30 Ağustos 2009 Pazar

Bu Adamlar Çok Özel

Bu yazıyı aslında bir süredir yazmak istiyordum. Gündem sürekli bir yoğunluk halinde olduğundan kısmet bu güneymiş. Ben kendim Galatasaraylıyım bunu herkes biliyor artık. Benim için bütün Galatasaraylı futbolcular iyi de olsa kötü de olsa özeldir. Ama içlerinden Arda Turan en özeli bu günlerde. Bir de tabi diğer takımlardan çok sevdiğim oyuncular var. Batuhan Karadeniz bunlardan bir tanesi mesela. Ama Batuhan ile ilgili gereği kadar yazdığım için burada yer vermeyeceğim. Burada Arda ile birlikte 3 tane Fenerbahçeli yazmak istiyorum. Semih Şentürk, Gökhan Gönül ve Kazım Kazım. Buna benzer yazılar yenilenecektir, ama bu 4 isim şimdilik fena bir başlangıç değil.

Arda Turan

Onun oyunculuğunu anlatmak artık pek bir şey ifade etmiyor. Herkesin gözüne sokuyor bu sene ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu. Şimdi öncelikle geçmişe gidelim biraz. Arda Turan, Manisaspor'a kiralık gitti. Ersun Yanal onu orada biraz defansif yönü gelişşin diye zaman zaman bek olarak kullandı. Ersun Yanal'ı hiç sevmem, ve bence gerçekten başarısız ve yaptığı hiç bir işi tamamlayamayan bir hocadır. Denizli ile ,Gençlerbirliği ile güzel işler yapabilirdi, ama sürekli olarak gelen tekliflerin peşinden gitti. Şimdi yorumcu oldu, umarım hep öyle kalır. Ama Ersun Yanal'ın en büyük faydasıdır Türk futboluna Arda ile Manisa'da olan çalışması. Hafızam beni yanıltmıyorsa Bülent Tulun sezon başı Arda için " En büyük transferimiz o olacak demişti." Şimdi tabi Abdullah Avcı'yı unutmamak lazım Arda Turan için. Onda emeği çok fazla. Ama Arda Turan daha sonra Kalli, Cevat Güler, Skibbe ve Bülent Korkmaz'a emanet edildi. Bülent Korkmaz ve Cevat Güler'i çok sevdiğim için ve Bülent Korkmaz'ı yeteri kadar eleştirdiğim için burada onlara bir şey söylemeyeceğim. Ama Allah aşkına birisi çıkıp bana Kalli ve Skibbe'nin Arda'ya ne kattığını söylesin. Ben bu soruya hiç bir şey diyorum. Böyle bir oyuncuyu çalıştıracak hocanın en az Arda kadar özel olması lazım. O yüzden Arda Turan , ortalamanın üzerinde bir oyuncu olmasına rağmen Kalli'li sezonda büyük yıldız olacağına, Fatih Terim ile Euro 2008'de gerçek patlamasını yaptı. Şimdi ise bu günlerde geçen seneki Arda ile bu seneki Arda arasında yüzde yüz fark var. 2 aydır Frank Rijkaard ile çalışıyor Arda ve hem saha içi hem de saha dışı çok gelişti. Sezon başı 10 numara olmaz diyorlardı Arda için, şimdi herkes yerlere göklere sığdıramıyor Arda'yı. Saha dışında da sürekli bir "İnsani Örneklik Hareketlerinde" görüyoruz Arda'yı. Gerçi bence bunların da bu kadar haber olmaması gerek. Eminim Arda Turan'da istemiyordur bu kadar haber olmayı ama yapacak bir şey yok. Ayrıca takım kaptanı olarak Beşiktaş Galatarasay A2 maçını izlemeye gitmesi , ve izinli olarak İstanbul'da kalıp dinlenebilecekken, Estonya'ya gitti. Bir de mesela "Kaptanlık Bandı" delisi değil kendisi. Benim hatırladığım bazı kaptanlar var, oyuna sonradan girince, bandı gidip sahadaki kaptandan alan. Arda ise oyuna girdi, ama gidip bandı Emre Aşık'tan almadı. Küçük gibi gözüken ama önemli bir şey bu. Arda, Frank Rijkaard'ın elinde işlenmeyi bekleyen bir maden. Bakalım daha neler olacak.

Semih Şentürk

Geçen seneki rezillikte Arda ile vuruşmalarına rağmen en seydiğim Fenerbahçeli. Yahu ben bu Fener medyasını oldum olası anlayamadım, Semih konusunda hiç anlayamayacağım. Ben olsam her yazıma Semih gene yedek, böyle rezillik olmaz diye başlarım. Elinde böyle bir cevher olur kenarda oturtan bütün hocalarını Allah davul etsin. Geçen sene Aragones ile çalışarak Euro 2008'i peşiktiremedi belki ama bir hatırlayın Almanya maçını mesela. O stoperler ile nasıl makara yapıyordu sahada. Zıplıyor, topu alıyor, tutuyor, en müsait ortasaha adamına atıyor. Lafı çok uzatmamak gerek Semih'i oynatmamak en basit ifade ile "Ahmaklıktır". Gelse Galatasaray'ın şu kadrosunda oynasa 30 golü yıllar sonra bulan forvet olur bence. Onu geçtim , İtalya dışında bir lige gitsin ve Gol kralı olsun kendisi. Ceza sahası içinde bu kadar akıllı koşular yapan, futbol sahası dışında ise bütün bu yedek kalma saçmalığına rağmen bu kadar efendi olan bir futbolcu yoktur sanırım. Seni oynatmayan bütün hocalarına , en büyük cevabı oynadığında saha içinde veriyorsun.

Gökhan Gönül

Resimli futbol sözlüğü yapılsa, sağ bek kelimesinin karşına yazılcak 3 Türk futbolcudan birisi kendisi. Şu anda ligimizde oynayan en iyi sağ bek olduğu gibi, en iyi savunma oyuncusu. Hem seviyorum, hem de ne yalan söyleyeyim kıskanıyorum. Geldiği günlerde şimdi onu övenlerden bir çoğu " Fenerbahçe'nin böyle bir transfer yapmasını anlayamıyorum, Fener'in topçusu olamaz" diyorlardı. Eh kimse kusura kalmasın, zaten Fenerbahçe yıllardır hazır futbolcular ile oynamaya alışıktır. Taraftar yıldız sever ve takımda böyle genç adamları futbola kazandırmak ile pek uğraşmaz. Gökhan'a bu sene bir de Koch çarpınca , kondisyon tavan yaptı doğal olarak. Gidiyor geliyor, yorulmuyor. Biraz daha orta çalışsa, çok çok daha mükemmel olur. Bu akşam Gökhan olmayacak mesela sahada, herkes aradaki farkı daha net görebilecek. Avrupa'ya ithal edebilceğimiz tek defans oyuncumuz.

Kazım Kazım

Gelelim listedeki en anormal isme. Kazım'a geçmeden önce bizim toplumun 1980 darbesinden sonra nasıl hoşgörüsüz ve linç kültürüne meraklı olduğuna değinmek lazım sanırım. Ben İstanbul doğumluyum. Ortalama bir semt olan Merter'de, normal bir ailenin çocuğuyum. İlk okulu mahelle okulunda okuduktan sonra Cağaloğlu Anadolu Lisesini kazandım. 7 senem ve hayatımın en güzel günleri o lisede geçti. Her genç gibi ben de lise yıllardına ince bir cozutma yaşamadım. Mesela anormal bol pantolanlar giyiyordum lise yıllarında. Gerçi benden daha anormal giyinen cool arkadaşlarım da vardı, ama ben de fena değildim. Lise son yazım 2002 dünya kupasına denk geliyor. Saçlarımı o yaz iyice saçmalayım çok değişik bir biçimde kestirdim ( hayır Ümit Davala değil) Tatil olarak her yaz olduğu gibi Kabatepe'deki Milli Park'a gittim. Yaklaşık 5 yaşından beri gittiğim bu kampta , bütün eski kampçılar beni ve ailemi tanırdı. O yaz ardakaşlar ile gittiğim ve saçlarım çok havalı olduğu için sürekli garip bakışlar geliyordu. Hatta bazı işi abartan eski kampçılar ailemi arayıp sizin oğlan esrarkeş mi oldu , ne o saçlar diyorlardı. Bu hikaye başıma gelen böyle saçmalıkların en küçüğü ve en az şiddet içerini. Yoksa kaç kere sokakta , ne lan götündeki kot diye milletten laf duyup, ağızlarını kırmak zorunda kaldım.

Kazım Kazım'ın durumu da aynı şey bence. Adamın tipi aykırı ve biz gene kendimize benzemeyen birisini sevmiyoruz. Bunun başka bir açıklaması yok. Kazım ciddiyetsiz ve labauli olabilir de, Sergen Yalçın'dan daha ciddiyetsiz olmasın. Ya da şimdi hepimizi sevdiği ve saygı duyduğu Rıdvan Dilmen gibi Hocası ile atyarışı oynamaya gittiğini duyan gören var mı? Geçen sene hiç unutmuyorum bir maçtan önce sahaya Ipod ile çıktı diye, neler söylediler Kazım'a. Peki bütün bu gevşekliği yapan Kazım, niçin Fatih Terim'in elinde, ya da Zico'nun elinde parlıyordu ? Şimdi efenmdi sen 3 milyon Euro para alacaksın, takımında Kazım var, Kazım'a sorunlu diyeceksin köşeye iteceksin. Yok böyle dünya bence. Bir kere acaba ülkemizde kaç kişi Kazım'ın yaşadığı trajik ve tramvatik vakayı biliyor. Kaç kişi öyle bir şey yaşasa kayışı koparmaz. Ben Kazım'a hastayım. Bütün o duruşu, serseri hali beni cezbediyor adeta. Onu kullanmayı bilmeyen bütün hocalar suçu ona atıyor. Picasso'nun hayatını anlatan bir film var "Surviving Picasso". Genelde kadınlar ile ilişkilerini anlatıyor, ama bir yerinde zaman zaman işten güçten sıkılıp 10 gün odasından çıkmadığını, çıkınca da hiç durmadan deliler gibi çalıştığını. Böyle insanlar nasıl özelse, günümüzde futbolcular da özel. Eğer bu özel insanları anlamaz, onlar ile uğraşmazsak, bütün takımlarda herkes, İbrahim Üzülmez, Sabri ya da Deniz Barış gibi kazmaya yakın futbolculardan oluşur. Bir de şu medyaya ettiği küfür var. Daum'a demişti "Yalan haber yazdılar ben de küfür ettim" . Bir de herkesi rahatsız eden gol sevinçleri varmış. Sanırsınız açıp götünü gösteriyor millete. Biraz farklılıklara saygı duymayı öğrenmemiz lazım artık. Sene 2009 oldu, yok golden sonra şöyle dans ediyor, şunu yapıyor. Bilmem hatırlar mısınız Kezman diye bir dandik geldi bu ülkeye. "Çetnik" selamı yapan bu adamı bağrına basan medya ,kulüp yönetimi ve taraftar bence Kazımla uğraşmayı hak etmiyor.

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder