6 Kasım 2009 Cuma

Şampiyonlar Ligi 4. Haftanın Ardından.









Biraz geç kalınmış bir yazı. Genelde hafta içi yoğunluğundan Şampiyonlar Ligi'ne yeteri kadar yer vermiyoruz. Beşiktaş maçlarını yazmaya özen gösteriyorduk, ama bu hafta Beşiktaş saha içine ait hiç bir şey vermedi bize. Saha dışı olayları da yazmaktan biz usandık artık. Her takım için durum neredeyse böyle, sürekli olarak gündemde, futbolun istemediğimiz tarafı var. Beşiktaş'a geçmeden önce şu sonuçlara ve gruplarda oluşan puan durumlarına bakalım.


Salı günü oynanan maçlar içinde Bayern'in kendi evinde Bordo'ya yenilmesi en sürpriz sonuçlardan birisi. Bayern bir üst tura çıkma şansını imkansız bir hale getirdi böylelikle. Diğer ilginç skor da bence Atletico Madrid ile Chelsea'nin 2 2 berabere kalması. Ben açıkçası Atletico'dan hiç umutlu değildim. Gene iyi direndiler, maçı bırakmadılar ama bu bir puan da hiç bir işlerine yaramaz. Uefa yolunda belki küçük bir faydasını görürler. Ben son 4 5 senedir bütün Fm Cm oyunlarında Atletico ile oynarım. Bu takımın niçin bu kadar kötü yönetildiğini çözemiyorum. Takıma niçin düzgün stoper alınmıyor anlamıyorum. Versinler takımı bana 3 senede 2 şampiyonluk garantisi var. Avrupa başarısı da cabası.

Zurih ise gene bir deplasman maçında toplam 7 gollü bir maça imza atarak, iddaa severin sevgilisi oldu. Süpriz Milan galibiyetleri böyle giderse mazilerinde hoş bir anı olarak kalacak.

Çarşamba günü ise canlı olarak Rubin Kazan - Barcelona maçını izledim. Dipislinli takım savunması nasıl yapılır , uzun zamandan beri ilk kez bu kadar keyifle izledim ki savunma futboluna sonuna kadar karşı olan bir insanım. Ayrıca Barcelona'nın da ısrarla oyun taktiğinden uzaklaşmamasına büyük bir hayranlıkla şahit oldum. Bir Türk takımı acaba günün birinde, 90 dakikada bile topu şişirmeden oynayabilecek mi?

Asıl komedi ise bence Debreceni'de. Sanırım blogu hiç bir Debreceni taraftarı okumuyordur, okusa da anlamaz, o yüzden rahat rahat konuşmak istiyorum arkalarından. Sanki takım Uefa'ya kadroları verirken defans oyuncularını vermeyi unutmuş. 4 maç sonucunda ağlarında 14 gol görmüşler. Puanları 0. Liverpool ise kendini ateşe attı. Bu ateşin tek hayırlı tarafı, belki artık defansif obsesif Rafa ile yolları ayırırlar. Takımda Torres de olmasa her maça 4 6 0 çıkacak Rafa. 6 ortasahanın da 4 tanesi önlibero. Kuyt sağ açık olmaktan kurudu, Rafa oynatmaktan bıkmadı. Yıllardır taraftarlar Şampiyonlar Ligi'ndeki iyi sonuçlar ile avunurken , bu sene gruptan çıkamamak Rafa'nın sonunu getirir gibi geliyor bana.


Bunlar kadar olmasa da Sevilla'nın kendi evinde Stuttgart'ı yenememesi de ilginç bir sonuç. Bu sonuçlar neticesinde oluşan puan durumu aşağıdaki gibidir.






Beşiktaş'ı ise Trabzonspor maçından sonra yazmak istiyorum. Çünkü görmek istiyorum bu takım ligde oynamadan kazanıyor, bu hafta alınacak bir galibiyet ligden kopmamak için çok önemli.

Galatasaray'ın 3lü ortasaha yazısı ise bu gece yazılıp yarın sizlere sunulacaktır. Haftaiçi yoğunluğundan blogu bazen boşluyoruz, nacizane bizi takip eden birileri varsa, onlardan özür dileriz. Sevgiler Saygılar

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder