3 Mayıs 2009 Pazar

Beşiktaş - Fenerbahçe

Bugün(03.05.2009) saat 19:20 civarında esame listeleri bildirilip, kadroları televizyondan öğrendiğimiz sırada şampiyonluğa en yakın takım Beşiktaş'tı. İstisnasız bütün yorumcular Aragonnes'in defansın göbeğinde Gökhan Gönül'e şans vermesini eleştiriyorlar ve yorumlarını Beşiktaş'ın maçı kazancağı yönünde yapıyorlardı. Mustafa Denizli Bursa maçındaki 11 ile sahaya çıkıyordu. Aragonnes ise elindeki kalan futbolculardan kendi aklına en uygun 11’i sahaya sürdü. Beşiktaş 4 2 3 1 ile 4 3 3 arası bir sistemle ,Fenerbahçe ise 4 4 2 oynuyordu. Beşiktaş'ın kozları Holosko,Bobo,Tello ve Delgado Fenerbahçe de ise Guiza Semih ve belki Deivid. Ama bütün bu dizilişlerin ve oyuncuların ötesine geçen mantalite farkı oldu. Fenerbahçe sakin bir şekilde top çeviriyor , buna karşılık Beşiktaşlı futbolcular bırakın final paslarını ilk yarı boyunca 3 metre yakınındaki oyuncuya atamıyordu pasları. İlk yarıda 30. dakika gibiydi sanırım topla oynama yüzdeleri gösterildiğinde %69 a %31 Fenerbahçe üstündü. Beşiktaş bir türlü istediği baskıyı kuramazken bence Gökhan Zan'ın hatasına Rüştü de eşlik edince Guiza güzel bir aşırtma golu attı. İlk yarının golden sonraki kısmında Beşiktaş toparlanmaya çalıştı ve maçın ilk yarısı 1 0 geçildi. İkinci yarıya 2 değişiklikle başladı Mustafa Denizli. Delgado- Yusuf, Gökhan Zan- Cisse değişiklikleri oldu. Fenerbahçe ilk yarıdaki sade ve bol paslı oyununa devam etti, Beşiktaş ise Yusuf'un oyuna girmesiyle biraz daha fazla isabetli pas yapıyordu ama gene o baskıyı kuramadı bir türlü. Golü ararken Fenerbahçe kendisine göre sağ kanatta öyle paslarla dolu bir atak yaptıki Semih mükemmel bir gol attı. Golden hemen sonra ilk yarının kayıp kahramanlarından Holosko tamamen kişisel becerisi ile çok güzel bir gol attı. Sanırım zaten maçın en güzel yanı bütün gollerinin güzel olmasıydı. 64. dakikadan sonra ise Beşiktaş'ın hırslanıp baskı kurması beklenirken Beşiktaş ancak çılız ataklar geliştirebiliyordu. Maç 2 1 Fenerbahçe'nin galibiyetiyle bitti. Şimdi maçı biraz daha yakından inceleyelim.

Beşiktaş
Tello: Mustafa Denizli geldiğinden beri en güvendiği oyuncuların başında geliyor.Ama son 4 5 haftadır Tello eski formunda değil ve bu şampiyonluk yarışında takımını yalnız bırakıyor.

Delgado: 10 numara değil 5 numara değil, çalışkan bir ortasaha oyuncusu ama kendisinden beklenen liderliği bir türlü gerçekleştiremiyor.

Bobo: Özellikle Nobre'nin sakatlığından sonra biraz zorunluluktan da olsa takımın değişmezi oldu. Ama bir türlü Nobre kadar katkı sağlayamıyor takımına.

Yusuf: Geçen haftaki mükemmel golu ve genel olarak Beşiktaş'taki iyi performansını bu maçta yakalayamadı.Gene de takım içinde en düzgün pasları atan oyuncuydu.

Rüştü: İlk golde tartışmasız , ikinci golde ise biraz hatalıydı. Bu tecrübede bir kalecinin böyle hataları hala yapabiliyor olması çok şaşırtıcı.

Göhkan Zan.: Yıllardır bir sağlam bir sakat. Bunun da ötesinde 1. golde gösterdi ki Beşiktaş'ın stoperi değil. Böyle büyük maçları kaldıramıyor.

Serdar Özkan: 3. değişiklik hakkını o yönde kullandı Mustafa Denizli.Ama sahada var mıydı yok muydu belli değil.

Nobre: Sakatlığından beri gözler onu çok arıyor. Bir an önce takımındaki yerini almazsa Beşiktaş'ın kaybı büyük olcak.

Mustafa Denizli: Beşiktaş Mustafa Denizli ile ilk 6 sıradaki takımlar ile yaptıkları 8 maçın hiç birisini kazanamadı. Eğer ki bir takım şampiyon olmak istiyorsa bu maçlarda galibiyet almaları şart. Bunun ötesinde bugün ve daha önce de Bursa maçlarında Beşiktaş lider olma şansını yakaladı ve iki kırılma maçını da kazanamadı. Demek ki işler gözüktüğü kadar yolunda gitmiyor. Bugün Fenerbahçe'nin stoperinde Gökhan oynarken bir türlüGökhan'ı zorlayacak bir taktik veremedi Mustafa Hoca. Sürekli kendisine ikram edilen şampiyonluğu bir türlü yakalayamıyor Beşiktaş. Kalan son 4 haftada Sivaspor'a göre şansları %60 a % 40 geride bence , ama şampiyon olsalar bile bence bu başarıyı kalıcı kılmak için çok fazla çalışmaları gerek.

Fenerbahçe

Ali Bilgin: Sanki yıllardır sağ bek oynuyormuş ve haftalardır forma giyiyormuş gibi oynadı. Fenerbahçe takımında bu maçta alkışı hak edenlerden biriydi.

Selçuk: Benim izlediğim maçlar içinde Selçuk'un en çok ileri isabetli pas attığı maçtı. Teknik kapasitesi yüksek olmamasına rağmen bugün pas trafiğini iyi idare etti.

Guiza: Zaman zaman öyle goller kaçırıyor ve o kadar kötü maçlar çıkarıyor ki bizim ve herkes tarafından çok eleştiriliyor. Öte yandan attığı bir biririnden klas aşırtma goller de parmak ısırtıyor. Gerçi hala attığı bir gol 400.000 avro civarında olsa da gene de özellikle çift forvetli sistemde etkili oluyor.

Semih: Benim için tartışmasız Fenerbahçe’de ismi tahtaya ilk yazılacak isim ( evet Alex'ten bile önce) Attığı gol çok güzeldi. Onun ötesinde hava toplarını indirmesi ve attığı paslar en büyük özelliği. Onu izlemek bir Galatasaraylı olan bana büyük keyif veriyor.

Göhkan Gönül: Bugün hiç alışık olmadığı bir mevkide oynadı. Fazla sırıtmadı , çünkü onu çok zorlayacak baskıyı kuramadı Beşiktaş. Ama gene de günün iyi oyuncularındandı.

Emre Belezoğlu: Özellikle ligin 2. yarısında güzel maçlar çıkartıyor , bugün de oyunda kaldığı 50 dakika içinde iyi oynadı ama genel olarak bir futbolcuya yakışmayacak her şeyi yapıyor saha içinde.

Uğur Boral: Sanki kanat oyuncusu değilde Tuncay olmak istiyor. Ama onun enerjisinin yarısına sahip olduğu için pek iyi gözükmüyor. Geçen seneki gibi kanat oyuncusu olmaya karar verirse bu takımda iyi bir yedek olabilir.

Aragonnes: Fenerbahçe'ye geldiğinden beri en iyi maçını çıkardı antranör performansı olarak. İspanya'ya oynattığı bol paslı sistemin çok küçük bir modelini oynatmaya çalıştı ve başarılı oldu. Seneye kalacak mı gidecek mi konusu belki bu maç kaybedilse daha net bir cevap bulcaktı. Ama bence bu galibiyet ve hatta kazanılması muhtemel bir Türkiye Kupası bu cevabı daha da zor hale getirecek. Gitsin demek en kolayı , ama elinde 2 düzgün ortasaha oyuncusu olursa neler yapabilceğinin sinyallerini bugün verdi.

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder