19 Ekim 2009 Pazartesi

Galatasaray - Trabzonspor Maçı Üzerine Bir Kaç Cümle

Gerçekten de anlamak mümkün değil. İlk yarıda 2 sıfır iken koparamadığımız maç, önce 2 1 oldu. Sonra 2 2 oldu. Düşünmeye başladım ister istemez, gene neler sallayacaklar bize diye. Ben bunları düşünürken, Keita takım oyuncusu olmayı hatırlayıp çok güzel bir orta kesti arka direğe, Baros indirdi ve Arda golü attı. Hemen ardından bir gol daha geldi. Tam artık keyifle maçı izliyordum ki, yenilen gol ile gergin dakikalar yaşamaya başladım. Sonuç 4 3 . Evet ben de bol gollü bir karşılaşma bekliyordum. İddaacı tabiriyle 4-6 toplam gol olur gibi geliyordu, ama 7 gol oldu. Zaten bu iki takımım dünkü kadrolarla defalarca maç yapsa toplam 4 golden aşağısı mümkün değil olmaz.

Biraz Trabzonspor'a değinmek istiyorum. Ersun Yanal'ın Trabzonspor'u sol açıkta Gabriç olmamasına rağmen bu takımdan 2 gömlek daha iyiydi. Defansın göbeğinin Giray ve Egemen ikilisine teslim edilemeyeceği gün gibi aşikarken, bugün yenilen 4. gol bunu istapladı bir kez daha. Ayrıca inatla maç boyu tek forvet kalmak nedendir anlamadım. Zaten Servet hem Umut'u hem de Gökhan Zan'ı tuttu maç boyu. Şu Colman bizde olsun çok isterim. Bir de gönül yaram Ferhat Öztorun tabi. Ayrıca bunu daha önce de belirtmiştim blogda, ben genel kanının aksine Silva'nın Tolga'dan çok çok iyi kaleci olduğunu düşünmüyorum. Trabzonspor'un kalecisi sezonda en azından 9 puan almalı tek başına. Trabzonspor teknik istikrarsızlığını sürdürdüğü sürece 2 maç güzel 2 maç kötü devam ederler yollarına. Gelelim Galatasaray'a.

Medya vurdukça vurdu. Frank Rijkaard Milan'a , Kewell Adaya, Baros sezon sonu gönderildi, Arda Barcelona'ya çok yakın ve zaten Elona kaçacak yer arıyor, hergün kulakları çekiliyor çünkü. Medyanın yarattığı baskıyı Fenerbahçe'nin kaybettiği 3 puan biraz hafifletti bu yükü.

Herkes Frank Rijkaard'ın sistemini beğenmiyor. Ama adına Total Futbol denilen şeyi öğrenmek çok kolay değil. Eğer bu takım azmedip bu sistemi öğrenirse önümüzdeki senelerde sürdürülebilir başarı ve istikrar gelir. Ama doğru konuşmak gerekirse takım olarak ve bireysel anlamda çok eksiklerimiz var.

1 Takım müfadamız çok kötü. Ayhan ve Mustafa çıkarken çok top kaptırıyor, Servet ve Gökhan ikilisi ise çok kötü. Daha doğrusu Gökhan tek başına o kadar kötü ki, Servet'e de yetiyor, Ayhan'a da. Ama bu sorunu çözemeyiz şu anda. Transfer dönemine kadar mevcut kadromuz bu.

2 Futbolcular gereğinden fazla topu ayaklarında tutuyorlar. Ben Melih Şabanoğlu'nu yaklaşık 1 buçuk senedir çok yakından takip ediyorum. Benim için Galatasaray yorumcuları içinde kendisi açık ara 1 numaradır. Ondan sonraki 2 numaram ise PC LİON FC'dir. İkisini de hayatım boyunca hiç görmedim, tanışmadım. Neyse işte Melih Abi'nin sıklıkla üzerinde durduğu bir konu var. Takımın pas hızı diye. Gene o Çarşamba günü radyoda değinir buna ve gerçek rakamları öğreniriz ,ama onun söylediğine göre bir ara 2.9 saniyeye kadar düşen pas hızımız heme 3 bucuk saniyelere yaklaştı sanırım. Bunu oyunu izlerken gözlemleyebiliyoruz. Frank Rijkaard'ın artık ağırlığını hissettirmesi lazım sanırım. Keita'yı ve Arda'yı lüzumsuz çalımlar konusunda uyarmalı. Sarp ve Ayhan'a daha hızlı oynamayı ezberletmeli.


3 Geriden oyun kuramıyoruz. Bu stoperler ile de bu mümkün değil zaten. Ya devre arasında bir Popescu alınmalı takıma, ya da Servet ve Gökhan'a bireysel antremanlar yaptırılmalı.Hatta bence Gökhan Zan bir sucuk fabrikasına hediye edilmeli


Frank Rijkaard'ın Barcelona ile ilk sezonunda ne kadar kötü günler yaşadığını hepimiz biliyoruz artık. Bence takım olarak buraya kadar iyi idare ettik. Takım savunmasını geliştirirsek, ki bakın Galatasaray 4 sezondur neredeyse takım savunması yapmıyor, daha rahat maçlar izleyebiliriz. Geride kalan bütün maçlara baktığım zaman , yediğimizden fazla atmamız gerek. Biz gol atarak kazanan bir takımız şu anda, gol yemeyerek değil. Şimdi iki ciddi sınav var önümüzde. İçerideki Dinamo maçından umudum var ve fakat Kadıköy'ü merakla bekliyorum. O kadar travmatik maçlar yaşadık ki , skor ne olsa şaşırmam. Sevgiler Saygılar.

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder