24 Ağustos 2009 Pazartesi

Galatasaray Havayolları: İstanbul'dan Anadolu'ya Sabit Fiyat 41 TL



Başlıktaki şaka bir yana 3 lig maçında 11 gol tadından yenmez bir durum oluşturdu daha şimdiden. Gerçi oynadığmız bütün takımlar kötü, hiç biri Galatasaray'a rakip olacak türden değil medyaya göre. Hatta 5. haftadaki Beşiktaş maçından da galip çıkarsak bu sefer Beşiktaş kötü, Galatasaray vasat olacak sanırım. Onları da anlamak lazım tabi ki, eğer Galatasaray bu ilk 3 haftada ve Avrupa Lig'i maçlarında şöyle 2 3 kötü sonuç alsa , ne kadar güzel eleştirirler, Rijkaard ve ekibi başta olmak üzere bütün oluşumu yerle bir ederlerdi. Ne de olsa burası Barcelona değil, ve Barcelona'yı zaten şampiyon yapmak çocuk oyuncağı. Ülkemizde herşey siyah ve beyaz. Ya çok iyi ya çok kötü. Bir iki spor yazarı dışında , düzgün eleştirileri sadece bloglarda bulmak çok güzel. Sadece bloglar hem iyi yanları hemde kötü yanlarını söyleyebiliyor takımlarının. Hem taraftar, hem de mantıklı olunabileceğini gösteriyorlar. (ki bunların arasında henüz kendimizi göremiyoruz. Öyle bloglar var ki bize daha ne kadar yolun başında olduğumuzu gösteriyorlar.) Neyse bu küçük medya veryansınından sonra gelelim maça.

Maçtan önce ilk ciddi sınavımız olabilir demiştim. Ne de olsa Kayserispor bu ligin en az gol yiyen takımlarından birisi ve Kayserispor'a 4 gol atmak başlı başına önemli bence. Maça iki takım da hareketli başladı. Zaten Kayseri'nin çift forvet ile sahaya çıkması maçın zevkli geçeceğinin göstergesiydi. İlk 5 dakikadan sonra gene ayağa paslar ile topu koşturmaya başladı Galatasaray. Galatasaray pas yaptıkça Kayserispor sertleşmeye başladı. Açıkçası hakem kartlarını daha erken ve yerinde kullanabilirdi. Sonra gene bir duran toptan gol geldi ki, Sabri kullandı duran topu, Arda çok klas bir şekilde topu içeri çevirdi ve Baros top ile kaleci arasına ayağını güzel soktu. Sabah erken uyanacağım için yorumları dinleyemedim ama belki diyorum golden bir adım önce Baros faul yapmış olabilir defans oyuncusuna. Sonra bir adam paylaşımı hatasından Kayseri golü attı. Servet Makakula'yı kaçırdı. Sonra aynı Makakula olmayan bir korner sonucunda kendi kalesine bir gol attı. Neden ne nasıl yaptı bilmiyorum ama güzel bir koşu ile geldi ve attı golü. O orada olmasa top kalecide kalacaktı zaten. Oyun olarak değil ama fiziksel açıdan Kayseri bizi ilk yarıda çok zorladı. Hem sert hem de diri bir ekip. İkinci yarıda ise Keita - Elano değişikliği geldi, ve Elano rakibin direncini kıran golü attı. Böyle güzel bir sol ayak golü görmeyeli çok olmuştu. Elano sanırım bu sefer olacak. O aradığımız top tekniği yüksek adamı bulduk sanırım. Bir kere kendisinin hedefleri olması çok önemli. Sırf bu hedeflerine ulaşmak için bile oynasa , bize faydası büyük olur. Ve son gol, Arda Baros'a al da at dedi. Arda Baros uyumu git gide artıyor, bu da çok sevindirici bir durum. Ayrıca 2 önemli değişiklik oldu maç içinde. Hakan Balta sakatlandı ve yerine Uğur girdi. Bu Uğur'un bu sezonki 2. sol bek oynayışı ve müdafada hiç sırıtmıyor. Hücümda ise ters ayaklı olduğundan bir iki pozisyonda zorlandı ama ona da alışır. Bir de paf takımdan kalma bir stoperlik durumu var ki Uğur'un , defansın kurtarıcısı olur bu sene bence. Son değişiklikte Topal ve Ayhan değişikliğiydi. Talin maçında Topal - Sarp değişmişti. Belki bu maç Topal Sarp birlikte ne yapar onu görmek istedi Frank Rijkaard. Ayhan'ın yaşı ve oynayacağımız 50'ye yakın maç düşünüldüğünde zaman zaman Topal ve Sarp'ı ikili görebiliriz sanırım. Bu hafta teker teker her futbolcuyu yazmayacağım, çünkü tekrar gibi olacak. Sadece öne çıkan bir iki ismi yazmak yeterli olur sanırım. Sabri için bu satırları yazmak bir hayaldi sanki, ama hakkını vermek gerekir, dün 70 75 dakika çok iyi bir Sabri vardı. 2 kademeye girdi, atağa destek oldu, Keita ile daha uyumluydu ve hakem ile hiç konuşmadı. Bunlar birleşince Sabri tadından yenmedi dün. Keita ise ilk yarıda gene çok iyiydi. Neden çıktı anlamadım, ama sanırım kondisyon engeline takıldı. Malum teknik ekip, her oyuncudan maksimum verim almak için, dengeli kullanıyor onları. Gerçi Keita için Devid'den kötü diyorlar, gülümsüyorum sadece ve bekleyelim görelim diyorum. Ve maçın yıldızı Sarp. Bir iki pas hatası dışında , o kadar güzel oynadı ki, doyamadım izlemeye. Bunu son kez yazıyorum burada, geçen sene Kasım ya da Aralık gibi, Marquinhos'a demiştim Sarp'ı alan takım toparlanır diye, hatta bunu takiben Sarp Fener dedikoduları çıkmıştı. Sarp bu teknik ekiple birlikte oyun tarzını da geliştirmeye başladı. Defansa yardım ediyor, atak oyuncularının arkasını topluyor ve alan bulunca çekinmeden ileri gidiyor. Hepsinden önemlisi, uyum sorunu yaşamıyor. Gerçi daha orta alanda çarpışacağı kimse çıkmadı karşısına, belki daha net yorumlar için Fink ve Ernst ile karşılaşmasını beklemek lazım. Ayrıca takıma baktığımızda 3 1 ile maç rahatladıktan sonra takımın 4. golü araması ,geçen 2 sezonla aramızdaki en büyük fark. Peki hiç mi kötü tarafımız yok. Defansın göbeğini hala göremedik, zor bir maçta etkili forvet hattına karşı ne yaparlar soru işareti. Skorlarımız çok iyi ama bence takım normal olarak hala yüzde 50 yüzde 55 ile oynuyor ki sezon başı için normal olan bu. Pas trafiği gelişiyor ama ideal seviye için daha yol var. Ama bu eksikliklere rağmen işin en güzel tarafı bunlar antreman ve zaman ile aşılabilecek eksikler.

Kayseri ile ilgili bir paragraf yazmak gerek kısa da olsa. Sezon başında takımları yazarken, Kayseri bu sene tam bir Tolunay Kafkas takımı olacak demiştik, öyle de olmuş. Nasıl ki Tolunay futbolcuyken, hem sert hem de çok itiraz eden bir oyuncuydu , takımı da ona benzemiş. Sağ bekteki Mehmet neden sağ bekte mahkum anlamak zor. Aydın'a bir paragraf açmak lazım. Bence Süper Lig'in en yetenekli 5 yerli stoperinden birisi. Ne zaman bir büyük takım transfer eder bilmiyorum ama mesela seneye Emre Aşık'ın yerine güzel bir alternatif olur. Bu arada Kayseri 3 maç daha 3 puan alamazsa Tolunay Kafkas ile yollar ayrılır bence. Sevgiler Saygılar

Maradona

4 yorum:

  1. abi sank tek kötü yanı ikinciyarının başında elano'nun gole kadar bir hareket olmadı sanki. Hani bEŞİKTAŞ acaba o ara gol bulsa Galatasaray hemen cevap verir mi bilemedim .Gerçi Beşiktaşla Kayseri arası bir fark da göremedim. Deivid ve Keita mı? Keita su an ancak Kazım ile karşılaştırılabilir.

    YanıtlaSil
  2. Deivid'in hayatında oynayacaığı en kaliteli takım Fenerbahçe'dir. Keita ise Fenerbahçe ile karşılaştıramayacağın Lyon'un 2007'de 18.5 milyon avro ödediği adamdır, fanatikleşmenin lüzumu yok:)

    YanıtlaSil
  3. niye karsılastıramayalım ki? kazım su an ne oynuyorsa o da onu oynuyor. direk kariyer karşılaştırmadım ki performans karşılaştırıyorum.

    YanıtlaSil
  4. yorumda deivid i övmedim yani. blogda deividi hep yerin dibine sokmuşumdur. ancak karşılastırırsak su an performansları da kanatları da aynı olan kazımla karsılastırabılırsin dedım. hemen fanatik bir pencereden algılamanın manası yok :)

    YanıtlaSil