ama şu bir gerçek bence , eğer Fenerbahçe'nin hedefinde Avrupa kupalarında bir başarı arzusu varsa bu iş Alex ile olmaz. Bu sene derbilerin çoğunu Alex olmadan kazanan Fenerbahçe bunun en güzel örneği bence.
Ben insan olarak Aziz Yıldırım'ı antipatik bulan ve sevmeyen bir insanım. Zaten benim sevmemem hiç bir şeyi değiştirmeyeceği gibi, doğruları da söylememe engel değil. Gelelim öbür tarafa Şadan Kalkavan'a. Proje olarak ne diyor Şadan Kalkavan? Aziz Yıldırım'ın yanlışlarını ortaya koymaktan başka ne yapıyor? Sadece bir yerde "Scouting" sisteminden bahsetti, onun dışında da hiç bir şey koymadı ortaya. Genelde yurt dışında başkanlık yarışlarını aşırı takip eden biri değilim, ama örneğin Real Madrid seçimlerinden önce başkan adayları en azından transfer sözleri verirler ve bunları tutarlar. Bizde ise genel olarak toplumsal mualefet kültürsüzlüğümüzden olsa gerek Şadan Kalkavan projelerini açıklamıyor, hatta iki adayın listesi bile açıklanmadı hala. Aziz Yıldırım da çok riskli bir söz verdi camiaya. 3 senede 3 şampiyonluk. Ben bu seçim özelinde genel olarak futbolomuzdaki plansızlığa isyan etmek istiyorum artık. Başarının tek ölçüsünün şampiyonluk olduğu bir ülkede , bu şampiyonluk baskısı kulüplerimizi uzun vadeli plan yapmaktan, yıldızı sönmüş Avrupa futbolu artıklarını alıp parlatmaya calışmak yerine, gelecek vaad eden gençleri kadrolarına katmasını engelliyor. Tabi ki Aziz Yıldırım'ın ya da diğer kulüp başkanlarının çok yanlışı vardır. Ama bu yanlışların tek suçlusu onlar değil. Bütün bu futbol sistemimiz suçlu. 220 milyon Euro bütçesi olan Fenerbahçe bence en radikal kararları alabilcek güce sahip kulüplerimizden birisi. Günü kurtarcak işlerden kurtulup, umarım uzun vadeli planlar yaparlar futbol idaresinde. Bu eleştirilerim ya da söylediklerim sadece Fenerbahçe için değil bütün takımlarımız için geçerli. Sadece hafta sonu seçim var diye Fenerbahçe özelinde bir yazı oldu bu.
Maradona
Ben insan olarak Aziz Yıldırım'ı antipatik bulan ve sevmeyen bir insanım. Zaten benim sevmemem hiç bir şeyi değiştirmeyeceği gibi, doğruları da söylememe engel değil. Gelelim öbür tarafa Şadan Kalkavan'a. Proje olarak ne diyor Şadan Kalkavan? Aziz Yıldırım'ın yanlışlarını ortaya koymaktan başka ne yapıyor? Sadece bir yerde "Scouting" sisteminden bahsetti, onun dışında da hiç bir şey koymadı ortaya. Genelde yurt dışında başkanlık yarışlarını aşırı takip eden biri değilim, ama örneğin Real Madrid seçimlerinden önce başkan adayları en azından transfer sözleri verirler ve bunları tutarlar. Bizde ise genel olarak toplumsal mualefet kültürsüzlüğümüzden olsa gerek Şadan Kalkavan projelerini açıklamıyor, hatta iki adayın listesi bile açıklanmadı hala. Aziz Yıldırım da çok riskli bir söz verdi camiaya. 3 senede 3 şampiyonluk. Ben bu seçim özelinde genel olarak futbolomuzdaki plansızlığa isyan etmek istiyorum artık. Başarının tek ölçüsünün şampiyonluk olduğu bir ülkede , bu şampiyonluk baskısı kulüplerimizi uzun vadeli plan yapmaktan, yıldızı sönmüş Avrupa futbolu artıklarını alıp parlatmaya calışmak yerine, gelecek vaad eden gençleri kadrolarına katmasını engelliyor. Tabi ki Aziz Yıldırım'ın ya da diğer kulüp başkanlarının çok yanlışı vardır. Ama bu yanlışların tek suçlusu onlar değil. Bütün bu futbol sistemimiz suçlu. 220 milyon Euro bütçesi olan Fenerbahçe bence en radikal kararları alabilcek güce sahip kulüplerimizden birisi. Günü kurtarcak işlerden kurtulup, umarım uzun vadeli planlar yaparlar futbol idaresinde. Bu eleştirilerim ya da söylediklerim sadece Fenerbahçe için değil bütün takımlarımız için geçerli. Sadece hafta sonu seçim var diye Fenerbahçe özelinde bir yazı oldu bu.
Maradona
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder