20 Ekim 2009 Salı

9 Haftanın Ardından Süper Lig'e Genel Bakış (1)

Sevgili okurlar , takipçiler kusura bakmayın, normalde pazartesi yazmam gerekirdi bu yazıyı. Ama garip bir grip oldum. Aslında 3 haftadır hasta gibiyim, sabahları uyandığımda boğazım ağırıyordu, öğlenleri geçiyordu. Ama 2 gündür geçmiyor. Sabah ağrıyor, öğlen daha şiddetli ağrıyor. Ve hiç vakit yok oyalanmaya, okul bir yanda , iş bir yanda. Neyse yavaş yavaş maçlara geçelim. Sırf bu hafta değil , biraz da geçtiğimiz 9 haftaya bir bakış olacak bu.

Sezonun ilk 3 4 haftası , takımlar arasında bir uçurum vardı. Bu sadece puan farkındaki uçurum değil, saha içindeki uçurumdu. Çok korkuyordum açıkcası ben, Bursaspor'un, Eskişehir'in , Gençlerbirliği'nin ve diğerlerinin bu sene bölük pörçük bir lig geçirmelerinden. Önce bu takımlar oyun kalitelerini yükseltti, şimdi yavaş yavaş puan farkı da kapanıyor ve kapanacak. Ligin ilk haftaları keyif veren takım sayısı 3ü zor bulurken, şimdi bu sayının 6 7 olduğunu görüyoruz. Puan durumuna göre gidelim diyorum.

Fenerbahçe

Fenerbahçe aslında Marquinhos'un ilgi alanı. Fakat ben de bir futbol sever olarak yakından takip ediyorum. Daha önce de dile getirmiştim, eğer amaç kısa süreli başarı ise Daum bu hedef için en uygun 2 3 hocadan birisi. Sezon başı Alex'in geç gelişine göz yumması olsun, Guiza krizini çok iyi yönetmesi olsun bunun net iki göstergesi. Ayrıca, hiç kendisini güzel futbol ile sınırlandırmayıp, aldığı 3 puana bakan bir hoca. İlk 8 haftayı kayıpsız kapattı. Ne taktiğini değiştirdi, ne de sakatlıklar ve kartlar dışında oyuncuları. Bu oyuncuları bu kadar sık oynatması bana çok mantıklı gelmiyor açıkcası. Fenerbahçe'nin kadrosu geçen senekine göre çok daha alternatifli ve geniş fakat Daum mecbur kalmadıkça yedek oyunculara selam bile vermiyor. Ayrıca bence Özer gibi bir yetenek için de olabilecek en kötü hoca. Ya şimdi burada amacımın dışına çıkan bir açıklama yapmak istemiyorum, ama ben Türk pasaportuna sahip genç bir futbolcu olsam, Daum'un çalıştırdığı bir takıma mümkün değil gitmem. Daum'un Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye şampiyonluk sayıları dışında ve sol bek Ümit Özat dışında kattığı ne var, bunu da bir düşünmek lazım sanırım. Daum Alex'den, Lugano'dan, Emre'den , yani kısacası zaten bir yere gelmiş olan oyunculardan en üst düzeyde verim alır , ama tutup da bir Özer'i Alex'in ayağı kopmadıkça oynatmaz bence.

Galatasaray

Yeni bir düzen kurmaya çalışıyor bu sene. Ben açık söylüyorum, şu anda aldığımız 22 puan bence fazla .Yani 16 puan falan da almış olsak ben gene de takımdan memnunum. Yeni ve uzun yola çıkmış her takımın başına gelebilecek sorunları yaşıyoruz. Bir de şöyle bir şeyi unutanlara söylemek istiyorum. Eric Gerets ile 4 1 5 oynuyorduk, Kalli zamanı takımı futbolcular kuruyordu, Skibbe'yi ise kimse sallamıyordu. Şimdi futbolcu kulübeye dönüp bakınca Rijkaard ve Neeskens'i görüyor. Bunun için bile ben 2 sene daha şampiyon olamamaya razıyım.

Bursaspor

Bursaspor Tv sayesinde 3 4 hazırılık maçını izlemiştim Bursaspor'un. Yıllardır da hep göz ucu ile bakarım. O garip camianın olaylara bakışını anlamaya çalışırım. Bursa'ya yıllar sonra ilk kez huzur geldi sanırım. Tamam taraftarlar hala haklı olarak şehrin takıma destek olmadığını düşünüyorlar. Ama ben bu hafta öyle bir top oynayan Bursaspor gördüm ki, çok mutlu oldum. Eh sezonu aynı hoca ve güçlenmiş bir kadro ile açmanın avantajını yaşıyorlar. Bu haftaki İBB maçı çok önemli. Onu da alırlar ise hem bir seri yakalamış olacaklar, hem de kendi seyircisini sevindirmiş olacaklar.

Kayserispor

Lige hiç iyi girmedi Kayserispor. İlk 3 maçta sadece 1 puan alabildiler. Ama sonra adım adım toparlandılar. Gökhan gitti gideli ilk kez bir forvetleri var. Adı gibi kendisi de Arıza bir adam. Hala orta sahaları üretken değil çok. Ama her şeyin bir anda olmasını beklememek lazım. Ayrıca o güzelim stadı 3 büyüklerin maçları dışında boş bırakan Kayserispor taraftarına (eğer varsa öyle bir taraftar) seslenmek istiyorum. Daha ne istiyorsunuz acaba?

Gençlerbirliği

Ligimizin şu anda sistemi en oturmuş 2 takımından birisi. Doll çok büyük bir iş yapıyor. İlhan Cavcav'ı insan olarak hiç sevmem. Futbola bence son 2 3 senedir ciddi zararları vardı. Mesela bu Melih Gökçek'e ensest ilişki konusunda cesaret verenlerin başında geliyor kendisi. Hatta bu sezon başında , bir anda 10 kadar oyuncu aldı Hacettepe'den. Ama bu sefer en azından doğru hocayı getirdi. Hatta kendi açıklamalarına göre ilk kez oyuncu alırken komisyon verdi. Neyse bu kadar yanlışına rağmen, çok güzel top oynayan, mücadele eden güzel bir takım kurdu.

Eskişehirspor

Tarafsız olamadığım bir diğer Anadolu takımı. Geçen seninin 2. yarısından beri inanılmaz bir pozitif görüntü var oyunlarında. Geçen sezonun ilk yarısında , gerek lige yeni çıkmanın verdiği zorluktan olsun, gerekse bir takım yanlış oyuncu tercihlerinden dolayı, saha içinde çok iyi işler yapamıyorlardı. Bu sene ama kazansalar da kaybetseler de saha içinde mücadele eden, ve güzel futbol oynamaya çalışan bir ekipler. Ayrıca Rıza Hoca'yı tebrik ediyorum, çünkü aslında orta saha seçenekleri çok yok, ama Burak ve Mehmet Yılmaz'ı çok verimli kullanıyor.

Beşiktaş
3 ayda neler değişti? Takıma yapılan 12 transfer var sanırım, bunlardan 1 buçuk tanesinden verim alabiliyorlar şu anda. Beşiktaş'ın önünde çok kritik 2 maç var. Bu iki maçta da işi çok zor. Ama en azından birisini mutlaka kazanmalı. Ya Şampiyonlar Ligi'nde ya da ligimizde maç kazanmalı ki son aldığı 2 galibiyet anlamlı olsun. Mustafa Denizli ise ilk 6 haftada olduğu kadar çok oynamıyor takım ile.

İstanbul BŞB

Bence Abdullah Hoca, bu takımın çok çok üzerinde bir teknik direktör. Bu yüzden zaman zaman futbolcularına kendi hedeflerini anlatmakta ya da uygulatmakta sıkıntı yaşıyor. Gene geçen seneki gibi bir başlangıç yaptılar. Ama hala istikrarsızlar. 9 maçta 15 puan, Avrupa Kupalarına gitmek isteyen bir takım için çok az. En azından 18 yapmış olmaları lazımdı. En büyük çekincem ise 2 üst üste mağlubiyet sonucu takımın gene lige havlu atıp, sezonu serseri mayın tadında geçirmeleri.

Trabzonspor

Bir takım ve camia hem bu kadar başarıyı isteyip, hem de bu kadar istikrarsız nasıl olabilir? Trabzonspor son haftaya Şampiyonluk iddiası ile girmeyeli kaç sezon oldu acaba? Bir karar versinler artık. Bir sezon mu şampiyon olmak istiyorlar, yoksa önümüzdeki 10 içinde en azından 5 6 sezonun son haftasında kıyasıya bir yarışın içinde olmak mı? Gittikleri yol, yol değil. Gene söylüyorum sabah Morinho gelse takımın başına 8 hafta sonra kovarlar. Şehrin en merkezi yerine kocaman bir tabela diksinler üzerinde "İstikrar başarıyı beraberinde getirir" diye.


İlk dokuz takım benim gözümden böyle görünüyor. Hastalık yüzünden diğer 8 takımı yarın yazacağım, kusuruma bakmayın. Sevgiler Saygılar

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder