25 Ağustos 2009 Salı

DİYARBAKIR'I ANLAMAYA ÇALIŞMAK

Dün gece maç bittiğinden beri bir şeyler dilimin ucuna geliyor, sürekli aklımın bir köşesinde maçta yaşanan olaylar var. Bu sıradan bir futbol terörü, ya holiganizmden öte bir olay. Futbol sadece futbol değilse, belki biraz sıkıcı ve çok sert olacak ama bu yazının yazılması lazım. Günümüzün popüler söylemi “Açılım”. Kimse neyi ,ne zaman ,nasıl, nerede ,kime, niye, açacağını söylemeden lafı dolandırıyor. Biz bloga siyaset karıştırmayı tercih etmiyoruz, ikimiz de siyaset bilimi öğrencisiyiz. Hadi beni geçin, Marquinhos gayet başarılı da bir öğrenci. Neyse, efendim bu olayları İstabul, İzmir ya da Ankara'daki futbol terörü, ya da “sulu derbi” ile karıştırmamak lazım. Düşünün bir halk var, önce ağasından dayak diyor yıllarca, sonra solcusu, Kürt'ü, Alevisi polisten ve askerden dayak yiyor sürekli olarak. 1980lerin başına kadar bu tablo aşağı yukarı tüm Türkiye için geçerli. Ama 1980'den sonra hepimizin bildiği terör musallat ediliyor bu ülkenin başına. Hem içsel hem de dışsal sebeplerle , yaklaşık 30 senedir kanayan bir yara oluşuyor. Hepimiz bu ülkeyi seviyoruz, hepimiz bu vatanın bir bütün olmasını istiyoruz, ve zaman zaman yerli yerli , bazen normal, bazen aşırı milliyetçilik dolu söylemlerde bulunuyoruz. Peki şimdi bir insan düşünün, Diyarbakır'da doğmuş benim gibi 1984 senesinde. Ben normal bir ilk okula gidiyorum İstanbul'da, çatısı yerinde, öğretmeni var, yani keyfim yerinde. Benim Diyarbakırlı kardeşimin okuluna öğretmen gitmiyor, 5 sınıf tek sınıf gibi ders yapıyor, bir de bu kardeşimin bir tane ninesi var, Türkçe bilmiyor. Okulda bu kardeşim Türkçe öğrenirken bir yandan ninesi ile evde Kürtçe konuşuyor. Sonra bu kardeşim büyüyor , ben çalıştım Anadolu Lisesi kazandım, o belki normal bir ortaokula başladı. Benim hayatımda ilk kız arkadaşım diye bilceğim birisi orta 3. sınıfta oldu. Taksimde ,el ele gezmekten ileri gitmeyen bu gayet safiyane duruma karşılık, Diyarbakır'da bırakın kızlar ve erkeklerin sokaklarda el ele gezmesi, sokaklarda kadın görmek mucize. Hatta benim ilk kız arkadaşımla dolaştığım yaşlarda , orada çocuklar evlendiriliyor, kızlar ailelerinin umudu olarak başlık parasına veriliyor. Çok iyimser düşünürsek benim Diyarbakırlı kardeşim ortaokuldan sonra bir şekilde liseye devam eder, ki çoğu etmez, bir şekilde çalışır. Lise büyük yer. İnsanın zihin dünyası ilk defa şekilleniyor. İster istemez, biraz düşünen biraz akıllı biriyseniz , dünya görüşünüz oluşmaya başlıyor. Bunda geldiğiniz aile, bulunduğunuz sosyal çevre, arkadaşlar, semtimiz, acılarınız, imkanlarınız kısacası bütün hayatınız etkili. Bu Diyarbakırlı kardeşime birileri dağa çık diyor, birileri körü körüne bu toprakları sev. Kimse onu rahat bırakıp istediği bir dünya görüşü oluşturmasına izin vermiyor. Dağa çıkmayı tercih ederse, ya büyük bir tehdit aldığı için, ya da onun doğru olduğuna cahilce inandığı için. Açık konuşalım, bu Pkk denilen illet, kaç genci ailesinden koparıp dağa çıkardı. Öte taraftan bu zorla dağa çıkartılan kaç gençin ailesi devlet adına JİTEM tarafından dövüldü, işkence edildi, veya öldürüldü. Biz ülkenin teröre uzak tarafında oturanlar, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı suikasti yahut Susurluk Kazası gibi anormal olaylara tekpi gösterirken, Diyarbakırlı için işlenen faili meçhul cinayetler günlük hayatın bir parçası olmuştu. Oradaki gençlere ne güzel hayaller kurabilecekleri imkanlar verildi, ne de kendi seçimlerini yapmaları için imkanlar. Birileri ufacık çocukları korkuttu ve zorla polis taşlattı. Birileri 10 yaşında çocuklara uyuşturucu sattırdı. Örgütten kaçan çocukları ya da insanları ise bekleyen şevkatli bir devlet yoktu. Sadece Gaffar Okkan zamanında, bir şeyler düzeliyordu ki ,sonra malumunuz Gaffar Okkan da öldürüldü. Oradaki halk ya PKK'dan zulüm görüyordu, ya da JİTEM eli ile devletten. Ama illa ki şiddet görüyordu.Dünkü maça gelelim.Birileri Diyarbakır'ın Türkiye'ye açılmasından korkuyor, daha doğrusu istemiyor. O zaman halka yaptıkları zulümler, sattıkları uyuşturucu, kaçakçılık, insan ticareti vb gibi yasadışı işler ortaya çıkacak diye.Ben dün olay çıkartan insanların açıkcası PKK zorlaması ile mecburen ya da surü psikolojisi ile olayları yapan insanlar olduğunu düşünüyorum. Onların amacı futbola zarar vermek, Diyarbakırspor'a zarar vermek. Diyarbakırspor lige ilk geldiğinde demiştim, orada 5 6 yaşındaki çocukların kendi kahramanlarına ihtiyacı var. Ve onlara en güzel kahraman, ne dağdaki Terörist olur, ne kışladaki Asker. 6 yaşında bir çocuğa en güzel kahraman Diyarbakırspor'da oynayan bir futbolcu olur. Ayrıca şunu ne olur unutmayın, biz de Diyarbakır'da doğmuş olabilir ve orada yapılan yanlışları yapabilirdik. Dünkü olaylarda birileri suçlanacaksa, burada önce PKK sonra devlet suçludur. Yıllardır sağlı sollu dayak yiyen Diyarbakır halkı ise en az suçludur.


Not: Bu yazıyı yazıyorum çünkü, o insanları bizden başkalaştırdılar. Kimileri hala siyaset adı altında “Bütün Kürt halkına PKKlı gibi davranıyor. Ben 25 yaşında, ülkesinin bütün renkleri seven bir bireyim. Elimden sadece bu kadarı geliyor. Bunu buraya yazmaya utanıyorum ama zaman zaman söylemek lazım. Her Kürt PKK'lı değildir, terörist değildir. Kendimizi onların yerine koymadan ucuz milliyetçilik yapmamak lazım. Tabi aynı şekilde Ahmet Altan olup yanar dönerlik de yapmamak lazım. Kusura bakmayın yazı futbol içermiyor, ama en azından kendi vicdanımı rahatlatmak için yazmam gerekiyordu. Sevgiler Saygılar.

Maradona

2 yorum:

  1. Güzel yazı olmuş ama bir de paragraf kavramını kullanmaya başlasan tadından yenmeyecek. Gözümüzde büyüyor yazı.

    YanıtlaSil
  2. haklısınız, biraz daha renklendirmek lazım yazıları, sevgiler saygılar

    YanıtlaSil