13 Nisan 2010 Salı

Bitik Tribün


Bu yazıda bitik olarak adlandırdığım tribün, takımı protesto eden, biletini satan, en zor maçında takımı yalnız bırakan insanları kapsamaktadır. Gerçek Galatasaray taraftarı lütfen alınmasın.

Pazar gecesinden beri bir şeyler yazmaya çalışıyorum, başaramıyorum. Nereden başlamak lazım, 2004 senesine mi, yoksa daha önceye mi gitmek lazım bu günleri anlamak için. Hayatım boyunca kendisini tribün lideri diye tanımlayan insanlardan herhangi birisiyle tanışıklığım olmadı. Zaten tribünde en sinir olduğum insan "Ben bunu tanıyorum" havasında gezen insandır. Ama bir taraftar olarak, ister istemez taraftar guruplarını biliyorsun. Ben kendimi Galatasaraylı olarak hiçbir taraftar gurubuna ait hissetmedim. Bizim tribünün de çok değerli insanları olduğunu biliyorum ve özellikle Alparslan Dikmen'in kıymetinin şu günlerde daha çok anlaşıldığını hissediyorum. Sanırım bugün tribünün en büyük sorunu, kendisini lider diye tanımlayan kişilerin cümle kurmayı beceremeyen insanlar olması. Tribünün şu an içinde bulunduğu durum ne peki?

İlk bakışta 2‘ye ayrılmış gibi duruyor: Protestoları destekleyenler ve desteklemeyenler. Ben protesto yapılmasına karşı değilim ama yapılış şekline ve görünen sebeplerine karşıyım. Mesela Arda Turan'a Sinem Kobal üzerinden laf sokmak, en kibar tabir ile "Ahlaksızlık"tır. Arda'ya kızılacaksa 3 senedir şutlarını geliştirmediği için kızılsın, özel hayatı için değil. Jo'nun ise alemci olduğunu bilmeyen yoktu. Jo'ya kızılacağına onu transfer edenlere kızılsın. İşte sanırım bütün problem de burada başlıyor. Her tribünde yönetimin kullandığı bir grup vardır illa ki. Bu yeri gelir, yönetime karşı protesto yapanları susturur, yeri gelir yönetim kendini kurtarmak için bazı futbolcuları protesto ettirir. Tabii ki bu işler sevabına yapılmaz. Bedava biletler verilir. O biletler satılır. Hem de o biletler ne acıdır ki, Fenerbahçe maçında satılır.

Futbolcuya ruhsuz diyorlar. Peki kendilerinin ne kadar ruhu var? Kendi Galatasaraylılıklarına fiyat biçen insanlar var artık tribünde. Sezonun en önemli maçında takımı yalnız bırakıyorlar. Sonra hepsi forumlarda ağlamayı biliyor "Kadıköy' de şöyle oluyor, böyle oluyor" diye. Sen de Sami Yen'i kurallar içinde cehenneme çevirsene. Sahaya çıkan Fenerli'nin içini titretsene. Ama yok, bedava biletleri satmak daha kolay di mi? Önümüzde Bursaspor maçı var. Bütün Bursalılara tavsiyem, kişi başı 500 tl'yi gözden çıkarırsanız, çok rahat bir şekilde stadın en az yüzde 25'ini ele geçirirsiniz. Çünkü bu adamların fiyatı bu kadar.

Gelelim bir de yönetime. Gerets, Kalli, Skibbe, Bülent Korkmaz, Hasan Şaş ve Hakan Şükür ilk akla gelen isimler, bu yönetim tarafından imha edilmiş. Ben her ne kadar Hakan Şükür ve Hasan Şaş'ın futbolu geç bıraktıklarını düşünsem de, kesinlikle bu iki isimle yollar daha güzel ayrılmalıydı. Bülent Korkmaz ise, geçen sene resmen kullanıldı. Sevgisi, bağlılığı sömürüldü ve bir köşeye atıldı. Bütün bu yanlışların inatla devam etmesinin tek bir sebebi var. O da son 6 hafta Adnan Sezgin ve Adnan Polat'ın bu takımı şampiyon yapması. Şimdi diyorum, keşke Appiah o golü atsaydı ve şampiyon Fenerbahçe olsaydı. O zaman şimdiki gibi günü kurtarıcı hamleler yapmazlardı. Devre arası seçime yönelik transfer yapacaklarına, adam gibi orta saha oyuncusu alırlardı.

Adnan Polat çıkıp, protestolar bize ders oldu diyor. Nasıl ki geçen sene Bülent'i yediler, bu sene de gözümüzün önünde Arda'yı yemeye başladılar. Bense kendi halinde bir taraftar olarak, gitgide soğuyorum Galatasaray'dan. Bu soğumamın takımın başarılı ya da başarısız oluşu ile hiçbir ilgilisi yok. Ne bir gelenek kaldı bu takımda, ne vefa ne saygı. Zamanında sevgim gerçekleri görmemi engelleyecek kadar fazlaydı. Artık gitgide azalıyor. Belki biraz uzaktan sevmemin vakti gelmiştir.

Son olarak, Arda'ya bir daha gelelim. Ülke şartları düşünüldüğünde, takımı şampiyon yapmış bir Arda'yı satmak, "sinemacı" Arda'yı satmaktan daha zor. O yüzden birileri bile bile durdurmadı bu protestoyu. Ki o birileri istese, tribünde "çıt" çıkmazdı. Şu son 3 hafta niçin bir tribün insanı olmadığımı ve başka statlarda niçin daha fazla eğlendiğimi hatırlattı bana. Sezon başı üzülüyordum parayı denkleştirip, alamadım diye kombineyi.


Maradona

1 yorum:

  1. galatasaraylılıkdan soğumak ne kadar zoruma gitsede üzülerek de olsa sana katılıyorum :(

    YanıtlaSil