14 Eylül 2009 Pazartesi

Hafta Sonu Neler Oldu Neler

12 Dev Adamı ve derbiyi geçiyorum genişçe yer ayırdığımızı düşünerek. Biraz bizim lig biraz da Avrupa Liglerine değinmek istiyorum.

Adebayor

Cumartesi koyduk hemen yazımıızı, ama olay büyüyor İngiltere'de. Ben şahsen bu gol sevinçlerine bu kadar karışılmasını çözebilmiş değilim. Koşarak gitti ve eski takımının taraftarlarıyla paylaştı gol sevincini. Şöyle de olabilirdi, maç Arsenal'in sahasında olabilir ve bütün Arsenal taraftarı Adebayor'u tahrik edecek ,ama küfürsüz tezahüratta bulunarak yapabilirdi bunu. O zaman taraftar ceza almayacaktı. Şimdi neymiş, tahrik etmiş taraftarı. Bence bunlara biraz daha geniş bakmak lazım. Sonuçta mesela ben Marquinhos'la dalga geçtiğimde, ya da o benimle dalga geçtiğinde, taraftar üst kurulu diye bir kuruluş gelip de beni cezalandırmıyor. Bir de bu olay ile alakasız ama , şu forma altı mesajlarına çok karışılıyor ve yanlış yapılıyor bence. Fowler eğer zamanında "Liman İşçilerinin Grevine" destek olmasaydı bu kadar büyük bir efsane olamazdı Liverpool tribünleri için.

Manchester United ve Manchester City

Aynı şehrin iki düşman takımı da yoluna dolu dizgin devam ediyor. Tottenham karşısında etkili oyunla 3 puanı aldı United. Maçın tamamını izlemedim, ama yaklaşık 60 dakikasını izledim. Marquinhos ile aramızda husumet yaratan iki oyuncudan birisi olan Anderson mis gibi gol attı. Adam fiziksizin kralı , çelimsiz ama acayip teknik bir adam. Ronaldo ve Tevez büyük kayıp ama Ferguson her zaman bu dönüşümleri çok başarılı yapıyor. Kimler geldi, kimler geçti, herkesin yeri doldu. ( Roy Keane ve Cantona'yı dahil etmiyorum buna). City ise biraz şansa biraz hakem ile kazandı. Ama gene de Mark Hughes büyük hoca olma yolunda emin adımlar ile ilerliyor. İlk ciddi sınavından galibiyet ile ayrılan taraf oldu, bakalım bu hafta Manchester derbisi ne olacak?

Birmingham-Astonvilla

Valla maçın stresinden midir, yoksa iki takımın da derbiyi kaybetmemek istemesinden midir bilinmez, gole kadar uyutan bir oyun vardı sahada. Ben de dün bir arkadaşımı ziyarete gittim, ev kalabalıktı, kızlar kendi arasında dedikodu yaparken, biz de 3 erkek maç izledik. Maç uyuttu, allahtan sohbet güzeldi. Agbonlahor attı golü, ama kimseyi yanıltmasın attığından fazlasını kaçırdı gene. İnceden bir Arıza Makakula tarzı bir adam. Eski dost Carew'i gördük bir de. O da çok kötü bir pas attı, takımını 2. golden etti. Bir de maçı izlediğim arkadaşlardan bir tanesi İsveçliydi, Sebastian Larsson hayranı. Kendisine İsveç'in Beckham'ı diyorlarmış ama ben bir numarasını göremedim dün. İzlemeye aldım ama kendisini.

İnter - Parma

Misafirlik uzayınca ikinci maça geçtik. Seria A'yı hiç izlemem normalde, sevdiğim iki üç takım vardır, ama nerede eski İtalya Ligi. Morinho gidince bir kıpırdama da olsa, Çince Premier Lig bile daha keyifli. İnter'de oyuncular kim daha çok gol kaçıracak diye yarışırlarken, Eto'o bu yarıştan sıkıldı ve inanılmaz güzel bir gol attı. Bolatelli ise akıllara zarar işler yaparak saç baş yoldurdu. Viera ise hiç yaşlanmıyor, sanırım 3 ayaklı olunca böyle oluyor bu işler.

İstanbul BŞB - Trabzonspor

Yaptım iddaa kuponlarını, beklemeye geçtim. İki maç kalmıştı, birisi İBB maçı diğeri Antep. Bir gün öncesinden mal gibi Atletico Madrid'den yatınca iyice gaza geldim. Gittiğimiz arkadaşın evinde Lig Tv yoktu, ama Spor Max vardı. Maçı alttan geçen yazılardan takip ediyordum. Önce Egemen attı diye yazdı. Doğaldır dedim, duran top olmuştur. 1 2 derken bir anda maç 4 1 oldu. Uzun süredir de iddaada güzel gidiyordum, bu hafta sonu zarar etmedim allahtah, Premier Lig kuponu yardımcı oldu. Ama gerçekten sonuç süprizdi benim için. Gerçi bir benim için değil, herkes için süpriz oldu. Neyse önümüzdeki bültenlere bakacağız.

Gençlerbiriliği - Eskişehir

Cumartesi akşamı Msn'den bir arkadaşımla bu maçı konuşuyoruz. Ben gene 0 2 çifte basalım diyorum, eleman bana Kahe diyor. Yok abi Kahe topçu değil diyorum, Gençlerbirliği maçından hatırladığım hareketlerinden ötürü. Sadece koşan bir insan hatırlıyorum. Ama gene bana inat atıyor 2 gol, hatta bir de kendi kalesine atarak tersten hat-trick yapıyor.

Necati Ateş ve Semih Şentürk

Bizim tribün ve kulübün aksine ben Necati'yi çok severim. Yalnız işte bülbülün çektiği dili belası misali, aforoz edildi takımda. Eh bari İspanya falan sürgüne gönderilceğine İBB'de devam ettirilseydi. Neyse sonunda Antalya'da oynuyor ve golünü attı. Valla biliyorsunuz hala ben bu oyuna inceden romantik bakıyorum ve gönülden istiyorum Necati bize gol atsın. Dönsün sonra Adnan Sezgin'e öpücük yollasın.

Semih Şentürk olsam bavulumu toplar, Deivid'in forvet oynadığı takımda kalamayacağım kusura bakmayın derim. Dün Marquinhos'a söyledim hem hak verdi, hem de "Abi Santos da milli takımda oynadığından dinlendirildi, hadi bu hafta da böyle oldu diyelim" dedi. Valla Semih melek gibi adam, ben olsam elime odun alır, önce Guiza'yı döverim. Dün ne kadar kötü bir Guiza vardı sahada. Fenerbahçe medyası ilk hafta hemen kral yaptılar "Küçük Emrah'ı". Gene kayıplarda. Semih'i ise yedek tuta tuta , özgüvensiz ve formsuz bir hale getiriyoruz. Semih'i oynatmamak bence sadece Fenerbahçe'ye değil Türk futboluna ihanettir. Ya beyler Kezman bile oynadı bu takımda, bir sezon da Semih'e 30 maç forma verecek bir insan çıkmayacak mı acaba ? Yoksa genç Semih 30 yaşına geldiğinde "Botoks" mu yaptıracak hala genç kalmak için?

Yarına az kaldı, bir aksilik olmazsa fotoğraf makinemle ManU maçını tribünde izleyebileceğim. Diyeceksiniz ne cins adamsın git kendi takımını izle, ama inanın bu adi Biletix yüzünden derbiye bulamadım bilet. Bakalım Galatasaraylı olduğumu çaktırmadan maçı bitirip, postu deldirmeden derbiyi bildirebilcek miyim sizlere?

Maradona

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder