1 Mayıs 2009 Cuma

Hacettepe-Galatasaray


HACETTEPE: Ercüment, Orhan, Tolga, Kulisic, Murat Kalkan, Zoko, Adnan, Kadir, Serkan Atak (Dk. 75 Selçuk), Ümit Tütünci (Dk. 73 İbrahim), Patiyo(Dk. 88 Olgay)

GALATASARAY: Sanctis, Sabri (Dk. 76 Ümit Karan), Emre Aşık (Dk. 67 Hasan Şaş), Semih, Hakan, Barış, M. Topal, Kewell, Lincoln, Yaser (Dk. 57 Volkan Yaman), Baros

Haftanın ilk maçında ligin iki iddasız takımı karşı karşıya geldi. Birisi düşmeyi garantilemiş , bir diğeri ise çok büyük süprizler olmadıkça Uefa'yı garantilemiş bir takım. Galatasaray yaşanılan sakatlıklardan sonra, haftalardır alıştığımız ilk 11 ile sahaya çıkmıştı. Bu hafta farklı olarak 11. adam olarak Yaser sahadaydı. Tek hayal kırıklığımı bu 11de yaşadım. Açıkcası ben Sabri'nin 11'e girmesini beklemiyordum ya da şöyle demek daha doğru olacak istemiyordum. Galatasaray için bu maçta alınacak olan 3 puandan daha önemli bir şey varsa o da yıllardır sahip olduğu değerler ve o formanın kutsallığı olmalıydı bence. Formayı " Emre'nin gırtlağını sıkmaktan başka ne yaptım" açıklamasını yapan bir şaşırmış insanın giymesi bir Galatasaray taraftarı olarak beni çok üzdü. Umarım bu yanlış geçici olarak yapılan bir yanlıştır ve en geç sezon sonu Sabri bu kulüpten gidecek yada göderilecektir. Hacettepe'de ise bir sonraki senenin hazırlıkları şimdiden başlamış olacak ki maça sırf biraz tecrübe kazansın diye 3. kalecileri Ercüment ile başladılar. İsterseniz yavaştan yaşanan 90 dakikaya geçelim.

İlk Yarı

Maçın ilk yarısında gol olmamasının en büyük sebebi iki takımın da özellikle 30 ila 45 arasında gol kaçırma yarışına girmiş olmasıydı. Milan Baros ve Yaser ikilisi özellikle Baros ilk yarıda 3 net pozisyondan faydalanamadı. Bu arada maçın 39. dakikasında De Sanctis topu elinden kaçırarak allahtan kiralık geldi dedirtti bu sezon belki de 20. kere. Maçın ilk 10 dakikasında iki takım da biraz durgundu. Hacettepede Kadir, Orhan, Kaleci Ercüment ve Ümit göze batan isimler arasında. Galatasaray'da ise ilginç bir şekilde Lincoln diğer maçlara göre daha etkili. Sanırım bu maçın onun için ayrı bir önemi var. (çıldırmadım sadece özellikle sezonun ikinci yarısında ve Bülent Hoca devriyle birlikte hiç oynamadı). Kewell ise özellikle ilk 20 dakika çok durgundu, ama sonrasında açılarak iki üç güzel pas attı.

İkinci Yarı

İki takım da maça aynı 11lerle başladı. Maç ilk yarıda kaldığı gibi başladı. İki takım da topu rahatlıkla ileri çıkartabiliyor ve rahatlıkla oyun kurabiliyordu. Dizilişler ve oyun mantıkları oyun bozmaktan ziyade futbol oynamak yönündeydi. Maçın 56. dakikasında Bülent Hoca Yaser'i oyundan alıp Volkan'ı oyuna aldı. Bu değişiklikle birlikte Volkan sol bek,sol bek Hakan Balta ortasahaya, yorgun Kewell ise forvete yakın oynamaya başladı. Sol beke geçen Volkan Yaman ayağının tozuyla Patiyo'yu kaçırınca Zoko'nun ortasında golu buldu Patiyo 56. dakikada. Yenen golden sonra 64. dakikada Kewell öyle bir gol kaçırdı ki ilk yarıdakilerle birlikte bence kaçan 5. net gol pozisyonu oldu Galatasaray adına. 67. dakikada son haftaların alışılmış, benim ise bir ömür geçse alışamayacağım bir değişiklik gerçekleşti ve Emre Aşık yerini Hasan Şaş'a bıraktı. Emre Aşık sanırım biraz da Patiyo'dan yediği tekmeden sonra kendi çıkmak istedi, ama giren oyuncu Hasan Şaş olmamalı. Bu arada Emre'nin çıkmasıyla Hakan bu sefer de ikinci mevkisi stopere döndü ama zaman zaman risk alarak ileriye çıkışlarını sürdürdü. Son 15 dakikaya girmeden önce Ergün Penbe önce forvetteki Ümit'i alıp yerine İbrahim Şahini bu değişiklikten 2 dakika sonra da Serkan'ın yerine Selçuk Şahin'i aldı. Bu değişikliklerle hem oyuna iki dinamik oyuncu soktu hem de skoru korumayı amaçladı Ergün Penbe. Hiç bir amacı olmayan Hacettepe bu kadar doğru işi ısrarla yaparken Galatasaray hem saha içinde hem de kulübede yanlışlar yapmaya devam ediyor. 76. dakikada sezonun bitik forveti Ümit Karan oyuna girerken, sonunda o formayı hak etmeyen Sabri oyundan çıktı. Defans üçlüye düştü gibi saçma bir yorum yapacağım ama ortasaha ve forvetin dizilişindeki disiplinsizlikten ise bahsetmek bile istemiyorum. 80. dakikayla birlikte Baros, Kewell ve Lincoln oyunda yok gibiler. Gerçi oyuna yeni giren Hasan Şaş bir şeyler yapmaya çalışsa da, malesef bunu becerememekte. Hacettepe ceza alanının civarında gereğinden fazla fual yapmaya başladı, ama Galatasaray da bunları tehlikeli kullanabilen bir oyuncu olmadığı için sanırım bukadar rahat olabiliyorlar. Kimse ne olur 83. dakikadaki Lincol'un vuruşunu görmedin mi demesin. Hagi ,Hoojidonk ,Sergen ve Alex'in frikiklerini gören bir futbol sever olarak bu vuruş hiç kesmedi beni. 88. dakikada Hasan Şaş öyle bir topu kontrol edemedi ki bunu eğer Bülent Hoca görürse belki haftaya oynatmaz Hasan'ı doğruyu bulup. 89. dakikada Kadir golü bulsa 2 0 olması işten bile değildi. Galatasaray'ın takım olarak yüklendiği bir dakikada Hasan Şaş'ın top kaybı sonucunda gelişen kontra atak sonucunda az önce gelemeyen 2. gol İbrahim'in kafasından geliyor. De Sanctis'e kızasım geliyor ama Hasan Şaş varken ona sıra hemen gelemiyor. 90 artı 3. dakikada Ümit Karan ilk kez bir şut çekiyor ama ilk şutu olduğundan çok etkisiz. Maç bitiyor,çile bitiyor,işkence bitiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder