13 Haziran 2010 Pazar

Dünya Kupası 2. Gün

Dün gece geç saatte uykuya dalmaya çalışırken, tek hayalim 3 maçı birden izleyebileceğim boşlukta bir Cumartesi günü yaşamaktı. Ama sabah gelen bir telefonla işler sarpa sardı. Aceleyle evden çıkıldı ve eve geri dönüş 19.30 sularını buldu. Konu aile içi sağlık sorunu olmasa, mümkün değil evden çıkılmazdı ama kısmet işte. Geriye beni teselli etmeye sadece İngiltere – ABD maçı kaldı. Ayaklarımı uzatıp, hem maçı izledim, hem de Twitter'dan gevezelik rekoru kırdım. Maç çok süper olmasa da iki günün en iyisiydi sanırım. Gerçi 5 maçın 3 tanesini izledim. Turnuvada tuttuğum takımlardan bir tanesi İngiltere, diğer zaten Arjantin. O yüzden daha da dikkatle izledim maçı.

2 gün önce bir arkadaşımı Gerrad ve Lampard birlikte olmaz dedim, yanlarına bir 3. lazım dediğimde gülmüştü bana. Zaten kafası kıt bir eleman bence. Arkadaşımda değil ayrıca, öyle diyalog içinde olmak zorunda olduğum birisi. Neyse işte , İngiltere benim beklentilerimin altında kaldı. Gol dışında 3 tane pozisyon var akılda kalan. Lennon, Heskey ve belki Rooney'in zamanlamayı ayarlayamadığı kafa vuruşu. Onun dışındakiler uzaktan atılan şutlar. Bu tutukluğun tek sebebi ise orta sahanın verimsizliği oldu bence. Kanatları kullanamadı İngiltere düzgün bir şekilde. Rooney'e alışık olduğu paslar atılamadı. Eleştirilerin ortasında ise genelde 2 isim vardı. Birisi Green, diğer Heskey.

Bu maçta 1 puan alınmasının bütün suçunu Green'e yüklersek, ayıp ederiz bence. Yediği gol fiyasko ama güzelim İngiltere 1-1'den sonra oyunu kendi tarafına çevirecek hiçbir şey yapamadı. Heskey ise bence hiç iyi bir golcü değil, ama iyi bir takım oyuncusu. İlk golde verdiği pasta bunun göstergesi. Biraz da Capello'ya sallıyım diyorum ama boyumu aşar sanırım. Capello özelinde değinmek istediğim ise şu. Ertuğtul Sağlam, Beşiktaş – Bursaspor 3-2'lik maçta ileriye uzun boylu defans atınca ve bunun sonucunda maçı kazanınca, sosyal medyada sallayanlar olmuştu kendisine. Capello başkan ise Crouch'u oyuna sokarak aynı eleştirileri hakketti, ama kimseden ses yok. Sevgili Capello , Joe Cole'u bir maç daha oynatmazsan, selamı sabahı keserim seninle.

Amerika'yı ise hafife alıp, Sergen olmamak lazım. Değişik bir oyunları yok, futbolun doğrularını en basit şekilde yerine getirmeyi başarıyorlar. Rakibi bozuyorlar, ileride basıyorlar, kısa pasları tercih ediyorlar. Kadro bireysel yetenek açısından biraz daha zengin olsa, çeyrek finale kalırlardı bence. Defans iyi, kaleci iyi, orta sahada birkaç yetenekli ayak, işin rengini değiştirirdi.

Neyse bakalım, yarında sanırım maçların 2 tanesini kaçıracağım. Almanya Avustralya maçına yetişirim sanırım ve umarım. Kewell'ı ve Neill'ı özledim. Bakalım belki Oz Büyücüsü birkaç numarasını da Dünya Kupası'na saklamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder