2 Ekim 2009 Cuma

Galatasaray - Strum Graz


Futbol basit bir oyundur, zor olan basit oynamaktır.


Bu temel Total Futbol cümlesini çok sık yazar oldum sanırım. Kendime bu yazıdan sonra daha yaratıcı şeyler üretme konusunda bir kısıtlama getiriyorum. Ama bu durum yaptığım alıntının bu maç için uygunluğunu ortadan kaldırmıyor.

Aslında ortada bir felaket tablosu yok. Ben bu takımın raya girmesinin Kasım başı gibi olacağını düşünüyordum. Onlar birbirinden iyi sonuçlar alarak daha bizi alıştırdılar. Direkten dönen toplar girmiş olsa bu maç da bundan önceki maçlar gibi peşinden güzel şeyler söylencek, aralarda eksiklere dikkat çekilecek bir maç olabilirdi. Üst üste iki beraberlik aldık ve daha sezonun ilk 7 haftasının oynandığını düşünürsek, toplamda yapılan maçlar içinde 2 beraberlik ve geri kalan bütün maçların kazanılmış olması güzel bir durum. Fakat Ankaraspor maçı ile başlayan, Beşiktaş maçı ile gelişen Kasımpaşa maçı ile büyüyen ve dünkü maçla birlikte ayyuka çıktı ki, hala sisteme uyma ve sisteme uygun oynama konusunda problem yaşıyor Galatasaraylı oyuncular. Küçük bir maç özeti yaptıktan sonra teker teker inceleyelim bizim oyuncuları.

Öncelikle Graz'ı tebrik etmek lazım. Haddini bilerek, bizi tartarak güzel bir oyun sergilediler. Maç onların istediği gibi başladı. Elano ilk yarıda yakaladığı şansı kötü kullanınca da iyice rahatladılar. Kademeli olarak daha ileri dönük oynamaya başladılar. Neticesinde olabilecek en kötü dakikada golü yedik. İkinci yarıda zaman zaman kötü oynadık, top ayağımıza dolaştı ama elimizden geldiğince saldırıp bir gol bulduk. İkinci golü atabileceğimiz fırsatları yakaladık ama olmadı. Bizim ileride olduğumuz dakikalarda , ya çıkarken kaptırdığımız toplarda Graz hızlı ataklarla kalemize geldiler. Biraz yetenekli forvetleri olsa, mesela Murat Hacıoğlu, çok rahat 2. golü bulurlardı. Ama olmadı ve iki maç sonucunda 4 puanla lideriz ve eğer olaya günlük bakarsak hep de sıkıntılı bir durum değil. Gelelim bizim Aslanlara.

Franco: Her zamanki gibiydi. Kalesinde güven veren bir kaleci. Refleksleri çabuk ve bu sayade doğabilecek tatsız süprizleri engelliyor. Büyük ihtimalle Frank Rijkaard ondan topu oyuna hızlı ve kısa sokmasını istiyor. Fakat ve fakat ondan benim bir ricam olucak. Ne olur ilk topu Servet'e verme.

Sabri ve Hakan Balta: İki bekimiz de dün etkisizdi ve arkalarına çok sık adam kaçırdılar. Hakan zaten sol tarafı tek başıma savunmak durumunda kalıyor. Sabri ise biraz daha şanslı. Ara ara Keita ileride baskı yapıyor, ya da Sabri ileri çıktığında bazen Sabri'nin arkasında kalarak savunma önlemi alıyor. Gene de ikisi de etkisizdi.

Emre Aşık: Bir iki ufak pozisyon dışında gene hatasız oynadı. Galatasaray için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi bize. Fakat sitmenin ihtiyacı olan topu oyuna geriden sokabilecek kapasitede bir oyuncu değil.

Servet: Bu Servet'i biz taraftar mı yarattı, yoksa medya mı bilmiyorum. Sezon başı Lig Tv'de 2'ye bir programında da kendisini Avrupa'nın ileri gelen defansları ile karşılaştırmıştı. Rica ediyorum herkesten, lütfen Servet ileri ilerlerken alkışlamayalım, desteklemeyelim. Taş yerinde ağırdır, Servet de kendi yarı sahasında güzel. Bu kadar yeteneksiz bir adamın çalıma girmesi benim kalpten gitmeme sebep olacak.

Mehmet Topal: Bunu bir gün yazacağım aklıma gelmezdi ( gerçi son bir senedir düşüşte) ama dün sahanın en kötü oyuncusuydu. Bu şekilde formayı kaptırır. Kulübenin değişmezi olur, yazık olur.

Ayhan: Takımın eksiği Ayhan diyorduk. Değiştiriyorum, takımın eksiği Ayhan Sarp ikilisi. Gene de sakatlıktan sonraki ilk maç için güzel bir performanstı.

Elano: Dün Elano'yu ben çok beğendim. Bir kere takıma çok yük olan tarz bir oyuncu değil. Geri geliyor, çok sağlam olmasa da press yapıyor, istediği zaman dirençli olup rakibin ayağından topu alıyor. Geriden attığı ara pasları ile canlar yakıyor. Takım ona o takıma biraz daha alışmalı.

Keita: Şu takımın en güvenilir, ama en maceraperest hücum silahı. Keita ilk transfer olduğunda Ali Ece " Keita bireysel oynamayı sever. Başarılı olduğunda taraftarı çoşturur, başarısız olduğunda kabak tadı verir" mealinde bir yorum yapmıştı. Keita çok başarılı, dikine gidişleri kusursuza yakın, fakat hem kendi enerjisini iyi kullanmak adına, hem de daha istikrarlı olmak adına bence biraz daha takım oyunu oynamalı.

Arda: Kaptan zihinsel olarak yorgun. Bence bu çok doğal, yüksek bir performans ile başladı. Fakat her maç bu kadar asist yapan bir oyuncuya niçin duran top kullandırılmaz bunu da anlamak mümkün değil. Kaptan belki 1 maç dinlendirilmeli.

Baros: Dün gene çok çalıştı, güzel bir gol attı. Golde adamın kayma ihtimalini hesaba katıp yukarı vurması çok güzeldi bence. Fakat topu Arda'ya atması gerektiği zaman kendisinin gitmesi bence yanlıştı.

Kewell, Sarp ve Nonda: Nonda son 5 dakikada oyuna girdiğinden söylenebilecek pek bir şey yok. Kewell son 2 3 maçtır kayıp biraz. Solda Hakan'ın biraz daha ileri çıkması lazım sanki. Sarp ise kötü oynayan Topal'ın yerine girdi. Bence uzun vadede Topal'ı keser.

Frank Rijkaard: Frank Rijkaard, günü kurtarayım zihniyetinde değil ve iyi ki değil. Yıllardır yama yapan hocaların aksine, kendisi uzun uzun bir bina inşaa etme derdinde. Sisteminden vazgeçmiyor. Oyuncu tercihleri konusunda ona bir şey söylemek beni aşar. Ve fakat sanki bazı oyunculara yapmaması gerekenleri söylemeli. Servet'e çalım atma demeli, Topal'a antremandan sonra pas ve şut çalış demeli, Keita'a Sabri ile daha fazla ikili oyna demeli. Sakın yanlış anlaşılmasın , Frank Rijkaard şunları yapsın demek değil niyetim, sadece biraz fikir jimnastiği. Son 2 3 maçtır oyunda bir düşüş var. Fakat hepimiz zaten bu işlerin ligin ilk yarısı boyunca olcağını biliyorduk. İşler biraz iyi gidince hepimiz havaya girdik. Ama gene sabır , gene destek şart.

Sevgiler Saygılar

Maradona

5 yorum:

  1. Abi ben ilk yarının son 10 ve ikinci yarının tamamını izleme şansım oldu da bence o kadar kötü oynamadı oynamadı yani Galatasaray...

    Gerçi rakip kesinlikle Galatasaray' ın kalitesini yakınından bile geçmiyor kadro olarak ama futbol bu yani...

    Baros' un o kaçırdığı gol yakın zamanda saha içi komik görüntüler arasına girer bence...

    Ayrıca Strum Graz Türkiye' de ilk 5' e kesin oynar bence...öncelikle çok dengeli bir takım kurmuş adamlar...Beşiktaş' tan yaka paça kovulan Gordon bile sırıtmadı bana göre...

    Sezon başında da dedim yine diyorum Galatasaray' ın en büyük eksiği uzun boylu santrafor...Yedekliği dert etmeyecek tecrübeli bir adam bulunabilse iyi olur devre arasında...Yerli yabancı farketmez ne de olsa kontenjan var herhalde...

    YanıtlaSil
  2. Baros Nonda

    Kewel Arda Elano Keita -> yedekleri Aydin

    M.Sarp

    Balta Sabri
    Servet

    Leofranco


    onumuzdeki her mac icin soyluyorum: ben olsam boyle oynardim

    YanıtlaSil
  3. 3 lü müdafa olur mu ? olursa güzel olur mu ben pek bilemedim?

    YanıtlaSil
  4. abi 3' lü müdafa olur da böyle olmaz...
    orta 5' li de böyle olmaz...

    3' lü savunma oynayacaksan zaten 3' lünün kanatları stoper ve bek özellikli adamlar olacak...hadi hakan balta neyse de sabri olmaz...

    5'li orta sahanın kanatları da önce savunma yapacak...Yani bek özellikli adamlar ama kulvarı boyda boya kullanacaklar...
    bu da çok zor bilindiği üzere...
    bu adamların son örnekleri cafu-carlos...
    yani 3' lü savunma hayal olur bu saatten sonra...

    YanıtlaSil