22 Ağustos 2009 Cumartesi

Manchester City -Wolves


Biraz yorgun bir halde laptopu koydum kucağıma. Linkleri sırayla denemeye başladım. Arsenal ,Manchester United ya da Manchester City maçından birisini izleyecektim. Cumartesi günleri artık çok keyifli geçiyor. Bir yanda Premier Lig maçları , diğer tarafta iddia heyecanı. Hele bir de izlediğin maça iddia oynadıysan tadından yenmiyor. Zaten 1 ,bilemedin 2 TL'lik kuponlar yapan amatör ruhlu bir iddiacı olunca, bu keyfi bir çok farklı kupona yayıyor insan. Neyse efendim ,linklere bakıldı, Çince olmayan ve en az takılan link City -Wolves maçının linkiydi. 2 kur İspanyolca kursuna gittim, gerçi 1 kuru unutmuşumdur, ama çat pat bir kulak dolgunluğu var. Bir de sanırım futbolun evrenselliği olacak, spiker ve yorumcunun konuştuklarını iyi kötü anlıyorsun. En azından Çinliler gibi futbolcu isimleri katletmiyorlar. Bir de tabi ligin yeni takımlarından Wolves'ı izlemek de iyi olur diye düşünüyordum. Nereden bilirdim tek gollü maç olacağını. Ama maç tek gollü de olsa, yarım gollü de Premier Lig maçı golden öte bir şey. Ayrıca izledikçe City'e olan antipatim azalıyor. Belki 2 maçlarını daha izlersem nötr bir hal alabilir. City'de geçen haftadan tek fark Bellamy-Tevez değişikliğiydi. Sistemden, oyun kurgusuna kadar herşey aynı City'de.



Toure ve Dunne bu hafta daha uyumlulardı. Brigde ise takımın en zayıf halkası sanki. Bizim Volkan Yaman'ın İngiliz pasaportu sahibi sanki. Richards ise hali hazırda bence Premier Lig'deki en iyi iki 3 sağ bekten birisi. Hem topu iyi kullanıyor, hem de müdafadaki görevini aksatmadan yapıyor. Barry ile Ireland ise göbekte hoş bir ikili. Ireland zaman zaman ileri fazla çıkıyor, takım işte o zamanlarda Eric Geretsli Galatasaray oluyor. Tek ortasaha Barry kalıyor defansın önünde. Barry melek gibi adam, çıldırıp da bağırmıyor kimseye, geri gelin diye. Ama belki izlemek hoşuna gidiyordur arkadaşlarını, çünkü cidden keyif veren futbol var. Bu keyif veren futbol ile 17 dakikada Adebayor atıyor golü. Adebayor ve Tevez de garip bir ikili olmuşlar. Bu kadar çabuk uyum yakalamaları City için büyük avantaj. Wright Philllips ise Chelsea günlerinin acısını çıkarıyor sanki. Sağ kanadı sömürüyor resmen. Bugün maçın ilk yarısında aut çizgisinde attığı bir çalım vardı ki, rakip oyuncu olmak istemezdim. Şimd gelelim kişisel itirafa. Ben şahsen oldum olası Brezilyalı futbolcuları çok sevmem. Barcelonadaki o güzel günlerdeki Ronaldinho'yu ve son günlerini izleyebildiğim Romario'yu saymazsak öyle çok sevmem, izlemem. Robinho'yu da açıkcası Madrid günlerinde pek sevmezdim. Ama Robinho ne kadar şımarık ve zaman zaman kaçak da olsa, top ayağına yakışıyor ve yapışıyor. Ayrıca zaman zaman bizim Arda Turan ve ya Tuncay Şanlı gibi acayip arapasları atıyor. Efendim City keyif alıyor ve keyif veriyor. Ama bunun da bir bedeli var. Takım 5 kişi ile ataktayken kaptırılan toplar büyük tehlike oluyor. 45 ile 60 ve 72 ile 88 arası Wolves bastırdı ciddi ciddi. Kalede ise sebebini hiç bilmiyorum ama sanırım en sevdiğim 3 yabancı aktif kaleciden biri olan Given olmasa, sıkıntı doğabilirdi. City'nin defans bloğu ve onlara yardım eden Berry'nin müdafası çok iyi ama takım müdafasında eksikler var bu eksikler ilerleyen haftalarda sorun olabilir. Çok merak ediyorum 4 büyük kardeş ile ve Astonvilla, Fulham , Everton ya da Tottenham gibi gizli büyükler ile oynayınca ne yapacaklar? Bir cümle de Wolves için söyleyeyim. İyi takım , organize oluyor. Ataklara fişek gibi çıkıyorlar. Özellikle 17 numara Jarvis ile 10 numara Keogh çok etkililerdi.

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder