21 Ağustos 2009 Cuma

Galatasaray-Talinn


Stajer blogçu olmak yüzünden yazıyı yazmak bu saate kısmet oldu, özür dilerim. Dün gece 9 tl ye kıyarak internetten maçı satın aldım ve canlı yayınla izledim. Aslında gene kaçak izleyecektim am takılmalar Galatasaray maçlarında can sıkıyor. O yüzden kuruldum bilgisayarın karşısına bir tane de "word" dosyası açtım, maçı izlerken notlar almak için ki genelde temposu düşük maçlarda ya da Premier Lig maçlarında böyle bir sistem ile yazıyorum yazıları toparlaması daha kolay oluyor diye, ama dün o kadar keyifli bir maç vardı ki, ben de bu keyfe bıraktım kendimi . Rakip Talin zahmet etmiş, gelmiş İstanbul'a kadar , bize çok güzel bir idman maçı daha izlettiler. Biz ise son bir kaç senede bilinçaltımıza işlemiş travmalar yüzünden sürekli temkin, tam tekmin. Sahaya, gene kurulabilEcek en güzel takıma yakın bir 11 ile sahadaydık. Yakın diyorum, çünkü Sabri vardı gene. Ama Rijkaard'ı da anlıyorum, kondisyon konusunda çok dikkatli. Uğur'un maç eksiği de düşünülürse , bir süre daha Sabri'ye tahaMmül edeceğiz. Buna benzer bir tercihi Kewell'ın yedek kalmasında yaşadık. Kewell malum sebeplerden ötürü, idareli kullanılması gereken bir kaynak. (Skibbe geçen sene inatla oynatarak büyük saçmalığa imza attı) Neyse efendim böyle güzel bir İstanbul gününde ,merak vardı bir de. Elano ve Topal oynayabilecekti. Maç başladı, ve Talinn yarı sahayı geçmenin yasak olduğuna inanarak başladı maça. Gerçi bir ara bir kaç atak geliştirdiler, ama gene de maçın Talinn yarısahasında tek kale oynandığı gibi bir genelleme yapsak, sadece bütün genellemeler yanlıştır doğrusuyla çelişiriz heralde. Gene bir klasik olan kişi kişi incelemeye geçelim artı.


Kaleci ve Savunma


Böyle genel bir inceleme olcak çünkü ne Leo Franco ne de müdafa ciddi manada tehlikeyle karşı karşıya kalmadı. Franco maçtan sonra belki de Rıdvan Dilmen tabiri ile "duş almamıştır". Sabri ise klasik Sabri idi, ne kadar kötü olduğunu kanat bindirmesi yapacağına pası Keita'ya verip geri koşmasını ve Keita'nın böyle az atak yediğimiz bir maçta bile 2 3 kez Sabri'nin geri dönmeyi unuttuğu dakikalar da onun yerine müdafa yaptı desek, özetlemiş oluruz. Balta ise bu zayıf rakip karşınında ofansa daha çok dahil oldu. Servet ve Gökhan da rakip forvet ile az mücadele ettiler. Kornerde paylaşım hatası yapmamaları güzel oldu, ama Gökhan gene bir iki sakarlık yaptı. Bir de bu iki oyuncu da oyun kurmaya bundan daha fazla katkı yapamazlar. Ya "Total Futbol" yasasında ufak bir değişiklik olacak ve Galatasaray bu kadar geriden oyun kurmaya çalışmayacak, ya da bir şekilde çözecek Frank Rijkaard bu dertleri.


Mustafa Sarp


Üzerine koyarak devam ediyor Mustafa. Şimdi Topal'ın da iyileşmesiyle değişik bir forma yarışına girecek. Ama şu belli ki Mustafa değişmez bir ilk 18 oyuncusu ve Frank Rijkaard bir 18 oyuncusuna en az 20 kez forma şansı verecek sisteme sahip bir hoca. Dün sadece bir iki pozisyonda gereksiz çalım denedi. Başka maçta yapılsa sorun olabilecek pas hataları yaptı ama rakip çok kötü olduğundan göze batmadı.


Ayhan


Öncelikle Sabri'nin manasız paslarına isyanından dolayı kendisini kutluyorum. Takımdaki yerini aldı. Fazla bir şey söylemeye gerek yok, Ayhan bu takımın en istikrarlı oyuncularından birisi. Teknik ekip sayesinde güzel de bir kondisyon tuttu. Sanırım ve umarım 2 ay sonra oyunu bir ölçek daha hızlancak.


Arda Turan


Onu izlemek büyük lüks. Kısa pas, diagonal pas, arapası, çalım, orta, şut, kafa ve 10 numara. Takım kariyerinde ilk kez bu denli büyük bir teknik adam ile çalışıyor ve bunun etkileri her hafta artarak hissediliyor. Zaman zaman oynuyor, zaman zaman arkadaşlarını oynatıyor. Belki bazıları , zaman zaman gereksiz çalım attığı ya da top sürdüğü için inceden kızıyordur, ama top ayağına yakışıyor. Tek kusuru kaleci ile diolağa girmesiydi belki. Aslında o tekmeyi kim görse , kalkar bir güzel küfür ederdi,o kısmına kızmıyorum, ki o tekmeyi yedikten sonra kalkıp tekpi göstermemek, profesyonellik değil, garipliktir bence, ki buradan ablasına anasına küfür edildiğinde kafa atan Zidane'a saygılar, ama kalecinin o kadar dibine girmesi yanlıştı. Daha mesafeli bir tekpi daha doğru olurdu.


Keita


Dün gece spikerle başlayıp, sabah spor sayfalarında devam eden, "Kara ...." diye başlayan lakaplardan bunaldım valla. Keita kendisine, alemci, isabetsiz şut çekiyor, düşüşte diyenlere ilk net cevabı verdi dün. Attığı ilk gol, futbol zekasını gösterdi. Pozisyonu geriden o kadar akıllı izliyor ki, topun gol olmayacağını anlayınca bir anda pozisyona doğru koşuyor. Serbest vuruştan attığı gol ise bana Prekazi ve Hami karışımı bir porsiyon gibi geldi. Yalnız biraz orta çalışması lazım, ya da daha kontrollü olması lazım. Ya çok koşarak, biraz yorulduğu için isabetsiz ortalar yapıyor, yahut bazen kasmıyor fazla. Ayrıca kanattan sıfıra inip, topu dışarı doğru en boş oyuncuya atma fikri çok güzel, paslar azıcık isabetli olursa Marquinhos o paslara şapka çıkarır bence. Lay lay lay lay lay Abdul Kader Keita.


Aydın Yılmaz


Valla Aydın hakkında fikirlerimi ve ona olan sevgimi biliyorsunuz. Dün gene gayretli idi, ama hala kendisini ispatlama sorunsalı var Aydın'ın kendi içinde. O yüzden zaman zaman ufak bencillikler yapıyor. Bir yandan sorumluluk alıp, şut çekmesi hoşuma gidiyor, ama diğer yandan oyununda bir ürkeklik, bir beni de görün , ben de iyi futbolcu olabilirim tadı var. Bunu aşar umarım, ki Abdullah Avcı'ya haksızlık etmek istemem ama ilk kez o da bu denli kaliteli bir teknik ekiple çalışıyor.


Baros


Attığı penaltıya kadar biraz durgundu, sonra açıldı ve şanssızca daha güzel bir gol atmaktan oldu. Baros biraz geç açılan, ki geçten kastım 3 maç falan daha var, bir oyuncu. Ayrıca tam nokta bir santrafor değil. Benim ona güvenim sonsuz, ki Elano ve Kewell onu besleyecek ara paslarını atmaya daha müsait futbolcular. Ayrıca Nonda ile zıt futbolculuk özelliklerine sahip olması da çeşitlilik açısından güzel. Krala biraz daha zaman lazım.


Kewell


Oyuna sonradan girdi, kanat başladı, sonra taktik gereği forvet oynadı. Geçen seneki stoperlik jokerinden çok daha mantıklı bir durum bu. Ayağı çok düzgün gerçekten. Yedek kalmayı, daha doğrusu rotasyonun bir parçası olmayı kafaya çok takıp karalar da bağlayacak gibi durmuyor. Onu izlemek zevk veriyor.


Topal


Yaralı aslanlarımızdan birisi Topal. Euro 2008'den sonra Skibbe ile çalışma şansızlığını yaşayan ve sakatlık problemleri ile boğuşan bir oyuncumuz. Onun ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu anlatmaya gerek yok. Ama buradan bir öngörüde bulunmak istiyorum. Bu sene daha ofansif bir Topal izleyebiliriz bence. Mesela bir Sarp ve Topal ikilisi ,Topal ofansa daha yakın ki hem böyle bir değişim için yaşı müsait, hem de yetenekleri. Bekleyelim de görelim.


Elano


Tabi dün gecenin en merak edilen ismi. 20 dakika kadar izledik, çok ciddi yorumlar yapmak şuursuzluk olur. Sadece bir iki şey söyleyeceğim. İlk topla buluşması, garipten top kapma şeklinde oldu. Hiç müdafa yapmaz diye sallayanlar biraz dikkat etsinler. Tabi ki , bir Sarp ya da Ayhan kadar yapmaz müdafa ama alıştığımız 10 numaralardan daha fazla yapacağı kesin. Takıma uyum lazım, ligin 7. 8. haftasından önce eleştirmek ya da beğenmek için erken.


Rijkaard


Vallahi okurlar, o kadar mutluyum ki, kulübede Frank Rijkaard ve Neskeens'i görmek , onların takıma ve oyunculara kattıklarını izlemek, ve herşeyin adım adım olması çok güzel. 7 resmi maç oldu sanırım 25 gol çok güzel. Aslında bunlar olması gereken , ama unuttuğumuz güzelliklerdi. Eskiden 2 atar üzerine yatardık, şimdi maç 4 sıfır hala gol atmayı düşünüyoruz. Ama tabi hemen uçmamalı, süper oyunlar oynanıyor dememeliyiz. Antep'i biraz ayrı tutarsak, şu ana kadar maç yaptığımız takımlar ile aramızda dağlar kadar fark var, Antep ile de tepeler kadar fark var. Neyse güzel başladık, kayıp yaşamanın tatsız olacağı bu ilk başlangıçı güzel geçirdik. İki şey söylemek istiyorum genel durumla ilgili. İlki, ben takımın öyle süper form tuttuğunu ve dolayısı ile erken form tutmasının sorun yaratacağını düşünmüyorum. Takım sadece maçlar içinde totalde bir 25 30 dakikalık iyi oyun sergiliyor. Bunun dışında üst düzey form tutma söz konusu değil bence. 2 olarak ise, Galatasaray için asıl maratonun şimdi başladığını, ligin 5. haftasından sonra ise, yani Beşiktaş maçı ile birlikte, zorlu bir maç trafiğinin yaşanacağını görüyorum. Bu hafta başlıyor diyorum, çünkü Kayserispor gibi ,ligin en iyi defans organizasyonunu yapan takıma karşı oynayacağız. Ne sağ bekte Mehmet Yozgatlı, ne de sol bekte Murat Hacıoğlu olacak. O yüzden bu maçta takımı daha zorlu bir sınav bekliyor. Defansımız içinse ilk sınav 5. haftadaki derbi ile olacak. Bakalım neler göreceğiz nasıl skorlar alacağız. Umut şu anda fazlasıyla var. Sevgiler saygılar.

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder